Vücut Su Fazlalığı (Sürhidratasyon)
Surhidratasyon vücut sıvı volümünün artması, plazma elektrolit ve protein konsantrasyonun azalması (dilüsyon) , plazma osmolaritesinin düşmesi ile karakteristiktir. Aynı dilüsyon intrasellüler bölgedede meydana gelir.
ADH sekrasyonu inhibe olduğu için böbrekler fazla suyu atmaya gayret gösterirler. Su fazlalığı ekseriya alınan sıvının (ıntake) çıkarılan idrardan (output) fazla olmasından dolayı gerçekleşir. Bol miktarda parenteral sıvı tedavisi, akut ve kronik böbrek yetmezliğinde bol sıvı verme, renal fonksiyon bozuklukları, kalp yetmezliği, asitli karaciğer sirozu. ADH hormon uygulaması, bazı neoplazmalarda ve endokrin hastalıklarda antidiüretik hormona benzer maddelerin salgılanması surhidratasyon'a yol açmaktadır. ADH sekrasyonunu arttıran veya onun etkisini kuvvetlendiren maddelerde (narkotikler, chlorpropamide, barbitüratlar, clofibrate, indomethacin, vincristine, cloclophosphamide) aynı şekilde su retansiyonuna yol açarlar. Vücut su fazlalığı şiddetli ve akut olarak meydana gelmişse su intoksikasyonu söz konusudur. Baş ağrısı, bulantı, kusma, abdominal kramplar, halsizlik dalgınlık, koma ve konvülziyonlar husule gelir. Vena jıgularisler ve supraklavikuler çukurlar dolgundur. Santral ve preferik venöz basınç yüksektir.
Tedavide suyu kesmek esestır. Sodyum eksikliği varsa sodyum verilir. Şiddetli su intoksikasyonunda intrasellüler suyu extrasellüler bölüme çekmek için hipertonik tuzlu su (%3 lük NaCI) damardan verilebilir. Bu tedavi sırasında çok dikkatli olunmalıdır. Suyun extrasellüler bölüme hızlı olarak geçmesi kalp yetmezliği pulmoner ödem gibi tablolara yol açar. Bunlar frosemid gibi Henle kulpu diüretikleriyle acil olarak önlenmelidir.