Latency Nedir
'Latency' döneminde geliştirilen savunma mekanizmaları
İyi ve kötüyü, siyah ve beyaz olarak kesin bir şekilde ayırma eğilimindedirler Sözgelimi bir kişi, öneri ya da düşünce ya çok iyidir, ya da çok kötü. Bu donemde çocukların özellikle karşı cinsten olanları kesin bir şekilde dışlayıp aşağıladıklarına eminim tanık olmayanınız yoktur. Erkek çocukları kızlardan, kız çocukları da erkeklerden yaka silkerler. Ayrıca da kendilerinden olanlar ve olmayanlar ayırımı yaparlar.
Obsesif tutumları vardır. Dürtüler bastırıldığı için yaşamlarındaki sıkı kontrolü obsesyona varabilen davranışları ile sağlarlar. Dönem çocuklarının obsesif tutumlarını, onların bir şeyleri toplamaya, biriktirmeye olan düşkünlüklerinde de görebiliriz. Her yıl beraberinde yeni bir oyuncak türü, kart ya da benzeri bir şeye düşkünlüğü getirir. Çocuk kendisini o ürüne sahip olması adeta zorunluymuş gibi hisseder. Bunun farkında olan firmalar da çocukların bu özelliklerini kötüye kullanarak piyasaya her yıl yeni, değişik değişik ürünler sunarlar.
Negatif deneyim ve duyguları bastırırlar. Yukarıda sözünü ettiğim kontrolü sürdürebilmek için olumsuz duyguları bilinçten uzaklaştırırlar. Dolayısıyla da bir ergende ya da 2-3 yaş dönemi çocuğunda görülen duyguların çok güçlü bir şekilde bilince taşınıp kimi kere isyanlara varan boyutlarda yaşanması söz konusu değildir.
Geliştirilen savunma mekanizmalarından ötürü ilkokul çağı çocuğu dünyayı basite indirgeyerek algılar. Onun yaşamında küçük çocuklarda ve ergenlerde olan uç duygulara ve çatışmalara yer yoktur. Öğrenme açısından baktığımızda ise bu savunma meka nizmaları bilginin depolanmasına yardımcı olurlar. Bu dönemde çocuklar okumayı, yazmayı ve matematiğin basit kurallarını öğrenirler. Ancak buradaki öğrenme somut bir öğrenmedir. Bilginin yalnızca depolanması söz konusudur.
İlkokula başlayan çocuk anaokulundan farklı olarak ailenin dışına çıkarak ilişki kurmaya ve arkadaşlarını yaşamına almaya başlar. Ortak bir ilgi ya da hobi sayesinde arkadaşlıklar kurulur.
Özellikle erkek çocuklar arasında futbolcu kartlarını değiştirmek oldukça yaygın bir oyundur. Aslında bu oyun çocukların arkadaşlığın, pazarlık etmenin, ticaretin kurallarını deneyimledikleri arenadır. Yine bu dönemde evden uzaklaşmak istemenin ilk belirtileri görülür. Bu nedenle de genellikle çocukların yazdığı öykülerde ailenin yerini akranlar alır. Hatta öyle bir dünya kurgularlar ki oraya anne babaların girmesi yasaktır. Ancak bu yaklaşımları aslında onların kimi zaman bebeksiliğe varan kırüganlıklarıyla çelişir. Okul ve aile yaşamını ayırmada da aynı nedenle zorlanırlar. Öğretmenlerine yanlışlıkla anne diye seslenmeleri de bu yüzdendir.
Tabii her çocuk 'latency' dönemini sorunsuz olarak mutlu geçirebilmesi için gerekli olan çevresel, ailevi koşullara sahip değildir. Böyle durumlarda okullar çocukların hayatında en azından belli bir süre için bile olsa normal bir düzeni sağlamaları bakımından çok önemlidirler.