Bir
çok çalışmada sigara içen kişilerin içmeyenlere kıyasla daha düşük ağırlık ve
vücüt kitle indeksine (VKİ) sahip olduğu rapor edilmiştir. Ancak kesitsel
çalışmalar sigara içenlerin düşük vücut ağırlığına sahip olmasına rağmen hiç
sigara içmeyen veya eskiden içen bireylere göre daha az yemek yemediklerini,
sigara içenler ve içmeyenler arasında enerji alımı açısından fark bulunmadığını
göstermiştir (69). Sigara ile fiziksel aktivite arasındaki ilişkiyi
değerlendiren bir çalışmada ise sigara içenlerde sigara içmeyenlere kıyasla
anlamlı derecede daha az fiziksel aktivite (spor, boş zaman aktivitesi ve
aerobik aktivite) seviyesi olduğu ancak vücut yağ oranının daha düşük olduğu
rapor edilmiştir.
Sigara
içen kişilerin düşük ağırlıkta olması nikotinin metabolik özellikleri ile
açıklanmıştır. Nikotin, metabolizmanın hızlanması ile sonuçlanan hormonların
salınımını uyarmaktadır. Ayrıca, çalışmalar artan nikotin alımı ile yağ
oksidasyonunun arttığını göstermiştir ki nikotin adipoze doku metabolizmasını
etkileyerek daha az yağ depolanmasına neden olmaktadır. Bu nedenlerle beklenen
sonuç, yüksek tütün alımının düşük VKİ’i ile sonuçlanmasıdır. Ancak bazı
çalışmalar, nedeni iyi anlaşılamamasına rağmen, günlük içilen sigara miktarı
arttıkça fazla kilolu olma riskinin de arttığını bulmuşlardır.
Bazı
hipotezlere göre de nikotin kendiliğinden yağ birikimine yol açabilmektedir.
Yapılan çalışmalarda sigaranın insülin direncine yol açtığı ve insülin
direncinin merkezi yağ birikiminin artmasına neden olduğu bulunmuştur. Bir
yandan, sigara içen kadınlar içmeyenlere göre düşük vücut ağırlığı ve VKİ’ne
sahipler. Diğer yandan düzenli sigara içenler içmeyenlere göre daha büyük bel
çevresine ve bel-kalça oranına sahip olma eğilimindeler. Bu sonuç sigara
içmenin abdominal yağ birikimi lehine olabileceğini düşündürmektedir. Ek olarak
sigara içenler arasında içilen sigara miktarı direkt olarak bel çevresi (BÇ) ve
VKİ ile ilişkili bulunmuştur.
Carol
Clair ve ark., yaptığı bir çalışmada, sigara içenlerin içmeyenlere göre bel
çevresi, vücut yağ oranı ve VKİ daha düşük bulunmuştur. Sigara içenler kendi
aralarında kıyaslandığında bel çevresi ve vücut yağı günlük içilen sigara
miktarı ile artmıştır. Sonuç olarak sigara içenler arasında özellikle
kadınlarda günlük içilen sigara miktarı arttığında BÇ, vücut yağı ve VKİ’ si
daha yüksek bulunmuş. Günlük içilen sigara miktarı her iki cinsiyette de
abdominal obezite ile ilişkilidir, ancak günlük içilen sigara miktarı ile vücut
yağı arasındaki ilişki sadece kadınlarda istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur.
Sigaranın
anti-östrojenik etkisi olduğu bilinmektedir. Cinsiyetler arasındaki bu
farklılığın sigaranın anti östrojenik etkisinin kadınlarda erkeklere göre daha
güçlü olması ile açıklanabilmektedir (54). Genetik etkiler kişilerin vücut
kompozisyonu ve yağ dağılımında rol oynamaktadır (56). Ayrıca cinsiyet
hormonlarınında cinsiyetler arasında farklı yağ dağılımında (bel ve kalça
oranında) rol oynadığı bilinmektedir. Sigara içme kadın ve
erkeklerde abdominal (santral) yağ birikiminin artması ile ilişkilidir. Tam mekanizması belli olmamakla beraber, sigaranın vücut yağı tipine
etkisinin cinsiyet hormonları aracılığı ile olabileceği ve sigara içmenin
kadınlarda androjenik etki yarattığı düşünülmektedir. Erkeklerde
yağ birikimi santral bölgede (android obezite) olma eğilimindeylen
pre-menopozal kadınlarda yağ birikimi sıklıkla gluteo-femoral bölgede
(gynaecoid obezite) deri altı yağ birikimi olma eğilimindedir (69). Sigara içen
kadınların içmeyen kadınlara göre testesteron seviyesi daha yüksek ve östrojen
seviyesi daha düşüktür. Testesteron seviyesi yüksek olan kadınların bel-kalça
oranları daha yüksektir. Çünkü testesteron yağ hücrelerinin bel
çevresinde toplanmasına neden olurken kalça çevresinde toplanmasına engel
olmaktadır.
Sigara
içen kişilerin aynı zamanda daha fazla sağlıksız yaşam tarzına sahip olduğu
belirlenmiştir. Örnek olarak fiziksel aktivite azlığı ve/veya yokluğu,
sağlıksız yeme alışkanlığı ve fazla alkol tüketimi verilebilir. Özellikle bazı
sağlıksız alışkanlıklar sigara içenlerin kilo alma ve karın bölgesinde yağ
birikiminin arttığını açıklamaktadır.