Çocuklarda Uyku ve Okul İliskisi
İlkokula başlamak çocuğun uykularını etkiler mi?
Çocuğun ilkokula başlamadan önce bir anaokulu deneyimi olsa bile ilkokula başlama çocuğun hayatında bir başka önemli ve büyük adımdır. Çünkü ilkokula başlamak büyümek, gerçek anlamda okullu olmak anlamına gelir. Bu da beraberinde çocuk için farklı beklentileri doğurur. İlginçtir ki, çocuğun ve çevresindekilerin 'büyüme' beklentisinin tam aksine okula başladığı dönemde çocuk aslında yeniden bir bebek kadar kırılgan ve hassastır.
Çocuğun ilkokula başladığında hissettiği korkular, kaybolma duygusu, hiç kimseyi tanımıyor olmasının yarattığı kaygı aslında tüm eğitim yaşamı boyunca her yeni sınıf ya da okula başlandığında yeniden yaşanır. Ancak bu türden duyguların en açık ve acıtıcı bir şekilde hissedildiği dönem ilkokul dönemidir. Bu önemli süreçte çocuğun uyku düzeninin bozulması beklenen bir gelişmedir.
Gizlilik anlamına gelen ve 'latency' adı verilen bu dönem, adından da anlaşılacağı gibi dürtülerin bastırılarak görece bir dengenin hâkim olduğu dönemdir. Böylesi bir denge de öğrenmeyi kolaylaştırır. Erikson (1965) 'latency' dönemini 'endüstri çağı' olarak adlandırıp kognitif (bilişsel) ve entellektüel kapasitenin önemli ölçüde 'latency' döneminde geliştiğinden söz eder. Çocuğun öğrenmesine de izin veren bu bir tür dinginlik hali aslında bu döneme özgü olarak geliştirilen savunma mekanizmalarından kaynaklanmaktadır.
Bundan bir süre önce bana sekiz yaşında bir kız çocuğu olan L. okulda konsantre olamadığı, sürekli olarak bilinçli bir şekilde arkadaşlarının saçını çekip, onlara kalem batırarak onları rahatsız ettiği ve konuştuğu için getirilmişti. Anneden eşinin bir süre önce onları terk ettiğini, L.'nin de bu duruma çok kızıp, üzüldüğünü öğrendim. L.'yi doğal olarak bu durum çok etkilemiş, sürekli bu durumla meşgul olduğu için de derslerine yoğunlaşamaz hale gelmişti. Dolayısıyla da sınıf arkadaşlarının konsantre olmasına engel olması, bilinçdışı olarak arkadaşlarına kendisinin içinde olduğu durumunun nasıl bir şey olduğunu deneyimletmiş oluyordu. Kendisine acı veren duygular, onu meşgul eden düşünceler de bu yolla ifade bulmuş oluyordu Aldığı psikolojik destek onun duygularının farkına vararak duygularını yapıcı bir şekilde ifade etmesini sağladı. Aile yaşantısının öğrenmenin önüne duygusal bir blok kurmasını önlenmiş oldu.
Bu dönemin dengeli bir şekilde sorunsuz geçirilmesi, arkasından gelecek olan ergenlik döneminin daha az yıkıcı ve daha az çalkantılı geçmesine olanak verir.