El Cerrahisi Nedir, El Cerrahisinin Tarihçesi
El cerrahisinin tarihi incelendiğinde Bell (1794-1842) ve Steindler (1878-1959) ile İkinci Dünya Savaşı sonrası modern el cerrahisinin öncüsü olan Bunnell (1882-1959) en önemli isimler olarak göze çarparlar. İlk belgeler ise Hipokrat’a (M. Ö. 460-377) kadar uzanır.
Hipokrat el yaralarında özel pansuman gerektiğini, cerrahi araçların tekrar kullanılması, oppozisyon fonksiyonu ve korunması, elin fonksiyonel durumda atellenmesi, el bilek kırıklarında bugüne uyan redüksiyon yöntemleri konularında açık görüşler dile getirmiştir. Hipokrat İskenderiye’ye yerleştiğinde “ yara kenarları tazelendikten sonra yarayı dikiniz ve onu bal emdirilmiş bezlerle örtünüz” diyerek debridmanı tanımlamıştır.
17. yüzyılda turnike kullanılmaya başlanmış ve birçok el amputasyona gitmekten kurtarılmıştır.
1800’lerde iki ünlü cerrah, el ile ilgili iki önemli tanımlama sundular. Bunlardan birisi olan Dublin’li Abraham Colles 1814’de radius distal uç kırığının redüksiyonunu tanımladı. Yine aynı dönemde kadavra disseksiyonu sırasında elini kesen öğrencisinin parmaktan başlayıp omuza kadar ulaşan enfeksiyonun sepsise ilerlemesi sonucunda ölmesini göz önüne alarak el kemiklerinin bol su ile yıkanması ilkesini getirdi. Diğer tanımlama ise 1833 yılında Paris’li cerrah Dupuytren Guillaume ’in daha önceleri tendon kalınlaşması olarak bilinen avuç içindeki sert bantların ve şişliğin palmar fasya hipertrofisi olduğunu ortaya koyarak bugün Dupuytren Kontraktürü denilen hastalığa açıklık getirmesidir (12).
1881’de R. Won Wolkman eldeki kontraktürü, sonradan kendi ismiyle anılan kontraktürü geniş olarak tanımladı (12).
El cerrahisinin ilk otörlerinden Sir Charles Bell (1774-1842) ‘’The Hand-Its Mechanism and Endowments as Evincing Design ’’ adlı eserini, karşılaştırmalı anatomik araştırmalara dayandırarak yazmıştır (13).
Duchenne’in ‘’ Physiology of Motion’’ adlı eseri, elin iç kas yapısının resimlenmesi açısından temel çalışma olma özelliğini halen korumaktadır (14).
Almanya’dan Karl Nicoladone (1849-1903) başpamak rekonstrüksiyonu (1891) konusunda el cerrahisinin gelişiminde öncülük etmiştir. Osteoplastik başparmak rekonstrüksiyonu, tendon transferleri ve ikinci ayak parmağını el başparmağına transfer etmiştir (15).
ABD’nin (Boston) ilk plastik cerrahlarından biri olan George Monks (1853-1933), süperfisial temporal arter pedikülü üzerinden kaldırdıgı alın flebini alt gözkapağı rekonstrüksiyonunda uygulayarak flep cerrahisinin, el cerrahisinde kullanılmasına öncülük etmiştir (15).
1897’de Chicago’dan John Murhpy el ve bilek bölgesindeki yaralanmış tendon, sinir ve damarlara dikkat çekti. 1912 yılında yine Chicago’dan Gutrie’nin ‘’ Blood vessel surgery and applications’’ adlı çalışması yayınlandı. Bu çalışma Aleksis Carrel’i ( Chicago ) etkileyip damar anostomozlarına yöneltti ve 1929 yılında Nobel ödülünü aldı ve mikrocerrahi girişimlerinin başlamasına öncülük etti (15).
Chicago el grubunun el cerrahisinde öncülüğü devam etti. 1. Dünya Savaşı’na katılan Sumner Koch, Michael Mason ve Harvey Allen başarılı tendon tamirinin bilimsel temellerini gösterdiler. Aynı yıllarda İngiltere’de Sir Herbert Seddon, sinir tamiri ve greftlemesinin temellerini ortaya koydu (15).
Fransa’da, önce Guermonprez (1887), daha sonra ise Marc Iselin (1937) ve Jean Gosset (1949) ipsilateral parmak transferlerini gerçekleştirmişlerdir. Gosset, ikinci parmak transpozisyonu için nörovasküler pedikül yöntemini ilk kullananlardan olmuştur (15).
ABD’den ( Chicago) Allen Kanavel 1912’de enfeksiyonların drenajı için başparmak sinovyal tendon kılıfı ve palmar bölgede, nörovaskuler yapılara zarar vermeyen kesiyi tanımlamıştır (15).
M.F. Landsmeer, parmağın ekstansör sisteminde rol alan retinaküler bileşenlerin dinamik esasları konusunda ayrıntılı bir analiz yapmıştır (16).
Frederic Wood-Jones’in ‘’ The Principles of Anatomy as Seen in the Hand (1920)’’ adlı eseri halen en değerli el cerrahi kaynaklarından biridir (17)
Anatomik resimlendirme sanatı Leonardo Da Vinci’yle (1452-1519) başlamıştır. Onun insan vücudu üzerindeki disseksiyonları ve çizimleri Belçikalı anatomist Andreas Versalius’a da (1514-1564) ilham vermiştir. Versalius’un yaptığı disseksiyonlar 1543’de ‘’De Corporis Humani Fabrica’’ adıyla yayınlanmıştır. Yine Belçikalı Jan Van Calcar tarafından Versalius disseksiyonları resmedilmiştir. Bu tip uygulamalar 1000 yıllık Ortaçağ geleneğini (Galenik) de kırmıştır. T.Von Lanz ve W.Wachsmuth’un eseri ‘’Praktische Anatomie (1935)’’ 20.yüzyılın en seçkin anatomik prezantasyonlarındandır.
1981’de cerrahideki yeni gelişmelerle beraber, Robert Beasley ve arkadaşları tarafından yeni disseksiyonlar yapılmış olup bunlar cerrahi eğitim için idealdirler.
Kaynak: http://zehirlenme.blogspot.com