Çölyak Hastalığı ve
Motilite Bozukluğu Nedir
Çölyak hastalığında
gastrointestinal motilite bozukluğuna bağlı olarak birçok gastrointestinal
semptom (ishal, karın ağrısı, dispepsi, sternal yanma, göğüs ağrısı, kabızlık)
rapor edilmiştir.
Gastrointestinal
sistem motilite anormallikleri içinde; ösefageal motor anormallikleri,
gastroözefageal reflü, gastrik boşalma süresinde uzama, oroçekal geçiş
zamanında uzama, postprandial safra kesesi boşalmasının gecikmesi rapor edilen
patolojilerdir (76). Erişkin çölyak hastalarında, gastrointestinal motililite
ile ilgili yapılan ilk çalışmalarda; ince barsağın manometrik incelemelerinde
anormal, düzensiz ve dev motor dalgalar saptanmış ve karın ağrısı, kronik ishal
gibi semptomların bu anormal motiliteye bağlı olabileceği ileri sürülmüştür
(77). Diğer çalışmalarda da tedavi edilmemiş çölyak hastalarında mide boşalma
zamanında uzama saptanmış ve bunların glutensiz diyet ile düzeldiği
gösterilmiştir (78). Usai ve arkadaşlarının (79) sintigrafi yöntemi ile
yaptıkları çalışmada gastrik boşalma zamanının çölyak hastalarında yaklaşık 2
kat uzadığı gösterilmiştir. Erişkin çölyak hastalarında ortalama %50 oranında
ösefageal motor fonksiyon anormallikleri, %30 oranında da ösefageal monometrik
anormallikler gözlenebileceği belirtilmiştir (80). Bu çalışmalar sonucunda
çölyak hastalarında gözlenen motilite bozukluğu ve özellikle alt ösefageal
sfinkterdeki basınç düşüklüğü birkaç faktöre bağlanmıştır. Bunların başında hastalık
sürecinde oluşan yangısal yanıt sırasında, barsak duvarından salınan bazı
nörotransmiterlerin tüm gastrointestinal yolu dış uyaranlara karşı aşırı
duyarlı hale getirdiği bunun da anormal motiliteye neden olduğu ileri
sürülmüştür (81). Somatostatin de inhibitör etkili bir diğer mediatördür ve
safra kesesi hipomotilitesi ile ilişkili bulunmuştur (motilite testi).
Peptid YY distal
ileum, kolon ve rektumdan salınır ve gastointestinal motilite, gastrik asit
sekresyonu, gastrik boşalma süresi ve pankreatik enzim salgılanması üzerine
inhibitör etkisi mevcuttur. Enteroglukagon, nörotensin, peptid YY gibi bazı
intestinal hormonların yeni tanı konmuş çölyak hastalarında yüksek bulunması,
bu hormonların gastrik boşalma süresinin gecikmesine, alt ösefageal sfinkter
basıncında azalmaya neden olabileceği ileri sürülmüştür (83-84). Kolonik geçiş
zamanı uzamış kabızlıkta da peptid YY seviyesinin atmış olduğu tespit
edilmiştir (85). Bununla birlikte çölyak hastalarında peptid YY seviyesinin 8
aylık glutensiz diyet sonrası normale döndüğü rapor edilmiştir.
Çölyak hastalığı ile
kronik kabızlığın ilişkisi net olarak bilinmemekle birlikte; glutenin
intestinal nöronlar üzerine olan toksik etkisinin, mukozal inflamasyonun ve
salınan nörotranmitterlerin normal barsak motilitesini azaltarak kabızlık
yakınmasına yol açabileceği öne sürülen düşüncelerdendir (87). ÇH’da peptid YY
seviyesinin artmasının, bu hastalığın oluşturduğu mukozal hasar, vilus atrofisi
ve buna bağlı olarak intestinal emilimin azalmasına yanıt olarak gerçekleştiği
düşünülmektedir. Peptid YY seviyesinin artışı sonucu kolonik geçiş süresinin
uzayarak besinlerin emiliminin sağlandığı ancak bunun sonucunda da hastalarda
kabızlık probleminin oluştuğu öne sürülmektedir (motilite değerleri).
Buna karşın kronik
kabızlık problemi olan çocuklarda ÇH tarama testinin 1. basamakta kullanılıp
kullanılmayacağı tartışmalıdır. Hipotiroidi, elektrolit bozuklukları ve küçük
çocuklarda konjenital megakolon atlanmaması gereken oganik problemler iken,
ÇH’nın daha çok tedaviye dirençli ve ÇH’a ait klinik bulguları olan hasta larda
araştırılması önerilmektedir. Bu çalışmada; kronik kabızlık problemi ile
başvuran çocuklarda ÇH prevalansı ve ÇH için tanısal olabilecek ipuçları
araştırılması amaçlandı.