Kadın Üreme Organı, Kadın Üreme Sistemi
İnsan türünün sürekliliğini sağlayan üreme organı iki kısma ayrılır.
İç üreme organları; yumurtalık (Ovarium), Kanallar-Fallop Borusu, Döl Yatağı (Uterus), Hazne-Mihbil (Vajina)
Dış üreme organları; küçük ve büyük dudaklar, klitoris (bızır), hymen (kızlık zarı)
Kadın Üreme Organları
İç Üreme Organları
Yumurtalık: yumurtalık döl yatağı denen uterusun iki yanında bulunan badem şeklinde bir organdır. 4-5gr ağırlığındadır. Yeni doğan bir kız çocuğun her yumurtalığında yaklaşık olarak iki yüz bin kadar yumurta hücresi bulunur. Bu yumurta hücrelerinden biri adet gören genç kızda her ay yumurtalığın yüzeyine gelir ve oradan dışarı atılır. Döllenmeye hazır olan bu yumurta için en uygun yer döl yatağıdır. Eğer yumurta döllenip yerleşirse gebelik başlamış demektir.
Kanallar: yumurtalıktan atılan yumurtayı döl yatağına getiren organ, kanallardır. Kanalların bu görevi uç kısımlarının saçak şeklinde olması ile kolaylaşmıştır. Bu sayede dışarı atılan yumurta hücresini kolayca yakalayıp kanala sokar ve döl yatağına doğru hareket ettirir. Döllenme işi hemen her aman bu kanal içinde olur.
Döl yatağı: 100-150 gr ağırlığında armut biçiminde bir organdır. İçinde barındırdığı döllenmiş yumurtayı gebelik sonuna kadar dış etkilerden korur. Gebelik süresince çocuğun büyümesine ayak uydurarak doğuma yakın zamanlarda 1-1.5 kg kadar olur. Armuta benzetilen bu organın iki bölümü vardır.
Armutun geniş kısmı, gövdesi (Korpus)
Armutun sap tarafı, buraya rahmin ağzı (Kollum) da denir
Kollum doğum sırasında açılır. Gövde kısmı da bir motor vazifesi görür ve içindeki çocuğu aşağıya doğru iter.
Hazne (Vagina): 8-10 cm uzunluğundaki bu organ cinsi münasebette penisi içine alır. Yukarıdan aşağıya doğru kesiti H biçimindedir.
Bütün bu kadın içi üreme organları leğen kemiği içinde yer alır. Organların ön tarafında idrar kesesi, arka tarafında kalın bağırsağın son kısmı vardır. Karın zarı, (Periton) iç üreme organlarının dış yüzlerini bir örtü gibi kaplamıştır.
Hazne’nin alt kısmı ince bir mukoza plikası ile daraltılmıştır. Kızlık zarı denen bu oluşum ilk cinsel ilişkide yırtılır ve bu yüzden birçok ülkede namusun belli başlı ölçüsü olmuştur. Oysa, kızlık zarının çok çeşitleri vardır. Bunlardan bir tanesinde, zar tam anlamıyla bozulmadan durduğu halde, kadın yinede cinsel ilişkide bulunabilmektedir. Birçok kadın doğum doktoru, kızlık zarının doğum sırasında yırtıldığını görmüştür. Burada önemli olan kızlık zarının haznenin ağzını tamamen kapattığı durumdur. Buna (Atresia Hymenalis) denir. Genç kız adet görme çağına geldiği halde düzenli aylık ağrıların dışında hiç adet görmez ve evlendiğinde cinsel ilişkide bulunamaz. Adet kanı adet haznede birikmeye başlar ve zamanla bu organlarda deformasyon görülür. Ağrılar her geçen ay daha şiddetlenir.
Birçok şikayetlere sebep olabilen bu hastalığın tedavisi çok basittir. Bir bistüri ile kızlık zarı delinir. Her şey hemen normale döner.
Dış Üreme Organları
Ferç Nedir (Vulva): Bızır (Klitoris), Küçük ve büyük dudaklardan (Labium majör ve minör) meydana gelmiştir.
Adet Görme (Regle, Menstrasyon, Siklus) Nedir
Erişkin bir kadın yada genç kızda, ortalama 28 günde bir görülen kanamaya adet yada regle denir. Kanamanın zamanı, süresi, miktarı her kadında değişik olmakla beraber ortalama olarak 21-35 günde bir olur ve 2-8 gün kadar devam eder. Bunun dışında görülen kanamalar bir hastalığın işareti olabilir.
Kanama, döl yatağının içini örten zarın (mukozanın) hormonal etkilerle değişmesi ve sonunda dışarı atılmasıdır. Her seferinde bu böylece tekrarlanır.
Döl yatağı da her adetten sonra kendini döllenmiş bir yumurta için hazırlar. Rahmin mukoza denen iç kısmı gelişir, şişer. Döllenmiş bir yumurta için en ideal ortam böylece sağlanmış olur. Yumurta döllenip rahim içine gelirse bu ortamda büyür, gelişir ve 280 gün sonra küçücük bir insan yavrusuna dönüşür. Eğer yumurta döllenmezse bütün bu hazırlıklar boşa gitmiş olur. Rahim iç tabakasının atılmasından sonra yeni bir hazırlık devresi başlar.
Normal bir adet süresince kaybedilen kan miktarı 50-60 cc. Kadardır. Adet görme aslında birçok faktörlerin etkisi altında olan karışık bir olaydır. Kısaca değinirsek, aydan aya görülen o basit kanama beyin, hipofiz bezi ve yumurtalıkların karşılıklı etkileriyle ortaya çıkmaktadır.
Bu etkilerin sonucu adet ortalarına rastlayan günlerde, yumurtalardan gelişmiş bir yumurta hücresi atılmaktadır ki, buna yumurtlama denir.
Yumurtlama olmadan adet olabilmektedir. (Anovulatuar siklus) ancak, yumurtlama olmadan gebelik söz konusu olamaz. Bu bölümün başında da belirttiğimiz gibi, yeni doğan bir kız çocuğunun iki yumurtalığında toplam 400.000 kadar yumurta hücresi vardır. Ama her ay yaklaşık 1-2 tanesinin kullanıldığı düşünülürse, 30-35 yıl adet gören bir kadın, yumurtalarının ancak 50.000 tanesini kullanabilir.
Kadında yumurta hücresi: bilindiği gibi her canlının vücudu milyonlarca hücreden yapılmıştır. Bu milyonlarca hücreyi oluşturan ana hücre kadın yumurta hücresidir. İnsan vücudunun da en büyük hücresi olan yumurta hücresi sperm tarafından döllenince bölünerek çoğalmaya başlar. Önce ikiye, daha sonra da her parça yeniden ikiye bölünerek 2-4-8 diye milyonlarca hücre durumuna gelip küçük bir insan yavrusunu oluşturur.