Multipl Myelom MM Nedir

Multipl Myelom MM Nedir

Multipl Myelom (plazma hücreli myelom, myelomatozis veya Kahler hastalığı) kemik iliğinde monoklonal immünglobulin (M protein) yapan plazma hücrelerinin kontrolsüz olarak klonal artışı ile karakterize kronik, progresif ve fötal bir hastalıktır. MM aşırı monoklonal immunoglobulin (IgG, IgA, IgD, IgE) veya Bence-Jones protein (serbest monoklonal κ veya λ hafif zinciri) yapımıyla kendini belli eden ve sıklıkla hiperkalsemi, anemi, böbrek hasarı, bakteriyal enfeksiyonlara karşı duyarlılığın artması ve yaygın olarak pelvis, omurga, kaburgalar ve kafatasında yaygın osteoporozla karakterizedir

MM malign hastalıkların yaklaşık %1’ini, hematolojik malignansilerin %10’unu ve tüm kanser ölümlerinin %2’sini oluşturur. Son yıllarda kemik iliği incelemesi ve protein elektroforezi gibi yardımcı tekniklerin kullanılmasıyla görülme sıklığınının arttığı bildirilmektedir (7). MM’un yıllık insidansı, beyaz ırkta yaklaşık 100.000’de 4’tür. MM erkeklerde kadınlardan daha sık görülür esas olarak ileri yaş hastalığıdır. En sık görüldüğü yaş grubu 65-70’dir. Hastaların sadece %3’ü 40 yaşın altındadır. Ancak son yıllarda yaş ortalaması 50-55’e doğru kayma eğilimindedir

Hastalık ilk kez 19. yüzyılın ortalarında tanımlanmıştır. İlk myelom hastası 1844 yılında Solly tarafından bildirilmiştir. Henry Bence Jones hastaların idrarında anormal bir protein tanımlamıştır. Von Rustizky 1873 yılında multipl kemik tümörü olan bir hastada multipl myelom terimini ilk kez kullanmıştır. Plazma hücresi terimi ilk kez 1875 yılında Wladeyer tarafından kullanılmıştır. Dr. Otto Kahler tarafından 1889’da kemik ağrısı, anemi ve proteinürisi olan 46 yaşında bir hasta rapor edilmiştir

Normal B Hücre Gelişimi ve Multipl Myeloma

Kan hücrelerinin tümü kemik iliğinde bulunan hematopoietik kök hücreden yapılır. Plazma hücreleri de kök hücreden yapılan B lenfositlerinin birçok evrelerden geçerek farklılaşmasıyla oluşmaktadır. B lenfositler; olgunlaştıkları organlarda, periferik kanda, lenf düğümü foliküllerinin germinal merkezlerinde ve dalakta bulunur. Periferik kan lenfositlerinin %15-20’si B lenfositleridir (11). Plazma hücrelerinin temel görevi antikor üreterek yabancı ajanlara karşı vücut savunmasını güçlendirmektir. İnsan vücudu doğumdan itibaren sürekli farklı antijenlerle karşılaşmaktadır. Bu antijenlerle karşılaşan B lenfositler antijenlere karşı uygun tipte ve gerekli miktarda antikor üretecek olan plazma hücrelerine dönüşürler. Her yeni zararlı antijene karşı uygun antikor üretecek yeni plazma hücrelerinin yapımı kontrollü şekilde devam eder


Multipl Myeloma Tanı Kriterleri

Antikorlar immünglobulin (Ig) yapısındadır. İmmünglobulinler 2 uzun (ağır zincir) ve 2 kısa zincirden (hafif zincir) oluşmaktadır. İmmünglobulinlerin 5 majör sınıfı vardır. Her bir sınıf ağır zincirin tek tipine sahiptir. Bunlar; Gamma (IgG), alfa (IgA), mü (IgM), epsilon (IgE) ve delta (IgD)

İmmünglobulin ağır (H) ve hafif (L) zincirlerin sentezi ayrı genler tarafından yönetilmektedir. İnsan antikor genleri üç gruptur; Bunlar kappa (κ) ve lamda (λ) olmak üzere iki hafif zincir (L) ve bir ağır zincir (H) gen bölgeleridir. Kappa hafif zincir geni 2 nolu, Lambda hafif zincir geni 22 nolu ve ağır zincir geni 14 nolu kromozom üzerinde yer almaktadır.

İmmünglobulinleri ve T hücre reseptörlerini kodlayan tüm gen tipleri için yaklaşık 1018 olası kombinasyonlu farklı mekanizmalar bulunmaktadır. Sonuç olarak yüksek oranda değişken bölgelerde düzenli olarak oluşan DNA dizi değişiklikleri (somatik mutasyonlar) olası kombinasyonların total sayısının daha fazla artmasına neden olur

İmmünglobulin genlerini oluşturacak DNA düzenlenmesi B hücre gelişiminin çok erken dönemlerinde görülmektedir. Ağır zincir genlerin düzenlenmesi ilk erken pro-B evresinde DH, JH gen segmentlerinin bir araya gelmesiyle başlamaktadır. Geç pro-B hücrelerinde bir VH segmeti DJH segmentine katılarak VH-DJH şeklinde düzenlenmekte ve pre-B evresi oluşmaktadır. Pre-B hücrelerinde, V-DJ bağlanmasıyla membranda düşük, sitoplazmada yüksek oranda tam µ (mü) ağır zinciri oluşmaktadır. Ağır zincir oluştuktan sonra ağır zincir gen düzenlenmesi durmakta, hafif zincir V-J gen düzenlenmesi başlamaktadır. Hafif zincir genleri düzenlenmesi ile immatür B hücrelerine dönüşüm için hücre yüzeyinde ağır-hafif zincirli Ig molekülleri tamamlanmakta ve hücreler yüzey IgM reseptörlü immatür B hücre şeklini alarak farklılaşma sonlanmaktadır. Bazen RNA’nın işlemden geçmesi sırasında aradaki intron uzaklaştırılırken Cµ de uzaklaştırılır ve VDJ kompleksi Cδ’ya yakınlaşır sonuçta IgD ekspresyonu olur