Cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılığın en
belirgin olanı hormonal değişikliklerdir. Erkeklerle karşılaştırıldığında;
kadınlarda akciğer kanseri oranında artış ve tütünün zararlı etkilerine karşı
artmış olan hassasiyette seks hormonlarının rolünün olabileceği
savunulmaktadır. En önemli seks hormonu olan östrojenin akciğer kanseri oluşumu
üzerindeki etkileri net olmamakla birlikte DNA adduktları oluşturmak sureti ile
direkt karsinojen etki gösterme ya da tümör büyüme faktör , endoteliyal büyüme
faktör gibi normal hücre bölünmesini akciğer neoplazmına çevirebildiği bilinen
büyüme faktörü genlerini aktive ederek indirekt yolla kanser oluşmasına neden
olabileceği düşünülmektedir.
Hormon replasman tedavisinin de akciğer kanseri
üzerindeki etkileri tartışmalıdır. Taioli ve Wynder yaptıkları çalışmada erken
yaşta menopoza giren kadınlarda adenokarsinom riskinin azaldığını, östrojen
tedavisinin adenokarsinom riskini artırdığını belirtmişler. Ayrıca östrojen
tedavisi, sigara ve adenokarsinom gelişimi arasında pozitif bir bağlantı
bulmuşlar. Bu durumu östrojenin, karsinogenezin “promotion” fazıyla ilgili bir
faktör olduğunu savunarak açıklamışlar. Ayrıca başka bir çalışmada da östrojen
replasman tedavisinin adenokarsinom gelişme riskini anlamlı derecede arttırdığı
gösterilmiştir. Kaliforniya’da yapılan bir çalışmada ise postmenopozal hormon
tedavisi kullanan kadın olgularda akciğer kanseri gelişme riski araştırılmış
ancak istatistiksel anlamlılık saptanmamıştır.