Yalnızlık bireyin bütün kaynaklarını içeren insan
yaşamının bir boyutu, bireye özgü bir şeydir. Yalnızlık, güç sabır ve devam
ettirme ister, kişiye dünyanın çıplaklığını hissettirir. Yalnızlık deneyimi
kişinin kendi içine bakmasına yardım işlevine sahiptir. Bu işlev kişinin
büyümesi, olgunlaşması ve diğerlerinden elde ettiği daha derin ve yaşamsal bir
duygudur Yalnızlık uzun dönemde pozitif fonksiyonlara sahip olabileceği gibi
negatif etkilere de sahiptir. Hemşireyi ilgilendiren kısmı ise yalnızlığın
potansiyel hareketsizleştirme kısmı olan yalnızlık anksiyetesi ve varoluşsal
yalnızlıktır
Varoluşsal yalnızlık, hastalık tehdidi ve psikolojik
kaynaklı olmak üzere iki ana kısımdan oluşmaktadır. Hastalık tehdidi, biyolojik
bütünlüğü tehdit ederek gerçek bir deneyim olup, kısmi ya da yaşamın kendisini
kaybetmeyi içerebilmektedir. Hastalık, güvenli ve bildik durumdan ayrılıktır,
Psikolojik kaynaklı varoluşsal yalnızlık, kişinin
diğerlerinden ayrıldığında meydana gelir. Bu ayrılık üç kısmı içerir. Diğer
insanlarla olan ilişkilerden ayrılık, vücudundan ayrılık, kendinden ve diğer
fikirlerinden ayrılığı kapsamaktadır.
Yalnızlık anksiyetesi, yalnız kalma korkusunu
anlatır. Hasta sadece bilinmeyeni yaşaması gerektiğini anlar. Yalnızlık
endişesi ortamda yalnızlık korkusu ve gelecekte de yalnız kalma korkusunu
içermektedir. Hastalar yalnızlık anksiyetesini yenmek için ilişki kurmaya
çalışır. Bunu doğrudan ya da gruplar aracılığıyla ortaya koyabilir