Kemik Tumoru Medikal Tedavisi

Kemik Tümörlerinde Medikal Tedavisi


Kemoterapi


Malign kemik tümörlerinde sistemik kemoterapinin rutin kullanımından önce hastaların sadece %20’si 5 yıldan fazla yaşam süresi gözlenirken %50’sinde de cerrahiyi takip eden ortalama altıncı ayda çoğunlukla akciğer metastazı veya nüks gözlenmekteydi. ilk olarak 1980 yılında yapılan klinik randomize çalışma ile sistemik kemoterapinin etkinliği gösterilmiştir.


Erken kemoterapi protokolleri tek ajanlı tedavilerdi. Tek ajanlı kemoterapinin uzun dönem surviye ve kalıcı remisyona katkısı düşük bulunması araştırmacıları kombinasyon kemoterapi protokolleri üzerine yoğunlaştırdı. Değişik toksitedeki sitotoksik ajanların tümörler üzerindeki etkinlikleri aşikardı. Bu ajanların bir arada kullanılması ile kümülatif etkinlik artışı yanında toksitelerindeki kümülatif artışın olmaması kombinasyon tedavilerini daha etkin kullanılmasına neden oldu. Bu toksitelerin minor olması, geri dönüşlü olması ve organ sistemlerine kalıcı hasar vermemesi bu kombinasyonlardan beklenen özelliklerdir. Kombinasyon tedavilerinde tümörün tedaviye rezistans göstermesi tek ajan tedavilere göre daha zordur.


Tümör hücreleri büyüme sürecinde her zaman aynı fazda değildir. Bu nedenle farklı büyüme fazlarına etkin ajanların kullanılması tedavi etkinliğini arttırmıştır. Kemoterapötik ajanları bu farklı tümör fazlarına biyolojik etkilerine göre üç genel sınıfta inceleyebiliriz. DNA hasarı oluşturarak etki edenler (alkilleyici ajanlar, platinyum bileşikleri, antrasiklinler, epipodofilotoksinler), replikasyona etki edenler (antifolat ajanlar, 5-floroprimidinler, sitidin analogları) ve mitoz için gerekli mikrotübul fonksiyonuna etki edenler (vinka alkaloidleri, taksanlar) bu üç sınıfı oluşturur. Bu ajanlar sitotoksik ajanlar olup hızlı bölünen hücrelere özgüllük gösterir ve dolayısıyla tümörde nekroz oluştururlar.


Kemoterapötik ajanların sistemik metastaz oluşturma potansiyeli yüksek olan tümörlere etkinlikleri daha fazladır. Bu nedenle anevrizmal kemik kisti, osteoblastom, osteoid osteoma, osteokondrom, enkondrom, dezmoplastik fibrom, dev hücreli tümör ve eozinofilik granülom gibi nadiren malign transformasyon veya metastaz gösteren benign kemik tümörleri üzerine kemoterapinin kullanılması çok nadirdir. Bu tümörlerde temel tedavi cerrahidir. Bu durumun istinai durumları arasında multipl nüks veya hayati organlar üzerine baskıdır.


Osteosarkomda sistemik kemoterapinin etkinliği kanıtlanmış olup sadece cerrahi ile %20’lerde seyreden yaşam oranları cerrahi ve sistemik kemoterapi kombinasyonu ile 5 yıllık yaşam oranı %60-70’lere ulaşır. Bir çok onkolojik merkezce geliştirilmiş değişik kemoterapi protokolleri mevcuttur. Otolog kök hücre tranplantasyonu ve yüksek doz kemoterapinin non-metastatik osteosarkomlarda kullanımı ile merkezimizde başarılı sonuçlar bildirilmiştir.


http://zehirlenme.blogspot.com