E
EFOR: Enerji, güç
EKİMOZ: Kan oturması, epitelyum arasına kan sızması, hücreler arası kanama EKSİZYON: Excision: Yara kenarlarındaki ölü hücrenin kesilerek alınması, yara kenarlarının düzeltilmesi
EKSPRİASYON: Nefes verme, soluk verme
EKSTREMİTE: Orta çizgiden uzak noktalar, uç
ELEKTROLİT: Elektrikli yüke sahip mineral atomları
EMBOLİ: Tıkaç, damarı tıkayan kütle
ENFEKSİYON: Mikropların lokal veya genel olarak organizmada yerleşmesi ENFEKTE: Mikropla kirlenmiş organik madde
ENFEKSİYOZ AJAN: Enfeksiyon yapabilen etken, mikroorganizma
ENDOTEL: İç örtü tabakası
ENTEROTOKSİN: Barsaklara tesir eden toksin
ENSEKT: Böcek, haşere
ENSEKTİSİT: Böcekleri öldüren kimyasal bileşikler
ENZİM: Maya, salgı
EPİDEMİ: Geniş kapsamlı hastalık görülmesi. Bulaşıcı hastalığın bir bölgede yoğun olarak görülmesi
EPİTELYUM: Deri, dış örtü dokusu
EPİSTAKSİS: Burun kanaması
ERİTEM: Kızarıklık, derinin güneşte yanmasıyla olan kızarma
Enzim: Tüm vücudumuzda her türlü işlemi yapan protein yapısında organik moleküller
Antijen: Vücuda girdiğinde kendisine karşı antikor adı verilen madde sentezlenen,
genellikle protein ve polisakkarit yapısında maddeler
Epitel: Özellikle ağız içi gibi vücut yüzeyini kaplayan hücre dizisi
E. Coli İnsan ve hayvan atıklarıyla bulaşmış yiyecek ve içeceklerden insana bulaşan mikrop.
Elastin Pişmeyle değişikliğe uğramayan bağ dokusu.
Elektrolit Vücudun sıvı dengesini sağlayan sodyum, potasyum, klor gibi mineraller.
Embriyo Tanelerin % 2.5'ini oluşturan öz kısmı, ruşeym de denir. Yeni döllenmiş hücre için de kullanılır.
Egzama Deride görülen yaralar."
Enfeksiyöz hepatit nedir Bulaşıcı sarılık.
Enzim Protein yapısında vitamin ve minerallerin yardımıyla kimyasal tepkime düzenleyiciler.
Ergesterol Bitkilerde bulunan ültraviyola ışınlarıyla D2 vitaminine dönüşen molekül
Etobur Etle beslenen.
F
FİBRİNOJEN: Kanı pıhtılaştıran faktörlerden biri
FILİFORM NABIZ: Sayılamayacak kadar süratli ve zayıf nabız
FİKSASYON: Sabitleştirme, tespit etme
FİSSÜR: Kemik çatlağı
FONKSİYON: İşleyiş, iş görme, işlev
Fermantasyon: Mayaların basit şekerleri parçalayarak karbondioksit ve alkol oluşturmaları
Florozis: Flor madeninin fazla alındığında gözlenen tablodur. Dişte lekelenme ve
yumuşak dokularda kireç çökmesi, adelelerde sertleşme, eklemlerde tutukluluk gelişir.
Fenilalanin İnsan vücudunda yapılamayan elzem amino asit. Femilketonüri Fenilalenin metabolizması bozukluğu ile oluşan kalıtımsal hastalık.
Fitatlar Tahıl ve kuru baklagillerin daha çok dış yüzeylerinde bulunan demir, kalsiyum ve çinko gibi minerallerin biyoyararlılığını azaltan bileşikler.
Flavon glikozidi Maydanoza özel tat veren bileşik.
Flourid Dişin mine tabakasının oluşmasını, dolayısıyla dişin çürümesini önleyen element.
Folik asit nedir Kan hücrelerinin yapımı ve nükleik asitlerin metabolizmasında rolü olan B grubu vitaminlerinden.
Fotosentez Yeşil yapraklarda bulunan klorofil ve güneş ışınlarının etkisiyle karbondioksit ve suyun birleşerek karbonhidratların yapımı olayı.
Fürüktoz Meyvelerde serbest, şekerde glikozla birleşik halde bulunan monosakkarit.
G
Glikojen: Hayvansal çoğul şeker olup, glikoz basit şekerden yapılırlar.
Gliko-protein: Glikoz ile proteinlerin oluşturdukları yapı
Galaktoz Süt şekeri, laktozun bileşiminde bulunan monosakkarit.
Gastroenterit Zararlı mikropların sindirim aygıtına girmesiyle görülen ishal ve kusma durumu.
Gastrit Midenin hafif iltihaplanması.
Glikogan Karaciğerde glikojenden glikoz yapımını hızlandıran hormon.
Glikojen Karaciğer ve kaslarda kısa süreli ihtiyaç için biriken po-lisakkarit türünde karbonhidrat.
Glikoz Serbest olarak başta üzüm, üzümden yapılan ürünler, bal ve meyvelerde, bileşik olarak şeker, nişasta ve diğer karbonhidratlarda bulunan monosakkarit.
Gliserol Yağ asitleriyle birleşerek yağı oluşturan 3 karbonlu monosakkarit.
Glüten Buğday ve çavdarda bulunan proteinli bileşik.
Gut Ürik asidin kanda yükselmesi ve eklemlerde birikmesi sonucu ağrılarla belirlenen hastalık.
Guvatr ne demek İyod yetersizliği sonucu troid bezinin genişlemesiyle ortaya çıkan hastalık.
HEMATOM: Doku arasında kanın lokalize olması, kan toplanması
HEMOPTİZİ: Akciğer kanaması
HEMOTÖRAKS: Plevra zarları arasına kan toplanması
HEMORRAJİ: Kanama
HEMORRAJİK: Kanama ile ilgili, kanamaya bağlı
HEMOTOKSİN: Kana tesir ederek hemoliz eden zehir
HEMOLİZ: Eritrositlerin parçalanması, erimesi
HİDROFİL: Suyu emen, su ile birleşen
HİPERSANSİBİLİTE: Aşırı hassasiyet, duyarlık
HİPERGLİSEMİ: Kanda şeker oranının, yükselmesi
HİPOKSİ: Organizmada oksijen azalması, yetmezliği
HİPOTANSİYON: Düşük tansiyon, 130/80mm Hg. den düşük
HİPOVOLEMİK ŞOK: Dolaşan kan hacminin azalmasına bağlı oluşan şok HOMOJEN: Bir yerde maddenin aynı oranda veya aynı yoğunlukta bulunması
Hormon: Bazı dokuların kana salgıladıkları protein yapısında maddeler olup,
genellikle vücudumuzda oluşan olayların denetiminde rol oynarlar.
Hipernatremi: Kanda fazla oranda sodyum birikmesi. Ters anlamlısı hiponatremi; kanda tuz azlığıdır.
Hemoglobin Kırmızı kan hücrelerinin bileşiminde oksijen taşıma işlevi gören demir protein bileşiği.
Hepatit A virusu Kirli sulardan elde edilen ürünlerle insana geçen hastalık etkeni.
Hidrokortizon ne demekKaraciğerde amino asitlerden glikoz yapımını hızlandıran hormon.
Hiperglisemi nedir Kan şekerinin gereğinden çok yükselmesi.
Hipertansiyon Kan basıncının gereğinden çok yükselmesi.
Hipertrodizm Troid bezinin aşırı çalışmasıyla bazal metabolizma hızının artması.
Hipotonik iyon yoğunluğu düşük sıvı.
Histidin Çocukların vücudunda yeterli düzeyde yapılamadığı için elzem olan amino asit.
Hormon İç salgı bezlerinden salgılanarak vücut organlarının çalışmasını düzenleyen bileşikler.
I
İDAME ETTİRME: Devam ettirme, sürdürme
İFRAZ: Salgı, salgılanan madde.
İHTİLAT: Komplikasyon, bir şeye bağlı olarak meydana gelen yeni durum İNTOKSİKASYON: Bir madde veya ilaçla zehirlenme, zehirli maddenin alınmasıyla zehirlenme
İNHALASYON: Solunumla buhar veya gaz haline gelmiş maddenin alınması, soluma İNAKTİF: Aktif olmayan, işlevsiz
İNSPİRASYON: Nefes alma, soluk alma
İNSÜLÜN: Pankreasın iç salgısı, kanda şeker düzeyini ayarlayan iç salgı İRRİGASYON: Sıvı madde ile yıkama, sulama
İRRİGATÖR: Yıkamada, sulamada kullanılan tıbbi araç
İRREVERSİBLE: Geri dönmeyen, düzelmeyen, dönüşü olmayan
İyon: Suda çözünmüş sodyum gibi minerallerin oluşturdukları pozitif veya negatif
yüklü serbest maddeler
Insülin : Pankreas adlı dokudan salgılanan, hücre içine glikoz adlı şekerin girmesini
kolaylaştıran bir hormondur. Eksikliğinde veya etkisizleştiğinde şeker hastalığı gelişir.
İnsulin Pankreastan salgılanarak kan şekerinin, karaciğer glikojenine çevrilmesi ve oksidasyonunda rol alarak normal düzeyde tutulmasını sağlayan hormon.
İntrinsik faktör Mideden salgılanarak, bağırsaklardan B12 vitamininin kana emilmesini sağlayan molekül.
İzolöysin nedir İnsan vücudunda yapılamadığı için elzem olan amino asit.
J
Jelatin ne demekBağ dokusu kollojenin sulu.sıcaklıkta ısıtılmasıyla oluşan, doğal olmayan protein.
Joul Enerji birimi-Bir Kalori=4184 joul