Birçok fizyolojik, ruhsal ve çevresel etken uykunun
kalitesini ve süresini bozar. Bu etkenler aşağıdaki başlıklarla incelenebilir:
Yaş: Yaşamın erken dönemlerinde zamanın çoğu uykuda
geçer. Ancak, yaşın ilerlemesiyle birlikte uyku gereksinimi de azalır. Yaşlılar
gençlere göre uykuya dalmada daha fazla zamana gereksinim duyarken, gece daha
çabuk ve sık uyanırlar. Normalde yetişkinlerde ortalama 10-30 dakika olan
uykuya dalma süresinin yaşlılarda 1 saat veya daha uzun sürdüğü bilinmektedir.
Cinsiyet: Yapılan araştırmalarda erkeklerin kadınlara oranla daha az uyku düzeni
bozukluğundan yakındıkları saptanmıştır. İsveç halkının geneli üzerinde yapılan
bir araştırmada kadınların erkeklerden daha uzun süre uyumalarına rağmen,
erkeklere göre daha fazla uyku problemi yaşadıkları görülmüştür.
Hastalık: Hastalıkların fizyolojik ve psikolojik etkileri uyku ritminin kalitesini
ve miktarını bozar. Genellikle ağrıya neden olan, fiziksel rahatsızlıklar
yaratan ya da morali etkileyen ve anksiyete, depresyon gibi problemlere yol
açan çoğu hastalık uyku problemlerine neden olmaktadır. Bunlar başlıca, astım,
anjina, konjestif, kalp yetmezligi, duodenal ülser, reflü, diabet, beslenme
sorunları, fiziksel travmalar, enfeksiyonlar, tümörler, karaciğer ve böbrek
yetmezlikleri, çeşitli kaşıntılı durumlar, mizaç bozukluğu, bipolar bozukluk,
majör depresyon vb.’dir.
Alkol ve Diger Uyarıcılar: Alkol, geceleri sürekli uyanma ve uykuya dalmada
güçlük yaşama durumları oluşturmaktadır. Bu durum uyku evreleri arasındaki
geçişlerin artmasına, NREM Evre 3 ve REM uykusunda azalmaya neden olur. Ayrıca
alkol ister seyrek ister kronik şekilde alınsın uykuda gelen solunum bozukluklarını
artırmak suretiyle uykuyu bozabilir.
Sigara içme, çay, kahve, kakao, çikolata gibi kafein
içeren içeceklerin fazla miktarda alınması uykuya dalmayı zorlaştırır ve
bireyin gece uyanmasına neden olabilir.
İlaç Kullanımı: Bazı ilaçların kullanılması uykunun kalitesini bozduğu gibi uyku için
önerilen bazı ilaçlar da yaralarından çok yeni problemlere neden olabilirler.
Sedatifler, hipnotikler, antidepresan ve amfetaminler REM uykusunu etkiler, gün
içinde aşırı uyuşukluk, enerji azalmasına neden olurlar. Diüretikler, digoxin
ve beta blokerler bireylerin sık sık uyanmasına neden olabilir.
Yasam Biçimi: Bireylerin yaşam biçimi uyku düzenini ve uyku kalitesini etkiler.
Bireyin çalışma şekli özellikle vardiya seklinde ise, değişen uyku programına
uyum sağlaması zordur. Gece çalışan bireylerde bir-iki hafta sonra biyolojik
saatte kayma olur.
Egzersiz ve Yorgunluk: Gün içerisinde gerçekleştirilen fiziksel egzersiz
bireyin yorulmasına ve çoğu kez daha kolay uykuya dalmasına neden olmaktadır.
Sürekli spor yapanlar daha iyi uyurlar. Fakat düzensiz yapılan egzersizler ise
uykunun bozulmasına neden olur.
Anksiyete ve Stres: Günlük
yaşamdaki anksiyete ve stres uykusuzluğun en sık rastlanan sebebidir. Stres
içindeki birey gereksiniminden daha fazla uyuma eğilimi gösterir. Anksiyete ve
stres nedeniyle REM süresi azalır.
Diyet: Belirli yiyecek ve içeceklerin alımının uykuyu etkileyeceği
bilinmektedir. Aşırı ve ağır yemek, çikolata, kola, çay, kahve, yetersiz
protein alımı uyku düzenini bozar.
Çevre: Çevre, kimi zaman uykuya yardımcı, kimi zaman uykuyu engelleyen bir
etmen olarak karşımıza çıkar. Gürültü uyku ile yakından ilişkilidir. Gürültülü
ortamda uyku yüzeyseldir, uyku süresi azalır. Oda sıcaklığı da uykuyu etkiler.
Oda sıcaklığının 24 °C’den fazla olması sık uyanmaya ve REM uykusunda azalmaya,
12°C’den düşük olması da görülen rüyaların içeriğinin olumsuz olmasına neden
olarak uykunun kalitesini bozar.
Yatılan yatağın boyutu, sertliği, tek ya da çift
kişi ile yatmak da uyku kalitesini etkileyen etmenlerdir.