Ankilozan Spondilit Nedir, Ankilozan Spondilit Hastalığı
Ankilozan spondilit; özellikle genç erkeklerde sakroiliak eklemlerden (kalça ile sakrum arası eklem) başlayıp yukarı omurgaya doğru ilerleyerek bağlarda sertleşmelere, kas spazmına ve kemiklerde zayıflığa yol açarak belin ve göğüs kafesinin hareketliliğini azaltan ilerleyici kronik seyifli bir hastalıktır. Omurga ile birlikte kol ve bacak eklemleri de etkilenebilir. Ayrıca hastalık göz ve kalp gibi iç organları da etkileyebilir.
Hastalık romatoid artritten sonra en sık görülen bir hastalık olup % 90 oranında erkekleri etkiler. En sık görülme ve başlama yaşı 15-30 yaşlar arasıdır. Nadiren yaşlılar da yakalanabilir. Toplumda görülme sıklığı % . 1-0.5 arasında değişir.
Romatizmal hastalıkların çoğunda olduğu gibi hastalığın oluş nedeni bilinmemektedir. Suçlanan bazı nedenler vardır. Ankilozan sondilitli hastaların yaklaşık % 75-80 kadarında kanda HLA 827 antijenin pozitif olması hastalığın ortaya çıkmasında kalıtımın rolünün önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca stres ve kaza, savaş gibi olaylar, bazı mikrobik hastalıklar ve kronik barsak enfeksiyonları seyrinde ankilozan spondilit ortaya çıkabilmektedir.
Ankilozan Spondilit Egzersizleri ppt
Hastalık belin alt kısmında ağrı ve hareketlerde tutukluk ile başlamaktadır. Beldeki ağrı ve tutukluk özellikle sabaha karşı ve uzun süren istirahatten sonra artar, bir süre hareket ve egzersizden sonra kısmen rahatlar. Hastalığın ileri dönemlerinde ağrı yerleşik ve devamlı bir hal alır. Belin alt kısmından başlayan hastalık yukarı bölgelere doğru ilerler hatta boyun bölgeside etkilenir. Hastanın bel, sırt ve boyun hareketleri ileri derecede sınırlanır. Hasta baston yutmuş gibi durur. İleri dönemlerde sırtta kamburluk gelişir. Sırt ve bel kasları sertleşir, elastikiyetleri azalır, zayıflar- Başlangıç döneminde el ile birlikte kalçalarda ve bacakların arka yüzlerinde dize kadar yayılan siyatiğe benzer ağrılar vardır. Siyatik ağrılarının tek taraflı olmasına karşı, bu ağrılar iki taraflı olup dizin altına inmez. Siyatik ağrılarının öksürme ile artmasına rağmen Ankilozan spondilitteki ağrı değişmez. Bel ve kalça eklemleri zorlandığı zaman hasta şiddetli ağrı duyar. Bel ve sırt ağrılarının yanında bazen diz ve kalça gibi eklemlerde etkilenebilir (% 10). Ayrıca topuk ağrıları görülür. Hastalık nadiren boyundan da başlayabilir.
Ankilozan spondilitli hastalarda sistemik olarak ta bazı belirtiler ortaya çıkar. Başlangıçta kilo kaybı, iştahsızlık, hafif ateş ve genel durum bozukluğu olabilir. îleri dönemlerde göz rahatsızlıkları, kalp ve damar rahatsızlıkları ve akciğer enfeksiyonları görülebilir.
Ankilozan spondilitli hastaların sakroiliak eklemlerinde daralma ve kapanma, omurga bağlarında kireçlenmeler, kemiklerde zayıflık ve omurlarda çökme ile omurlar arası daralmalar görülür. Hastalığın en önemli laboratuar bulgusu HLA B27 antijeninin pozitif olmasıdır (% 75-80).
Ankilozan spondilit kesin nedeni bilinmeyen, kronik seyirli ilerleyici ve yaygın ağrı yapan bir hastalıktır. Tedavi için kesin tanısının konulması gerekir. Tedavi genellikle belirtilere yönelik olmaktadır. Tedavide birinci husus hastanın hastalık hakkında bilgilendirilmesidir. Daha sonra uygun bir antiomatizmal ilaç verilir. Kas gevşetici ve ağrı kesici ilaçlar oldukça faydalı olup tedaviye destek sağlar. Hastanın ağrılı dönemlerde uygun bir ortamda istirahati sağlanmalıdır. İstirahat kesin yatak istirahati olmayıp hafif egzersiz ile eklemler zorlanmadan hareket ettirilmelidir. Fizik tedavi programı içinde yüzeysel ve derin ısıtıcı araçlar, masaj ve egzersizlerden bu hastalar oldukça faydalanırlar. Özellikle sırtı germe egzersizleri ve solunum egzersizleri çok önemlidir. Yüzme çok faydalıdır. İleri derecede şekil bozukluğu ve kamburluk gelişen hastalarda ameliyat önerilebilir. Bu hastalar kaplıca tedavisinden de çok faydalanırlar.
Ankilozan Spondilit bitkisel pdf
Ankilozan spondilitli hastalara koruyucu tedbirler:
- Hasta düz bir yatakta alçak yastıkla ve belinin altına hafif bir yastık koyarak yatmalıdır.
- Hergün asgari 10 saat uyunmalıdir. Gün ortasında 30 dakika kadar yüzü koyun yatırmalıdır.
- Gövdeye yük veren ağır ve yorucu işler yasaklanmalıdır. Fazla ayakta kalınmamalıdır.
- Aşırı hareketsizlikten kaçınılmalıdır.
- Çalışırken, otururken veya yürürken olabildiğince dik durmağa gayet edilmelidir.
- Soğuk ve rutubetli ortamlardan uzak durulmalıdır.
- Bademcik vb. lokal mikrop odaklarının temizlenmesi gerekir.
- Proteinden ve vitaminden zengin diyet verilmelidir.
- Sigara yasaklanmalı, havasız yerlerde bulunmaktan kaçınılması tavsiye edilmelidir.
Bisiklete binme gibi öne eğilerek yapılan egzersizler yerine yüzme gibi arkaya zorlayıcı egzersizler tavsiye edilmelidir.
- Hergün mutlaka iki saat kadar düzenli egzersiz yapılmalıdır.