Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü, Sağlık Terimleri Sözlüğü, Sağlık Bilgi
A
ABDOMEN: Kalça ile göğüs arası, karın
ABDOMİNALİS: Karınla ilgili, karın bölgesi
ABDÜKSİYON: Yana hareket, orta çizgiden uzaklaştırma
ABSORBE: Emilme, emme
ACİDOSE: Kan asit-baz özelliğinin aside kayması
ADDUKSİYON: Orta çizgiye yaklaştırma
ADİNAMİ: Dinamik olmayan, hareketsiz
AEROP: Oksijeni seven, havalı şartlarda yaşayan
AFAZİ: Konuşmama, konuşamama
AGLÜTÜNASYON: Kümelenerek çökme
AJAN PATOGEN: Hastalık yapan amil, hastalık etkeni
AJİTASYON: Ağrının tesiri ile davranışın bozulması
ALLERJİ: Aşırı hassaslık sonucu oluşan kılcal damar patolojisi
ALLERGEN: Allerji yapabilen madde
ALLERJİK: Allergenin doğurduğu reaksiyon, Allerji ile ilgili
ALKALEN: Baz özelliği olan madde, baz olma
ALKALOİD: Hydroksitli metal maddeler
AMFOTER OKSİT: Asit ve baz karşısında değişik tesir gösteren
AMİP: Tek hücreli suda yaşayan mikroorganizma
AMPUTASYON: Hastalıklı organın, kısmen kesilip alınması
ANAEROP: Oksijensiz ortamda yaşayan mikroorganizma
ANALJEZİK: Ağrı kesici ilaç grubu
ANAFLAKSİ: Aynı kan proteininin ikinci zerkinde oluşan reaksiyon
ANALEPTİK: Dolaşım ve solunumu düzenleyici ilaç grubu
ANEMİ: Hemoglobin redüksiyon sonucu ortaya çıkan kansızlık
ANDEMİK: Hastalığın dar bir bölgede görülmesi
ANTERAL: (Yol) Sindirim kanalı ile ilacın verilmesi
ANTİ: Karşıt, zıddı
ANTİKOR: Bağışıklık cisimciği
ANTİJEN: Antikor yapımına neden olan madde veya özellik
ANTİDOT: Tesirli maddeyi nötürleştiren
ANTİHİSTAMİN: Dokuda açığa çıkan histamini yok eden
ANTİSPAZMOTİK: Spazm durumunu düzelten, çözen
ANOKSEMİ: Kandaki oksijen miktarının azalması, tükenmesi
ANOKSİK: Kanda normalin altında oksijen bulunması
APNE: Solunumun durması
APSE: İltihabın doku içinde lokalize olmuş şekli
ARTER: Atardamar
ASETON: Dimetil ve ketonlu madde, yıkım maddesi
ASPİRE ETME: Emme, geriye çekme
ASPİRATÖR: Maddeyi çeken, emen cihaz
ASTMATİK: Astım özelliği olan
ATEL: Tel, tahta veya plastik tespit gereçleri, takımı
ATP (Adenozin Tri Fosfat = ATP): Hücre içinde enerjiyi taşıyan madde olup, üç fosfat yapısında adenozin molekülüdür.
Aminoşeker: Aminoasitlerle şekerlerin birleşerek oluşturdukları bir yapı
Adrenalin nedirKan şekerini yükselten hormon.
Aflatoksinler İyi saklanmamış besinlerde çoğalan zararlı küflerin ürettiği zehirli öğeler
Amilaz Nişastanın sindirimini sağlayan enzim.
Allerji Dışardan alınan herhangi bir etkene karşı vücudun gösterdiği tepki.
Amino asit Karbon, oksijen, hidrojen ve azot elementlerinden oluşmuş, protein yapı taşları, Üç tanesinde kükürt elementi de bulunur. Sekiz tanesi insan vücudunda yapılamaz. Bunlara elzem amino asitler denir.
Alkaloidler Bazı bitkilerde bulunan zehirli öğeler
Alliin nedir Sarımsakta bulunan kükürtlü bileşik.
Anabolizma Besin öğelerinin yapı taşları ve yıkım ürünlerinin birleşerek hücrelerin yapımı olayı.
Andromedatoksin Bazı ballarda bulunan zehir.
Anemi Kan hücrelerinin sayı ve şekil bozukluğu ve hemoglobin miktarının azalmasıyla belirlenen hastalık, halk arasında kansızlık denir.
Antasitler Mide asitlerinin etkisini azaltan ilaçlar.
Antibiyotik Zararlı mikropların öldürülmesi için kullanılan ilaçlar.
Antioksidant Oksidasyon karşıtı öğe. Yağların acımasını geciktirme, sebze ve meyve işlemede kararmayı önleme için kullanılır. Hücre zarının yıpranmasını önler.
Atideprassan nedir Sinir sistemini baskılayan ilaç.
Anoraksi norvoza Uzun süre yeterli miktarda besin almama sonucu oluşan sinir hastalığı.
Antrenman Bedenin daha hızlı hareketi için yapılan düzenli alıştırmalar.
Arginin Çocuklar için elzem amino asit.
Arsenik Çevre kirlenmesi sonucu besinlerde miktarı artan zehirli element.
Aseton nedirKontrol edilmeyen şeker hastalıklarında aşırı yağ yıkımı sonucu idrarda görülen öğe.
Asidosiz Kontrol edilmeyen şeker hastalarında vücudun enerjisinin daha çok karbonhidrat olmayan öğelerden sağlamaları sonucu kan ve idrarın asitliğinin artması.
Asit-baz dengesi Kanın asit veya baza dönüşmemesi durumu.
Araşidonik asit Çoklu doymamış, insan ve hayvan dokularında bulunan prostoglandin hormonlarının öncüsü olan yağ asidi.
Askorbik asit C vitamininin kimyasal adı.
Avidin Çiğ yumurta akında bulunan B vitaminlerinden biotinin işlevini engelleyen öğe.
B
BAĞIŞIKLIK: Antikorla bünye direncini artırma, aşılama
BANDAJ: Sargı, pansuman tekniği, pansuman malzemeleri
BATIN: Karın, göğüs ve kalça arasındaki bölge
BAZ: Alkali, Metal ve hidroksitin birlikte oluşu
BESSTRATKA: Anafilaksinin açığa çıkarılmasında kullanılan test
BİOKİMYASAL: Organizmada geçen kimyasal olayla ilgili
BİOLOJİ: Canlıları inceleyen bilim dalı
BRADİKARDİ: Kalp atışının normalden yavaş olması
BOTİLİNUM: Toksin çıkaran bir tür mikroorganizma
BÜL: Lokal olarak deri katları arasında su toplanması
Biyokimya: Yaşayan organizmalardaki kimyasal özellikli maddeleri inceleyen bilim dalı
Baharat Yemeklerin lezzetini arttırmak için kullanılan öğeler.
Bakır Vücutta demirin işlevine yardımcı olan element.
Bağlantı dokusu kas liflerini birbirine bağlayan protein yapısında dokular.
Basur otu Halk ilacı olarak kullanılan yabani bitki.
Bazal metabolizma ne demek Uyanık, mutlak dinlenme anında, yemek yendikten 12 saat sonra ölçülen, canlılığın sürdürülmesi için gerekli enerji miktarı.
Beden kitle indeksi (BKİ) Boya uygun ağırlığı belirleyen formül. BKİ=Ağırlık (kg)/(Boy m2)
Beriberi B1 vitamini yetersizliğinde görülen çok yönlü sinir sistemi bozukluğu.
Beta-hemolitik streptekok Üst solunum yolu rahatsızlığı yapan, zamanında önlem alınmazsa kalp ve böbreklere geçerek kalp ve böbrek hastalıklarına neden olan mikrop.
Biotin tanımı Üre oluşumunda, sinir sisteminin çalışmasında işlevi olan, yetersizliğinde saç dökülmesi görülen B grubu vitaminlerinden.
Brucella İyi pişirilmemiş süt ve etten insana bulaşan, uzun süre ateşli hastalık yapan mikrop.
C
CRREPİTÜS: Krapitasyon: Kırık kemiğin hareketiyle çıkan ses
COLLES: Kolles fraktür: Radius'un tam bileğin üzerinden kırılması
COLLAPS: Vazomotor felç - Damar felci, damarların genişlemesi.
COLLOİD: Maddelerin hücre zarından emilebilen en küçük parçası
Campylobakter, jusunle İyi pişirilmemiş kanatlı hayvan etlerinden insana bulaşan hastalık etkeni.
Clostridium botulinum, Clostridium perfringes Havasız ortamda çoğalan, iyi hazırlanmamış konserve ve havasız ortamda saklanan besinler yoluyla insana bulaşarak zehirlenmeye neden olan mikroplar.
Ç
Çöliyak Buğday ve çavdarda bulunan glütene karşı duyarlılık nedeniyle bağırsaklardaki harabiyet sonucu besin öğelerinin emilimi bozukluklarıyla belirlenen hastalık.
Çoban çantası Çeşitli hastalıklar ve zayıflama için halk arasında kullanılan yabani bitki.
Çöğen suyu Tahin helvasının yapımında yağla sulu kısmın karışımını sağlamak için kullanılan madde.
D
DEFANS MÜSKÜLER: (Defence musculer) Çizgili kasın kasılması, sertleşmesi DEHİDRATASYON: Hücre içi ve dışındaki serbest suyun kaybedilmesi
DEJENERATİF: Organda hücresel bozulmaya sebep olan
DEJENERASYON: Hücresel yıkım, bozulma
DELİRYUM: Yer ve zaman bakımından uyumsuzluk, Haiüsinasyon ve illüzyon gibi belirtilerin görülmesi
DEPRESYON: Hayatsal fonksiyonların normalin altına düşmesi, yavaşlaması
DİABET: Şeker hastalığı
DİABETİK: Şeker hastalığı ile ilgili
DİARE: İshal, barsak hareketlerinin çoğalmasına bağlı artıkların hızla atılmasıdır
DREN: Yarada akıntının, organ salgısının dışarı atılmasını sağlayan plastik borusonda.
Dağ kavunu nedir Halk arasında sinüzit tedavisi için kullanılan yabani bitki.
Damping sedromu Mide ameliyatlarından sonra görülen, basit şekerlerin kana çok hızlı geçmesi yüzünden kan-şeker düzenindeki bozuklukla belirlenen hastalık.
Damar Sertliği Kalbi besleyen damarların kolesterollü maddelerle daralması durumu.
Dehidrokolesterol İnsan ve hayvan dokusunda bulunan güneşin ult-raviyola ışınları ile temas sonucu D3 vitaminine dönüşen madde.
Dehidratasyon İshal ve kusma ile aşırı su ve elektrolit kaybı sonucu vücut sıvısının azalması-kuruma.
Dekstroz Basit şekerlerden glikozun diğer adı.
Digliserit Bir molekül gliserolün iki molekül yağ asidi ile birleşmesiyle oluşan ester. Yağ ile suyun karışmasında yardımcı olur.
Disakkarit İki molekül monosakkaritin birleşmesiyle oluşan şeker.
Diabetes mellitus anlamı Kan şeker düzeyindeki düzensizlikle' belirlenen hastalık-şeker hastalığı
Diüretik İdrar söktürücü madde.