Tükrük bezlerinin non-neoplastik
lezyonları
Heterotopi
İntranodal ve ekstranodal olmak üzere iki grupta
incelenir. İntranodal tipi daha sık görülür. İnfantlarda parotis glandı
içinde ve çevresindeki neredeyse bütün lenf nodlarında tükrük bezi dokusu
bulunur. Yetişkinlerde de buna yakın sıklıkta görülür. Ekstranodal
heterotopi baş ve boyundaki lokalizasyonuna göre yüksek ve alçak olmak üzere
iki grupta incelenir. Yüksek heteretropi mandibula, maksilla, kulak, palatin tonsil,
myohyoid kas, pituiter gland ve serebella pontin köşede yerleşir. Düşük
heteretropinin en sık görüldüğü lokalizasyon sağ sternokleidomastoid kasın
sternoklavikular ekleme yakın medial sınırı civarıdır. Normal lokalizasyonda
görülen bütün patolojik değişiklikler (kistik değişiklik, onkositik metaplazi,
duktal hiperplazi ve neoplazm) heterotopik dokuda da görülür. Heterotropik
dokunun en sık görülen neoplazisi ise Warthin tümörüdür.
Sialolitiazis
Taş oluşumu sıklıkla majör tükrük bezi
duktuslarında, bazen multisentrik ve bilateral olmak üzere tüm tükrük bezlerinde
görülebilir. Mikroskopik olarak dilate duktuslar, epitelde skuamöz metaplazi ve
orta-ağır derecede kronik inflamasyon ile değişken derecede asinus
destrüksiyonu görülür
Sialadenit
Akut sialadenit tek bir beze lokalize olabileceği
gibi (genellikle parotis veya submandibular gland), sistemik bir enfeksiyona da
eşlik edebilir. Viral sialadenit Paramiksovirüsler, Epstein-Barr Virus (EBV),
Coxsackie virus, İnfluenza A ve Parainfluenza virüsleri tarafından
oluşturulabilir (20). Akut süpüratif sialadenite genellikle S. aureus,
Streptokok ve gram-negatif bakteriler neden olur. Dehidratasyon, malnutrisyon,
immunosüpresyon ve sialolityazis de sialadenit için predispozan faktörlerdir
(20).
Kronik sialadenit tükrük bezinin hafif lenfositik
infiltrasyonu ile karakterizedir ve değişik derecelerde parankimal atrofi,
fibrozis ve mikrotaşlar görülür. Kronik sklerotik sialadenit (Kuttner’s tumör)
submandibular glandda, duktusların tek taraflı olarak lenfosit ve plazma
hücreleriyle infiltrasyonu ile karakterizedir (21). Sklerozan polikistik
adenozis çoğunlukla parotis bezinde görülen, dilate ve hiperplastik duktal ve
asiner yapıları saran fibrohyalinize bir stroma ile karakterize bir durumdur.
Apokrin metaplazi ve kribriform gelişim paterni görülür (22). Granülomatöz
sialadenit tüberküloz, sarkoidoz, mikozlar ya da duktusların malign tümörü veya
taş ile obstruksiyonları sonucu oluşabilir
Benign lenfoepitelyal kist
Parotis ve üst servikal lenf nodlarında görülen,
skuamöz ya da glanduler epitel ile döşeli, belirgin germinal merkezleri bulunan
lenfoid hiperplazi tarafından çevrelenen multilokule kistik oluşumlardır.
Mikulicz Hastalığı ve Sjögren Sendromu
Mikulicz hastalığı tükrük bezleri ve lakrimal
bezlerin yavaş büyümesi ile karakterize bir durumdur (29). Bu büyüme çoğunlukla
simetrik ve bilateraldir, fakat unilateral ve lokalize de olabilir. Mikroskobik
olarak iki kardinal değişiklik mevcut olup bunlar belirgin lenfoid infiltrasyon
ve epimyoepitelyal adalardır (30). Bu bulgular kısaca MESA olarak adlandırılır.
Lenfoid doku çok sayıda belirgin germinal merkez, mikst popülasyonda B ve T
lenfositleri, dentritik hücre ve histiyositler içerir. Epimyoepitelyal adalar
monositoid B lenfositler tarafından çevrelenen ve infiltre edilen solid
epitelyal adalar olarak görülürler (30). Mikulicz hastalığı tek başına
görülebileceği gibi Sjögren sendromunun bir komponenti olarak da görülebilir).