Bel ve Sırt Ağrıları
Bel ağrısı oldukça sık görülen ve önemli miktarlarda iş gücü ve ekonomik kayıplara yol açan bir rahatsızlıktır. Toplumda ortalama her yüz kişiden sekseni hayatlarının herhangi bir döneminde bu problemle karşılaşır. Bu kadar sık karşılaşılan bel ağrısının nedenleri de oldukça fazla ve karışıktır. Aşağıda bel ağrısı yapan önemli nedenler sunulmaktadır.
Sırt Ağrısı Nedenleri
1- Omurganın doğumsal şekil ve yapı bozuklukları
2- Bel zorlanmaları
3- Bel fıtıkları (disk hernileri)
4- Bel kireçlenmeleri
5- Kemik erimesi (osteoporoz)
6- Yangılı romatizmal hastalıklar
7- Omurganın iltihabi hastalıkları
8- Tümörler
9- Mekanik bel ağrıları
10- İç organlardan yayılan ağrılar
11- Omurganın kırık çıkık ve kaymaları
12- Psikolojik bel ağrıları
13- Nadir görülen bel ağrısı nedenleri
Sırtta Ağrı
1- Omurganın doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları: Lumbalizasyon: Normalde insanların bel bölgesinde 5 tane olması gereken omur kemiklerinin bir tane fazla yani 6 tane olması demektir.
Sakralizasyon: Bel omurlarının 4 tane olması demektir.
Spina bifîda: Omur kemiklerinden birinde orta kısımda kemik açıklığı olması demektir.
Bu üç durumda rahatsızlık doğumsal olmasına rağmen belirtiler yaklaşık 20 yaş civarında ortaya çıkar. Bu kişilerde yorgunlukla, özellikle öne eğik pozisyonda iş yaptıktan sonra doğrulma esnasında bel ağrısı görülür. Ağrı istirahatla azalır. Bazen kalça bölgesindeki kaba etlere yaydan künt bir ağrı şeklinde de görülebilir.
Bunlardan başka daha nadir görülen bazı doğumsal bozukluklar vardır. Bunlar içinde omurlarda ve omurlar arası eklemlerde şekil bozuklukları, omurların yarı kısmının hiç oluşmaması, iki omur kemiğinin birbiriyle bitişik olması sayılabilir. Bu şekil bozuklukları da bel ağrısına sebep olabilir. Omurlar arasındaki eklemlerdeki şekil bozuklukları özellikle arkaya eğilince bel ağrısına sebep olurlar.
2- Bel zorlanmaları ve Bel Sırt ağrıları
Bel bölgesinde bulunan yumuşak doku denilen kaslar, bağlar kas kirişleri veya bunların kemiklere yapıştıkları bölgelerde genellikle ağır kaldırma, ani hazırlıksız bir harekette bulunma ve-ya yüksekten düşme sonucu meydana gelen incinme ve zorlanmalardır. Zorlanma sonucu kas liflerinde kopma, kas içine kanama, kas kirişlerinde ufak kopmalar olabilir. Bel zorlaması sonucu ortaya çıkan bel ağrıları genellikle başka bölgeye yayılmaz. İstirahat, ilaç veya fizik tedavi ile birkaç günde düzelir.
3- Bel fıtıkları (Disk hernileri): Sol sırt ağrısı
Daha çok genç insanlarda ve genellikle ağır bir yük kaldırma veya hafif bir yükü ani kaldırma sonucu meydana gelir. Olay omur kemiği arasında bulunan, omurlara hareket imkanı veren, bele binen ağırlığı taşıma görevi gören, yani bir çeşit yastık görevi yapan diskin dışarı doğru taşmasıdır.
Az veya çok dışarı doru fırlayan disk belden çıkıp bacağa giden sinirleri sıkıştırabilir. Hastalarda bel ağrısı ve bacağa yayılan ağrıya yol açar.
Bel-bacak ağrısı oturmakla, ayakta durmakla, yürümekle, öksürmekle, hapşırmakla ve ıkınmakla artar, yatıp dinlenmekle azalır. Ağrı ile birlikte bacaklarda genellikle tek taraflı olmak üzere uyuşma, karıncalanma, kuvvetsizlik, refleks kaybı ve incelmeler görülebilir. Bel fıtıkları kronikleşirse bazı hastalarda bel ağrısı ortadan kaybolabilir veya azalabilir. Ancak kalçanın içinden topuğa kadar yaydan ağrı devam edebilir.. Bel fıtığı olan hastalar ufak bir bel zorlanmasını veya ağır bir ev işini takiben bellerinde-ki ağrının arttığından ve bacaklarına yaydıklarından bahsederler. Yıllar boyu süren ara sıra bacaklara vuran, öksürme ve hapşırma ile artan ve bir bel zorlaması ile başladığı iyice hatırlanan bel ağrılarının nedeni genellikle bel fıtığıdır. Sırt Ağrıları için.
Bel fıtıkları öncelikle mutlak yatak istirahatı ile birlikte ilaç tedavisi ve fizik tedavi uygulanarak ve çoğu zaman tam olarak tedavi edilebilir. Ağrı giderdikten sonra hastalar yapılması ve yapılmaması gereken işler konusunda eğitilmelidirler. Bu konuda gelişmiş batı ülkelerinde bel okulları bile açılmıştır. Hastalar çok yumuşak yatakta yatmamalı, yataklarının zemini sert ve düz olmalı (yatak rahat olacak) eğik pozisyonda yerden bir şey almamalı veya ayakkabı bağlamamalı ve bu işleri daima çömelerek yapmalıdırlar. Ani, hazırlıksız bir bel hareketi yapmamalı soğukta iyi korunmalı, yazın aşırı giyinip terlememeli ve en önemlisi düzenli egzersiz yaparak bel ve karın, sırt kaslarını kuvvetlendirmelidirler. Hangi nedenle olursa olsun bel ağrılı hastalara uzun süreli yatak istirahatı doğru değildir. İstirahat süresi 3 haftayı geçmemelidir. Çünkü bu sürede hareketsiz kalan bel kasları zayıflar ve güçsüzleşir. Onun için mutlak yatak istirahatı gerektiren durumlarda bile yatak içerisinde bazı izometrik bel ve karın egzersizleri yapılmalıdır.
Bel fıtığı düşünülen bir hastada bacaklarda kuvvet kaybı, idrar veya büyük abdest yapamama ve bacaklarda incelme varsa veya etkin ve yeterli bir tedaviye rağmen hastanın ağrısında azalma olmuyor ve bu ağrı o insanın işine ve gücüne engel oluyorsa ameliyata karar verilir. Ameliyat öncesinde ve ameliyattan sonrada fizik tedavi ve özellikle düzenli egzersiz tedavileri ihmal edilmemelidir.
4- Bel kireçlenmeleri (Artroz) ve sırt omuz ağrısı
Daha çok bir orta ve ileri yaş hastalığıdır. Yaşlanan insanlarda yavaş yavaş omur kemiklerinde deformasyon (şekil bozukluğu) ve dejenerasyon ortaya çıkar. Ağır işlerde çalışanlarda daha fazla görülmesine rağmen 50 yaşın üzerinde belinde kireçlenme olmayan insan çok azdır. Hastalarda bel ağrılarına ve kalça eklemine yayılan ağrılara sebep olur. Ağrı ile birlikte bel kaslarında sertleşme basmakla hassasiyet, belde bulunan hafif çukurlukta düzleşme ve bel hareketlerinde kısıtlanmalar olabilir. Ancak kireçlenmenin her zaman veya sürekli olarak ağrıya yol açmadığı unutulmamalıdır. Ağrılı dönemlerde istirahat, ilaç tedavisi, fizik tedavi ve kaplıca tedavisi önerilir. Bu hastalar kilo almamalı, fazla kilosu olanlar zayıflamalı ve bel - karın-sırt kasların kuvvetlendirici egzersizler yapmalıdırlar.
5- Kemik erimesi (Osteoporoz):
Daha çok menopoza giren yani adetten kesilen kadınlarda ve ileri yaşlardı görülür. Minyon tipli, beyaz tenli, çok doğum yapan veya hiç doğum yapmayan, hareketsiz bir hayat süren, sigara alkol ve kolalı içkileri fazla tüketen ve ailesinde bu hastalığı olan Kadınlarda osteoporoz daha fazla görülür.
Kemikler normal sertliklerini kaybedip yumuşarlar. Bazı hastaların omur kemiklerinde çökme şeklinde kırıklar görülür. Kol ve bacak kemiklerinde kırılabilir. Hastalarda bel ve sırt ağrıları ve yaygın kemik ağrısı yakınmaları vardır. Ayrıca bel kaslarında serdeşme, kamburluk veya bel kemiğinde eğrilikler, boyda kısalma meydana gelir.
Osteoporozda ilk yapılacak şey hastaya olayın kemik erimesi değil kemik zayıflığı olduğunun anlatılmasıdır. Daha sonra D vitamini ve kalsiyumdan zengin, proteini bol diyet verilir. Günde 2 bardak süt veya yoğurt, bol yeşil sebze tavsiye edilir.Özellikle beyaz ve kaşar peynirde, pekmezde kalsiyum çok fazladır. Kola ve kahve yerine maden suları ve süt içilmesi tavsiye edilir.
Tedavide, kemikleri kuvvetlendiren bazı ilaçlar kullanılır. Ağrılar için antiromatizma ilaçlar, ağrı kesiciler ve kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Fizik tedavi programı gerek kasları gerekse kemikleri güçlendirme açısından ve ağrıların azaltılması için tavsiye edilir. Güneş banyosu çok önemli, faydalı ve ucuzdur. Kaplıca tavsiye edilebilir. Özellikle düzenli ve yorucu olmayan egzersizler mutlaka yapılmalıdır. Bu amaçla günde ortalama 1 saat kadar hızlı adımlarla belli bir tempoda yürüme önerilir. Güneş banyosunda dikkat edilecek şey güneşin direk cilde vuruş olmasıdır. Özellikle kadınlarda sigara, alkol ve kolalı içecekler yasaklanmalıdır.
6- Yangılı romatizmal hastalıklar, nefes darlığı sırt ağrısı
Özellikle ankilozan spondilit, genç yaştaki erkeklerde bel bölgesinde kronik ağrı meydana getiren bir romatizmal hastalıktır. Ayrıca iltihaplı barsak hastalığı olanlarda, uzun süreli ishal (özellikle) kanlı ishal idrar yollarına ait iltihaplanma ve bel soğukluğu geçirenlerde ve sedef hastalığı olanlarda ve bazen de Behçet hastalığında bel ağrısı ortaya çıkabilir. Bazende bel ağrısı yapan iltihaplı romatizmanın nedeni bulunamayabilir.
İltihaplı bel romatizmasına bağlı bel ağrılarında hastaların en önemli şikayetleri bel ağrısı ve kalça ağrısıdır. Ağrı istirahatta ' özellikle gece sabaha karşı artar. Hasta sabahlan belinde ağrı ve tutukluk ile kalkar. Bir süre hareket ettikten sonra beldeki tutukluk ve ağrı azalır. Ancak çoğu zaman olay aylarca devam eder. Bu tip romatizma! hastalıklar zamanla omurgadan yukarıya doğru ilerler ve sırt, boyun ağrılarına yol açarlar. Ağrı ile birlikte sırt ve bel kaslarında sertleşmeler, hassasiyet ve hareketlerde kısıtlanmalar görülür. Zamanla hastalık kişiyi öne doğru bükerek kamburlaştırır. Hastalık bazen gözleri, akciğerleri, kalbi ve böbrekleri de etkileyebilir.
Yangılı bel romatizmalarının tedavisinde antiromatizmal ilaçlar, kas gevşeticiler ve ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Fizik tedavi araçları ve kaplıca önerilir. Hasta sigara içmemeli, kapalı ve havasız yerlerde bulunmamalı, bedenen ve ruhen streslerden uzak durmalıdır.
7- Omurganın iltihabı hastalıkları:
Bel bölgesindeki iltihabi olaylar bel ağrısına yol açabilirler. Bu hastalıklar içinde stafîlokoklar, sreptokoklar, verem mikrobu, bruselloz mikrobu ve mantarların yaptıkları iltihaplanmalar en sık görülenleridir. Hastalarda bel ağrısı ile birlikte üşüme, titreme ve ateş nöbetleri, iştahsızlık, halsizlik ve kilo kaybı görülebilir.
Antimikrobik ilaçlar ve antiromatizmal ilaçlarla tedavi mümkündür.
8- Tümörler ve sırt kaburga ağrısı
Bel bölgesindeki yapılardan kaynaklanan iyi ve kötü huylu tümörlerde bel ağrısı yapabilirler. Özellikle kanser vb. hastalıklar uzun bir süre içinde ve sinsi bir şekilde yerleşerek gözden kaçan bir bel ağrısı sebebi olarak hastayı hekime getirebilirler. Bu hastalar antiromatizmal ilaçlardan ve ağrı kesici ilaçlardan fazla faydalaşmazlar. Ayrıca tümöre bağlı olarak halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi sistemik belirtilerde olabilir.
Tedavi, tümörün cinsine göre değişir. İyi huylu ve yayılmamış olanlar ameliyatla çıkarılır. Kötü huylu olanlar cerrahi olarak veya ışın tedavisi ile yada kemoterapötik ilaçlarla tedavi edilir. Vücudun diğer bölgelerine yerleşen bazı kanser türleri de bele yayılarak belde ağrıya yol açabilirler.
9- Mekanik bel ağrıları:
Bir bacağın diğerinden kısa olması, düztabanlık, bel veya karın kaslarının zayıf olması, hamilelik, şişmanlık, omurganın şekil ve yapı bozuklukları ile diz ekleminin şekil bozuklukları da belde ağrıya yol açabilir.
Bel ve karın kaslarının zayıflığı, uzun süre yatan kişilerde ve hamilelerde doğumdan sonra sık görülür. Bu hastalarda özellikle kısa süreli bir faaliyetten veya hafif yorgunluklardan sonra bel ağrısı ortaya çıkar. Ağrı genellikle belde olup bacaklara yayılmaz ve istirahatla düzelir. Bu grup hastalıkların tedavisi daha çok nedene yöneliktir. Yani hasta kilolu ise zayıflatılır. Bel ve karın kasları zayıf ise egzersizler ve fizik tedavi programı ile kaslar kuvvetlendirilir. Düz tabanlık varsa tabanlık veya ortopedik ayakkabı verilir. Bacak kısalığı varsa, kısalığı giderici ortopedik ayakkabı verilir. Mekanik bel ağrılarının tedavisinde ise egzersizlerin rolü çok önemlidir.
10- İç organlardan yayılan ağrılar:
Bir çok iç organ hastalığı bele yansıyan ağrıya yol açabilir. Bunlardan kadın üreme organlarının iltihabi hastalıkları, rahim dönüklüğü, barsak iltihaplanmaları, kalın barsak tümörleri, mide, pankreas ve safra kesesi hastalıkları, barsak parazitleri, karındaki büyük damarlara ait balonlaşmalar veya tıkanmalar, böbrek iltihabı veya böbrek taşları bu hastalıkların bazılarıdır.
11- Omurgaya ait kırık, çıkık ve kaymalar:
Genellikle yüksekten düşme, iş veya trafik kazası veya zor doğumlara bağlı olarak omur kemiklerinde kayma, kırık veya çıkık gelişebilir. Bu hastalıkların tedavisi çelik korse ile beli sabit hale getirme ile veya cerrahi olarak çivi veya platin takarak beli sabitleştirmekle olur,
12- Psikolojik bel ağrıları ve hamilelik sırt ağrısı
Sinir veya ruhsal sistemi rahatsız insanlarda çoğu kez bel ağrısı da görülmektedir. Bu hastalarda gerek muayenede gerekse çekilen filim ve yapılan tahlillerde bir bozukluk saptanamaz. Hastalara biraz zaman ayırıp iyice dinlenirse altta yatan psikolojik nedenler açığa çıkarılacaktır. Tedavi; öncelikle ruhsal rahatsızlığa yönelik tedavi şeklinde düzenlenmelidir.
13- Nadir görülen bel ağrısı nedenleri:
Bel bölgesinde hareketin kolay olmasına yardımcı bazı keseler vardır. Bunların iltihaplanması, kas kılıfları arasına kayan yağ fıtıkları da nadirde olsa bel ağrısı yapabilir. Bu hastalarda tedavi programı asıl nedene yönelik olarak düzenlenmelidir.
Bel ve sırt ağrılı hastalara önemli tavsiyeler:
a- Hareket ediniz ve düzenli egzersiz yapınız.
b- Otururken, çalışırken ve ayakta dururken belinizi dik tutunuz. Otururken belinizin arkasına yastık koyunuz.
c- Yerden ağır bir yükü mutlaka kaldırmanız gerekiyorsa çömelerek kaldırınız. Mümkünse parça parça kaldırınız ve kaldırırken gövdeye yakın tutunuz.
d- Yükü sırtınızda veya iki elinize paylaştırarak taşıyınız.
e- Ayakta uzun süre duracaksanız bir ayağınızın altına bir yükseklik koyunuz. Özellikle hanımlar ütü yaparken üzerine bastıkları ayakları sık sık değiştirmelidirler. Diş fırçalanırken lavabo kenarından tutulabilir.
f- Yatağınızın altı düz ve sert olsun. Yattığınızda ayaklarınızı kanınıza doğru çekiniz. Veya yan yatınız. Yataktan ani kalkmayınız, yan dönerek ve destekle kalkınız.
g- Yüzme, yürüme vb. spor aktivitelerinde bulununuz.
h- Hergün düzenli bel, sıt ve karın adalelerine yönelik egzersiz yapınız.
ı- Araba kullanırken direksiyona yakın oturunuz. Ani fren yapmaktan kaçınınız.
i- Ayakkabı bağlarken çömeliniz veya bir ayağınızı yükseğe kaldırarak bağlayınız.
j- Ev hanımları işinize sık sık ara verin ve gevşemiş olarak dinlenin.
k- Yatak ve koltuklarınız çok yumuşak olmasın.
1- Bulaşık makinenizi vücudunuz dönük iken boşaltmayın. Elinizi bir yere dayayın, çömelin ve makineyi öyle boşaltın.
m- Çorap ve ayakkabılarınızı giymek için oturduğunuz sandalyede biraz öne kayın, arkaya yaslandıktan sonra ayağınızı havaya kaldırarak giyin.
n- Elektririk süpürgesini kullanırken dik durun. Faraşla yerden bir şey alırken çömelin.
o- Kullandığınız raf ve dolaplar uygun yükseklikte olsun.
El Agrilari ve El Bilek Agrisi
El Bileği ve El Ağrıları
Elde ağrı yapan hastalıklar dirsek ağrısı yapan hastalıklara benzerler.
1- Eldeki tendonların yangılanmaları,
2- Romatizmal hastalıklar
3- Kireçlenmeler
4- Travmalar
5- Doğuştan veya sonradan olma şekil bozuklukları
6- Sinir sıkışma rahatsızlıkları
7- Enfeksiyonlar ve tümörler
8- Damar hastalıkları
Bilekte Ağrı
Eldeki tendonlarda tendinit denilen yangılanmalara sık olmamakla birlikte rastlanır. Bazı romatizmal hastalıklar el bileği ve el eklemlerini etkilemektedirler. Özellikle romatoid artrit birinci olarak el ve el parmaklarını etkilemektedir.
Elde başparmakta kireçlenme görülebilir. Ayrıca ileri yaşlarda parmak eklemlerinde hafif şişliklerle karakterize kireçlenmeler görülebilir. Parmak eklemlerindeki kireçlenmelerin ağrıdan ziyade estetik açıdan kişiyi rahatsız etmesi söz konusudur.
El Parmak Ağrısı
Ele giden sinirler içinde en sık olarak sıkışan 1. ve 2. parmağa giden sinirin sıkışmasıdır. Bu sinir bilekte sıkışarak elde uyuşma, karıncalanma ve kuvvetsizlik gibi belirtilere yol açar.
El ve el bileği günlük hayatta sık sık darbelerle zedelenebilir. Darbeler elde değişik derecelerde rahatsızlık ve ağrıya yol açarlar.
Elde zaman zaman iltihaplanma ve tümör gelişmesi de görülebilir. Ayrıca el damarlarının ya sistemik bir hastalığa bağlı olarak ya da lokal olarak etkilenmesi sonucu damar hastalıklarına bağlı ağrılar görülebilir.
El ve bilek ağrılarıda tedavi, esas hastalığa yönelik olmalıdır. Elin tendinit ve kireçlenmelerinde ilaç ve fizik tedavi önerilir. Tümörler ameliyatla çıkarılır. Damar hastalıklarında da damar genişletici ilaçlar tavsiye edilir.
Elde ağrı yapan hastalıklar dirsek ağrısı yapan hastalıklara benzerler.
1- Eldeki tendonların yangılanmaları,
2- Romatizmal hastalıklar
3- Kireçlenmeler
4- Travmalar
5- Doğuştan veya sonradan olma şekil bozuklukları
6- Sinir sıkışma rahatsızlıkları
7- Enfeksiyonlar ve tümörler
8- Damar hastalıkları
Bilekte Ağrı
Eldeki tendonlarda tendinit denilen yangılanmalara sık olmamakla birlikte rastlanır. Bazı romatizmal hastalıklar el bileği ve el eklemlerini etkilemektedirler. Özellikle romatoid artrit birinci olarak el ve el parmaklarını etkilemektedir.
Elde başparmakta kireçlenme görülebilir. Ayrıca ileri yaşlarda parmak eklemlerinde hafif şişliklerle karakterize kireçlenmeler görülebilir. Parmak eklemlerindeki kireçlenmelerin ağrıdan ziyade estetik açıdan kişiyi rahatsız etmesi söz konusudur.
El Parmak Ağrısı
Ele giden sinirler içinde en sık olarak sıkışan 1. ve 2. parmağa giden sinirin sıkışmasıdır. Bu sinir bilekte sıkışarak elde uyuşma, karıncalanma ve kuvvetsizlik gibi belirtilere yol açar.
El ve el bileği günlük hayatta sık sık darbelerle zedelenebilir. Darbeler elde değişik derecelerde rahatsızlık ve ağrıya yol açarlar.
Elde zaman zaman iltihaplanma ve tümör gelişmesi de görülebilir. Ayrıca el damarlarının ya sistemik bir hastalığa bağlı olarak ya da lokal olarak etkilenmesi sonucu damar hastalıklarına bağlı ağrılar görülebilir.
El ve bilek ağrılarıda tedavi, esas hastalığa yönelik olmalıdır. Elin tendinit ve kireçlenmelerinde ilaç ve fizik tedavi önerilir. Tümörler ameliyatla çıkarılır. Damar hastalıklarında da damar genişletici ilaçlar tavsiye edilir.
Dirsek Agrilari Kol Dirsek Agrisi
Dirsek ağrıları, Kol Dirsek Ağrısı
Dirsek ağrısı yapan romatizmal hastalıklar şunlardır.
1- Romatizmal hastalıklar: Özellikle romatoid artrit, ateşli romatizma ve gut dirsek eklemini etkileyebilir.
2- Dirsek kireçlenmesi: İleri yaşlarda ve sağ tarafta dirsek kireçlenmesi görülebilir. Özellikle tekrarlayan dirseğe yönelik travmalar sonucu kireçlenme gelişir.
3- Dirseğe yönelik darbeler: Darbenin ağırlığına göre dirsek ekleminin yapısını bozarak eklemde ağrıya yol açarlar.
Dirsekte Ağrı
4- Tendinit ve bursitler: Dirsekteki kirişler ve bursa denilen keseciklerde zaman zaman yangılama meydana gelebilmektedir.
Pratikte en sık görülen dirsek ağrısı nedeni tendinizlerdir. Dirseğin belli hareketlerinde hasta ağrı tarif eder. Eklemde hassasiyet vardır.
5- Sinir sıkışmaları: Ellere giden sinirler bazen dirsekte sıkışarak ele yayılan ağrılara neden olabilirler.
6- Dirsek tüberkülozu: Bazı enfeksiyonlar ve tüberküloz (verem) dirsek ekleminde ağrıya neden olabilir.
7- Doğuştan olma hastalıklar: Doğuştan olma bazı hastalıklarda dirsekte ağrı nedeni olabilirler. Dirseğin tekrarlayan çıkığı, miyozitis ossifıkans, gibi hastalıklar doğuştan veya sonradan olabilir ve dirsekte ağrıya yol açarlar.
Dirsek ağrısı tedavisi:
Hastalığın kesin nedeni ortaya konulduktan sonra tedaviye başlanır. Bazen boyun ve omuz ağrılarında dirseğe yayılabildiğini unutmamak gerekir. Ağrılı dönemde eklem dinlendirilir. Ancak mutlaka istirahat süresi içinde ekleme pasif zorlayıcı olmayan hareketler yaptırılmalıdır. Romatizma ilaçları ve ağrı kesiciler verilir. Lokal enjeksiyon oldukça faydalıdır. Fizik tedavi araçları kullanılır. Özellikle tendinit ve kireçlenmelerde derin ısıtıcılar fayda verirler.
Dirsek ağrısı yapan romatizmal hastalıklar şunlardır.
1- Romatizmal hastalıklar: Özellikle romatoid artrit, ateşli romatizma ve gut dirsek eklemini etkileyebilir.
2- Dirsek kireçlenmesi: İleri yaşlarda ve sağ tarafta dirsek kireçlenmesi görülebilir. Özellikle tekrarlayan dirseğe yönelik travmalar sonucu kireçlenme gelişir.
3- Dirseğe yönelik darbeler: Darbenin ağırlığına göre dirsek ekleminin yapısını bozarak eklemde ağrıya yol açarlar.
Dirsekte Ağrı
4- Tendinit ve bursitler: Dirsekteki kirişler ve bursa denilen keseciklerde zaman zaman yangılama meydana gelebilmektedir.
Pratikte en sık görülen dirsek ağrısı nedeni tendinizlerdir. Dirseğin belli hareketlerinde hasta ağrı tarif eder. Eklemde hassasiyet vardır.
5- Sinir sıkışmaları: Ellere giden sinirler bazen dirsekte sıkışarak ele yayılan ağrılara neden olabilirler.
6- Dirsek tüberkülozu: Bazı enfeksiyonlar ve tüberküloz (verem) dirsek ekleminde ağrıya neden olabilir.
7- Doğuştan olma hastalıklar: Doğuştan olma bazı hastalıklarda dirsekte ağrı nedeni olabilirler. Dirseğin tekrarlayan çıkığı, miyozitis ossifıkans, gibi hastalıklar doğuştan veya sonradan olabilir ve dirsekte ağrıya yol açarlar.
Dirsek ağrısı tedavisi:
Hastalığın kesin nedeni ortaya konulduktan sonra tedaviye başlanır. Bazen boyun ve omuz ağrılarında dirseğe yayılabildiğini unutmamak gerekir. Ağrılı dönemde eklem dinlendirilir. Ancak mutlaka istirahat süresi içinde ekleme pasif zorlayıcı olmayan hareketler yaptırılmalıdır. Romatizma ilaçları ve ağrı kesiciler verilir. Lokal enjeksiyon oldukça faydalıdır. Fizik tedavi araçları kullanılır. Özellikle tendinit ve kireçlenmelerde derin ısıtıcılar fayda verirler.
Omuz Agrilari Boyun Omuz Agrisi
Omuz Ağrıları, Boyun Omuz Ağrısı
Omuz günlük hayatta çok kullanılan ve darbelere, zorlanmalarla karşı karşıya kalan bir eklemdir. Özellikle sağ taraf sola kıyasla bazı tür romatizmal hastalıklara karşı hasas olup daha kolay etkilenmektedir. Omuz ağrısı yapan sebepler çok çeşitlidir.
Omuz ağrısı nedenleri:
1- Omuzdaki tendonlann (Kirişlerin) romatizmaları.
Omuz eklemi tarafında omuza hareket yaptıran kas ve bunların kirişleri bulunmaktadır. Bu kirişler zaman zaman tekrarlayan hareketlerden dolayı veya darbeler, bazı romatizmal hastalıklar, şeker hastalığı gibi sebeplere bağlı olarak rahatsızlanmakta ve yangı ortaya çıkmaktadır. Olay ilerlerse bu kirişlerde kireçlenme dahi oluşmaktadır. Özellikle ağır ve yorucu işlerde çalışan ve kolunu kullananlarda bu kirişler daha sık etkilenmektedirler. Kirişlerin romatizmalarında omuzda hassasiyet ve özellikle hasta kirişin yaptırdığı bazı omuz hareketlerinde ağrı söz konusudur.
Tendon romatizmalarının tedavisi; istirahat, ilaçlar, fizik tedavi, lokal enjeksiyon ve sistemik bir hastalığa bağlı ise sistemik hastalığın tedavisi şeklindedir.
Sol Omuz Ağrısı
2- Biseps kasının ve tendonunun yangılanması: Yine tekrarlayan hareketler başta olmak üzere bazı romatizmal hastalıklara bağlı olarak biseps kasının kendisi ve kirişinde yangılanma olabilir. Özellikle kolun zorlanarak bükülmesinde hasta ağrı tarif eder.
3- Donuk omuz (Frozen shoulder): Herhangi bir nedenle omuz ekleminin uzun bir süre hareketsiz bırakılması ile gelişen omuz ekleminin etrafındaki kapsülün sertleşmesi ve omuz hareketlerinde ağrı ve sınırlılık ile karakterize bir rahatsızlıktır. Özellikle omuz hareketsiz bırakılırsa omuzdaki kapsül sertleşir. Omuz etrafındaki kaslar zayıflar, sertleşir. Hastalığın ileri dönemlerinde omuz kemikleri de zayıflar.
Donuk omuza yol açan nedenler içinde omuza yönelik ciddi ve tekrarlayan hafif travmalar, omuz ekleminin romatizmal hastalıkları, gut ve şeker hastalığı, omuz ekleminin iltihabi hastalıkları, akciğer tümörleri, kalp hastalıkları, meme kanserleri, felçler ve depresyon sayılabilir. Omuz Sırt Ağrısı.
Hasta omzunda hafif bir ağrı olduğunu omzunu dinlendirmek için hareket ettirmediğini bir iki hafta sonra omuz ağrısının çok arttığını hatta omzunu hareket ettiremediğini söyler.
Donuk omuzun tedavisi mümkündür, sabırlı olmak gerekir.
Hastaya ağrılı dönemde ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar verilir. Gerekirse omuz eklemine kortizon ve lokal anestezik ihtiva eden ilaçlar enjekte edilir. Fizik tedavi programı uygulanır. Derin ısıtıcı araçlar omuz eklemi kapsülünü yumuşatarak gevşetir. Daha sonra eklemi zorlayıcı egzersizler uygulanarak eklem hareketleri açılır. İnatçı vakalarda ameliyatla omuz eklemindeki sertlik giderilir. Koruyucu olarak ta eklemin sebep ne olursa olsun ağrılı dönemlerde istirahat ettirilirken bile günde birkaç kez hafif hafif hareket ettirilmesi gerektiği mutlaka söylenmelidir.
4- Fibrozit (kas romatizması): Özellikle 25–30 yaşları arasında ve çalışan bayanlarda (sekreter vb.) omuzda kas romatizması sık görülür. Bu hastalar çoğu zaman gergin ve telaşlı kişilerdir. Muayenede omuz eklemi etrafındaki kaslarda sertleşme ve hassasiyet bulunur. Omuz hareketleri azalmıştır. Omuzdan başka diğer kaslarda da çoğu zaman hasta ağrısı olduğunu söyler.
5- Romatizmal hastalıklar: Yangılı romatizmal hastalıkların hemen hepsi omuz eklemini etkileyebilirler. Yangılı hastalıkların etkilediği omuz ekleminde ağrı, şişlik, hassasiyet ve hareket sınırlılığı vardır.
Tedavi, genel romatizmal hastalığın tedavisi şeklindedir.
6- Travmalar ve Omuz Ağrısı için: Omuz eklemine yönelik sporla ilgili veya düşme, kaza şeklindeki darbeler omuz eklemi bütünlüğünü değişik derecelerde bozarak omuzda ağrıya yol açar. Darbenin ağırlığına göre omuz ekleminde kemikler, kaslar, bağlar, kıkırdak veya eklemin diğer dokuları zedelenebilir. Ortopedistlerinde yardımıyla incinen eklem dokusu tamir edilir. Daha sonraki dönemde ise fizik tedavi programı ile eklem eski hareketliliğine kavuşturulur.
7- Doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları: Diğer eklemlerde olduğu gibi omuz bölgesinde de doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları olabilmektedir. Bu yapı bozuklukları değişik şekillerde omuzda rahatsızlığa yol açarlar. Tedavi esas nedenin giderilmesine yöneliktir.
8- Enfeksiyonlar ve tümörler ve omuz eklem ağrısı: Omuz bölgesinde zaman zaman enfeksiyonlar gelişebilmektedir. Enfeksiyon omuzda yerleştiği zaman hastada bazı sistemik belirtilerde olduğu için tanısı kolay olur.
İyi huylu ve kötü huylu tümörlerde zaman zaman omuz ekleminde görülebilir. Kötü huylu tümörler omuzdan kaynaklanabilir veya başka bir yerdeki tümörden yayılmış olabilir.
Tedavi cerrahi ve ilaç tedavisi şeklindedir. Daha sonra da omuzun hareketlerini artırmak için fizik tedavi yapılır.
9- Yayılan ağrılar: Boyun bölgesinin ağrılı hastalıkları ve bazı iç organ hastalıklarının ağrıları omuza yayılabilir. Özellikle kalp ağrıları sol omuza vurabilir,. Akciğer tümörleri, mide ve yemek borusu hastalıkları ve bazı sinir hastalıklarının ağrıları omuza yayılabilir. Tedavi esas sebebe yöneliktir.
Omuz günlük hayatta çok kullanılan ve darbelere, zorlanmalarla karşı karşıya kalan bir eklemdir. Özellikle sağ taraf sola kıyasla bazı tür romatizmal hastalıklara karşı hasas olup daha kolay etkilenmektedir. Omuz ağrısı yapan sebepler çok çeşitlidir.
Omuz ağrısı nedenleri:
1- Omuzdaki tendonlann (Kirişlerin) romatizmaları.
Omuz eklemi tarafında omuza hareket yaptıran kas ve bunların kirişleri bulunmaktadır. Bu kirişler zaman zaman tekrarlayan hareketlerden dolayı veya darbeler, bazı romatizmal hastalıklar, şeker hastalığı gibi sebeplere bağlı olarak rahatsızlanmakta ve yangı ortaya çıkmaktadır. Olay ilerlerse bu kirişlerde kireçlenme dahi oluşmaktadır. Özellikle ağır ve yorucu işlerde çalışan ve kolunu kullananlarda bu kirişler daha sık etkilenmektedirler. Kirişlerin romatizmalarında omuzda hassasiyet ve özellikle hasta kirişin yaptırdığı bazı omuz hareketlerinde ağrı söz konusudur.
Tendon romatizmalarının tedavisi; istirahat, ilaçlar, fizik tedavi, lokal enjeksiyon ve sistemik bir hastalığa bağlı ise sistemik hastalığın tedavisi şeklindedir.
Sol Omuz Ağrısı
2- Biseps kasının ve tendonunun yangılanması: Yine tekrarlayan hareketler başta olmak üzere bazı romatizmal hastalıklara bağlı olarak biseps kasının kendisi ve kirişinde yangılanma olabilir. Özellikle kolun zorlanarak bükülmesinde hasta ağrı tarif eder.
3- Donuk omuz (Frozen shoulder): Herhangi bir nedenle omuz ekleminin uzun bir süre hareketsiz bırakılması ile gelişen omuz ekleminin etrafındaki kapsülün sertleşmesi ve omuz hareketlerinde ağrı ve sınırlılık ile karakterize bir rahatsızlıktır. Özellikle omuz hareketsiz bırakılırsa omuzdaki kapsül sertleşir. Omuz etrafındaki kaslar zayıflar, sertleşir. Hastalığın ileri dönemlerinde omuz kemikleri de zayıflar.
Donuk omuza yol açan nedenler içinde omuza yönelik ciddi ve tekrarlayan hafif travmalar, omuz ekleminin romatizmal hastalıkları, gut ve şeker hastalığı, omuz ekleminin iltihabi hastalıkları, akciğer tümörleri, kalp hastalıkları, meme kanserleri, felçler ve depresyon sayılabilir. Omuz Sırt Ağrısı.
Hasta omzunda hafif bir ağrı olduğunu omzunu dinlendirmek için hareket ettirmediğini bir iki hafta sonra omuz ağrısının çok arttığını hatta omzunu hareket ettiremediğini söyler.
Donuk omuzun tedavisi mümkündür, sabırlı olmak gerekir.
Hastaya ağrılı dönemde ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar verilir. Gerekirse omuz eklemine kortizon ve lokal anestezik ihtiva eden ilaçlar enjekte edilir. Fizik tedavi programı uygulanır. Derin ısıtıcı araçlar omuz eklemi kapsülünü yumuşatarak gevşetir. Daha sonra eklemi zorlayıcı egzersizler uygulanarak eklem hareketleri açılır. İnatçı vakalarda ameliyatla omuz eklemindeki sertlik giderilir. Koruyucu olarak ta eklemin sebep ne olursa olsun ağrılı dönemlerde istirahat ettirilirken bile günde birkaç kez hafif hafif hareket ettirilmesi gerektiği mutlaka söylenmelidir.
4- Fibrozit (kas romatizması): Özellikle 25–30 yaşları arasında ve çalışan bayanlarda (sekreter vb.) omuzda kas romatizması sık görülür. Bu hastalar çoğu zaman gergin ve telaşlı kişilerdir. Muayenede omuz eklemi etrafındaki kaslarda sertleşme ve hassasiyet bulunur. Omuz hareketleri azalmıştır. Omuzdan başka diğer kaslarda da çoğu zaman hasta ağrısı olduğunu söyler.
5- Romatizmal hastalıklar: Yangılı romatizmal hastalıkların hemen hepsi omuz eklemini etkileyebilirler. Yangılı hastalıkların etkilediği omuz ekleminde ağrı, şişlik, hassasiyet ve hareket sınırlılığı vardır.
Tedavi, genel romatizmal hastalığın tedavisi şeklindedir.
6- Travmalar ve Omuz Ağrısı için: Omuz eklemine yönelik sporla ilgili veya düşme, kaza şeklindeki darbeler omuz eklemi bütünlüğünü değişik derecelerde bozarak omuzda ağrıya yol açar. Darbenin ağırlığına göre omuz ekleminde kemikler, kaslar, bağlar, kıkırdak veya eklemin diğer dokuları zedelenebilir. Ortopedistlerinde yardımıyla incinen eklem dokusu tamir edilir. Daha sonraki dönemde ise fizik tedavi programı ile eklem eski hareketliliğine kavuşturulur.
7- Doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları: Diğer eklemlerde olduğu gibi omuz bölgesinde de doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları olabilmektedir. Bu yapı bozuklukları değişik şekillerde omuzda rahatsızlığa yol açarlar. Tedavi esas nedenin giderilmesine yöneliktir.
8- Enfeksiyonlar ve tümörler ve omuz eklem ağrısı: Omuz bölgesinde zaman zaman enfeksiyonlar gelişebilmektedir. Enfeksiyon omuzda yerleştiği zaman hastada bazı sistemik belirtilerde olduğu için tanısı kolay olur.
İyi huylu ve kötü huylu tümörlerde zaman zaman omuz ekleminde görülebilir. Kötü huylu tümörler omuzdan kaynaklanabilir veya başka bir yerdeki tümörden yayılmış olabilir.
Tedavi cerrahi ve ilaç tedavisi şeklindedir. Daha sonra da omuzun hareketlerini artırmak için fizik tedavi yapılır.
9- Yayılan ağrılar: Boyun bölgesinin ağrılı hastalıkları ve bazı iç organ hastalıklarının ağrıları omuza yayılabilir. Özellikle kalp ağrıları sol omuza vurabilir,. Akciğer tümörleri, mide ve yemek borusu hastalıkları ve bazı sinir hastalıklarının ağrıları omuza yayılabilir. Tedavi esas sebebe yöneliktir.
Boyun Agrilari Boyun Fitigi Agrisi
Boyun Ağrıları, Boyun Fıtığı Ağrısı
Boyun omurganın en hareketli bölümüdür. Boyun bölgesinin başı taşımanın yanında baş ile gövde arasında geçiş bölgesi olma görevi vardır. Boyun bölgesinin içinden beyinden çıkan sinirler ve omurilik ile beyine giden damarlar bulunmaktadır. Özellikle omurilik boyunda dar bir kanalda bulunmaktadır. Boyun bölgesinin üst kısmı az hareketli alt kısmı ise daha hareketlidir. Boyun bölgesi 7 adet omurdan oluşur. Bu omurlar arasında disk denilen yastıcıklar bulunur. Bu yastıkcıklar ve boyun omurlarının özel yapıları sayesinde boyun değişik yönlere hareket edebilme yeteneği kazanmıştır. Ayrıca boyunda kemiklerin özel yapısı ve disklerin ön kısımlarının alçak olması nedeniyle hafif bir çukurluk bulunmaktadır. Hassas ve çok hareketli bir bölge olan boyun pek çok sebebe bağlı olarak etkilenebilir.
Boyun Ağrısı Nedenleri
1- Doğuştan olma şekil ve yapı bozuklukları
2- Travmalar, duruş bozuklukları, çevre faktörleri
3- Kireçlenmeler
4- Kas romatizması (fıbrozit)
5- Boyun fıtıkları
6- Ütihabi romatizmal hastalıklar
7- Enfeksiyonlar
8- Tümörler
9- Sinir ve damarların sıkışmaları
10- Metabolik hastalıklar
11- Sistemik hastalıklar 12-Yayılan ağrılar
Erişkin insanlar hayatlarının herhangi bir döneminde mutlaka bir boyun ağrılı dönem geçirmişlerdir. Boyun ağrısı boyuna lo-kalize olabileceği gibi omuzlara, sırta veya kollara yayılabilir. Sanayide ve tarımda çalışan işlerde boyun ağrısı görülme ihtimali daha yüksektir. Boyun ve kol ağrısı olanların yaklaşık % 70'i 1 ay içinde düzelir. Yaklaşık 1/3'ü tekrarlar. Bel ağrısına kıyasla daha az görülmekle birlikte boyun ağrısının sakatlık yapma ihtimali daha yüksektir.
Baş Boyun Ağrısı
1- Doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları:
Boyun bölgeside doğuştan bazı şekil bozuklukları olabilmektedir. Bu yapı ve şekil bozuklukları boyun kaslarında ve bağlarında zorlanmalara, boyun kemikleri arasındaki disklerde yüklenmelere yol açarak boyun bölgesinin hareketliliğini azaltır. Sonuçta günlük yaşamda boyun zorlanmaması gerekirken zorlanarak incinir ve boyun ağrıları ortaya çıkar. Hatta orta dereceli zorlanmalarda boyun fıtıkları gelişebilmektedir. Bu şekil bozuklukları bazen kollara giden damar ve sinirlerinde sıkışmasına yol açabilir. Hastalık doğuştan olmakla birlikte şekil bozuklukları genellikle ileri yaşlarda kemik ve kaslar yaşlandıkça çoğu zaman belirti vermektedirler.
2- Travmalar, duruş bozuklukları ve çevre faktörleri:
Boyun bölgesine yönelik darbeler, düşme, delici ve kesici bıçakla yaralanmalar boyundaki kaslarda, bağlarda, sinirlerde, dalarlarda, veya kemik ve disklerde hafif veya orta dereceli zedelenmelere yol açar. Bu zedelenmenin ağırlığına göre boyun bölgesinde lokal veya kollara, sırta yayılan ağrılar ortaya çıkar.
Günlük hayatta sıklıkla dikkat etmediğimiz oturma, ayakta durma ve yürüme gibi faaliyetlerimiz esnasında boyun bölgesi zorlanmaktadır. Özellikle uygun olmayan pozisyonlarda uzun süre oturma, çalışma, biçimsiz bir pozisyonda uzun süre uyuma, öne eğik uzun süre çalışma gibi faaliyetlerden sonra boyun bölgesinde ağrılar ortaya çıkabilir.
Ayrıca olumsuz çevre faktörleri diyebileceğimiz soğuk, rutubet, nem ve rüzgar gibi nedenlerde boyun kaslarında sertleşmelere yol açarak ağrıya neden olurlar.
Boyunda Ağrı
3- Kireçlenmeler
Boyun kireçlenmesi, ileri yaşlarda beklenilen kaçınılmaz bir olaydır. Boyun bölgesini oluşturan kemikler, diskler ve bağların dejenere olması sonucu ortaya çıkan kireçlenmede damar ve sinirler etkilenebilmektedir. Disklerde incelme, boyun kemiklerinde yeni kemik çıkıntılarının oluşması, kaslarda sertleşme ve elastikiyetlerinin azalması boyun kireçlenmesinin belirtileridir.
Yaşlılık yanında, günlük hayatın stres ve gerginlikleri, aşıı tekrarlayan ve zorlayıcı boyun hareketleri, boyuna yönelik küçük ve büyük travmalar boyundaki disklerin yapısını bozarak dejenerasyona yol açarlar. Kalıtımla ilgili bazı faktörler ve geçirilen bazı iltihabi hastalıklarda disklerin dejenere olmasına yol açan nedenlerdir. Doğuştan olma boyun şekil bozuklukları da kireçlenmeye sebep olabilir. Özellikle boyun kemiklerinin altta olan 5. ve 6. kemiklerinde kireçlenme daha sık görülür. 50 yaşın üzerindeki kişilerden boyun kireçlenmesi olmayan hemen hemen yok gibidir. Ancak çoğu zaman kireçlenme herhangi bir belirti vermez. Olayın üzerine binen ikinci bir olay (üşütme, cereyanda kalma, stres vb.) kireçlenme olan eklemde ağrıya yol açar. Boyun kireçlenmesinin klinik belirtileri kireçlenmenin olduğu kemik bölgesine, kireçlenmenin ağırlığına, hastanın yaşına ve psikolojik durumuna göre değişebilir.
En sık rastlanılan belirtiler boyunda ağrı, boyun kaslarında sertleşme ve zayıflama, boyun hareketlerinde sınırlılık, boyun bölgesinde hassasiyettir. Eğer kola giden sinirlerde sıkışma oluşursa kollarda uyuşma, karıncalanma, kuvvetsizlik ve incelme gibi belirtiler ilave olur. Bazen de beyine giden damarların boyunda kireçlenme nedeniyle sıkışması dolayısıyla baş dönmesi, yutma güçlüğü, kulak çınlaması, baş ağrısı, bulanık görme gibi değişik belirtiler ortaya çıkabilir.
4- Kas romatizması (Fibrozit):
Boyun bölgesindeki kaslarda sertleşme, spazm ve hassasiyetle karakterize olan kas romatizması özellikle orta yaştaki kadınlarda görülür. Gergin, hassas ve çalışan kadınlar daha sık etkilenir. Gergin kişilerde mevcut olan kas gerginliğine ilave olan yeni bir stres, soğuk, yorgunluk gibi ilave faktör kaslardaki gerginliği daha da artırarak kas sertleşmesini ağrı oluşturacak seviyeye getirir. Muayenede boyun bölgesinde üzleşme, kaslarda sertleşme ve hassasiyet, boyun hareketlerinde değişik yönlere ve değişik derecelerde sınırlanma ile kollarda uyuşma gibi belirtilere rastlanır. Hastalar şikayetlerinin soğuk, stres ve yorgunlukla arttığını, masaj, sıcak ve egzersizle azaldığını ifade ederler. Çoğu zaman bu kişilerde psikolojik sorunlar ve bazen de depresyon tespit edilir.
e- Boyun fıtıkları, Boyun Fıtığı Ağrısı
Boyunda özellikle alt kemiklerin arasında boyun fıtıkları gelişmektedir. Fıtıklaşma boyun kemiklerinin arasındaki disk denilen yastıkçıkların arkaya ve yana doğru taşması demektir. Boyun fıtıkları yaşlılığa bağlı olabilir. Bazen ters bir hareketle veya boyuna yönelik bir darbeden sonra (trafik kazası vb.) gelişebilir. Boyun fıtığı her zaman klinik belirti vermez. Bazen tesadüfen çekilen filmlerden sonra boyun fıtığı görülebilir. Hafif fıtıklar nor-°»al Alimlerde görülmeyebilir.
Boyun fıtığının belirtileri fıtığın ciddiyeti ile her zaman pare-lellik göstermeyebilir. Boyun fıtığı olanlarda boyunda ağrı, boyu-nun bazı yönlere hareketinde sınırlanmalar, boyun hareketi esnasında kola yayılan ağrılar, kollarda tek veya çift taraflı uyuşma, karıncalanma, kuvvetsizlik gibi sinir sıkışma belirtileri ve öksürme ve hapşırma ile boyunda veya kollara yayılan ağrılar gibi belirtiler vardır. Bu belirtilerin bir kısmı veya tamamı birlikte bulunur. Hasta çoğu zaman hastalığın başlangıcı olarak boynunu zorladığını veya ters bir hareket yaptığını hatırlar.
6- İltihabi (yangılı) romatizmal hastalıklar, Boyun Ağrı
Yangılı bazı romatizmal hastalıklar da boyun bölgesindeki yapıları etkileyebilir. Özellikle romatoid artrit ve çocuklarda görülen romatoid artrit ile ankilozan spondilit boyun bölgesini etkileyebilir. Bazen sadece boyunda ağrı, hassasiyet ve tutukluk ile kendini belli eden romatizmal hastalıklar bazen omurilikte sıkışma yaparak ciddi rahatsızlıklara hatta felçlere yol açabilmektedir.
7- Enfeksiyonlar:
Boyun bölgesinde yerleşen iltihaplanmalar da boyun ağrısı yapabilirler. İltihaplanma, kemikte, kaslarda, bağlarda sinirlerde veya omurilikte olabilir. Genellikle o bölgede ağrıyla birlikte şişlik, kızarıklık gibi iltihaplanma belirtileri yanında genel olarak ateş, halsizlik gibi belirtilerde vardır.
Ayrıca boğazdaki enfeksiyonlar (bademcik iltihabı, farenjit vb.) boyun ağrısı yapabilirler.
8- Tümörler:
Boyun bölgesine yerleşen iyi ve kötü huylu tümörlerde zaman zaman boyun ağrısı ile hekimin karşısına hastayı getirir. Tümörler genellikle yavaş ve ilerleyici bir seyir göstermeleri ile tanınırlar. Tümörler bazen boyundan başlayabilir. Bazen de başka bir bölgedeki kötü huylu tümör boyun bölgesine yayılabilir. Hastalığın klinik belirtileri tümörün cinsine ve yayılma derecesine bağlı olarak değişebilir. Özellikle ileri yaşlarda inatçı boyun ağrısı olanlarda tümör ihtimali unutulmamalıdır.
9- Sinir sıkışma hastalıkları:
Boyundan kola giden damar ve sinirler boyun bölgesinde sıkışabilir. Sıkışma nedeni doğuştan olabilen kemik ve kas şekil bozuklukları, yanlış kaynamış kırıklar, şiddetli kas spazmı, bazı meslekler veya sinir ve damarların şekil bozuklukları olabilir. Sinir sıkışması olanlarda boyun bölgesinde ağrı ile birlikte kola yayılan ağrılar kolda uyuşma, kuvvetsizlik, damarda sıkışmışsa solukluk, morarma gibi belirtiler ortaya çıkar. Genellikle bazı hareketlerde hastaların şikayetleri daha da artar.
10- Metabolik hastalıklar ve boyun kol ağrıları
Bazı metabolik hastalıklar boyun ağrısı nedeni olabilir. Özellikle ileri yaşlarda hanımlarda sık görülen osteoporoz denilen kemik zayıflığı boyun ağrısı yapabilir. Osteoporoza bağlı boyun ağrısı olanlar genellikle yaşlı hastalar olup boyun haretlerinde aşırı sınırlılık, ağrı ve boyun kaslarında sertleşme ile kendini belli ederler.
11 - Sistemik hastalıklar:
Bazı ateşli sistemik hastalıklarda tüm vücut gibi boyun bölgesinde etkilenir ve boyun ağrısı ortaya çıkabilir. Ayrıca hipertansiyon, hipotansiyon, uzun süreli uykusuzluk, gerginlik ve yorgunluklar da boyun ağrısı yapabilirler.
12- Yayılan ağrılar, boyun kas ağrısı
Boyun ağrısının nedeni her zaman boyun bölgesi olmayabilir. Bazen boyuna komşu bölgelerin romatizmal ağrıları boyuna yayılabilir. Özellikle omuz ağrüarının bazıları, bazı iç organ hastalıkları (mide, safra kesesi vb.) ve kalp hastalıklarının ağrıları boyuna yayılabilir. Bu nedenle boyun ağrılı hastalarda mutlaka komşu bölgelerinde değerlendirilmeleri gerekir.
Boyun Ağrısı Tedavisi
Boyun ağrılarında tedavi bazı yönleri ile ortak olmakla birlikte sebeplere göre kısmen değişiklik gösterir. Tedavi prensipleri şöyledir.
a-Hastanın eğitimi: Boyun bölgesi özellikle stres ve gerginlikten çok etkilenir. Bu nedenle boyun ağrılı hastalarda hastanın hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi çok önemlidir. Hastanın kafasındaki sorulara cevap verilmesi gerekir. Hastanın rahatlaması gerginliğinin azaltılması ağrıları bariz bir şekilde azaltır. Hastanın hekime güveni sağlanır. Hastanın hekime güvenmesi çok önemlidir.Zira hekime güvenmezse sık sık doktor değiştirerek tedavinin yarım kalmasına sebep olur.
b- İstirahat: Boyun ağrılı hastaların ağrılı dönemde kesin istirahatını sağlamak gerekir. İstirahat için en ideali yatak istirahatıdır. Böylece başın ağırlığı boyuna taşıtılmamış ve boyun hareketleri bir süre sınırlanmış olur. Yatak istirahatı yapamayan hastalarda boyun korsesi önerilir. Boyun korsesi çok uzun süre verilmemelidir. Yaklaşık 2-3 hafta çoğu zaman yeterlidir. Uzun süre boyun korsesi kullananlarda boyun kaslarında zayıflık, sertleşme ve psikolojik bağımlılık gelişmektedir.
c- Boyun Ağrısı İlaç tedavisi: Özellikle ağrılı dönemde yan etkisi olmayan romatizma ilaçları, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlardan hastalar fayda görürler. Sıkıntı ve gerginlik giderici ilaçları çoğu zaman vermek gerekmektedir. Özellikle akut ve şiddetli ağrılı vakalarda 1-2 ampul kortizon benzeri ilaçlar kalçadan veya boyun bölgesine kaslar içine yapılırsa hastalar çok fayda görürler. Ancak hangi ilaç verilirse verilsin olabilecek yan etkiler konusunda mutlaka hastanın uyarılması gerekir.
d- Boyun Ağrısı Tutulması ve Fizik tedavi programı: Boyun ağrılarında fizik tedavi araçları oldukça etkilidir. Yüzeysel ve derin ısıtıcı araçlar, elektrik akımları, masaj ve egzersizler hem hastanın şikayetlerini giderirler hem de hastalığın tekrarlama ihtimalini azaltırlar. Çünkü boyun kaslarında genellikle uzun süren boyun ağrılarını takiben güçsüzlük gelişmektedir. Fizik tedavi ve egzersiz ile boyun kaslarının güçlendirilmesi boyun ağrılarında çok önemlidir. Kaplıca önerilebilir.
e- Cerrahi tedavi: Tedavilere cevap vermeyen boyun ağrılarında gerekirse cerrahi girişim yapılarak mevcut rahatsızlık giderilir.
Boyun omurganın en hareketli bölümüdür. Boyun bölgesinin başı taşımanın yanında baş ile gövde arasında geçiş bölgesi olma görevi vardır. Boyun bölgesinin içinden beyinden çıkan sinirler ve omurilik ile beyine giden damarlar bulunmaktadır. Özellikle omurilik boyunda dar bir kanalda bulunmaktadır. Boyun bölgesinin üst kısmı az hareketli alt kısmı ise daha hareketlidir. Boyun bölgesi 7 adet omurdan oluşur. Bu omurlar arasında disk denilen yastıcıklar bulunur. Bu yastıkcıklar ve boyun omurlarının özel yapıları sayesinde boyun değişik yönlere hareket edebilme yeteneği kazanmıştır. Ayrıca boyunda kemiklerin özel yapısı ve disklerin ön kısımlarının alçak olması nedeniyle hafif bir çukurluk bulunmaktadır. Hassas ve çok hareketli bir bölge olan boyun pek çok sebebe bağlı olarak etkilenebilir.
Boyun Ağrısı Nedenleri
1- Doğuştan olma şekil ve yapı bozuklukları
2- Travmalar, duruş bozuklukları, çevre faktörleri
3- Kireçlenmeler
4- Kas romatizması (fıbrozit)
5- Boyun fıtıkları
6- Ütihabi romatizmal hastalıklar
7- Enfeksiyonlar
8- Tümörler
9- Sinir ve damarların sıkışmaları
10- Metabolik hastalıklar
11- Sistemik hastalıklar 12-Yayılan ağrılar
Erişkin insanlar hayatlarının herhangi bir döneminde mutlaka bir boyun ağrılı dönem geçirmişlerdir. Boyun ağrısı boyuna lo-kalize olabileceği gibi omuzlara, sırta veya kollara yayılabilir. Sanayide ve tarımda çalışan işlerde boyun ağrısı görülme ihtimali daha yüksektir. Boyun ve kol ağrısı olanların yaklaşık % 70'i 1 ay içinde düzelir. Yaklaşık 1/3'ü tekrarlar. Bel ağrısına kıyasla daha az görülmekle birlikte boyun ağrısının sakatlık yapma ihtimali daha yüksektir.
Baş Boyun Ağrısı
1- Doğuştan olma yapı ve şekil bozuklukları:
Boyun bölgeside doğuştan bazı şekil bozuklukları olabilmektedir. Bu yapı ve şekil bozuklukları boyun kaslarında ve bağlarında zorlanmalara, boyun kemikleri arasındaki disklerde yüklenmelere yol açarak boyun bölgesinin hareketliliğini azaltır. Sonuçta günlük yaşamda boyun zorlanmaması gerekirken zorlanarak incinir ve boyun ağrıları ortaya çıkar. Hatta orta dereceli zorlanmalarda boyun fıtıkları gelişebilmektedir. Bu şekil bozuklukları bazen kollara giden damar ve sinirlerinde sıkışmasına yol açabilir. Hastalık doğuştan olmakla birlikte şekil bozuklukları genellikle ileri yaşlarda kemik ve kaslar yaşlandıkça çoğu zaman belirti vermektedirler.
2- Travmalar, duruş bozuklukları ve çevre faktörleri:
Boyun bölgesine yönelik darbeler, düşme, delici ve kesici bıçakla yaralanmalar boyundaki kaslarda, bağlarda, sinirlerde, dalarlarda, veya kemik ve disklerde hafif veya orta dereceli zedelenmelere yol açar. Bu zedelenmenin ağırlığına göre boyun bölgesinde lokal veya kollara, sırta yayılan ağrılar ortaya çıkar.
Günlük hayatta sıklıkla dikkat etmediğimiz oturma, ayakta durma ve yürüme gibi faaliyetlerimiz esnasında boyun bölgesi zorlanmaktadır. Özellikle uygun olmayan pozisyonlarda uzun süre oturma, çalışma, biçimsiz bir pozisyonda uzun süre uyuma, öne eğik uzun süre çalışma gibi faaliyetlerden sonra boyun bölgesinde ağrılar ortaya çıkabilir.
Ayrıca olumsuz çevre faktörleri diyebileceğimiz soğuk, rutubet, nem ve rüzgar gibi nedenlerde boyun kaslarında sertleşmelere yol açarak ağrıya neden olurlar.
Boyunda Ağrı
3- Kireçlenmeler
Boyun kireçlenmesi, ileri yaşlarda beklenilen kaçınılmaz bir olaydır. Boyun bölgesini oluşturan kemikler, diskler ve bağların dejenere olması sonucu ortaya çıkan kireçlenmede damar ve sinirler etkilenebilmektedir. Disklerde incelme, boyun kemiklerinde yeni kemik çıkıntılarının oluşması, kaslarda sertleşme ve elastikiyetlerinin azalması boyun kireçlenmesinin belirtileridir.
Yaşlılık yanında, günlük hayatın stres ve gerginlikleri, aşıı tekrarlayan ve zorlayıcı boyun hareketleri, boyuna yönelik küçük ve büyük travmalar boyundaki disklerin yapısını bozarak dejenerasyona yol açarlar. Kalıtımla ilgili bazı faktörler ve geçirilen bazı iltihabi hastalıklarda disklerin dejenere olmasına yol açan nedenlerdir. Doğuştan olma boyun şekil bozuklukları da kireçlenmeye sebep olabilir. Özellikle boyun kemiklerinin altta olan 5. ve 6. kemiklerinde kireçlenme daha sık görülür. 50 yaşın üzerindeki kişilerden boyun kireçlenmesi olmayan hemen hemen yok gibidir. Ancak çoğu zaman kireçlenme herhangi bir belirti vermez. Olayın üzerine binen ikinci bir olay (üşütme, cereyanda kalma, stres vb.) kireçlenme olan eklemde ağrıya yol açar. Boyun kireçlenmesinin klinik belirtileri kireçlenmenin olduğu kemik bölgesine, kireçlenmenin ağırlığına, hastanın yaşına ve psikolojik durumuna göre değişebilir.
En sık rastlanılan belirtiler boyunda ağrı, boyun kaslarında sertleşme ve zayıflama, boyun hareketlerinde sınırlılık, boyun bölgesinde hassasiyettir. Eğer kola giden sinirlerde sıkışma oluşursa kollarda uyuşma, karıncalanma, kuvvetsizlik ve incelme gibi belirtiler ilave olur. Bazen de beyine giden damarların boyunda kireçlenme nedeniyle sıkışması dolayısıyla baş dönmesi, yutma güçlüğü, kulak çınlaması, baş ağrısı, bulanık görme gibi değişik belirtiler ortaya çıkabilir.
4- Kas romatizması (Fibrozit):
Boyun bölgesindeki kaslarda sertleşme, spazm ve hassasiyetle karakterize olan kas romatizması özellikle orta yaştaki kadınlarda görülür. Gergin, hassas ve çalışan kadınlar daha sık etkilenir. Gergin kişilerde mevcut olan kas gerginliğine ilave olan yeni bir stres, soğuk, yorgunluk gibi ilave faktör kaslardaki gerginliği daha da artırarak kas sertleşmesini ağrı oluşturacak seviyeye getirir. Muayenede boyun bölgesinde üzleşme, kaslarda sertleşme ve hassasiyet, boyun hareketlerinde değişik yönlere ve değişik derecelerde sınırlanma ile kollarda uyuşma gibi belirtilere rastlanır. Hastalar şikayetlerinin soğuk, stres ve yorgunlukla arttığını, masaj, sıcak ve egzersizle azaldığını ifade ederler. Çoğu zaman bu kişilerde psikolojik sorunlar ve bazen de depresyon tespit edilir.
e- Boyun fıtıkları, Boyun Fıtığı Ağrısı
Boyunda özellikle alt kemiklerin arasında boyun fıtıkları gelişmektedir. Fıtıklaşma boyun kemiklerinin arasındaki disk denilen yastıkçıkların arkaya ve yana doğru taşması demektir. Boyun fıtıkları yaşlılığa bağlı olabilir. Bazen ters bir hareketle veya boyuna yönelik bir darbeden sonra (trafik kazası vb.) gelişebilir. Boyun fıtığı her zaman klinik belirti vermez. Bazen tesadüfen çekilen filmlerden sonra boyun fıtığı görülebilir. Hafif fıtıklar nor-°»al Alimlerde görülmeyebilir.
Boyun fıtığının belirtileri fıtığın ciddiyeti ile her zaman pare-lellik göstermeyebilir. Boyun fıtığı olanlarda boyunda ağrı, boyu-nun bazı yönlere hareketinde sınırlanmalar, boyun hareketi esnasında kola yayılan ağrılar, kollarda tek veya çift taraflı uyuşma, karıncalanma, kuvvetsizlik gibi sinir sıkışma belirtileri ve öksürme ve hapşırma ile boyunda veya kollara yayılan ağrılar gibi belirtiler vardır. Bu belirtilerin bir kısmı veya tamamı birlikte bulunur. Hasta çoğu zaman hastalığın başlangıcı olarak boynunu zorladığını veya ters bir hareket yaptığını hatırlar.
6- İltihabi (yangılı) romatizmal hastalıklar, Boyun Ağrı
Yangılı bazı romatizmal hastalıklar da boyun bölgesindeki yapıları etkileyebilir. Özellikle romatoid artrit ve çocuklarda görülen romatoid artrit ile ankilozan spondilit boyun bölgesini etkileyebilir. Bazen sadece boyunda ağrı, hassasiyet ve tutukluk ile kendini belli eden romatizmal hastalıklar bazen omurilikte sıkışma yaparak ciddi rahatsızlıklara hatta felçlere yol açabilmektedir.
7- Enfeksiyonlar:
Boyun bölgesinde yerleşen iltihaplanmalar da boyun ağrısı yapabilirler. İltihaplanma, kemikte, kaslarda, bağlarda sinirlerde veya omurilikte olabilir. Genellikle o bölgede ağrıyla birlikte şişlik, kızarıklık gibi iltihaplanma belirtileri yanında genel olarak ateş, halsizlik gibi belirtilerde vardır.
Ayrıca boğazdaki enfeksiyonlar (bademcik iltihabı, farenjit vb.) boyun ağrısı yapabilirler.
8- Tümörler:
Boyun bölgesine yerleşen iyi ve kötü huylu tümörlerde zaman zaman boyun ağrısı ile hekimin karşısına hastayı getirir. Tümörler genellikle yavaş ve ilerleyici bir seyir göstermeleri ile tanınırlar. Tümörler bazen boyundan başlayabilir. Bazen de başka bir bölgedeki kötü huylu tümör boyun bölgesine yayılabilir. Hastalığın klinik belirtileri tümörün cinsine ve yayılma derecesine bağlı olarak değişebilir. Özellikle ileri yaşlarda inatçı boyun ağrısı olanlarda tümör ihtimali unutulmamalıdır.
9- Sinir sıkışma hastalıkları:
Boyundan kola giden damar ve sinirler boyun bölgesinde sıkışabilir. Sıkışma nedeni doğuştan olabilen kemik ve kas şekil bozuklukları, yanlış kaynamış kırıklar, şiddetli kas spazmı, bazı meslekler veya sinir ve damarların şekil bozuklukları olabilir. Sinir sıkışması olanlarda boyun bölgesinde ağrı ile birlikte kola yayılan ağrılar kolda uyuşma, kuvvetsizlik, damarda sıkışmışsa solukluk, morarma gibi belirtiler ortaya çıkar. Genellikle bazı hareketlerde hastaların şikayetleri daha da artar.
10- Metabolik hastalıklar ve boyun kol ağrıları
Bazı metabolik hastalıklar boyun ağrısı nedeni olabilir. Özellikle ileri yaşlarda hanımlarda sık görülen osteoporoz denilen kemik zayıflığı boyun ağrısı yapabilir. Osteoporoza bağlı boyun ağrısı olanlar genellikle yaşlı hastalar olup boyun haretlerinde aşırı sınırlılık, ağrı ve boyun kaslarında sertleşme ile kendini belli ederler.
11 - Sistemik hastalıklar:
Bazı ateşli sistemik hastalıklarda tüm vücut gibi boyun bölgesinde etkilenir ve boyun ağrısı ortaya çıkabilir. Ayrıca hipertansiyon, hipotansiyon, uzun süreli uykusuzluk, gerginlik ve yorgunluklar da boyun ağrısı yapabilirler.
12- Yayılan ağrılar, boyun kas ağrısı
Boyun ağrısının nedeni her zaman boyun bölgesi olmayabilir. Bazen boyuna komşu bölgelerin romatizmal ağrıları boyuna yayılabilir. Özellikle omuz ağrüarının bazıları, bazı iç organ hastalıkları (mide, safra kesesi vb.) ve kalp hastalıklarının ağrıları boyuna yayılabilir. Bu nedenle boyun ağrılı hastalarda mutlaka komşu bölgelerinde değerlendirilmeleri gerekir.
Boyun Ağrısı Tedavisi
Boyun ağrılarında tedavi bazı yönleri ile ortak olmakla birlikte sebeplere göre kısmen değişiklik gösterir. Tedavi prensipleri şöyledir.
a-Hastanın eğitimi: Boyun bölgesi özellikle stres ve gerginlikten çok etkilenir. Bu nedenle boyun ağrılı hastalarda hastanın hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi çok önemlidir. Hastanın kafasındaki sorulara cevap verilmesi gerekir. Hastanın rahatlaması gerginliğinin azaltılması ağrıları bariz bir şekilde azaltır. Hastanın hekime güveni sağlanır. Hastanın hekime güvenmesi çok önemlidir.Zira hekime güvenmezse sık sık doktor değiştirerek tedavinin yarım kalmasına sebep olur.
b- İstirahat: Boyun ağrılı hastaların ağrılı dönemde kesin istirahatını sağlamak gerekir. İstirahat için en ideali yatak istirahatıdır. Böylece başın ağırlığı boyuna taşıtılmamış ve boyun hareketleri bir süre sınırlanmış olur. Yatak istirahatı yapamayan hastalarda boyun korsesi önerilir. Boyun korsesi çok uzun süre verilmemelidir. Yaklaşık 2-3 hafta çoğu zaman yeterlidir. Uzun süre boyun korsesi kullananlarda boyun kaslarında zayıflık, sertleşme ve psikolojik bağımlılık gelişmektedir.
c- Boyun Ağrısı İlaç tedavisi: Özellikle ağrılı dönemde yan etkisi olmayan romatizma ilaçları, ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlardan hastalar fayda görürler. Sıkıntı ve gerginlik giderici ilaçları çoğu zaman vermek gerekmektedir. Özellikle akut ve şiddetli ağrılı vakalarda 1-2 ampul kortizon benzeri ilaçlar kalçadan veya boyun bölgesine kaslar içine yapılırsa hastalar çok fayda görürler. Ancak hangi ilaç verilirse verilsin olabilecek yan etkiler konusunda mutlaka hastanın uyarılması gerekir.
d- Boyun Ağrısı Tutulması ve Fizik tedavi programı: Boyun ağrılarında fizik tedavi araçları oldukça etkilidir. Yüzeysel ve derin ısıtıcı araçlar, elektrik akımları, masaj ve egzersizler hem hastanın şikayetlerini giderirler hem de hastalığın tekrarlama ihtimalini azaltırlar. Çünkü boyun kaslarında genellikle uzun süren boyun ağrılarını takiben güçsüzlük gelişmektedir. Fizik tedavi ve egzersiz ile boyun kaslarının güçlendirilmesi boyun ağrılarında çok önemlidir. Kaplıca önerilebilir.
e- Cerrahi tedavi: Tedavilere cevap vermeyen boyun ağrılarında gerekirse cerrahi girişim yapılarak mevcut rahatsızlık giderilir.