Aile Yapısı ve Önemi
a) Geniş Aile Yapısı ve Sağlıkla İlişkisi
1) Fiziksel Yönden İlişki
Ailede aşırı doğurganlık olması başta anne olmak üzere ailenin sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tip ailelerde anne çok ve sık doğum yaptığı için önemli sağlık sorunları ile karşı karşıya gelmektedir. Örneğin; anemi, beslenme erken doğum, düşük, anne Ölümü gibi.
Ayrıca, bebekler anne kamında yeteri kadar beslenemediği için güçsüz bir şekilde dış dünyaya gözlerini açmakta ve bakını da yetersiz olduğu için bebek ölümleri hızla artmaktadır.
Geniş ailede, çok çocuk ve ekonomik güçsüzlük nedeni ile eğitime gereken önem verilememektedir. Çocuktan ekonomik güç olarak yararlanmak söz konusu olduğu için erkek çocuklar erken yaşta çalışmaya başlamakta, kız çocuklar ise evlendirilmektedirler.
Kırsal bölgelerde ve geniş ailelerde evlenme yaşı düşük olduğu için adölesan gebelikler gibi önemli bir sağlık sorununu da gündeme getirmektedir. Adölesan gebelikler hem anne hem de bebek üzerinde gözardı edilemeyecek şekilde önemli sağlık sorunları yaratır. Anne henüz gelişimini tam olarak tamamlayamadığı için doğum güç olmakta, erken doğum riski artmakta, bebek düşük doğum ağırlıklı doğmakta ve ölümler artmaktadır. Ayrıca anne ruhsal yönde anneliğe hazır olmadığı için bazı ruhsal problemleri de beraberinde getirmektedir.
Geniş ailede, evlenme yaşı küçük olduğu için kadının doğurganlık süresi uzamaktadır. Ailede toprağın işlenmesi ve işlerin sürdürülmesi için çocuk gereksinimini olduğundan ve erkek çocuk sahibi olmanın kazandırdığı statüden dolayı aile planlaması yöntemleri kullanılmamaktadır. Bu da kadının çok ve sık çocuk doğurarak sağlığının bozulmasına neden olmaktadır.
Aile yapısı araştırması
Toprağın pay edilmemesi ve malın aile içinde kalması söz konusu olduğunda akraba evliliği oldukça yaygındır. Bu tir evlenmeler kuşak kuşak iç içe devam ettiği için genetik bozukluklara neden olmaktadır. Bu durum, toplumda özürlü çocuk sayısını artırmaktadır.
Geniş ailede gelenek, örf ve adetlere bağlılık hastalıkların tedavisinde ve sağlığın korunmasında olumsuz etkiler yapmaktadır. Hastalıkların iyileştirilmesi için aile önce geleneksel yöntemlere başvurmaktadır. Bu yolla sorunu çözümleyemediği, yani sağlığına kavuşamadığı zaman bir sağlık örgütüne gitmektedir. Hastalığın tedavisinde zaman kaybı olduğu için zaman zaman kötü sonuçlar görülmektedir
Aile bireylerinden herhangi biri hastalandığı zaman bireyin tedavisi için sağlık örgütüne götürülmesi ve önerilerin yerine getirilmesi aile reisinin iznine bağlıdır. Çünkü, alım gücü ve karar verme yetkisi aile reisine aittir. Eğer aile reisi saptanan sağlık sorununun önemini kavrayamaz ise gerekli önlemleri almaz. Bu da aile sağlığının bozulmasına neden olur.
2) Ruhsal Yönden İlişkisi
Geniş ailede aşın doğurganlık söz konusu olduğu için istenmeyen gebelikler ve istenmeyen çocuklar artmakta bu da annede ruhsal çöküntülere neden olabilmektedir. Ayrıca ailenin bütün yükü kadının omuzlarına yüklendiği için annede hayata karşı bir isteksizlik görülebilir.
Akraba evliliklerine bağlı olarak özürlü olarak dünyaya gelen çocuklar ailede psikolojik sorunlar yaratabilir.
b) Çekirdek Aile Yapısı
1) Fiziksel Yönden İlişkisi
Aile küçüldüğü, anne çalışma hayatına girdiği için çocuğun bakımı sorunu gündeme gelmektedir. Çocuk küçük yaşta anaokulu, kreş gibi toplu bakim yerlerinde büyüdüğü için sık sık enfeksiyonlardan etkilenebilir.
Aile bireylerinin eğitim düzeyleri yükseldiği için sağlığa ve hastalığa verilen önemde bir değişme göze çarpar. Artık geleneksel tedavi yöntemleri yerini modern yöntemlere bırakmıştır. Ailede çocuk sayısı az olduğundan çocuğun sağlıklı yetişmesi için gerekli özen gösterilmektedir.
Kadının çalışması ve çocuğun bakım sorunu nedeni ile doğurganlık önemli derecede azalmıştır. Kadın daha az çocuk sahibi olmak için etkin aile planlaması yöntemleri kullanmaktadır. Geleneksel yöntem kullanma ve sağlığa uygun olmayan biçimde düşük yapma oranı oldukça azalmıştır.
Ailelerde çocuğa verilen önem arttığı için kız ve erkek çocuklarının eğitim düzeyinde artış söz konusudur. Okuma oranının artması evlenme yaşını yükseltmiştir. Bu nedenle adölesan gebelik ve doğum yaşının yükselmesi ve evlendikten sonra bakım sorunu nedeni ile daha ileri yaşta anne olma isteği bu tür ailelerde özürlü çocuk sayısının artmasına neden olmaktadır. Çünkü doğurganlık çağının sonların doğru oluşan gebeliklerde mental özürlü çocuk sahibi olma oranı giderek artmaktadır.
Kadının eğitim düzeyinin artması, bir meslek sahibi olarak iş hayatına girmesi ekonomik özgürlük yaranda kadına statü kazandırmaktadır. Böylece aile içinde alınacak kararlarda kadın söz sahibi olduğu için sorunun çözülmesi daha kolay olmaktadır.
2) Ruhsal Yönden İlişkisi, geçmişten günümüze aile yapısı
Kadının da çalışma bayatına atılması ailede çocuk bakımını önemli ölçüde etkilemektedir. Çocuğun çok küçük yaştan itibaren kreş, yuva veya evde yabancı bir kadın ite büyütülmesi zaman zaman çocuklarda olumsuzluklar yaratabilir. Anne çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi ile tam anlamı ile ilgilenemediği için çocuk istenmeyen bazı davranışlar geliştirebilir. Bunun yanında anne çocuğunu bırakıp
gittiği için zattan zaman kendini suçlu hissedebilir. Bu suçluluğunu kendi yönünden azaltmak ve rahatlatmak için çocuğun her dediğim yapma çabası içine girebilir. Bütün bunlar çocukta sağlık yönünden olumsuzluklar yaratabilir. Örneğin, çok aşın istekleri olan veya hiçbir şeyden doyum sağlayıp mutlu olmayan bir kişilik geliştirebilir.
Çekirdek ailede sorunlar aile içinde çözümlenir. Ailenin bir sorunu olduğu zaman onlara yol gösterecek, danışmanlık yapacak bir aile büyüğü yoktur, bazen aile içinde tartışmalar büyük boyutlara ulaşabilir, barışma ve uzlaşma uzayabilir. Erkeğin geleneksel rolü içinde ailede egemenlik kurma çabası, kadının da bu duruma baş eğmemesi erken ve beklenmedik boşanmalara yol açabilir.
c) Göçebe Aile Yapısı ve Sağlık ile İlişkisi
1) Fiziksel Yönden İlişkisi
Daha önceki bölümlerde de açıkladığı gibi göçebe aşiret ailesi tüm geniş aile özelliklerini taşımaktadır. Bu nedenle geniş ailede görülen tüm sorunlar bu aileler için de geçerlidir. Burada sadece bu aile yapısına özgün özelliklerinin sağlık ile ilişkisi tartışılacaktır.
Yılın büyük bölümünde geçimlerini sağlamak ve hayvanlarını beslemek için yaylalara çıkıp çadırda yaşadıklarından bu durum çevre ile ilgili sağlık sorunlarını gündeme getirmektedir. Sağlığa uygun bir hela yapımı söz konusu değildir
Hem helaların sağlığa uygun yapılmaması nem de su kullanımının yetersiz olması, özellikle yaz aylarında ishallerin görülme oranını artırmakta, bu durum da çocuk ölümlerine neden olmaktadır. Bunun yanında parazit sorunu da gündeme gelmektedir. Ülkemizde büyük topluluklarda da yaygınlık gösteren parazit görülme oranı bu topluluklarda da oldukça yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Parazit görülme oranının yüksek olması anemi görülme oranını da artırmaktadır.
Geniş ailede olduğu gibi göçebe aile yapısında da doğurganlık oldukça yüksektir. Kadının ailenin bütün yükünü taşıması hem de sık aralıklar ile çok sayıda doğum yapması özellikle kadınlarda anemi oranının artmasında önemli bir neden olmaktadır. Annenin sık gebe kalması, yeterli ve dengeli beslenmemesi ana ve çocuk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında sağlık personeli yardımı olmadan doğum yapma bu ailelerde oldukça sıktır. Doğumlar deneyimli yaşlılar tarafından uygun olmayan sağlık şartlarında yapılmakta, bu da anne ve bebeğin hayatını riske sokmaktadır Ayrıca kadının düzenli bir doğum öncesi bakım almaması ve riskli gebeliklerin de düzenli izlenmemesi, aşılarının zamanında yapılmaması bebek ölümlerinin artmasına yol açmaktadır.
Göçebe geniş ailede daha çok hayvansal ürünler tüketildiği için beslenme tek taraflı olmakta, bu durum da anemi oranının artmasında rol oynamaktadır.
Hastalandıkları zaman başvuracakları sağlık örgütlerinin uzak olması nedeniyle bu ailelerde, hastalıkların tedavisi için geleneksel yöntemlere baş vurma oranı oldukça yüksektir. Hastalık halinde aileler önce eldeki olanaklar ve gelenekler ile hastalığı tedavi etme yoluna gitmekte, ancak bütün bu önlemler hastalığın iyileşmesi için yeterli olmaz ise bir sağlık örgütüne veya hekimine başvurulmaktadır Hastalığın son döneminde başvurulduğu için ya iyileşme süresi çok uzamakta veya ölüm kaçınılmaz olmaktadır.
2) Ruhsal Yönden İlişkisi, Türklerde aile yapısı
Göçebe ailesi hayvanlarını otlatmakta ve kış için gerekli olan besin maddelerini üretmek için yılın belli zamanlarında yaşadıkları yerlerden ayrıldıkları için yaşamlarında zaman zaman uyum problemleri yaşamaktadırlar.
Yazan yaylalara göçmeleri kışın yaşadıkları toplum tarafından benimsenmelerini engellemektedir. Bunun yanında yerleşik toplumun geleneklerini benimseyememektedirler. Kendi içlerinde kendi gelenek ve görenekleri ile kapalı bir toplum olarak yaşamaktadırlar.
d) Gecekondu Aile Yapısı ve Sağlıkla İlişkisi
Geniş ve çekirdek aile özelliklerini birlikte yaşayan bir aile biçimi olduğu için bu iki aile biçiminde görülen tüm sağlığa ilişkin sorunlar bu aileler için de söz konusu olmaktadır.
1) Fiziksel Yenden İlişkisi
Köyden kente göç eden bireyler bir meslek sahibi olmadıkları veya kalifiye işçi niteliği taşımadıkları için daha çok sosyal güvencesi olmayan işlerde çalışma şansına sahip olmaktadırlar. Ailenin sosyal güvencesi olmaması hastalık zamanlarında aileye büyük sorunlar getirmektedir. Bu nedenle hastalandıkları zaman sağlık örgütüne başvurma oranı oldukça düşüktür. Yaşadığı bölgedeki sağlık örgütünde ücretsiz muayene olsa bile ilaçlarını temin edemediği için sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir.
Gecekondu ailesi kentte büyük bir geçim problemi ile karşı karşıya kalmaktadır. Köyde kendi ürettiği besin maddelerinin pek çoğunu burada para karşılığı almak zorundadır Ailede geçim sıkıntısının çoğalması, özellikle erkek çocuklarının çocuk yaşta iş hayatına atılmasına neden olmaktadır. Bu durumda sigortasız çocuk işçi çalıştırma oranını artırmakta, bu bağlı olarak okuma oranı azalmaktadır.
Kadının ailenin gelir düzeyini artırmak için çeşitli işlerde çalışması çocukların bakım sorununu gündeme getirmektedir. Kadının çocuğunu bakıcıya veya yuvaya bırakması söz konusu olmadığından küçük çocuk ya evde yalnız veya daha büyük çocukla bırakılmakta ya da komşulara emanet edilmektedir. Bu durumda çocuk çeşitli kaza riskleri ite karşı karşıya kalmaktadır.
Genellikle olumsuz çevre şartlarına sahip gecekondu tipi evlerde barındıkları için çeşitli sağlık sorunları ile yüz yüze gelmektedirler. Sağlıksız hela ve temiz içilebilir su bulunmaması veya yerleşim yerlerinden oldukça uzak olması bu ailelerde barsak parazitleri ve bağırsak enfeksiyonlarının görülme oranını artırmaktadır
Ailenin geliri çoğu kez yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmeye yeterli gelmemektedir. Aile daha çok karbonhidrat ağırlıklı tek yönlü beslenmektedir. Bu
durumda ailede beslenme yetersizlikleri ve anemiler görülmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme aynı zamanda özellikle gelişmekte olan çocukların zeka gelişimini de etkilemektedir.
2) Ruhsal Yönden İlişkisi, aile yapısı pdf
Gecekondu ailesi köyden kente göç etmiştir. Kentte sosyo-ekonomik düzeyi kendilerine göre daha iyi ve sosyal güvenceleri olan çekirdek aileler ile çoğu kez iç içe yaşamaktadırlar. Özellikle sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan bölgelerde kapıcılık yapan ailelerin çocuklarında daha belirgin olmak üzere çocuklarda bunalımlar görülebilmektedir.
Gecekondu ailesinde gelirin düşük olması nedeni ile ailenin alan gücü de yetersizdir. Alım gücünün yetersizliği fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkilediği gibi
ruhsal sağlığı da etkilemektedir. Örneğin; kentte köyden daha çok alış-veriş merkezlerinin bulunuşu ve sergilenen malların çeşitliliği bireylerde alma isteği doğurmaktadır. Bu istek karşılanamadığı zaman aile bireylerinde özellik çocuklarda ve adölesanlarda ruhsat bunalımlar yaratabilmektedir.
Kentte yaşayan gecekondu ailesinin genç adölesanları üstünlükleri fiziksel güçlerin kullanarak göstermek istemektedirler. Bu grupta yaşanan bunalımlar gençleri çeşitli siyasal örgütlere girmeye ve eylemlere karışmaya da yönelmektedir. Bunun yanında bu gruplarda suç işleme, toplumun onaylamadığı davranışlarda bulunma da oldukça yaygındır. Genç adölesanların kendilerini çevreye kabul ettirmek için giriştikleri bu olumsuz davranışlar aileyi ruhsal yönden olumsuz olarak etkilemekte ve birçok sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Ailenin özellikle erkek çocuklarında görülen bu sorunlar kız çocuklarında değişik bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Anne, ailenin gelirine katkıda bulunmak için çalıştığı için kız çocuk evde annenin görevlerini yerine getirmektedir. Küçük yaşta sorumluluk yüklenmek, çevredeki sosyal faaliyetlerden yararlanamamak, aile baskısı ve maddi olanaksızlıklar genç kızları bunalıma sürüklemektedir. Ailesindeki baskıdan kurtulmak ve daha iyi olanaklara sahip olmak için evden kaçmalar bu ailelerde sıklıkla görülmektedir. Evden kaçma sonucunda genç kızlar toplum tarafından onaylanmayan biçimde yaşamaya başlamakta veya adölesan çağda evlenerek daha büyük sorumluluk altına girmektedirler. Bütün bu olumsuzluklar gene ailenin ruhsal sağlığını olumsuz biçimde etkilemektedir.
Aile Cesitleri Nelerdir
Aile Çeşitleri Nelerdir
Bunlar 3 tanedir. Köy, kasaba ve kent ailesi.
a) Köy Ailesi
Küçük esnaf ve zanaatkarlar, küçük tüccar, toprağı kendisi işleyen çiftçi, küçük memur ve bir ölçüde de işçi ailelerinden oluşur. Çoğunun kökeni kasaba ve köylerdir.
b) Kent Ailesi ve Aile tipleri
Tarımdan tamamen kopmuş, işçi, memur, esnaf aileleridir. Kentsel yörelerde oturanlar üretim faaliyetleri ile pek ilgilenmezler.
Toplumumuzda Aile Türleri
Aileleri tanımak ve betini özelliklerini kavramak için gruplara ayırarak incelemek yararlıdır. Aileler genellikle geleneksel tarım kültürünü yansıtan "geniş aile" ve çağdaş sanayi kültürünü yansıtan "çekirdek aile" olarak ikiye ayrılır.
Ancak, bazı kültürel farklar, bu tanımlan daha geniş tutma gerçeğini doğurmaktadır. Geniş ve çekirdek aileden büyük farklılıklar göstermeyen, ancak, kültürel özellikleri nedeni ile ayrı ayrı incelemeyi gerektiren bu aile yapılan burada ayrıca açıklanacaktır (örneğin, gecekondu ailesi, göçebe aşiret ailesi).
Aile tipler nelerdir
a) Geniş Aile
Genellikle kırsal ya da geleneksel toplumların bir kurumudur. Bu aile tipi kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı ve buna bağlı olarak da toplumsal gelişmeyi engelleyicidir. İlişkiler eşitlikçi değildir, geniş ailenin en önemli özelliği aile içindeki statü farklılığıdır. Yaşlı gençten, ergin çocuktan, erkek kadından daha yüksek konumdadır. Konumu en düşük grup ise gelin gibi aileye yeni katılan kişilerdir.
Geniş ailede iş bölümü cinsiyete göre yapılır: Kadınlar ev içindeki bütün işlerde, erkekler ise tarlada ve işlerlerinde çakşır. Kız çocuklan anneye, oğlan çocuklan babaya yardım eder.
Kırsal kesimde kadının eğitim olanaklarından yararlanması çok sınırlıdır Genelde ilkokulu bitirip evlenmektedirler.
Geniş ailede eş seçimi ana baba aracı olmaksızın olası değildir, akraba ve aynı yöreden kişiler ile olan evlilikler çok erken yaşlarda olmaktadır. Evlilikte geçerli nikah çoğu zaman imam nikahıdır. Burada ise kadının güvencesi yoktur evlilik tek taraflı olarak bitirilir. Genelde evlenmeler ekonomik değiş-tokuşu gerektirir.
Bu tip ailede kadın, yakın akrabaları dışında genellikle kimse İle görüşmemekte, ekonomik etkiye çok büyük oranda katıldıkları halde, ekonomik bağımsızlıktan habersiz, çoğunlukla parasız çalışan emekçiler durumundadır Kadınlar yasal haklarını bilmemektedir Köylerdeki kadınlar, ataerkil ailenin sürmesi, ekonomik bağımsızlık, dar görüşlülük, yani bilgisizlik ve düşünsel bağımlılık sonucu erkeklerine sıkı sıkıya bağlıdırlar.
Erkek çocuk tercih edilir. Erkek çocuk daha çok okutulur. Evlenen çocuklar yeni bir ev açma yerine baba evini tercih edeler. Erkek çocuk genelde babanın işini
devam ettirir. Toplumsal statüsü, aile ve akrabalık sistemi tarafından belirlenir. Bu aile tipinin çok sık görülmesi yerleşik tarım ve mülkiyet hakkı ile açıklanabilir.
Karı-koca ilişkileri belli bir mesafe içindedir. İsimle hitap edilmez, coşkusal ve duygusal davranışta bulunulmaz. Kadın kocasından hem korkar, hem de sayar.
Baba genel olarak otoritesini korkuya dayandırır ve çocuklar ile karşılıklı ilişkisini en aza indirir.
Annenin çocuk eğitimindeki payı çocuk küçük iken oldukça fazladır Büyüyünce bu görev babaya veya aile büyüklerine yüklenir. Kadının izin almadan evden çıkması olası değildir, kocasından veya büyüklerinden izin alarak çoğunluk ile aileden biri ile dışarı çıkar.
Geniş aileyi çekirdek aileden ayırabilmek içi kullanılan ölçütler şunlardır.
Eş Sayısı: Tek eşli, çok eşli gibi,
Evlilikte Yerleşim Yeri: Ana, baba, yeni ev gibi,
Yetki Örüntütü: Eşitlikçi, ataerkil, ana eridi gibi,
Kuşaksal Doğurganlık: Dikey, yatay büyüme gibi.
Geniş Aile Tipleri
1) Birleşik Aile: Hem yatay, hem dikey genişleme sonucu oluşur. Aile reisinin kendi erkek kardeşleriyle birlikte oturması bakımından aynı kuşak çizgisinde yataylığına büyümüş olan bu aile tipi aynı zamanda söz konusu kardeşlerin evli erkek çocuktan ile dikey büyümüş olur.
2) Ataerkil Aile: Yatay ve dikey genişleme vardır, birleşik aileden farkı, aile reisinin kardeşlerinin ve onların ailelerinin aide yer almaması, dolayısıyla en yaşlı kuşakta tek bir evli erkeğin bulunabilmesidir. Ancak birden fazla evli oğul ailede bulunabileceği için kök aileden farklıdır.
3) Kök Aile: en büyük oğul, annesi ile eve yerleşir, diğer evlenenler evi terk eder. Baba ölünce aile reisliği doğrudan büyük oğlana geçer. Sadece dikey genişleme vardır.
4) Ara ya da Geçici Aile Tipi: Aile reisinin çeşitli nedenlerle geniş aile içinde yer almaması ya da konumunu yitirmesine bağlı gelişir.
Geniş Aile Fonksiyonları
1) Ekonomik Fonksiyon: Gelir tek elde toplanır v masraf tek elden yapılır Oldukça gelişmiş bir ekonomik iş bölümü ve işbirliği vardır.
2) Prestij Fonksiyonu: Üyeler toplumdaki statülerini aileden alır. Soyluluk ve çiftçilik gibi kazanç ve meslekle ilgili sosyal statülerin kaynağı ailedir
3) Eğitim Fonksiyonu: Aile üyelerinin her türlü eğitimden (mesleki, dini) sorumludur
4) Koruyum Fonksiyonu: aile üyelerini maddi ve manevi olarak korur.
5) Dini Fonksiyon: Aile üyelerine sadece dini eğitim vermekle kalmaz Tam bir dini birlik olmak üzere üyelerin ibadetlerini denetler.
6} Eğlenme ve Dinlenme Fonksiyonu: Aile üyelerinin dinlenme ve eğlenmelerinin en iyi şekilde sağlandığı yerdir.
7) Eşler Arasındaki Sevgiyi Sağlama ve Üreme Fonksiyonu: Ailenin en eski ve belki de değişmemiş tek fonksiyonudur
Geniş ailenin bu fonksiyonlarla beraber getirdiği engeller şunlardır:
Bireylerin çalışma arzusunu ve sosyal adaleti önler,
Sosyal ve coğrafi hareketliliği önler,
Değişimi önler,
İltimas krallarının devamına neden olur.
Olumlu fonksiyonları şunlardır:
Sermaye sağlamada ilk kaynağı oluşturur,
Köyden kente gelenler için bir uyum dönemidir.
Beslenme yeterlidir.
Doğurduğu erkek çocuk sayısı ile kadının statüsü artar.
b) Çekirdek Aile
Modern toplumdaki aile tipidir Kentlerde tarım dışı kesimlerde toplanan, üretim uğraşları aileyi aşarak örgütlenmiştir. Kentte ailenin temel üretim birimi olma özelliğini veya ana fonksiyonlarından birini yitirmesine bağlı olarak kurulmuştur ve işleyiş bakımından köklü değişimlere sahne olduğu görülmektedir. Kent koşullarında aile hacim boyut, nitelik ve fonksiyonlarıyla da biçim değiştirmiştir.
Çekirdek ailede çocuk sayısı azalmaktadır. Çocuğun sosyal güvence olarak görülme oram düşmekte, doğum aralığı uzamaktadır. Şu özellikleri sayılabilir:
Aile bireyleri arasında iş bölümü vardır.
Kuşaklar ve yaş öbekleri arasında özerk ve hoşgörülü ilişki vardır, çeşitli roller belirlenmiş olmasına rağmen aile üyeleri arasında dayanışma vardır Aile başkanlığı da genellikle belli bir cinsin tekelinde değildir.
Değişik aile tipleri
Kadının da erkek gibi yetişme olanaklarından yararlanması yeteneklerini geliştirmesi, ev dışında çalışmasına olanak tanınır. Kadın erkeğe olan maddi geliştirmesi, ev dışında çalışmasına olanak tanınır Kadın erkeğe olan maddi bağımlılığından kurtulmuş ve erkeğine benzer bir konum kazanmıştır.
Aile akrabalarından, akrabalar da aileden yardım beklemez. Çocuklar da ekonomik bağımsızlığını elde ettikten sonra aile ile ilişkileri zayıflar.
Aile ve akrabaların birbiri üzerindeki değer ve ahlak kontrolü yoktur, aile hem kendi içinde hem de dışta bağımsızdır.
Çocuğun eğitimi ve toplumsallaştırılması esastır.
Kadın boş zamanlanın genelde istediği şekilde değerlendirir.
Ayrılma ve yeniden evlenme oranı yüksektir
Eş seçimi serbesttir. Ortalama evlenme yaşı ileridir.
Çekirdek ailenin iki önemli görevi kalmıştır.
a) Üyelerin psikolojik gereksinimlerinin karşılanması (destek olma, duygusal birliği sağlama).
b) Üreme ve küçük çocukların sosyalleşmesi
Bu görevler en önemli görevlerdir. Toplumdaki başka hiçbir kurum bu görevleri yerine getiremez.
c) Göçebe Aşiret Ailesi
Halen ülkemizde göçebe ailelere yer gösterilmiş olmasına rağmen bazdan hayvancılık ile geçim sağladıkları için göçebeliklerini sürdürmektedirler. Geniş aile özelliğini taşımaktadır. Anne, baba, çocuklar, evli çocuklar bir arada yaşamaktadır
Göçebe aşiret ailesinin özellikleri şunlardır:
1. Geçimlerini hayvan yetiştirerek karşılamaktadırlar.
2. Ortak bir atadan geldiklerine inandıkları için ailenin devamı için aşiret içinde evlenme yaygındır.
3. Topluluk içinde kan bağı ve evlilik yolu ile yaygın bir akrabalık oluşmuştur.
4. Geniş aile gibi ataerkil özellik taşımaktadır. Aile içinde erkek tarafi daha saygındır. Kararlar babadan çıkar, bu nedenle evliliklerde erkek çocuk sahibi olmak makbuldür.
5. Yaşam biçimi içinde başlık parası yaygındır. Başlık parası ağır olduğu için aileler arasında karşılıklı evlenme yapılmaktadır.
6 Aşiret topluluklarında kadının sözü geçer. Fakat gelin karar vermeden önce kayınvalidesine danışmak zorundadır.
7. Çocuklara, eş ve yatanlara bakma, evin ihtiyaçlarını karşılama ve hayvanların bakımı kadının görevidir.
d) Gecekondu Ailesi (Geçiş Ailesi)
Geniş ve çekirdek aile özelliklerini birlikte taşıyan bir aile biçimidir. Kırsal alanda nüfusun çoğalması toprağın yetmemesi ve işsizlik ve geçim sıkıntısının başlaması nedeni ile köyden kente göç hızlanmıştır. Köyden kente göç eden aileler çekirdek aile görünümündedir. Fakat geniş aile özelliklerini korumaktadır. Ayrıca bu aileler düzensiz kentleşme nedeni ile yaşamlarını olumsuz bir çevrede sürdürmektedirler.
Gecekondu Ailesinin Özellikleri şunlardır:
1. Bozulan bir hiyerarşi söz konusudur. Geniş aile özelliği de taşıdığı için evde söz sahibi aile reisidir. Kadın da çalıştığı ve ekonomik özgürlüğü olduğu için ailede söz sahibi olmaktadır.
2. Geniş ailede olduğu gibi erkek çocuğa sahip olma isteği fazladır. Çünkü erkek çocuk aile için yaşlılık, işsizlik ve emeklilik durumunda sosyal güvence olarak görülmektedir. Bunun yanında erkek çocuk küçük yaşta çalışmaya başladığı için aileye maddi katta sağlamaktadır.
3. Kız çocuk, evde anneye yardımcıdır. Anne çalışıyor ise evin bütün işlerinden sorumlu olmaktadır. Ekonomik bir bağımsızlığı söz konusu olmadığı için ailede söz hakkı yoktur.
4 kentli çekirdek aileden farklı olarak aşın doğurganlık söz konusudur. Aile bağlarının kuvvetlenmesi, devamlılığın sağlanması nedeni ile doğurganlık fazladır.
5. Hem dini hem resmi nikah vardır.
Bunlar 3 tanedir. Köy, kasaba ve kent ailesi.
a) Köy Ailesi
Küçük esnaf ve zanaatkarlar, küçük tüccar, toprağı kendisi işleyen çiftçi, küçük memur ve bir ölçüde de işçi ailelerinden oluşur. Çoğunun kökeni kasaba ve köylerdir.
b) Kent Ailesi ve Aile tipleri
Tarımdan tamamen kopmuş, işçi, memur, esnaf aileleridir. Kentsel yörelerde oturanlar üretim faaliyetleri ile pek ilgilenmezler.
Toplumumuzda Aile Türleri
Aileleri tanımak ve betini özelliklerini kavramak için gruplara ayırarak incelemek yararlıdır. Aileler genellikle geleneksel tarım kültürünü yansıtan "geniş aile" ve çağdaş sanayi kültürünü yansıtan "çekirdek aile" olarak ikiye ayrılır.
Ancak, bazı kültürel farklar, bu tanımlan daha geniş tutma gerçeğini doğurmaktadır. Geniş ve çekirdek aileden büyük farklılıklar göstermeyen, ancak, kültürel özellikleri nedeni ile ayrı ayrı incelemeyi gerektiren bu aile yapılan burada ayrıca açıklanacaktır (örneğin, gecekondu ailesi, göçebe aşiret ailesi).
Aile tipler nelerdir
a) Geniş Aile
Genellikle kırsal ya da geleneksel toplumların bir kurumudur. Bu aile tipi kişinin özgürlüğünü kısıtlayıcı ve buna bağlı olarak da toplumsal gelişmeyi engelleyicidir. İlişkiler eşitlikçi değildir, geniş ailenin en önemli özelliği aile içindeki statü farklılığıdır. Yaşlı gençten, ergin çocuktan, erkek kadından daha yüksek konumdadır. Konumu en düşük grup ise gelin gibi aileye yeni katılan kişilerdir.
Geniş ailede iş bölümü cinsiyete göre yapılır: Kadınlar ev içindeki bütün işlerde, erkekler ise tarlada ve işlerlerinde çakşır. Kız çocuklan anneye, oğlan çocuklan babaya yardım eder.
Kırsal kesimde kadının eğitim olanaklarından yararlanması çok sınırlıdır Genelde ilkokulu bitirip evlenmektedirler.
Geniş ailede eş seçimi ana baba aracı olmaksızın olası değildir, akraba ve aynı yöreden kişiler ile olan evlilikler çok erken yaşlarda olmaktadır. Evlilikte geçerli nikah çoğu zaman imam nikahıdır. Burada ise kadının güvencesi yoktur evlilik tek taraflı olarak bitirilir. Genelde evlenmeler ekonomik değiş-tokuşu gerektirir.
Bu tip ailede kadın, yakın akrabaları dışında genellikle kimse İle görüşmemekte, ekonomik etkiye çok büyük oranda katıldıkları halde, ekonomik bağımsızlıktan habersiz, çoğunlukla parasız çalışan emekçiler durumundadır Kadınlar yasal haklarını bilmemektedir Köylerdeki kadınlar, ataerkil ailenin sürmesi, ekonomik bağımsızlık, dar görüşlülük, yani bilgisizlik ve düşünsel bağımlılık sonucu erkeklerine sıkı sıkıya bağlıdırlar.
Erkek çocuk tercih edilir. Erkek çocuk daha çok okutulur. Evlenen çocuklar yeni bir ev açma yerine baba evini tercih edeler. Erkek çocuk genelde babanın işini
devam ettirir. Toplumsal statüsü, aile ve akrabalık sistemi tarafından belirlenir. Bu aile tipinin çok sık görülmesi yerleşik tarım ve mülkiyet hakkı ile açıklanabilir.
Karı-koca ilişkileri belli bir mesafe içindedir. İsimle hitap edilmez, coşkusal ve duygusal davranışta bulunulmaz. Kadın kocasından hem korkar, hem de sayar.
Baba genel olarak otoritesini korkuya dayandırır ve çocuklar ile karşılıklı ilişkisini en aza indirir.
Annenin çocuk eğitimindeki payı çocuk küçük iken oldukça fazladır Büyüyünce bu görev babaya veya aile büyüklerine yüklenir. Kadının izin almadan evden çıkması olası değildir, kocasından veya büyüklerinden izin alarak çoğunluk ile aileden biri ile dışarı çıkar.
Geniş aileyi çekirdek aileden ayırabilmek içi kullanılan ölçütler şunlardır.
Eş Sayısı: Tek eşli, çok eşli gibi,
Evlilikte Yerleşim Yeri: Ana, baba, yeni ev gibi,
Yetki Örüntütü: Eşitlikçi, ataerkil, ana eridi gibi,
Kuşaksal Doğurganlık: Dikey, yatay büyüme gibi.
Geniş Aile Tipleri
1) Birleşik Aile: Hem yatay, hem dikey genişleme sonucu oluşur. Aile reisinin kendi erkek kardeşleriyle birlikte oturması bakımından aynı kuşak çizgisinde yataylığına büyümüş olan bu aile tipi aynı zamanda söz konusu kardeşlerin evli erkek çocuktan ile dikey büyümüş olur.
2) Ataerkil Aile: Yatay ve dikey genişleme vardır, birleşik aileden farkı, aile reisinin kardeşlerinin ve onların ailelerinin aide yer almaması, dolayısıyla en yaşlı kuşakta tek bir evli erkeğin bulunabilmesidir. Ancak birden fazla evli oğul ailede bulunabileceği için kök aileden farklıdır.
3) Kök Aile: en büyük oğul, annesi ile eve yerleşir, diğer evlenenler evi terk eder. Baba ölünce aile reisliği doğrudan büyük oğlana geçer. Sadece dikey genişleme vardır.
4) Ara ya da Geçici Aile Tipi: Aile reisinin çeşitli nedenlerle geniş aile içinde yer almaması ya da konumunu yitirmesine bağlı gelişir.
Geniş Aile Fonksiyonları
1) Ekonomik Fonksiyon: Gelir tek elde toplanır v masraf tek elden yapılır Oldukça gelişmiş bir ekonomik iş bölümü ve işbirliği vardır.
2) Prestij Fonksiyonu: Üyeler toplumdaki statülerini aileden alır. Soyluluk ve çiftçilik gibi kazanç ve meslekle ilgili sosyal statülerin kaynağı ailedir
3) Eğitim Fonksiyonu: Aile üyelerinin her türlü eğitimden (mesleki, dini) sorumludur
4) Koruyum Fonksiyonu: aile üyelerini maddi ve manevi olarak korur.
5) Dini Fonksiyon: Aile üyelerine sadece dini eğitim vermekle kalmaz Tam bir dini birlik olmak üzere üyelerin ibadetlerini denetler.
6} Eğlenme ve Dinlenme Fonksiyonu: Aile üyelerinin dinlenme ve eğlenmelerinin en iyi şekilde sağlandığı yerdir.
7) Eşler Arasındaki Sevgiyi Sağlama ve Üreme Fonksiyonu: Ailenin en eski ve belki de değişmemiş tek fonksiyonudur
Geniş ailenin bu fonksiyonlarla beraber getirdiği engeller şunlardır:
Bireylerin çalışma arzusunu ve sosyal adaleti önler,
Sosyal ve coğrafi hareketliliği önler,
Değişimi önler,
İltimas krallarının devamına neden olur.
Olumlu fonksiyonları şunlardır:
Sermaye sağlamada ilk kaynağı oluşturur,
Köyden kente gelenler için bir uyum dönemidir.
Beslenme yeterlidir.
Doğurduğu erkek çocuk sayısı ile kadının statüsü artar.
b) Çekirdek Aile
Modern toplumdaki aile tipidir Kentlerde tarım dışı kesimlerde toplanan, üretim uğraşları aileyi aşarak örgütlenmiştir. Kentte ailenin temel üretim birimi olma özelliğini veya ana fonksiyonlarından birini yitirmesine bağlı olarak kurulmuştur ve işleyiş bakımından köklü değişimlere sahne olduğu görülmektedir. Kent koşullarında aile hacim boyut, nitelik ve fonksiyonlarıyla da biçim değiştirmiştir.
Çekirdek ailede çocuk sayısı azalmaktadır. Çocuğun sosyal güvence olarak görülme oram düşmekte, doğum aralığı uzamaktadır. Şu özellikleri sayılabilir:
Aile bireyleri arasında iş bölümü vardır.
Kuşaklar ve yaş öbekleri arasında özerk ve hoşgörülü ilişki vardır, çeşitli roller belirlenmiş olmasına rağmen aile üyeleri arasında dayanışma vardır Aile başkanlığı da genellikle belli bir cinsin tekelinde değildir.
Değişik aile tipleri
Kadının da erkek gibi yetişme olanaklarından yararlanması yeteneklerini geliştirmesi, ev dışında çalışmasına olanak tanınır. Kadın erkeğe olan maddi geliştirmesi, ev dışında çalışmasına olanak tanınır Kadın erkeğe olan maddi bağımlılığından kurtulmuş ve erkeğine benzer bir konum kazanmıştır.
Aile akrabalarından, akrabalar da aileden yardım beklemez. Çocuklar da ekonomik bağımsızlığını elde ettikten sonra aile ile ilişkileri zayıflar.
Aile ve akrabaların birbiri üzerindeki değer ve ahlak kontrolü yoktur, aile hem kendi içinde hem de dışta bağımsızdır.
Çocuğun eğitimi ve toplumsallaştırılması esastır.
Kadın boş zamanlanın genelde istediği şekilde değerlendirir.
Ayrılma ve yeniden evlenme oranı yüksektir
Eş seçimi serbesttir. Ortalama evlenme yaşı ileridir.
Çekirdek ailenin iki önemli görevi kalmıştır.
a) Üyelerin psikolojik gereksinimlerinin karşılanması (destek olma, duygusal birliği sağlama).
b) Üreme ve küçük çocukların sosyalleşmesi
Bu görevler en önemli görevlerdir. Toplumdaki başka hiçbir kurum bu görevleri yerine getiremez.
c) Göçebe Aşiret Ailesi
Halen ülkemizde göçebe ailelere yer gösterilmiş olmasına rağmen bazdan hayvancılık ile geçim sağladıkları için göçebeliklerini sürdürmektedirler. Geniş aile özelliğini taşımaktadır. Anne, baba, çocuklar, evli çocuklar bir arada yaşamaktadır
Göçebe aşiret ailesinin özellikleri şunlardır:
1. Geçimlerini hayvan yetiştirerek karşılamaktadırlar.
2. Ortak bir atadan geldiklerine inandıkları için ailenin devamı için aşiret içinde evlenme yaygındır.
3. Topluluk içinde kan bağı ve evlilik yolu ile yaygın bir akrabalık oluşmuştur.
4. Geniş aile gibi ataerkil özellik taşımaktadır. Aile içinde erkek tarafi daha saygındır. Kararlar babadan çıkar, bu nedenle evliliklerde erkek çocuk sahibi olmak makbuldür.
5. Yaşam biçimi içinde başlık parası yaygındır. Başlık parası ağır olduğu için aileler arasında karşılıklı evlenme yapılmaktadır.
6 Aşiret topluluklarında kadının sözü geçer. Fakat gelin karar vermeden önce kayınvalidesine danışmak zorundadır.
7. Çocuklara, eş ve yatanlara bakma, evin ihtiyaçlarını karşılama ve hayvanların bakımı kadının görevidir.
d) Gecekondu Ailesi (Geçiş Ailesi)
Geniş ve çekirdek aile özelliklerini birlikte taşıyan bir aile biçimidir. Kırsal alanda nüfusun çoğalması toprağın yetmemesi ve işsizlik ve geçim sıkıntısının başlaması nedeni ile köyden kente göç hızlanmıştır. Köyden kente göç eden aileler çekirdek aile görünümündedir. Fakat geniş aile özelliklerini korumaktadır. Ayrıca bu aileler düzensiz kentleşme nedeni ile yaşamlarını olumsuz bir çevrede sürdürmektedirler.
Gecekondu Ailesinin Özellikleri şunlardır:
1. Bozulan bir hiyerarşi söz konusudur. Geniş aile özelliği de taşıdığı için evde söz sahibi aile reisidir. Kadın da çalıştığı ve ekonomik özgürlüğü olduğu için ailede söz sahibi olmaktadır.
2. Geniş ailede olduğu gibi erkek çocuğa sahip olma isteği fazladır. Çünkü erkek çocuk aile için yaşlılık, işsizlik ve emeklilik durumunda sosyal güvence olarak görülmektedir. Bunun yanında erkek çocuk küçük yaşta çalışmaya başladığı için aileye maddi katta sağlamaktadır.
3. Kız çocuk, evde anneye yardımcıdır. Anne çalışıyor ise evin bütün işlerinden sorumlu olmaktadır. Ekonomik bir bağımsızlığı söz konusu olmadığı için ailede söz hakkı yoktur.
4 kentli çekirdek aileden farklı olarak aşın doğurganlık söz konusudur. Aile bağlarının kuvvetlenmesi, devamlılığın sağlanması nedeni ile doğurganlık fazladır.
5. Hem dini hem resmi nikah vardır.
Saglikli Ailenin Ozellikleri
Sağlıklı Bir Ailenin Özellikleri
İyi bir iletişim kurmak
Her bireyin gereksinimine cevap verir, destek sağlar.
Ailenin değişim gereksinimlerini karşılamak için yeni görev ve roller üstlenir.
Problem ve gerçeklerle başa çıkmada aktif çalışırlar.
Sağlıklı bir ev ortamı ve yaşam biçimi sergilerler.
Toplumla düzenli bağlar kurarlar ve bunu devam ettirirler.
Aile ve Sağlık
Aile bireyleri arasındaki çeşitli ilişkiler, aile ve sağlık kavramlarının birlikte düşünülmesi zorunlu kılmaktadır. Bu ilişkileri şöyle özetlemek mümkündür;
1. Aile bireyleri arasında çoğunlukla yakın kan bağlan vardır (anne, çocuk, baba-çocuk, amca-yeğen, dede-torun gibi).
2. Aile bireyleri arasında çok yakın bedensel, ruhsal ve sosyal ilişkiler vardır.
3. Aile bireyleri genellikle ortak fizik, biyolojik ve sosyal çevreyi paylaşırlar (konut, yatak, tuvalet, gübrelik, ailenin geliri vs.).
Bu önemli ve yakın ilişkiler aile bireylerinin benzer sağlık sorunlarına sahip olmalarına ya da birbirlerinin sağlık sorunlarından ileri derecede etkilenmelerine yol açar. Bu nedenle, bazı hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma gösterir. Bu tir hastalıklar ailevi hastalıklar olarak isimlendirilir. Ailevi hastalıkların oluşması aile bireyleri arasında yukarıda sayılan ilişkilere bağlıdır. Bu ilişkilerin sonuçlan şöyle özetlenebilir.
1. Aile bireyleri arasındaki kan bağı nedeniyle bazı hastalıkların ya da sağlığı etkileyebilecek özelliklerin kuşaktan kuşağa aktarılması söz konusudur. İnsan hücrelerindeki 46 kromozom üzerinde bulunan genler bireyin sahip olduğu çeşitli özellikleri belirler ve bu genler vasıtasıyla anne ve babaya ait özellikler çocuklara aktarılır. Aynı şekilde bazı hastalıklar da yeni kuşaklara aktarılabilmektedir Nasıl anne ve babanın göz rengi, saç rengi ve biçimi gibi çeşitli özellikleri onların soyundan gelen kişilerde değişik biçimlerde kendini gösterebiliyorsa, anne ya da babada bulunan bazı hastalıklar da, onların soyundan gelen kişilere aktarılabilmektedir. Bu tür hastalıklar kalıtsal (herediter) hastalıklar adı verilir ve bu hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma eğilimi gösterir. Ancak, unutmamak gerekir ki, kalıtsal hastalıklar insanların aile halinde yaşamaları ile ilişkili değildir, aksine insanların üreme fonksiyonlarının doğal sonucu olarak: ortaya çıkarlar.
Aile Sağlığı Rehberi
Aynı soydan gelen insanlar, aynı ailede yaşamasalar bile bu tür hastalıklara yakalanabilirler. Bu nedenle bir ailede görülen kalıtsal bir hastalık, bu ailenin akrabalarında da yüksek oranda görülür. Yakın akraba evliliklerinde çiftlerden her ikisinin de aynı hastalık genini taşımaları mümkündür Burada bilinmesi gereken önemli bir nokta, bazı kişilerin herhangi bir hastalık genini taşıdığı halde, hiçbir hastalık belirtisi göstermeyebileceğidir. Yalan akraba evliliklerinde bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir.
Belli kurallara uyulduğunda kalıtsal hastalıklarla azaltılması mümkündür. Bu amaçla yalan akraba evlilikleri olabildiğince önlenmeli, gerekirse evlenecek kişilerin kalıtsal bir hastalığı olup olmadığı incelenmelidir. Bu inceleme evlendikten sonra yapılmalı ve kalıtsal bir hastalığın belirlenmesi halinde, anne başka doğum yapmamalıdır.
2. Aile bireylerinin ortak çevreyi paylaşmaları, olumsuz çevre koşullarından kaynaklanan bazı hastalıkların bazı ailelerde yoğunlaşmasına neden olur anlaşılabileceği gibi, bu tür hastalıklar aile yaşamının değil, olumsuz çevre koşullarının sonucudurlar. Bu nedenle, aile çevresinden kaynaklanan hastalıklar, komşularda da yüksek oranda görülebilir.
Çevreden kaynaklanan sorunlara örnekler verilecek olursa; kanalizasyonun sağlıklı olmaması nedeniyle bağırsak enfeksiyonları ve bulaşıcı sarılık salgınlarının çıkması, çöplük ve gübrelikler nedeniyle sineklerin çoğalması, yakındaki bir fabrikadan çıkan zararlı atıkların çeşitli hastalıklara neden olması, radyasyon ve hava kirliliğinin etkileri sayılabilir.
Çevreden kaynaklanan sorunların en aza indirilebilmesi için öncelikle aile içi dayanışma sağlanmalıdır. Ailenin güçlü ve düzenli olması sayesinde bazı olumsuz faktörler ortadan kaldırılabilir. Örneğin konutun çöp ve gübrelerinin toplanması, tuvaletin sağlıklı olması, konutun dana sağlıklı hale getirilmesi aile bireylerinin çabası ve işbirliği ile sağlanabilir. Elbette ki, sadece aile içi çalışmalarla tüm çevresel koşulların olumlu hale getirilmesi mümkün değildir, bunun yanı sıra, aileler arası dayanışma ve diğer sosyal kurum ve kuruluşların işbirliği ile daha sağlıklı bir çevre oluşturmak mümkündür.
3. Aile bireyleri arasındaki yakın ilişkiler, ailedeki kişilerden birinin hastalığının diğer aile bireylerini de etkilemesine yol açar. etkileşim özellikle bulaşıcı hastalıklarda çok belirgindir. Ailede bir kişinin verem (tüberküloz), uyuz ya da bulaşıcı sanlık (hepatit) gibi bir hastalığa yakalanması diğer aile bireylerini de risk altına sokar. Hastalığın özelliğine göre diğer aile bireylerinin etkilenme düzeyi farklıdır. Örneğin, frengi ve bel soğukluğu gibi cinsel temasla bulaşan hastalıklar kan-koca arasında, kızamık ve kabakulak gibi çocukluk çağı hastalıktan ise kardeşler arasında daha sık bulaşmaya neden olur. insanların aynı çatı altında yaşamalarının, yani aile yaşamının aile içinde bazı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir. Ancak aynı aile çatısı ile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Ancak, aynı aile çatısı aile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Örnekler verecek olursak, sadece eşi ile cinsel ilişkide bulunan bir erkek cinsel temasla bulaşan hastalıklardan korunmuş olur. aile çatısı altında bakılan v beslenen çocuklar çeşitli mikroplardan korunmuş olurlar. Sağlıklı bir konut, içinde yaşayanların çevrenin çeşitli risklerinden korunmasını sağlar. Bu nedenlerle, düzenli ve sağlıklı bir aile yaşamı sağlanmalıdır.
İyi bir iletişim kurmak
Her bireyin gereksinimine cevap verir, destek sağlar.
Ailenin değişim gereksinimlerini karşılamak için yeni görev ve roller üstlenir.
Problem ve gerçeklerle başa çıkmada aktif çalışırlar.
Sağlıklı bir ev ortamı ve yaşam biçimi sergilerler.
Toplumla düzenli bağlar kurarlar ve bunu devam ettirirler.
Aile ve Sağlık
Aile bireyleri arasındaki çeşitli ilişkiler, aile ve sağlık kavramlarının birlikte düşünülmesi zorunlu kılmaktadır. Bu ilişkileri şöyle özetlemek mümkündür;
1. Aile bireyleri arasında çoğunlukla yakın kan bağlan vardır (anne, çocuk, baba-çocuk, amca-yeğen, dede-torun gibi).
2. Aile bireyleri arasında çok yakın bedensel, ruhsal ve sosyal ilişkiler vardır.
3. Aile bireyleri genellikle ortak fizik, biyolojik ve sosyal çevreyi paylaşırlar (konut, yatak, tuvalet, gübrelik, ailenin geliri vs.).
Bu önemli ve yakın ilişkiler aile bireylerinin benzer sağlık sorunlarına sahip olmalarına ya da birbirlerinin sağlık sorunlarından ileri derecede etkilenmelerine yol açar. Bu nedenle, bazı hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma gösterir. Bu tir hastalıklar ailevi hastalıklar olarak isimlendirilir. Ailevi hastalıkların oluşması aile bireyleri arasında yukarıda sayılan ilişkilere bağlıdır. Bu ilişkilerin sonuçlan şöyle özetlenebilir.
1. Aile bireyleri arasındaki kan bağı nedeniyle bazı hastalıkların ya da sağlığı etkileyebilecek özelliklerin kuşaktan kuşağa aktarılması söz konusudur. İnsan hücrelerindeki 46 kromozom üzerinde bulunan genler bireyin sahip olduğu çeşitli özellikleri belirler ve bu genler vasıtasıyla anne ve babaya ait özellikler çocuklara aktarılır. Aynı şekilde bazı hastalıklar da yeni kuşaklara aktarılabilmektedir Nasıl anne ve babanın göz rengi, saç rengi ve biçimi gibi çeşitli özellikleri onların soyundan gelen kişilerde değişik biçimlerde kendini gösterebiliyorsa, anne ya da babada bulunan bazı hastalıklar da, onların soyundan gelen kişilere aktarılabilmektedir. Bu tür hastalıklar kalıtsal (herediter) hastalıklar adı verilir ve bu hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma eğilimi gösterir. Ancak, unutmamak gerekir ki, kalıtsal hastalıklar insanların aile halinde yaşamaları ile ilişkili değildir, aksine insanların üreme fonksiyonlarının doğal sonucu olarak: ortaya çıkarlar.
Aile Sağlığı Rehberi
Aynı soydan gelen insanlar, aynı ailede yaşamasalar bile bu tür hastalıklara yakalanabilirler. Bu nedenle bir ailede görülen kalıtsal bir hastalık, bu ailenin akrabalarında da yüksek oranda görülür. Yakın akraba evliliklerinde çiftlerden her ikisinin de aynı hastalık genini taşımaları mümkündür Burada bilinmesi gereken önemli bir nokta, bazı kişilerin herhangi bir hastalık genini taşıdığı halde, hiçbir hastalık belirtisi göstermeyebileceğidir. Yalan akraba evliliklerinde bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir.
Belli kurallara uyulduğunda kalıtsal hastalıklarla azaltılması mümkündür. Bu amaçla yalan akraba evlilikleri olabildiğince önlenmeli, gerekirse evlenecek kişilerin kalıtsal bir hastalığı olup olmadığı incelenmelidir. Bu inceleme evlendikten sonra yapılmalı ve kalıtsal bir hastalığın belirlenmesi halinde, anne başka doğum yapmamalıdır.
2. Aile bireylerinin ortak çevreyi paylaşmaları, olumsuz çevre koşullarından kaynaklanan bazı hastalıkların bazı ailelerde yoğunlaşmasına neden olur anlaşılabileceği gibi, bu tür hastalıklar aile yaşamının değil, olumsuz çevre koşullarının sonucudurlar. Bu nedenle, aile çevresinden kaynaklanan hastalıklar, komşularda da yüksek oranda görülebilir.
Çevreden kaynaklanan sorunlara örnekler verilecek olursa; kanalizasyonun sağlıklı olmaması nedeniyle bağırsak enfeksiyonları ve bulaşıcı sarılık salgınlarının çıkması, çöplük ve gübrelikler nedeniyle sineklerin çoğalması, yakındaki bir fabrikadan çıkan zararlı atıkların çeşitli hastalıklara neden olması, radyasyon ve hava kirliliğinin etkileri sayılabilir.
Çevreden kaynaklanan sorunların en aza indirilebilmesi için öncelikle aile içi dayanışma sağlanmalıdır. Ailenin güçlü ve düzenli olması sayesinde bazı olumsuz faktörler ortadan kaldırılabilir. Örneğin konutun çöp ve gübrelerinin toplanması, tuvaletin sağlıklı olması, konutun dana sağlıklı hale getirilmesi aile bireylerinin çabası ve işbirliği ile sağlanabilir. Elbette ki, sadece aile içi çalışmalarla tüm çevresel koşulların olumlu hale getirilmesi mümkün değildir, bunun yanı sıra, aileler arası dayanışma ve diğer sosyal kurum ve kuruluşların işbirliği ile daha sağlıklı bir çevre oluşturmak mümkündür.
3. Aile bireyleri arasındaki yakın ilişkiler, ailedeki kişilerden birinin hastalığının diğer aile bireylerini de etkilemesine yol açar. etkileşim özellikle bulaşıcı hastalıklarda çok belirgindir. Ailede bir kişinin verem (tüberküloz), uyuz ya da bulaşıcı sanlık (hepatit) gibi bir hastalığa yakalanması diğer aile bireylerini de risk altına sokar. Hastalığın özelliğine göre diğer aile bireylerinin etkilenme düzeyi farklıdır. Örneğin, frengi ve bel soğukluğu gibi cinsel temasla bulaşan hastalıklar kan-koca arasında, kızamık ve kabakulak gibi çocukluk çağı hastalıktan ise kardeşler arasında daha sık bulaşmaya neden olur. insanların aynı çatı altında yaşamalarının, yani aile yaşamının aile içinde bazı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir. Ancak aynı aile çatısı ile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Ancak, aynı aile çatısı aile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Örnekler verecek olursak, sadece eşi ile cinsel ilişkide bulunan bir erkek cinsel temasla bulaşan hastalıklardan korunmuş olur. aile çatısı altında bakılan v beslenen çocuklar çeşitli mikroplardan korunmuş olurlar. Sağlıklı bir konut, içinde yaşayanların çevrenin çeşitli risklerinden korunmasını sağlar. Bu nedenlerle, düzenli ve sağlıklı bir aile yaşamı sağlanmalıdır.
Aile Bireylerinin Gorevleri Nelerdir
Ailenin Görevleri ve Ailelerin İhtiyaçları
a) Biyolojik Görev
Eşlerin duygusal ihtiyaçlarım karşıladıkları yasal birlikteliktir. İnsan neslinin devamı aile ile sağlanır. Çocuk yapma tekniği ailenin mutluluğunu ve sağlığını engelleyecek biçimde olmamalıdır. Aile planlaması hizmetlerinin amacı da budur. Aile planlaması hizmetlerinin amacı da budur. Bakabileceğinden çok çocuk sahibi ailede anne ve çocuklar başta olmak üzere bütün aile bireylerinin sağladıkları bozulmaktadır.
Aile Bireylerinin Görevleri
b) Psikolojik Görev
Aile içi görevlerin eşler arasında paylaşılması karşılıklı anlayış, saygı ve sevgi aile mutluluğunun temelidir. Anne ve baba arasındaki sıcak ilişkiler çocuklara da yayılır. Gergin ve sürtüşmeli ilişkiler çocuklar için tedirgin ve güvenilmez bir aile ortamı sağlar. Aile gelecekle ilgili istekler yönünden ne kadar çok benzerlik varsa evlilik birliğinin uyum içinde sürmesi de o kadar kolaydır. Bunların bilinmesi için evlilik öncesi arkadaşlık ve nişanlılık dönemleri önemli devrelerdir.
Aile içi tartışmalar aile hayatının bir parçasıdır Ancak tartışırken baza kurallara dikkat edilmelidir.
1) Eşler değişik görüşlere sahip olduklarını baştan bilmelidir. Önemli olan ortak bir görüşe ulaşmaktır.
2) Sorunu görmezlikten gelip ertelemektense tartışmak daha iyidir. Esler birbirlerine sözlü olmalıdır.
3) Tartışma için uygun yer ve zaman seçilmelidir.
4) Tartışmaya suçlayarak başlanılmamalı, sorular yönelterek karşı tarafın görüşleri de öğrenilmeye çalışılmalıdır.
5) Tartışma sırasında kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması, onun gibi düşünmeye çalışması, anlayışlı olmasına yardımcı olacaktır.
6) Tartışma konusu saptırılmamalı, eski sorunlar ve tatsız günler gündeme getirilmemelidir.
7) Amaç tartışmayı kazanmak değil, bir çözüme ulaşmak olmalıdır.
8) Tartışma evin dışında yapılmalı akrabalar ya da arkadaşlar hakemlik yaptırılmaya zorlanmamalıdır.
Aile Fertlerinin Görevleri
c) Sosyal ve Kültürel Görev
Ailenin kendine özgü bir iç yapısı ve işleyişi vardır, bu toplumların kültürleri ile ilgilidir. Fakat kültürün genel özelliklerinden olan değişim aile içi ilişkileri ve ailenin toplumla olan etkileşimleri için de geçerlidir. Babanın aile içindeki baskın durumu zayıflamaktadır. Aile içi kararların alınmasında eşlerin birlikte davranmaları, birbirlerine yardımcı olmaları toplumumuz tarafından da beklenen bir davranıştır. Aileler içinde başlayan değişim yayılıp diğer aileler tarafından da benimsendiğinde toplumsal anlayış ve kültürel özellikler de değişmiş olur.
d) Eğitim Görevi
Bir toplumun geleceği eğitilmiş, iyi yetiştirilmiş çocuklar ve gençlere bağlıdır. Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesi ailede başlar okulda ve toplum içinde sürer. Aile içi eğitimde her iki ebeveynin de rolü büyüktür.' Çünkü doğumdan başlayarak çocuğun en yakım annesidir. Toplumu oluşturan bireylerin kişiliklerinin oluşturulmasında temel unsur annedir. Bu yüzden sosyologlar bir toplumun sosyal kalkınmışlığım o toplumdaki kadınların eğitim düzeyleri ve toplum içindeki yerleri ile ölçerler Bu nedenle kadınların eğitimine önem verilmelidir. Evlilik çağına gelmiş kızların aile ilişkileri, çocuk bakımı ve eğitimi konularında (ilmeleri önemlidir.
Çocukların sağlıkla ilgili olumlu davranışları kazanmaları da aile içi eğitimle başlar. Öğrenci olan çocuklar okulda öğrendikleri sağlık bilgilerini ailelerindeki diğer bireylere de aktarırlar. Yani aile içindeki eğitim fonksiyonu büyüklerden küçüklere doğru değildir, ailede bütün bireyler birbirlerini etkileyip eğitebilirler.
a) Biyolojik Görev
Eşlerin duygusal ihtiyaçlarım karşıladıkları yasal birlikteliktir. İnsan neslinin devamı aile ile sağlanır. Çocuk yapma tekniği ailenin mutluluğunu ve sağlığını engelleyecek biçimde olmamalıdır. Aile planlaması hizmetlerinin amacı da budur. Aile planlaması hizmetlerinin amacı da budur. Bakabileceğinden çok çocuk sahibi ailede anne ve çocuklar başta olmak üzere bütün aile bireylerinin sağladıkları bozulmaktadır.
Aile Bireylerinin Görevleri
b) Psikolojik Görev
Aile içi görevlerin eşler arasında paylaşılması karşılıklı anlayış, saygı ve sevgi aile mutluluğunun temelidir. Anne ve baba arasındaki sıcak ilişkiler çocuklara da yayılır. Gergin ve sürtüşmeli ilişkiler çocuklar için tedirgin ve güvenilmez bir aile ortamı sağlar. Aile gelecekle ilgili istekler yönünden ne kadar çok benzerlik varsa evlilik birliğinin uyum içinde sürmesi de o kadar kolaydır. Bunların bilinmesi için evlilik öncesi arkadaşlık ve nişanlılık dönemleri önemli devrelerdir.
Aile içi tartışmalar aile hayatının bir parçasıdır Ancak tartışırken baza kurallara dikkat edilmelidir.
1) Eşler değişik görüşlere sahip olduklarını baştan bilmelidir. Önemli olan ortak bir görüşe ulaşmaktır.
2) Sorunu görmezlikten gelip ertelemektense tartışmak daha iyidir. Esler birbirlerine sözlü olmalıdır.
3) Tartışma için uygun yer ve zaman seçilmelidir.
4) Tartışmaya suçlayarak başlanılmamalı, sorular yönelterek karşı tarafın görüşleri de öğrenilmeye çalışılmalıdır.
5) Tartışma sırasında kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması, onun gibi düşünmeye çalışması, anlayışlı olmasına yardımcı olacaktır.
6) Tartışma konusu saptırılmamalı, eski sorunlar ve tatsız günler gündeme getirilmemelidir.
7) Amaç tartışmayı kazanmak değil, bir çözüme ulaşmak olmalıdır.
8) Tartışma evin dışında yapılmalı akrabalar ya da arkadaşlar hakemlik yaptırılmaya zorlanmamalıdır.
Aile Fertlerinin Görevleri
c) Sosyal ve Kültürel Görev
Ailenin kendine özgü bir iç yapısı ve işleyişi vardır, bu toplumların kültürleri ile ilgilidir. Fakat kültürün genel özelliklerinden olan değişim aile içi ilişkileri ve ailenin toplumla olan etkileşimleri için de geçerlidir. Babanın aile içindeki baskın durumu zayıflamaktadır. Aile içi kararların alınmasında eşlerin birlikte davranmaları, birbirlerine yardımcı olmaları toplumumuz tarafından da beklenen bir davranıştır. Aileler içinde başlayan değişim yayılıp diğer aileler tarafından da benimsendiğinde toplumsal anlayış ve kültürel özellikler de değişmiş olur.
d) Eğitim Görevi
Bir toplumun geleceği eğitilmiş, iyi yetiştirilmiş çocuklar ve gençlere bağlıdır. Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesi ailede başlar okulda ve toplum içinde sürer. Aile içi eğitimde her iki ebeveynin de rolü büyüktür.' Çünkü doğumdan başlayarak çocuğun en yakım annesidir. Toplumu oluşturan bireylerin kişiliklerinin oluşturulmasında temel unsur annedir. Bu yüzden sosyologlar bir toplumun sosyal kalkınmışlığım o toplumdaki kadınların eğitim düzeyleri ve toplum içindeki yerleri ile ölçerler Bu nedenle kadınların eğitimine önem verilmelidir. Evlilik çağına gelmiş kızların aile ilişkileri, çocuk bakımı ve eğitimi konularında (ilmeleri önemlidir.
Çocukların sağlıkla ilgili olumlu davranışları kazanmaları da aile içi eğitimle başlar. Öğrenci olan çocuklar okulda öğrendikleri sağlık bilgilerini ailelerindeki diğer bireylere de aktarırlar. Yani aile içindeki eğitim fonksiyonu büyüklerden küçüklere doğru değildir, ailede bütün bireyler birbirlerini etkileyip eğitebilirler.
Aile Nedir Ailenin Ozellikleri Nelerdir
Aile Nedir, Aile Önemi Nedir
Aynı çatı altında yaşayan, ortak bir ekonomiyi paylaşan, kan ve coşku bağlarıyla birbirine bağlanmış, aralarında toplumca tanınmış hak ve ödevler bulunan kişilerden kurulmuş en küçük toplum birimidir. (Aile ne demek)
Türkiye'de aile yapısındaki çağdaş değişmenin gerçek hukuksal temelleri, Atatürk devrimleri ve özellikle de Medeni Kanunun 1926 yılında kabul edilmesi ile başlamıştır.
Aile’nin Fonksiyonları
1. Neslin Devamını Sağlamak: Yetişkin iki kişinin birlikte yaşamasını gerektirir. Sağlıklı bir kuşak yetiştirmek için aile birliğinin korunması da büyük önem taşır.
2. Üyelerin Ekonomik İhtiyaçlarını Karşılamak: Karı-kocanın işbirliğini gerçekleştirir,
3. Çocukların Sosyalleşmesini Sağlamak: Aile çocukların topluma hazırlanmasını sağlayan birincil gruptur. Onlara içinde yaşadıkları toplumun inançlarını, değer yargılarını, gelenek ve göreneklerini, görgü kurallarını öğretir. Kişiliklerinin gelişmesi için ortam hazırlarlar.
4. Üyelerin Duygusal İhtiyaçlarım Karşılamak: Bunu; içten sevgi ve saygıya dayanan ilişkiler sağlar. Küçük büyük, herkesin duygusal yönden sağlıklı olması hem kendisi, hem ailesi, hem de toplum için son derece önemlidir.
Ailenin Özellikleri
Aile birçok yönleriyle diğer sosyal yapılarından farklı, kendine özgü bir takım özellikleri bulunan bir sosyal örgüttür. Bu Aile özellikleri şunlardır:
1) Aile Evrenseldir
Aile bütün sosyal ilişkiler içinde en fazla evrensellik özelliği göstermektedir. Her toplumda görüldüğü gibi hayvanlar aleminde de vardır, her insan bir aileye mensuptur ve o ailenin sorumluluklarını taşıyan bir üyesidir.
2) Aile Duygusal Bir Temele Dayanır
Nesli devam ettirme arzusu, annelik, arkadaşlık, ebeveynlik duygularını romantik sevgiden, ırk gururuna, eşlerin şefkat duygularından ailenin ekonomik güvenliğine, kişisel ihtiraslarından neslin devamlılığı duygusuna kadar yükselen ve toplumsal ilişkiler sonucu beliren birbirine ikincil duygularla kuvvetlendirilmektedir.
3) Aile Şekillendirme Özelliğine Sahiptir
Çocuğun kişilik yapısı aile içinde gelişir. Aile üyeleri bireyin hem organik hem de zihinsel alışkanlıklar kazanmasını sağlar. Bireydeki sosyalleşme olayı içinde gerçekleştiğinden ve ailenin çocuk üzerindeki kişilik gelişmesinin bir parçası olduğundan hayat boyu yetişkinde iz bırakacaktır.
4) Ailenin Kapsamı Sınırlıdır
Aile sınırlı bir büyüklüğe sahiptir. Şekillenmiş sosyal yapıların en küçüğüdür Bu özellik kent tipi aile için daha çok geçerlidir.
5) Aile Sosyal Yapıda Çekirdek Özelliği Taşır
İlkel ve - baba otoritesinin olduğu toplumlarda bütün sosyal yapı aile
ünitelerinden meydana gelmiştir. Karmaşık modern toplumlarda aile bu özelliğini kaybetmekle beraber yer yer sosyal sınıflar içinde aile birliğinin çekirdektik özelliğini devam ettirme eğilimi de görülmektedir.
6) Aile Üyelerinin Sorumlulukları Vardır
Ailenin üyelerinden beklediği görev yaşam boyu devam etmektedir. Aile
erkeği ve özellikle daha çok kadını, kendinden çok başkaları için güç görevler yapmaya ve ağır sorumluluklar yüklenmeye zorlar. Ailenin duygusal temele dayalı olması karşı olan sorumlulukları artırır
Aynı çatı altında yaşayan, ortak bir ekonomiyi paylaşan, kan ve coşku bağlarıyla birbirine bağlanmış, aralarında toplumca tanınmış hak ve ödevler bulunan kişilerden kurulmuş en küçük toplum birimidir. (Aile ne demek)
Türkiye'de aile yapısındaki çağdaş değişmenin gerçek hukuksal temelleri, Atatürk devrimleri ve özellikle de Medeni Kanunun 1926 yılında kabul edilmesi ile başlamıştır.
Aile’nin Fonksiyonları
1. Neslin Devamını Sağlamak: Yetişkin iki kişinin birlikte yaşamasını gerektirir. Sağlıklı bir kuşak yetiştirmek için aile birliğinin korunması da büyük önem taşır.
2. Üyelerin Ekonomik İhtiyaçlarını Karşılamak: Karı-kocanın işbirliğini gerçekleştirir,
3. Çocukların Sosyalleşmesini Sağlamak: Aile çocukların topluma hazırlanmasını sağlayan birincil gruptur. Onlara içinde yaşadıkları toplumun inançlarını, değer yargılarını, gelenek ve göreneklerini, görgü kurallarını öğretir. Kişiliklerinin gelişmesi için ortam hazırlarlar.
4. Üyelerin Duygusal İhtiyaçlarım Karşılamak: Bunu; içten sevgi ve saygıya dayanan ilişkiler sağlar. Küçük büyük, herkesin duygusal yönden sağlıklı olması hem kendisi, hem ailesi, hem de toplum için son derece önemlidir.
Ailenin Özellikleri
Aile birçok yönleriyle diğer sosyal yapılarından farklı, kendine özgü bir takım özellikleri bulunan bir sosyal örgüttür. Bu Aile özellikleri şunlardır:
1) Aile Evrenseldir
Aile bütün sosyal ilişkiler içinde en fazla evrensellik özelliği göstermektedir. Her toplumda görüldüğü gibi hayvanlar aleminde de vardır, her insan bir aileye mensuptur ve o ailenin sorumluluklarını taşıyan bir üyesidir.
2) Aile Duygusal Bir Temele Dayanır
Nesli devam ettirme arzusu, annelik, arkadaşlık, ebeveynlik duygularını romantik sevgiden, ırk gururuna, eşlerin şefkat duygularından ailenin ekonomik güvenliğine, kişisel ihtiraslarından neslin devamlılığı duygusuna kadar yükselen ve toplumsal ilişkiler sonucu beliren birbirine ikincil duygularla kuvvetlendirilmektedir.
3) Aile Şekillendirme Özelliğine Sahiptir
Çocuğun kişilik yapısı aile içinde gelişir. Aile üyeleri bireyin hem organik hem de zihinsel alışkanlıklar kazanmasını sağlar. Bireydeki sosyalleşme olayı içinde gerçekleştiğinden ve ailenin çocuk üzerindeki kişilik gelişmesinin bir parçası olduğundan hayat boyu yetişkinde iz bırakacaktır.
4) Ailenin Kapsamı Sınırlıdır
Aile sınırlı bir büyüklüğe sahiptir. Şekillenmiş sosyal yapıların en küçüğüdür Bu özellik kent tipi aile için daha çok geçerlidir.
5) Aile Sosyal Yapıda Çekirdek Özelliği Taşır
İlkel ve - baba otoritesinin olduğu toplumlarda bütün sosyal yapı aile
ünitelerinden meydana gelmiştir. Karmaşık modern toplumlarda aile bu özelliğini kaybetmekle beraber yer yer sosyal sınıflar içinde aile birliğinin çekirdektik özelliğini devam ettirme eğilimi de görülmektedir.
6) Aile Üyelerinin Sorumlulukları Vardır
Ailenin üyelerinden beklediği görev yaşam boyu devam etmektedir. Aile
erkeği ve özellikle daha çok kadını, kendinden çok başkaları için güç görevler yapmaya ve ağır sorumluluklar yüklenmeye zorlar. Ailenin duygusal temele dayalı olması karşı olan sorumlulukları artırır