Bağlanma deneyiminin bebeklerin beslenmesi üzerinde etkisi var mıdır?
Bağlanma teorisi, bebek ve anne-baba arasındaki ilişkidir. Bu teoriyi ilk geliştiren John Bowlby'dir. Bolwby diğer psikanalistlerden farklı olarak davranışların biyolojik temellerini de dikkate alır.
Bebek beslenmesi problemleri
Bowlby, içgüdüsel davranışların nasıl daha sonra bağlanma modeline dönüştüğüne dikkati çeker. Bovvlby, çocuğun ayrılma karşısında verdiği tepkileri anlamak için anne ile bebek arasındaki bağ üzerinde durur. Ağlama, gülümseme, anneyi bırakmama gibi içgüdüsel davranışlarla bebek, annenin ilgisini üzerine çekerek annenin kendisine yakınlaşmasını sağlar. Özellikle ikinci yılda bebeğin hareketlenmesi ile birlikte anneye yakınlaşmak için artan tepkileri daha bir belirginlik kazanır. Annesine yakınlaşma çabası içinde olan bebek ya da küçük çocuk reddediliş yaşarsa kaygı ve korkuları artar. Böyle bir durumda da ya ailenin diğer bireylerine yönelip onlarla yakınlaşmaya çalışabilir ya da ilgisini tamamen objeler üzerinde yoğunlaştırabilir. Bebeğin kendisini ayrı bir kişilik olarak algılaması ve anneden ayrılabilmesi çok önemli bir adımdır. Bu deneyim ise bebeğin içindeki güvenlik duygusu ile doğru-dan ilişkilidir. Bebeğin güvenilir bir annenin varlığını sürekli bir şekilde deneyimlemesi, daha sonra anneden ayrılarak, bir şeyleri kendi başına yapma çabası içinde olmasına olanak sağlar.
Bazı beslenme problemi yaşayan bebeklerin temel problemi beslenseler de beslenmeseler de kilo alamamalarıdır. Eğer ortada organik bir neden yoksa bu tür bebeklerin annelerinin ya depresif bir duygu durumu içinde olmaları ya da zihinleri başka şeylerle meşgul olduğu için bebeklerine yoğunlaşamayan anneler olmaları dikkat çekicidir.
Doğumdan sonra annenin bebek için dış dünyayı temsil ettiğini düşünecek olursak, bebek ve annenin birbirlerine bağlanamamaları, başka bir deyişle bebeğin güven duyduğu bir anneyi içselleştirememiş olması, onun dış dünyaya kendisini kapatmasına yani açılamamasına neden olur. Böylesi bir duygu durumu içinde olan bebek için ağzını 'açmayarak' beslenmeyi reddetmesi, bir bakıma kenisini dış dünyaya kapatmasını sembolize etmesi açısından oldukça anlamlıdır.
Doğumdan sonraki ilk üç ay içinde bebek hem içsel olarak hem de annesiyle olan ilişkisine uyum sağlamakta zorlanabilir. Bu durum bebeğin duygularının annesi ile arasına mesafe olarak girmesine yol açar. İşte bu mesafe nedeniyle bebek ya hiç beslenemez ya da yeterince beslenemez. Bazı bebeklerin yaşadıkları kaygı ile başa çıkmaya ihtiyaçları varken, bazı bebeklerin de annelerinin yaklaşımlarını değiştirmelerine ihtiyaçları vardır. Bazı anne babalar değişik yöntemlerin denenmesine açıktır, bazı anne babalar ise yeni yöntemlere kapalıdırlar. Bu tür anne babalar herhangi bir konuda sorun yaşamaları halinde konu üzerine gidip düşünmek, çözüm üretmek yerine, kaygı duyup içinde bulundukları durumu bir açmaz olarak algılarlar. Aslında hem bebeğin hem de anne babanın en çok gereksinim duydukları şey, içinde bulundukları duygu durumlarını 'karşı tarafın' anlamasıdır.
Bebeklerde Yemek ve Uyku Bozukluklari
Bebeklerde beslenmenin duygusal önemi
Bebeklerin Beslenme Sorunu
Bebeklerdeki Beslenme Sorununun Psikolojik Nedenleri
Bağlanmanın Beslenme Üzerindeki Etkisi
Anne Sütü ile Beslenmenin Psikolojik Yararı
Kolik Ağrılar ve Bebeğin Beslenmesi
Bebeği Sütten Kesmenin Bebek Üstündeki Etkisi
Bebeği Sütten Keserken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bebeği Sütten Kesmede Annenin Durumu
Bebeklerde Yemek Seçme
Çocuklarda Beslenme Sorunu
Çocuklarda Yeme Davranışı
Çocuklarda Yemek Yemede Etkili Etmenler
Ailedeki Yeme Bozukluğunun Çocuktaki Etkisi
Yeme Bozukluğu Tedavisi
Çocukları Yemeğe Alıştırma
Bebeklerde İlk Yeme Alışkanlığı
Beslenme Bozukluklarının Duygusal Nedenleri
Bebeğe Yemek Yedirme Yolları
Çocuklarda Yemek Seçme
Çocuklarda Beslenme Alışkanlıkları
Bebeklerde Uyku Bozukluğu
Çocuklarda Uyku neden önemlidir?
Bebeklerde uyku problemi ne zaman söz edebiliriz?
Hamilelik ve Bebeğin Uyku Düzeni
Premature Bebeklerde Uyku Sorunu
Bebekte Uyku Problemi ve Beslenme İlişkisi
Bebeklerde Uyku Problemi Tedavisi
Bebeklerin Beslenme Sorunu
Bebeklerdeki Beslenme Sorununun Psikolojik Nedenleri
Bağlanmanın Beslenme Üzerindeki Etkisi
Anne Sütü ile Beslenmenin Psikolojik Yararı
Kolik Ağrılar ve Bebeğin Beslenmesi
Bebeği Sütten Kesmenin Bebek Üstündeki Etkisi
Bebeği Sütten Keserken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Bebeği Sütten Kesmede Annenin Durumu
Bebeklerde Yemek Seçme
Çocuklarda Beslenme Sorunu
Çocuklarda Yeme Davranışı
Çocuklarda Yemek Yemede Etkili Etmenler
Ailedeki Yeme Bozukluğunun Çocuktaki Etkisi
Yeme Bozukluğu Tedavisi
Çocukları Yemeğe Alıştırma
Bebeklerde İlk Yeme Alışkanlığı
Beslenme Bozukluklarının Duygusal Nedenleri
Bebeğe Yemek Yedirme Yolları
Çocuklarda Yemek Seçme
Çocuklarda Beslenme Alışkanlıkları
Bebeklerde Uyku Bozukluğu
Çocuklarda Uyku neden önemlidir?
Bebeklerde uyku problemi ne zaman söz edebiliriz?
Hamilelik ve Bebeğin Uyku Düzeni
Premature Bebeklerde Uyku Sorunu
Bebekte Uyku Problemi ve Beslenme İlişkisi
Bebeklerde Uyku Problemi Tedavisi
İstahsiz Bebeklerde Beslenme
Bebeklerde görülen beslenme sorunlarının psikolojik nedenleri nelerdir?
Bebeklerin beslenme problemleri anne babalarını çok fazla kaygılandırır. Anne babanın bu kaygısı bebeklerini beslerken ilişkilerine yansır. Yansıyan kaygı bebeğin beslenmesini daha zorlaştırır. Bebeğin daha da zorlaşan beslenmesi anne babanın kaygısını daha da artırır. Bu da durumu daha da zorlaştırarak, anne babaların kendilerini çaresiz hissetmesine yol açan bir kısır döngüyü doğurur.
Gerekli tıbbi kontrollerin ardından eğer bebekte herhangi bir organik problem söz konusu değilse, yaşanan problemin analizi için psikolojik faktörler üzerine düşünülmesi gerekir. Bebeğin, besinle kurduğu ilişki, onun içinde olduğu ilişkinin duygusal boyutunu yansıtıyor olabilir.
Beslenme, aslında bebeğin, besini 'kabul' edip 'sindirebilmesi' anlamına gelir. Beslenme sorunu üzerine düşünürken, hamileliğin nasıl geçtiği, doğumun zor olup olmadığı doğum sonrası fiziksel olduğu kadar duygusal ve sosyal çevre üzerine düşülmesi gerekir. Sözgelimi, doğum sonrası depresyon yaşadığı için, özgüven duygusu zedelenen bir anne, bebeğinin ye-tersiz beslendiğini düşünüp bundan yine kendisini sorumlu tutarak suçluluk hissedebilir. Bu da annenin daha ısrarcı, daha kaygılı, daha az sabırlı olmasına neden olur.
İştahsız Bebeklerde Beslenme
Ailede bir yasın yaşanması, anne baba arasındaki geçimsizlik ya da annenin doğum sonrası depresyonu yaşaması gibi nedenler annenin bebeğinin dilini anlayıp onun gereksinimlerini karşılamasına engel olur. Bu nedenle de beslenme sorunu yaşayan bebekler anne babaları ile birlikte gözlemlendiklerinde, üzerinde durulması gereken nokta anne babaların bebeklerinin dilini ne kadar iyi anlayabildikleridir.
Annenin, hamilelik süreciyle başlayıp doğumla birlikte tamamen üstlendiği annelik rolüne ne kadar adapte olduğu, yeni rolünden ne kadar keyif aldığı da annenin duygu durumunu etkileyen bir başka önemli konudur. Elbette, bu süreçte babanın anneye verdiği destek ve anne gibi onun da babalık rolünü ne kadar benimsediği çok önemlidir. Anne babanın duygu durumları, birbirleri ile olan ilişkileri, hatta kendi bebeklik deneyimleri, kendi anne babaları ile olan ilişkileri bebekleri ile kuracakları ilişkiyi büyük ölçüde belirler. Anne baba olmak, her iki ebeveynin de bebeklik deneyimlerinin bilinçdışı olarak yeniden hareketlenmesine yol açar.
İşte bütün bu değişkenler bebeğin aileye 'kabulünü' belirler. Besin, bebek için bir bakıma hayatı temsil eder. Bazı özel durumlar dışında bebeğin besini reddetmesi, ağzını kapatarak başını çevirmesi bir anlamda yaşama, ilişkilere kendisini kapatması anlamına gelebilir. Bu nedenle de bebeğin 'kapanma' davranışı üzerine düşünülmesi gerekir.
Pek çok anne baba, bebekleri ilk doğduğunda -bebek küçük, çaresiz ve ebeveynine tam bağımlı olduğu için- aldıkları sorumluluktan adeta ürker. Genellikle, "Ben şimdi ona nasıl bakacağım?" gibi kaygılı tepkiler verirler. Bebek her ağladığında doyurulmaya çalışılması ve meme istediğinin düşünülmesi bu kay gıdan beslenen yanlış bir genel kanıdır, Bebek ağladığında ilk akla gelen acıkmış olabileceğidir. Adeta bebeğin tek gereksinimin besin olduğu düşünülür.
Bu nedenle bebek, ihtiyacı olmadığı zamanlarda da beslenmeye çalışılır. Dolayısıyla bebekte beslenmeye tepki doğar. Bebeğinizin beslenme probleminin tıbbi bir nedene dayanmadığından emin olduktan sonra yukarıda özetlenen nedenlerin gözden geçirilmesinde büyük yarar vardır. Sorun üzerine düşünme, bebeğinizi daha iyi gözlemlemenizi, daha iyi gözlem de bebeğinizin ihtiyaçlarını doğru bir şekilde tespit edip onu 'doyurmanızı' sağlar.
Bebeklerin beslenme problemleri anne babalarını çok fazla kaygılandırır. Anne babanın bu kaygısı bebeklerini beslerken ilişkilerine yansır. Yansıyan kaygı bebeğin beslenmesini daha zorlaştırır. Bebeğin daha da zorlaşan beslenmesi anne babanın kaygısını daha da artırır. Bu da durumu daha da zorlaştırarak, anne babaların kendilerini çaresiz hissetmesine yol açan bir kısır döngüyü doğurur.
Gerekli tıbbi kontrollerin ardından eğer bebekte herhangi bir organik problem söz konusu değilse, yaşanan problemin analizi için psikolojik faktörler üzerine düşünülmesi gerekir. Bebeğin, besinle kurduğu ilişki, onun içinde olduğu ilişkinin duygusal boyutunu yansıtıyor olabilir.
Beslenme, aslında bebeğin, besini 'kabul' edip 'sindirebilmesi' anlamına gelir. Beslenme sorunu üzerine düşünürken, hamileliğin nasıl geçtiği, doğumun zor olup olmadığı doğum sonrası fiziksel olduğu kadar duygusal ve sosyal çevre üzerine düşülmesi gerekir. Sözgelimi, doğum sonrası depresyon yaşadığı için, özgüven duygusu zedelenen bir anne, bebeğinin ye-tersiz beslendiğini düşünüp bundan yine kendisini sorumlu tutarak suçluluk hissedebilir. Bu da annenin daha ısrarcı, daha kaygılı, daha az sabırlı olmasına neden olur.
İştahsız Bebeklerde Beslenme
Ailede bir yasın yaşanması, anne baba arasındaki geçimsizlik ya da annenin doğum sonrası depresyonu yaşaması gibi nedenler annenin bebeğinin dilini anlayıp onun gereksinimlerini karşılamasına engel olur. Bu nedenle de beslenme sorunu yaşayan bebekler anne babaları ile birlikte gözlemlendiklerinde, üzerinde durulması gereken nokta anne babaların bebeklerinin dilini ne kadar iyi anlayabildikleridir.
Annenin, hamilelik süreciyle başlayıp doğumla birlikte tamamen üstlendiği annelik rolüne ne kadar adapte olduğu, yeni rolünden ne kadar keyif aldığı da annenin duygu durumunu etkileyen bir başka önemli konudur. Elbette, bu süreçte babanın anneye verdiği destek ve anne gibi onun da babalık rolünü ne kadar benimsediği çok önemlidir. Anne babanın duygu durumları, birbirleri ile olan ilişkileri, hatta kendi bebeklik deneyimleri, kendi anne babaları ile olan ilişkileri bebekleri ile kuracakları ilişkiyi büyük ölçüde belirler. Anne baba olmak, her iki ebeveynin de bebeklik deneyimlerinin bilinçdışı olarak yeniden hareketlenmesine yol açar.
İşte bütün bu değişkenler bebeğin aileye 'kabulünü' belirler. Besin, bebek için bir bakıma hayatı temsil eder. Bazı özel durumlar dışında bebeğin besini reddetmesi, ağzını kapatarak başını çevirmesi bir anlamda yaşama, ilişkilere kendisini kapatması anlamına gelebilir. Bu nedenle de bebeğin 'kapanma' davranışı üzerine düşünülmesi gerekir.
Pek çok anne baba, bebekleri ilk doğduğunda -bebek küçük, çaresiz ve ebeveynine tam bağımlı olduğu için- aldıkları sorumluluktan adeta ürker. Genellikle, "Ben şimdi ona nasıl bakacağım?" gibi kaygılı tepkiler verirler. Bebek her ağladığında doyurulmaya çalışılması ve meme istediğinin düşünülmesi bu kay gıdan beslenen yanlış bir genel kanıdır, Bebek ağladığında ilk akla gelen acıkmış olabileceğidir. Adeta bebeğin tek gereksinimin besin olduğu düşünülür.
Bu nedenle bebek, ihtiyacı olmadığı zamanlarda da beslenmeye çalışılır. Dolayısıyla bebekte beslenmeye tepki doğar. Bebeğinizin beslenme probleminin tıbbi bir nedene dayanmadığından emin olduktan sonra yukarıda özetlenen nedenlerin gözden geçirilmesinde büyük yarar vardır. Sorun üzerine düşünme, bebeğinizi daha iyi gözlemlemenizi, daha iyi gözlem de bebeğinizin ihtiyaçlarını doğru bir şekilde tespit edip onu 'doyurmanızı' sağlar.
Bebekte Beslenme Problemleri
Bebeğin beslenmede soran yaşaması, anne ile bebek arasındaki ilişkide bir soran olduğunu mu gösterir?
Bebekte Beslenme
Beslenmenin her anlamda doyurucu olabilmesi için yalnız fiziksel değil, duygusal ve ruhsal gelişmeye olanak veren bir ilişki içinde olması gerekir. Beslenmede problem yaşanmasının nedeni prematüre doğum ya da doğumdan sonra bebeğin sağlık problemleri nedeniyle hastanede kalmasının yol açabileceği travmatik deneyimler olabileceği gibi annenin içinde bulunduğu duygu durumu da olabilir. İşte bu nedenlerden birinin yaşanması beslenme deneyiminin bebek için keyifli bir deneyim ve uyarana dönüşen bir ilişki olarak gelişmesine engel olur. Beslenmede problem yaşandığında beslenmenin sağlayacağı tüm kazanımlar tehlikeye girer. Sözgelimi, bebekler bu eksikliği gidermek, duygularını geliştirmek için daha az uyuyup daha çok uyanık kalabilir ya da uygunsuz zamanlarda oynamak isteyebilirler. Bebek, beslenmeyi reddederek aslında beslenme ilişkisini reddediyor da olabilir.
Beslenmede ya da başka konularda sorun yaşayan bebekleri gözlemlediğimizde genellikle temelde anne bebek ilişkisinde bir sorun yaşandığı gerçeği ile karşılaşırız.
Aylık bebekte beslenme
Toplumda bebeklerin hiçbir şey hissetmedikleri yolunda yalnış bir inanış vardır. Oysa bebeklik dönemi uyaranlara en açık olunan dönemdir. Annenin doğum sonrası depresyon yaşadığı ya da çeşitli nedenlerle kendisini iyi hissetmediği durumlarda bebeği ile doyumlu bir ilişki kurması zorlaşır.
Başlangıçta bebekler dünyayı anneleri aracılığı ile dolayımlı olarak algıladıklarından özellikle annelerinin duygu durumlarına karşı son derece duyarlıdırlar. Annenin bebeğini mekanik bir şekilde emzirmesi ya da beslemesi, dünyaya tutunma ihtiyacı ile gelen bebeğin kapanmasına, tedirgin olmasına yol açar. Annenin ya da bebeği besleyen yetişkinin bebeğin elini tutması, onunla göz teması kurması, bebeği rahatlatır.
Bebeklerde beslenme problemleri
Bebekleri beslenme problemi yaşayan anneler konuyla ilgili olarak öncelikle çocuk doktoruna gitmeyi tercih ederler. Her türlü tıbbi muayeneden sonra aslında çocuğunun fiziksel anlamda sağlıklı olduğu kendisine söylenen anne yine 'tatmin' olmayarak nadiren de olsa psikologa gelir. Özellikle dikkatinizi çekmek istediğim konu, genellikle bu tür şikâyetlerde bulunanların babalar değil de anneler olmasıdır. Annelerin kaygısının babalara oranla daha fazla olması, beslenme probleminin aslında bir ilişki problemi olduğunun açık bir göstergesidir.
Beslenme, sadece bebekler için değil, bizler için de karın doyurmaktan daha fazla anlam ifade eder. Dostlarımızla yediğimiz yemekler bizim için fiziksel doyumdan çok duygusal olarak beslendiğimiz zamanlardır. Dostlarla yenen yemekte ilişkiler daha bir pekişir. Yemek yeme eylemi adeta bir seromoniye dönüşür. İşte aynı nedenle anne babaların bebeklerinin beslenme deneyimleri üzerine düşünürken daha çok karınlarının ne kadar doyduğu üzerinde durmak yerine, hem beslenme sırasındaki hem de genel anlamda aralarındaki ilişki üzerinde durmaları gerekir. Dünyaya tamamen yabancı olan bebek için doyumun yalnız fiziksel değil duygusal olması, her anlamda beslenmesi gerekir.
Bebekte Beslenme
Beslenmenin her anlamda doyurucu olabilmesi için yalnız fiziksel değil, duygusal ve ruhsal gelişmeye olanak veren bir ilişki içinde olması gerekir. Beslenmede problem yaşanmasının nedeni prematüre doğum ya da doğumdan sonra bebeğin sağlık problemleri nedeniyle hastanede kalmasının yol açabileceği travmatik deneyimler olabileceği gibi annenin içinde bulunduğu duygu durumu da olabilir. İşte bu nedenlerden birinin yaşanması beslenme deneyiminin bebek için keyifli bir deneyim ve uyarana dönüşen bir ilişki olarak gelişmesine engel olur. Beslenmede problem yaşandığında beslenmenin sağlayacağı tüm kazanımlar tehlikeye girer. Sözgelimi, bebekler bu eksikliği gidermek, duygularını geliştirmek için daha az uyuyup daha çok uyanık kalabilir ya da uygunsuz zamanlarda oynamak isteyebilirler. Bebek, beslenmeyi reddederek aslında beslenme ilişkisini reddediyor da olabilir.
Beslenmede ya da başka konularda sorun yaşayan bebekleri gözlemlediğimizde genellikle temelde anne bebek ilişkisinde bir sorun yaşandığı gerçeği ile karşılaşırız.
Aylık bebekte beslenme
Toplumda bebeklerin hiçbir şey hissetmedikleri yolunda yalnış bir inanış vardır. Oysa bebeklik dönemi uyaranlara en açık olunan dönemdir. Annenin doğum sonrası depresyon yaşadığı ya da çeşitli nedenlerle kendisini iyi hissetmediği durumlarda bebeği ile doyumlu bir ilişki kurması zorlaşır.
Başlangıçta bebekler dünyayı anneleri aracılığı ile dolayımlı olarak algıladıklarından özellikle annelerinin duygu durumlarına karşı son derece duyarlıdırlar. Annenin bebeğini mekanik bir şekilde emzirmesi ya da beslemesi, dünyaya tutunma ihtiyacı ile gelen bebeğin kapanmasına, tedirgin olmasına yol açar. Annenin ya da bebeği besleyen yetişkinin bebeğin elini tutması, onunla göz teması kurması, bebeği rahatlatır.
Bebeklerde beslenme problemleri
Bebekleri beslenme problemi yaşayan anneler konuyla ilgili olarak öncelikle çocuk doktoruna gitmeyi tercih ederler. Her türlü tıbbi muayeneden sonra aslında çocuğunun fiziksel anlamda sağlıklı olduğu kendisine söylenen anne yine 'tatmin' olmayarak nadiren de olsa psikologa gelir. Özellikle dikkatinizi çekmek istediğim konu, genellikle bu tür şikâyetlerde bulunanların babalar değil de anneler olmasıdır. Annelerin kaygısının babalara oranla daha fazla olması, beslenme probleminin aslında bir ilişki problemi olduğunun açık bir göstergesidir.
Beslenme, sadece bebekler için değil, bizler için de karın doyurmaktan daha fazla anlam ifade eder. Dostlarımızla yediğimiz yemekler bizim için fiziksel doyumdan çok duygusal olarak beslendiğimiz zamanlardır. Dostlarla yenen yemekte ilişkiler daha bir pekişir. Yemek yeme eylemi adeta bir seromoniye dönüşür. İşte aynı nedenle anne babaların bebeklerinin beslenme deneyimleri üzerine düşünürken daha çok karınlarının ne kadar doyduğu üzerinde durmak yerine, hem beslenme sırasındaki hem de genel anlamda aralarındaki ilişki üzerinde durmaları gerekir. Dünyaya tamamen yabancı olan bebek için doyumun yalnız fiziksel değil duygusal olması, her anlamda beslenmesi gerekir.
Bebeklerde Beslenmenin Onemi
Bebeklerde beslenmenin duygusal önemi
Sağlıklı beslenme, büyümenin temelidir. Beslenmenin fiziksel gelişim için gerekli gıdayı sağlayarak, rahatsız edici bir durum olan açlığı gidermesinin yanı sıra duygusal büyüme açısından da önemi büyüktür. Besleyen ve beslenenden oluşan sağlıklı bir beslenme ilişkisinde bağışıklık sistemi güçlenir. Duygusal, bilişsel, sosyal ve nörolojik gelişim için gerekli olan altyapı gelişir.
Yenidoğan bebeklerde beslenme
Beslenme; anne babalara bebekleri ile nitelikli zaman geçirmek için önemli fırsatlar sağlar. Bebeğinizi beslerken sevgi dolu bir ten temasıyla kuracağınız iletişim, varolan ilişkinizi geliştirme olanağını verir. Beslenme; annesi, babası ya da bir başkası tarafından 'doyurulan' bebek için bedenlerin ve ruhların buluşması amacıyla zamanın ve yerin güvence altına alınması demektir.
Beslenme; bebeğin inisiyatif kullanarak, zamanı değerlendirme sini sağlar. Bebeğin dikkatini yeni strateji ve duygu durumlarını yaratıcı bir şekilde keşfetmeye çeker. Sağlıklı bir beslenme ilişkisinde annesi tarafından kucağa alınan bebek, beslenme sırasında açlık duygusunun neden olduğu rahatsız durumdan kurtularak, rahat bir konuma geçtiğinden, annesinin duygularını fark ederek, yeni duruma adapte olabilmeyi ve empati kurmayı öğrenmeye başlar.
Bebek, beslenme sırasında değişik duyguları tanıyıp organize eder. Düzenli beslenme zamanları, bebek için gün içinde belli bir zaman rutininin yerleşmesine olanak verir. Rutinin varlığı, bebeğin bir sonraki aktivite için ihtiyacı olan duygusal hazırlığı yapmasını da sağlar.
Sağlıklı beslenme, büyümenin temelidir. Beslenmenin fiziksel gelişim için gerekli gıdayı sağlayarak, rahatsız edici bir durum olan açlığı gidermesinin yanı sıra duygusal büyüme açısından da önemi büyüktür. Besleyen ve beslenenden oluşan sağlıklı bir beslenme ilişkisinde bağışıklık sistemi güçlenir. Duygusal, bilişsel, sosyal ve nörolojik gelişim için gerekli olan altyapı gelişir.
Yenidoğan bebeklerde beslenme
Beslenme; anne babalara bebekleri ile nitelikli zaman geçirmek için önemli fırsatlar sağlar. Bebeğinizi beslerken sevgi dolu bir ten temasıyla kuracağınız iletişim, varolan ilişkinizi geliştirme olanağını verir. Beslenme; annesi, babası ya da bir başkası tarafından 'doyurulan' bebek için bedenlerin ve ruhların buluşması amacıyla zamanın ve yerin güvence altına alınması demektir.
Beslenme; bebeğin inisiyatif kullanarak, zamanı değerlendirme sini sağlar. Bebeğin dikkatini yeni strateji ve duygu durumlarını yaratıcı bir şekilde keşfetmeye çeker. Sağlıklı bir beslenme ilişkisinde annesi tarafından kucağa alınan bebek, beslenme sırasında açlık duygusunun neden olduğu rahatsız durumdan kurtularak, rahat bir konuma geçtiğinden, annesinin duygularını fark ederek, yeni duruma adapte olabilmeyi ve empati kurmayı öğrenmeye başlar.
Bebek, beslenme sırasında değişik duyguları tanıyıp organize eder. Düzenli beslenme zamanları, bebek için gün içinde belli bir zaman rutininin yerleşmesine olanak verir. Rutinin varlığı, bebeğin bir sonraki aktivite için ihtiyacı olan duygusal hazırlığı yapmasını da sağlar.