Süt Kardeşliği Nedir, Süt Kardeşi
Doğum ya da doğum sonrası annesini kaybeden bebek, anne sütü gereksinimini bebekli başka bir anneden sağladığında, ortaklaşa emiştikleri anneden ötürü öteki bebekle sütkardeşi sayılır. Böylece kan bağına dayanmayan bebekler ve sütanne arasında sanal bir akrabalık kurulmuş olur. Bebekler büyür; ergen olur, erginleşir, sütkardeşlikleri bozulmaz, sürer gider. Kankardeşliğinde olduğu gibi bağ, sadece özel bir andlaşmağa dayalı olmayıp doğal bir zorunluluk biçimindedir. Bireylerin birbirini seçimi söz konusu değildir.
Sütüyle bebeklerini besleyen anne, bebeklerden biri için biyolojik anneyse öteki için sütannedir. Sütanne, sonradan kazandığı çocuğa kendi öz çocuğu gibi davranmak zorundadır. Çünkü, sütanne, önce kendi yakınlarının sonra topluluğun denetimi altındadır. Zaten sütanne, iki çocuğa yetecek sütü sağlamak için sütannesi olduğu bebeğin ailesinden ve çevresinden yardım alır, yakınlık görür ve ayrıca yaptığı iş için de saygınlık kazanır. Mamayla, biberonla, doktor denetiminde olmayan annesiz bebeğin başka tür yaşama şansı da yoktur, geleneksel tür yaşamda. Bebek bakım yuvalarının ve benzeri kurumların olmadığı yaşam biçimlerinde sütannelik , bir yaşamsal zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Geleneksel tür yaşamın bir gereği, bir tarlada üreten, bir kazanda tüketen ve bir çatı altında yaşayan, büyükbabadan toruna, amcadan yeğene, gelinden görümceye değin bir arada bulunan geniş aile tiplerinde sütanne, çoğunlukla aile içerisinden ya da ya da akrabadan biri olur. Böyle bir şansın bulunmadığı durumlarda sütanne, komşu, o da yoksa uzak komşu ya da yakın köylerden birinde aranır. Sütanne bulma, doğum oranının oldukça üst düzeyde olduğu geleneksel toplumla da çok güç olmamaktadır.
Sütkardeşler, karındaş olmadıkları halde birbirlerini kardeş sayarlar. Ayrı cinstenseler birbirleriyle evlenemezler. Biyolojik evlat için ana, diğeri için de vazgeçilmez sütanadır. Evlenirken sütananın izni alınır, askere giderken eli öpülür. Sütananın sütüyle büyüyen kız , evlendiğinde koca tarafı sütanaya "süt hakkı" öder. Oğlan kazancından sütanasına süt hakkı karşılığı armağanlar alır. Sütana, bunları bir hak olarak bekler. Bu tür görevler yerine getirilmediğinde sütana "sütümü helal etmem" diyebilir. Her evlat kendine "haram süt emmiş" dedirtmektense, "helal süt emmiş" dedirtmeyi yeğler ve bu türden davranışı da toplumsal bir beklenti sayar.
Sütannenin, sütüyle beslediği bebekle olan sütanne-sütevlat ilişkisi ikinci kuşakta da devam eder. Sözgelimi, süteviadm çocuğu, annesinin sütannesine "sütnine" der. Sütnine, anne-anne gibi süttorunundan saygı görür, ilgi bekler