Hareketsiz Yaşam Ve Obezite
Şişmanlık ve kronik hastalıkların oluşmasında fiziksel aktivite önemli bir faktördür. Düzenli yapılan fiziksel aktivite, karıniçi yağ dokusunu azaltarak kardiyovasküler hastalıkların oluşmasını önlemektedir. Yapılan çalışmalarda yaşla birlikte artan vücut yağ miktarının, fiziksel aktivitenin artması ile azaltılabileceği gösterilmiştir. Fiziksel aktivitenin süresi ve derecesi, vücut yağ yüzdesini ve vücutta yağ dağılımını etkilemektedir
Egzersiz azlığında, harcanan kalori azaldığından, şişmanlığın yanı sıra insülin direnci, kan lipid bozuklukları, hipertansiyon gibi risk faktörleri ortaya çıkmakta, kardiyovasküler fonksiyonel kapasite azalmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite ile kilo azalmakta, LDL-K ve Trigliserid düzeyleri düşmekte, HDL-K düzeyleri yükselmektedir.
İnsan vücudundaki yağ oranı erişkin erkeklerde %15-20, kadınlarda ise %25-30' dur. Erkeklerde vücut yağ oranının %25 ve kadınlarda %35' den fazla olması şişmanlık olarak tanımlanmaktadır.
Şişmanlık tanısında yaygın olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine uygun bir şekilde “Beden (vücut) Kitle İndeksi-BKİ" (Body Mass İndex, BMI) tanımı kullanılmaktadır.
Bu yöntem, Belçikalı ünlü astronom ve istatistikçi Quetelet Terogin tarafından geliştirilmiştir. Bu indeks, kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesi ile elde edilmektedir. Vücut kitle indeksi (VKİ) = Vücut ağırlığı (kg) / Boy (m)2 formülü kullanılarak hesaplanmaktadır .
WHO sınıflamasına göre, BMI 19 - 24,9 kg/m2 arası normal ağırlık sınırları, 25-29,9 kg/ m2 arası “kilolu” (tombul, aşırı kilolu olmak, fazla kilolu, 30-34,9 kg/m2 arası 1.derece şişman, 35-39,9 kg/m2 arası Il.derece şişman ve 40 kg/m2 üzeri Ill.derece şişman olarak isimlendirilir.