İlac Alerjisi Nedir

İlaç Alerjisi Nedir
İlaca bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonunun Immunglobulin (Ig) E ya da T hücre aracılı kesin, gösterilmiş bir immunolojik mekanizmayla meydana gelmesi ilaç alerjisi olarak tanımlanır (20). Çocukluk yaş grubunda ilaç alerjisi sıklığı ile ilgili kesin bir rakam vermek zordur. Geniş popülasyonda yapılan çalışmalarda hastaların kendi beyanları doğrultusunda bir rakama ulaşılsa da; bu hastalarda gerçek ilaç alerjisi sıklığını belirlemek için gerekli testler yapılmadığından net bir sonuç vermek mümkün değildir. Bunla beraber ilaç alerjisi reaksiyonlarının tüm TIR’ların %10’undan daha azını oluşturduğu söylenebilir.
İlaçların İmmun Sistem Tarafından Tanınması
Teröpatik ajanların nasıl immun sistemi aktive edebildikleri hala cevaplanması gereken bir sorudur (22). Antijenin immunopatolojik mekanizmaları aktive edebilmesi için stabil ve tercihen multivalan bir formda sunulması gerektiği daha 1940’lı yıllarda öne sürülmüştür (23). Büyük moleküler ağırlıklı ve çeşitli epitoplar içeren bazı ilaçlar bunu sağlayabilir. Yine az sayıdaki ilaçlar, tek epitopun multipl tekrarı sonucu efektör fazda IgE’nin çapraz bağlanmasını direkt gerçekleştirebilir. Bu konuda en iyi çalışılmış örnekler süksinil kolin ve nöromüsküler bloke edici ilaçların yapısına giren dört parçalı amonyum epitoplarıdır (24-26). Çoğu ilaç ise görece küçük yapıları nedeniyle tek başlarına bir immun yanıtı başlatamazlar. Bu ilaçların tam bir multivalan antijen olarak davranabilmeleri için öncelikle serumda ya da dokuda yer alan daha büyük yapıdaki taşıyıcı proteinlerine kovalant bağla bağlanmaları gerekir. Bu işleme haptenizasyon denir ve ilaçlar da hapten olarak davranırlar. Ağırlıkları 1000 Daltonun altında olan penisilinler haptenlere iyi bir örnektir. Bu işlemin sonrasında ortaya çıkan immun yanıt hümoral (spesifik antikorların üretimi ile), hücresel (spesifik T hücrelerin gelişimi ile) ya da her ikisi şeklinde olabilir. Küçük moleküler ağırlıktaki bazı ilaçların doğal hallerinde reaktif olmadıkları için enzimatik olarak ya da spontan parçalanmayla reaktif ara ürünlerine dönüştürülmeleri gerektiği ve ancak bu şekilde proteinlere bağlanabilecekleri gösterilmiştir. Bu konuda öne sürülen hipoteze prohapten hipotezi denmiş ve klasik hapten hipoteziyle bir ortak yol bulunması amaçlanmıştır (29-32). Bu hipoteze örnek olarak sulfametaksazol verilebilir. Bu arada oluşan ara ürünlerin tam kimliklerinin sıklıkla bilinmediği ve bunun da ilaç alerjisi tanısında doğru tanısal testlerin gelişmesini zorlaştırdığı gözönünde tutulmalıdır.
Bu konuda bir diğer mekanizma immun reseptörlerle farmakolojik etkileşmeyi ele alacak şekilde yakın zamanda tanımlanmıştır ve kısaca p-i konsept olarak ifade edilmektedir. Îlaç alerjisi gelişimi konusunda hapten hipotezinden faklılık taşımaktadır. Bu yaklaşım, ara ürünlerin oluşmasını ya da haptenizasyonu gerektirmemektedir. Îlaç T hücre reseptörüne non kovalan bağla bağlanır ve majör histokompatibilite kompleksi reseptörü aracılığıyla bir immun yanıtın gelişimini sağlar. Hafıza ve efektör T hücrelerinin direkt uyarılması söz konusu olduğundan daha önceden bir duyarlılaşma gerektirmez. Bu yönüyle süperantijen konseptini andırmaktadır. Îlaçlara karşı allerjik reaksiyonların ne oranda p-i; ne oranda hapten mekanizması ile geliştiği ise net değildir.