Europe allergy and clinic immunology (EAACI),
anafilâksiyi, “hayatı tehdit eden, şiddetli, sistemik hipersensitivite
reaksiyonu” olarak tanımlar. Mast hücreleri veya bazofillerden ani, aşırı
medyatör salınımı sonucu, deri, GİS, solunum ve kardiyak (hipotansiyon,
disritmi) sistem etkilenebilir.
Besin allerjilerinin var olduğu fakat reaksiyona
sebep olan besinlerin bilinmediği, yaşları 2-17 arasında değişen 13 çocuk ve
adölesanın (12’si astım hastası) değerlendirildiği bir çalışmada; dört çocuk
yerfıstığı, altı çocuk fındık, bir çocuk yumurta ve iki çocuk da süt içeren
şekerleme, bisküvi vb. ürünleri tükettikleri zaman reaksiyon göstermişlerdir.
Altı çocuk, allerjeni aldığı 3-30 dakika içinde ölmüştür, sadece iki çocuk
1.saatte epinefrin almıştır. 5 dakika içinde allerjeni alan bütün hastalardan
sadece birisi, 30 dakika içinde epinefrin aldığı için hayatta kalmıştır.
Anafilaksi, çok hızlı ilerleyen bir seyir göstermiş, yedi çocukta birinci
fazda; üçünde ikinci fazda semptomlar ortaya çıkmış; üçünde ise semptomlar 3-21
güne kadar uzamıştır. Sonuç olarak; çocuklarda ve adölesanlarda anafilaktik
reaksiyonlar, son derece tehlikelidir. Hayati reaksiyonlara karşı epinefrin
uygulamasındaki gecikme, ölüm riskini arttırır.
Atopik hastalıklar olarak kabul edilen besin
alerjisi, atopik dermatit, astım ve allerjik rinit IgE aracılı allerjik
hastalıklardır. IgE aracılı hastalıklar, immün sistemin olgunlaşmasına bağlı
olarak, yaşamın ilk on yılında ortaya çıkar. Doğumda henüz hiçbir allerjik
hastalık yok iken, ilerleyen ay ve yıllarda, IgE yanıtı, öncelikle besin
allerjenlerine karşı gelişir. Bu dönemde en yüksek sıklıkta görülen inek sütü
ve yumurta allerjisidir. Gözlemler, erken çocuklukta belirlenen, besine
spesifik IgE yanıtının, atopik yanıt için önemli bir belirteç olduğunu ve
ilerleyen yıllarda aeroallerjenlere karşı duyarlılık gelişme riskini
arttırdığını göstermiştir.
Yaşamın ilk 3 ayında en sık karşılaşılan allerjik
hastalık, atopik dermatittir. Uzun süreli gözlemlerde atopik dermatitli
çocukların %63’ünde 3 yaşlarında iken semptomların kaybolduğu belirlenmiştir.
Fakat bir grup atopik dermatitli ve hırıltılı çocukta, solunum fonksiyonlarının
azaldığı ve ilerleyen yıllarda astım tanısı ile izlendikleri de dikkati çeken
bir konudur.