Genellikle 5-7 yaş arasında görülür. Okul çağı çocuklarında
sıklık %1-6 iken ergenlik döneminde sıklık azalır ve erişkinlik döneminde %1’in altına düşer. Uyku terörü tanısı alan çocukların
birinci derece akrabalarında parasomnia tabloları görülme riski 10 kat daha
fazladır. Her iki cinsiyette eşit orandagörülür.
Uykunun ilk saatlerinde, gecenin ilk 1/3’lük kısmında ortaya çıkan çığlık atma ve ağlamanın eşlik
ettiği, yoğun korku ile birlikte pupil dilatasyonu, terleme, taşikardi ve
takipne gibi otonomik belirtiler ve davranışsal değişikliklerle karakterize gürültülü
bir tablodur. Başlangıçtan sonra çocuk konfüze ve ajitedir. Genellikle 15
dakika içinde tam bir uyanıklık hali oluşmadan tablo yatışır ve ertesi sabah çocuk
bu tabloyu hatırlamaz. Böyle çocukların çoğunda EEG normaldir.
Uykuda kabus bozukluğu, epilepsi ve SSS’nin organik hastalıkları ayırıcı tanıda akılda
tutulması gerekli hastalıklar arasındadır.
Tedavide yatak odasının güvenliğinin sağlanması gibi
genel önlemlerin yanında özellikle imipramin olmak üzere antidepresanların
yararlı olduğu bildirilmiştir.
Uyurgezerlik
NREM uykusu sırasında, özellikle gecenin ilk 1/3’lük kısmında ortaya çıkan ani motor aktivite ile
karakterize bir tablodur. Yaygınlığı %2.5-5 dolaylarındadır. Çocukların %25-30’unda uyurgezerlik görülür. 5 yaş civarında başlar,
12 yaş civarında en yüksek görülme sıklığına ulaşır. 15 yaşından sonra
genellikle geçer. 18 yaşından sonra başlaması nadirdir. Cinsiyetler arasında görülme
sıklığı açısından fark yoktur. Çocukların aile üyelerinin %80’inde uyurgezerlik ya da uyku terörü olduğu tespit
edilmiştir.
Uyurgezerlik epizotları yatakta oturmayla başlar ve
karmaşık motor hareketlerle devam eder. Çocukta anlamsız yüz ifadesi, çevreye
ilgisizlik ve uyandırılmaya karşı tepkisizlik vardır. Hareketler amaçsız fakat
organizedir. Epizod genellikle 10 dakika sürer ve çocuk yatağına dönüp tekrar
uykuya devam eder.
Uyku teröründen çığlık atma ve yoğun otonomik cevabın
olmaması ile ayırt edilir.
Oda düzenlemesinin yapılması, çocukta utanç ve
anksiyete oluşturmamak için gündüz bu olaydan bahsedilmemesi, ailelerin endişelerinin giderilmesi, ergenlik döneminde büyük oranda azalıp
geçeceğinin söylenmesi önemlidir. Epizodun meydana geldiği saatten önce çocuğun
uyandırılması ve imipramin tedavisi yararlı olabilmektedir.
Kabus
Genellikle REM döneminde, gecenin son üçte birlik kısmında
uyanmaya yol açan korkutucu düşler ile karakterize bir bozukluktur. Genel popülasyonda
yaygınlığı %5’tir. En
sık 3-5 yaş arasında görülür. Bu yaştaki çocukların %10- 50’sinde çevrenin fark edeceği şiddette kabuslar görülmektedir.
7-11 yaşlarında sıklığı giderek azalmaktadır. Sık sık uyanmalar ve kabus görme
endişesi nedeniyle insomnia ile beraber olabilir. Rüyaların içeriği çocuk tarafından
hatırlanır. Uyku terörü ile karıştırılabilir. Gecenin son üçte birlik kısmında
görülmesi, kişinin kolay uyandırılabilmesi, uyandırıldığında bilincin açık
olması, korkudan dolayı tekrar uyumak istememesi, olayın ertesi gün hatırlanması
gibi özelliklerle uyku teröründen ayırıcı tanısı yapılır.