KHA; kronik inflamasyonlar, inflamatuvar hastalıklar
ve kanser ile ilişkili, hafif ya da orta derecede anemiye neden olan klinik bir
durumdur. Genellikle normokrom normositerdir, fakat ağır olgularda, hipokrom
mikrositer şeklinde görülebilir. Serum ve kemik iliğinde ölçülen ferritin
düzeyi normal ya da yüksek olmasına rağmen; azalmış serum demir ve demir
bağlama kapasitesi ile karakterizedir. Hastanede yatan hastalarda en sık
görülen anemi tipidir ve genelde kronik immün aktivasyonu artıran hastalıklarla
ilişkilidir.
KHA’sinin oluşmasında birbiriyle ilişkili, temelde
üç olmak üzere, beş mekanizma rol oynar. Bunlar; azalmış eritrosit ömrü,
azalmış eritropoietin (EPO) sentezi, inflamatuvar sitokinlerin rolü, demir
transferin blokajı, azalmış kemik iliği yanıtıdır.
Azalmış eritrosit ömrü IL-1 ve TNF-a seviyesinin
artmasına bağlıdır. Eritrosit yarı ömründe hafif bir azalma olması dahi;
eritropoezin suprese olduğu durumlardahemoglobin konsantrasyonunda azalmaya
neden olur (132). Romatoid artritli anemik hastalarda IL-1 seviyeleri ve
eritrosit ömrü arasında bir ters ilişki saptanmıştır (136) ayrıca bu hastaların
kemik iliği örneklerinde TNF-a ve IL-6’nın arttığı gösterilmiştir. TNF-a
düzeyleri ile anemi derecesi koreledir (132). Bu sitokinler eritropoetin
cevabını köreltir ve azalmış eritropoetin seviyeleri primitif eritrositlerin
hemolizine neden olur. Bu hipotezler KHA’de eritrosit ömrünün kısalmasını
açıklayabilir.
Dolaşımda bulunan IL-1 ve TNF-a’nın artışı, ferritin metabolizmasına etki ederek demir mobilizasyonu ve
yararlanımını azaltır. Bu moleküller ferritin ekspresyonunu artırır; bu nedenle inflamasyon durumunda ferritin düzeyi de artar (138,139). İnflamatuvar durumlarda,
sitokinler ve akut faz proteinlerinin olaya dahil olmasıyla; makrofaj ve
monositlerde biriken demir arttığı, ve bu demir hemoglobin sentezinde
kullanılamadığından aneminin görüldüğü bilinmektedi. IL-6
karaciğerden sentezlenen ve demir metabolizmasında önemli rolü olan hepcidin
molekülünün oluşumunu stimüle eder. Hepcidin; makrofajlardan demir emilimi ve
salınımını azaltarak hipoferremiye neden olur. Bu durum da; eritropoezi bozarak
anemiye neden olur. Sitokinler ve akut faz proteinleri, diğer bilinmeyen
mekanizmalarla da demir yararlanımının azalmasına yol açar.
IL-1, TNF-a, IFN gibi sitokinler, hematopoeze direkt
inhibitör etki gösterebilirler fakat bu durumun klinik üzerine etkisi net
değildir. Bu sitokinlerin ferritin üzerine antiproliferatif etkilerinin de olduğu bilinmektedir. Bazı
çalışmalarda IL-6’nın kök hücreler üzerine direkt inhibitör etkilerinin olduğu
ve bunların hepcidin metabolizması üzerinden olduğu gösterilmiştir.
IL-1, TNF-a, ve transforming growth factor-P
(TGF-P) aynı zamanda eritropoetin üretimini inhibe
ederek kemik iliğinin eritropoetik cevabının azalmasına neden olur. IL-1, TNF-a
ve INF-y aynı zamanda toksik radikallerin gelişimini artırarak, eritroid öncül
hücrelerin eritropoetine cevabının azalmasına ve ayrıca INF-y eritroid öncül
hücrelerinin apopitozuna ve reseptör üretiminin baskılanmasına da yol açar.
Birçok sitokin ve kemokinler hematopoeze etki
ederek, KHA’de anahtar rol oynarlar. Anemik hastalarda artmış sitokinler birçok
klinik çalışmada gösterilmiştir.