Noninvaziv pozitif basınçlı ventilatörler, solunuma
hava yoluna basınçlı gaz vererek katkıda bulunurlar, bu şekilde transpulmoner
basınç artar ve akciğerler şişer. Arkasından oluşan ekshalasyon akciğerlerin
elastik tepki gücü (elastik recoil) ve bazen de ekspiratuar adalelerin aktif
kasılma gücü katkısı ile olur. İMV ve NPPV arasındaki temel fark, NPPV’de
gazın bir maske ile verilmesidir. NPPV’nin açık solunum devresi, ağızdan veya
maske etrafından hava kaçakları oluşmasına izin verir. Bu nedenle, NPPV’nin
başarılı olabilmesi için, ventilatör sistemi bu hava kaçaklarını etkili bir
şekilde kompanse edebilmeli, konforlu ve hasta tarafından kabul edilebilir
olmalıdır.
Ara bağlantı (interface): Ventilatör borularını yüze
bağlayan parçalardır, bunlar NPPV esnasında basınçlı gazın üst hava yoluna
girmesini kolaylaştırır. Mevcut ara bağlantılar arasında, nazal ve oronazal
maskeler ve ağız parçaları sayılabilir.
Nasal maskeler: Standart nazal maske, üçgen veya
koni şeklinde, şeffaf, plastik, burna tam oturan ve yumuşak bir basınçla hava
akımı oluşturan bir aygıttır. Standart nazal maske hava akımı oluştururken,
burun köprüsü üzerinde oluşan basınca bağlı ciltte irritasyon, kızarıklık,
bazen de ülserasyonlar oluşabilir. Bu komplikasyonu azaltmak için alın destekleri
kullanılabilir. Maskeyi yerinde tutmaya yarayan elastik bantlar da hasta
konforu açısından önemlidir ve değişik şekilde olanları mevcuttur. Bant,
cinsine göre ara bağlantıya 2-5 noktadan bağlanabilir. Çok noktadan bağlantı
stabiliteyi arttırmaktadır. “Velkro” bağlantılı bantlar popülerdir ve bantla
elastik kepin birleştirildiği bağlantılar kaymayı ve düğümlenmeyi azalttığı
için hastalar tarafından tercih edilmektedir.
Başka bir nazal ara bağlantı da burun yastığıdır,
bunlar yumuşak lastik veya silikondan yapılır ve burnun üzerine oturur. Burun
köprüsünde basınç oluşturmadığından, standart maske kullanırken burnunda
ülserasyon gelişen kimselerde faydalıdır. Kütlesi daha küçük olduğundan
klostrofobik bazı hastalar tarafından da tercih edilmektedir.
Oronazal maskeler: Oronazal ya da tüm yüz maskesi
burnu ve ağzı aynı anda kaplar. Genellikle ASY’de kullanılır, ancak kronik
uygulamalarda da faydalı olabilir. ASY’de NPPV’yi araştıran çalışmaların
yarısında oronazal maske kullanılmıştır. Kronik kullanımda, hastalar burnun ve
ağzın aynı anda kapatılmasına itiraz edebilirler, aynı zamanda ventilatör
bozulduğunda veya elektrik kesildiğinde maskeyi çıkartamayacak durumda olan
hastalarda asfiksi riski vardır. Oronazal maske yemeyi, konuşmayı ve
ekspektorasyonu etkiler, klostrofobik reaksiyonlar görülebilir, nazal maskeye
kıyasla aspirasyon ve yeniden soluma riski daha fazladır. Bunun yanında nazal
maske soluması esnasında ağzından çok kaçak olan kişilerde oronazal maske
tercih edilir. Oronazal maskelerdeki son gelişmeler, daha iyi yüze oturmasına
izin vermekte, bazılarında da cihaz bozulduğunda bantlar hemen çözülebilmekte
ve antiasfiksi valfleri devreye girip yeniden solumayı önleyebilmektedir. Bu
gelişmeler oronazal maskelerin kronik hasta grubunda kullanımını da
arttırmaktadır. Şeffaf plastikten yapılmış yeni bir maske de, yüzü çepeçevre
sarıp yüz oluşumları üzerinde direkt basıncı engelleyebilmektedir. Oldukça
konforlu, ancak pahalı olan bu maskede yeniden soluma (rebreathing) da fazla
olmakta ve karbondioksit atılımı nispeten az olmaktadır. Ayrıca, bütün kafayı
boyundan itibaren içine alan, miğfer denilen yeni maskeler de kullanıma
girmiştir.
Nazal veya oronazal maskenin etkinliği, stabil
hiperkapnik veya restriktif torasik hastalığı olan 26 hastada kontrollü bir
şekilde araştırılmıştır. Nazal maske daha konforlu bulunmuş, ancak muhtemelen
hava kaçağı daha fazla olduğu için parsiyel karbondioksit basıncını (PaCO2)
düşürmede daha az etkili olmuştur. Bu sonuç, birçok uzmanın inandığı, akut
durumlarda oronazal maskenin tercih edilmesi inancını desteklemektedir.
Dispneik hastalar ağızdan solurlar ve nazal maske kullanımında hava kaçağı
artıp verimlilik düşer. Ancak her iki maske kullanıldığında da alınan
verimlilik sonuçları birbirine yakındır.
Ağız parçaları: Ağız parçaları günde 24 saate kadar
kronik solunum yetmezlikli hastalara destek vermek için 1960’lı yıllardan beri
kullanılmaktadır. Ağız parçasının basit ve ucuz olma avantajı vardır. Özel,
hastaya göre üretilen ağız parçaları da bazı merkezlerde bulunmaktadır. Vital
kapasitesi çok düşük çok sayıda nöromusküler hastada, bu ara bağlantı
kullanılmaktadır. Nazal burun kaçağı olabilmekte, ancak tidal volüm
arttırılarak veya burun delikleri kapatılarak bunun önüne geçilebilmektedir.
Ağız parçası sayesinde bazı tetraplejik hastalar trakeostomiden NPPV’ye
geçebilmişlerdir. Başarılı bir NIMV servisi verebilmek için mümkün olduğu kadar
çeşitli maskeyi bulundurmak şarttır, değişik yüz şekillerinde farklı maskeler
ile verim alınabilmektedir.