Kalınbağırsak Kanseri ve Ameliyatı
Adenomatöz (bezelursal) kalınbağırsak polipti (sarkancah) (kansere yatkın sarkanca) insanlar, aşırı miktarda "deoksikolat" yapma veya emme eğilimindedirler. Deoksi-kolat, bakterilerin parçaladığı esas safra tuzudur ve değiştirme veya kanser yapma gizil gücü vardır. Deoksikolatın emilimi, bağırsak geçiş hızına duyarlı olduğu için, kepek ve geçişi hızlandıran diğer maddeler kalınbağırsak kanseri tehlikesini azaltılırlar
Ailesel kalınbağırsak adenomatöz polipozisi (bezelursal sarkancah) olan hastalara kolektomi (hastalıklı kalınbağırsağın kesilip çıkarılması) ve fileo-rektal anastomoz (ileum-rektum ağızlaştınlması) yapıldığında, adenomatöz polipler rektumda tekrarlama ve kötücülleşme eğilimindedirler. Böyle hastalara kepekli tahıl ürünleri verilerek günlük lif alımları iki katına çıkarılmış ve 4 yıl süreyle düzenli sigmoidoskopi ile izlendiklerinde, denetim grubuna göre rektal polip sayısının azaldığı gözlenmiştir. Bu yüzden kepeğin kansere karşı etkisi konusunda etkili olduğu gösterilmiştir.
Laktuloz tedavisinin bu tür poliplerin tekrarlanmasını yavaşlattığı da gösterilmiştir. Laktuloz, yalnızca bir yumuşatıcı değil, aynı zamanda mayalanabilen karbonhidrat benzeri yapay bir şekerdir.
Kalın barsak kanseri
Eğer, lifler kansere karşı etkilerini, kısa zincirli yağ asitlerine mayalanarak gösteri -yorlarsa, kalınbağırsağa giren ve benzeri şekilde mayalanan herhangi bir karbonhidratın da koruyucu olabileceği ileri sürülmüştür. Yenilen nişastanın oldukça büyük bir kısmı sindirilmez ve kalınbağırsağa girer. Burada hızla mayalanır ve olasılıkla bir miktar yumuşatıcı etkisi vardır. Bu yüzden kansere karşı koruyuculuk açısından nişasta da lif kadar önemlidir. Bilinmesi gereken yalnızca ne kadar nişastanın yenildiği değil, aynı zamanda kalınbağırsağa geçen nişastanın oranıdır ki, bu da kişiden kişiye 10 kat farklılık göstermektedir. Kalınbağırsakta polipleri olan kişilerin nişastayı sindirme konusunda alışılmadık ölçüde yetenekli oldukları ileri sürülmüştür. Eğer bu doğruysa, kanserin daha fazla nişasta ve daha az sindirilebilir nişasta şekilleri (sözgelimi öğütülmüş un yerine pirinç gibi bütün taneler) yiyerek önlenmesi olasılığı ortaya çıkar. Nitekim genelde pirinç yiyen toplumların kalınbağırsak -rektum kanserine yatkınlığı, un tüketen toplumlara göre daha az görülmektedir.
Bir başka husus da; liften zengin bir diyetin çok sebze ve meyva içermesi ve bunların da (A vitamini, antioksidanlar ve eser elementler gibi) kendi kanser önleyici maddelerini kapsamalarıdır. Sebzeden zengin bir diyetin kalınbağırsak-rektum kanserinden koruduğuna ilişkin hem epidemiolojik (salgınbilimsel) hem de deneysel göstergeler vardır.
Kalınbağırsak kanserinden korunmak için, çok miktarda bitkisel gıda alıp, bunun çoğunu taze, işlem görmemiş şekilde yemelidir.