Televizyon ve Bilgisayar Goz’e Zararlari

Televizyon bilgisayar kadar zararlı değil

Televizyon gerçekten zararlı mı bilgisayar gibi?

Bilgisayar ve televizyonun yaydığı bir radyasyon var, bunda hiç şüphe yok. Bu yüzden yakından seyretmemek gerekiyor. Göz açısından bilgisayarın zararı, kuru göz yap­ması ve radyasyon yayması. Televizyonun da benzer etkisi var, fakat görme bozukluklarını artırır diye bir şey yok. Sadece var olanı ortaya çıkarır. Fark etmemizi sağlar bir bakıma.

Aslında iyi bir etki, değil mi?

Kötü değil. Şöyle söyleyeyim: Televizyona baktığımız zaman ayrıntıları görmeye çalışıyoruz. Bize sürekli olarak küçük birtakım ayrıntılar, küçük şekiller ya da silik şekil­ler gözüküyor. Dolayısıyla onları görmeye çalışıyoruz. Eğer aynı kişi çoban olsaydı, o zaman onun görmesi gere­ken şekiller çok büyük olacağı için astigmatını, miyobunu ya da hipermetrobunu, hiçbir zaman fark etmeyebilirdi. Ama televizyonla fark ediliyor.

O zaman, her evde bir televizyon olmalı mı?

Her evde bir televizyon olmalı diyemeyeceğim, ama te­levizyon sebep oluyor da diyemeyeceğim. Televizyon var olanın ortaya çıkmasını ve gözlüğe ihtiyaç duyulmasını sağlıyor. Örneğin bir çobanın astigmat için gözlük kullan­masına ihtiyacı yoktur.

Neden?

Zaten hep büyük şekillere bakıyordun İhtiyaç farklı bir şey. Örneğin annenizin belki miyobu var, ama hiçbir za­man araba kullanmadığı için gözlüğe ihtiyaç duymamış olabilir. Dolayısıyla, biz onun miyop olmadığını varsayı­yoruz, ama miyop gerçekten orada mıdır? Oradadır. O miktarda olur muydu, belki çoban olsaydı olmayabilirdi. Çünkü uyum yapmadı. Uyum da artırıyor.

3 derece bir gözlüğe ihtiyaç duymayabilir mi?

Duymayabilir. Çünkü araba kullanmıyordun Görmesi gereken mesafe daha küçüktür. Dolayısıyla, gereksinme ile var olan arasında fark var, yani ihtiyaç da çok önemli. Neye ihtiyacı var? Çünkü biz daha kaliteli bir yaşam için bunu anlatıyoruz. Ama eğer çocuğun kayması varsa, derecesi 3 ise, 3 derecenin 3'ünü de kullanacaktır, çünkü onun ihtiyacı olan şey, sadece görmek değil, kaymanın da düzeltilmesidir.

Göz kaymalarına ve şaşılığa gelmeden önce son bir şey soracağım. Göremiyordum, göremeyen çok sayıda miyopiler gibi. Ama gözlüğümü takmadığım zaman duyamı-yordum da. Araştırdığımda, göz ve işitme hafızasının var olduğunu öğrendim. Göremeyen bir insanda işitme pekişi­yor demiştik. Oysa ben bana yaklaşan kişinin yüzünü gö­remeyince, çok iyi tanıdığım halde sesini bile ayırt edemi­yordum. Aradaki bu bağlantı doğru, değil mi?

Bu doğru, ama hiç görülemeyince işitmenin yok olma­dığı da doğru, ama burada anlamlandırmak önemli, yani algı önemli. Doğrudan görme fonksiyonu değil, görülenin ne olduğunu algılamakta beyne kayıtta bir problem olu­yor tabii.