Sistemik Uygulamalar
Ekstra-Korporal Kan
Tedavisi (Majör Otohemoterapi): Son 10 yılda majör
otohemoterapi düşük riskli ozon uygulamalarının en önemli biçimi haline geldi.
'Ozon+kan' reaksiyonu, hastanın vücudunun dışında gerçekleşmekte, bundan sonra
hastanın kendi kanı aktif alyuvar hücreleri ile re-infüzyona sokulmakta ve
immüno- kompetan hücreler aktive olmaktadır. Bu tedavide steril, tek
kullanımlık malzeme kullanılmaktadır. Uygulama kapalı, basıncı alınmış bir
sistem içinde yapılır. Hastanın 50-100ml kanı alınır, organizma dışında tam
olarak doğru dozda ozon ile zenginleştirilir. Özellikle yaşlılarda veya
dengelenmemiş hastalarda hemodinamik bozukluk riskini önlemek için 200 ml'nin
üzerindeki kan hacimlerinden kaçınılmalıdır.
Hemoliz riskinin
artışı, 2,3 glukoz 6 fosfat dehidrogenaz enzim indirgenmesi ve immünokompetant
hücrelerin aktive olamaması nedeniyle 80 microgr/ml ve üzeri ozon
konsantrasyonlarından kaçınılmalıdır. Tedavi seanslarının sayısı ve uygulanacak
ozon dozu; hastanın genel durumuna, yaşına ve esas hastalığına bağlı olacaktır.
Genel kural olarak, ozon dozu her beş seansta bir artırılır ve 15 ila 20 seans
arasında değişen siklüslerde verilir. Ozon-oksijen karışımı, kandan son derece
ince kabarcıklar halinde geçirilir. Ozon oksijenle neredeyse anında reaksiyona
girerek sıvının üzerinde toplanırsa da, reaksiyon ve reaksiyonla ortaya çıkan
maddelerin herhangi bir etkisi olmaz. Kan daha sonra hastaya olağan biçimde, yani
transfüzyon işlemlerinde tıbbi olarak önerilen hız olan, dakikada 60-90 damla
şeklinde verilir. Ozonla çalışılırken hijyen dışında özel ozona dirençli
malzeme kullanılmasına da dikkat edilmelidir. Majör otohemoterapinin en önemli
endikasyonları, arteriyel dolaşım bozuklukları, enfeksiyonlar, bağışıklık
yetersizliğinden kaynaklanan hastalıklar, örneğin kanser hastalarının ek
tedavisi ve romatizmal hastalıklardır.
Minör Otohemoterapi: Bier'e
göre kas içine uygulanan bir otohemoterapi biçimi olan minör otohemoterapinin
spesifik olmayan immüno-aktivatör olarak büyük değer taşıdığı gösterilmiştir.
30 ml ozona dirençli tek kullanımlık enjektöre 10 ml ozon/oksijen karışımı
doldurulur. 20mg/ml, hastanın 3-5ml kanına eklenir, karıştırılır ve çalkalanır.
İntramüsküler olarak yeniden enjekte edilir. Temel endikasyonları, allerjik
vakalar, akne ve furunculosisdir.
Rektal Oksijen/Ozon
İnsüflasyonu: En eski sistemik ve lokal uygulama
yollarından biri, ozon gazının rektal tatbikidir. Sistemik etkileri açısından
ozon majör otohemoterapiye gerçek bir alternatif oluşturmuştur. Bu yöntemle
yaklaşık 10-12 insüflasyonluk bir dizinin uygulanmasını takiben majör
otohemoterapinin sonuçlarına benzer bir metabolik değişim saptanmıştır. Aslında
aynı koşullar altında ampirik olarak şu formülü yapabiliriz: rektal
oksijen/ozon insüflasyonunda tedavi başına toplam ozon miktarının üç katı yani
6,000mg ozon, majör otohemoterapideki 2,000mg'ye denk düşmektedir. Hastaya
kural olarak 150-300ml oksijen/ozon karışımı tatbik edilir. Rektal insüflasyonu
uygulamak için, anal sfinkterin 1-2 cm içerisine bir kateter sokulur. En önemli
endikasyonları, sistemik olarak, majör otohemoterapide, özellikle de intraven
reinfüzyonun damarların elvermemesi nedeniyle uygulanamadığı yaşlı hastalarda,
topik olarak, bağırsaklarda proktit ve kolit gibi patolojik durumlarda ve
çocuklarda, bir enfeksiyonun diğerini izlediği, bağışıklık sisteminde zayıflık
olan pediatrik vakalarda uygulanmasıdır.
Topikal Uygulamalar
Düşük Basınçlı Ozon
Gazı Uygulaması: Lokal olarak sınırlı yaralarda, ozon
gazının alt-atmosferik basınçta ve bir emme kabı altında sürekli akışının
olumlu etkisi defalarca kanıtlanmıştır. Burada ozon/oksijen karışımı plastik
kap biçimindeki cihazdan sürekli olarak tedavi edilecek bölgeye akıtılır. Bölge
daha önce suyla ıslatılır, artık ozon geri çekilir ve katalisis aracılığıyla
yeniden oksijene dönüştürülür.
Ayağın alt kısmında
diyabete bağlı kangren durumlarında bir emilim kabı yerleştirmek zordur. Düşük
basınçlı ozon endike olmasına rağmen plastik bot kullanılmalıdır. Hastanın
bacağı kolayca botun içine yerleştirilir. Botun üst kısmı dizin üzerinde bir
yerde gazı kaçırmayacak şekilde mühürlenir. Bu tip lokal ozon uygulamaları
emilim kabında olduğu gibi yapılmaktadır ve kural olarak tedavinin sistemik
biçimi ile bağlantılandırılır.
Ozona Dirençli
Plastik Kaplarda Transkutanöz Ozon İrigasyonu: Toplardamar
ülserleri ve geniş alana yayılan aşırı enfekte olmuş yaraların tedavisinde
ozona dirençli plastik çanta veya torbalar kullanılır. Lezyonun aşamasına ve
gelişimine göre 20-30 dakikalık dönemlerde 60 - 40 - 30 - 20 ^ g/ml
konsantrasyonları kullanılır. Pürülan enfeksiyonlarda sadece 60-70 ^ g/ml
kullanılabilir. Enfeksiyon kontrol altına alınıp sağlıklı granülasyon dokusu
görüldükten sonra, prosedür konsantrasyonun azaltılmasını ve iyileşmeyi
desteklemek için seans aralıklarının uzatılmasını içerir. Plastik torba sorunlu
yere dikkatle yerleştirilir. Yara uygulama öncesi bol suyla yıkanır. Bir velkro
bandı ile torbanın ağzı sıkıştırılıp gaz kaçması önlenir. Hava, açma- kapama
musluğu kullanılarak torbadan çıkartılır ve belirlenmiş konsantrasyondaki
ozon/oksijen karışımı ile doldurulur. Ülser veya yara bölgesinin, endike gaz
karışımı miktarıyla immers edilmesi yeterlidir. Tıbbi ozonun 15 dakika süreyle
uygulanması yeterlidir. Artık ozon katalizör kullanılarak oksijene dönüştürülür
ve solunum yolu problemleri önlenmiş olur.
Ozonize Su
Uygulaması: Ozonize su, yeni veya yakın zamanda
yapılmış cerrahi müdaheleler de dahil olmak üzere enfekte olmuş yaraya karşı
topikal uygulama için endikedir. Ozonize su kompresler biçiminde uygulanabilir.
Aynı zamanda tamamlayıcı tedavi biçimidir. Çünkü sulu bir ortam söz konusu
olduğunda polar ozon molekül aynı yapıda su molekülleri tarafından çevrilir,
dolayısıyla enflamasyon, yanık ve diğer deri lezyonları gibi lokal
uygulamalarda optimal bir konum arz eder. Ozonize su kompresleri, özellikle
ödem oluşumu gibi enflamatuar süreçlerin başlangıç aşamalarında, hızlı ve önemli
derecede ağrı giderir. Ozon lokal uygulaması hücresel metabolizmayı aktive
eder, ATP'de artış sağlar ve lezyonların en yakınında olup da henüz üremeye
yatkınlığını koruyan hücrelerin yeniden polarize olmalarına katkı sağlar.
Kural olarak ozonize
su, çift damıtılmış sudan taze olarak hazırlanır. Bu suyun ml'si azami 20mg
ozon absorbe eder, oda sıcaklığında yarı ömür süresi yaklaşık 10 saattir;
dolayısıyla gün boyu kullanılması mümkündür. Buzdolabında yarı ömür 5 güne
çıkar, yani ozonize suyun evde sürekli kullanılması da mümkündür. Aşırı doz
mümkün değildir, çünkü kullanılan ozon miktarı suda erime özelliğiyle
orantılıdır. Ancak ozonize suyun cam kaplarda, tercihen serin yerde
hazırlanması, saklanması ve güneş ışığından sakınılması gerekir. Su/ozon için
en önemli endikasyonlar şunlardır: yeni yaralar, enfekte yaralar, mantar
enfeksiyonları, liken veya küfler, zona, herpes zoster, dış otitis.