Besin allerjilerinin çoğu bağışıklık sistemi ile ilişkilidir
ve tüketilen besin, sindirim sistemi, akyuvarlar ile besinlere özgü antikorlar
(IgE ve IgG gibi immünoglobülinler) arasındaki etkileşimin sonucu ortaya
çıkarlar. Bağışıklık sisteminin karşılaştığı en zor antijenik mücadele, besin
reaksiyonları ile olandır. Bağışıklık sistemi, besin antijenleri tarafından
harekete geçirildiğinde, akyuvarlar ve antikorlar beraber çalışırlar ve bazı
durumlarda da olumsuz etkileri olan reaksiyon verebilirler.
Beş ana antikor ailesi vardır:
immunoglobulin E (IgE),
Gamma D immunoglobulin (IgD),
Gamma A immunoglobulin (IgA),
immunoglobulin G (IgG) ve Gamma M immunoglobulin (IgM).
Bunlardan IgE, erken faz reaksiyonlarda rol alır;
diğer antikorlar ise periyodik besin allerjilerinde görüldüğü gibi, geç
reaksiyonlarda yer alırlar. Bağışıklık sisteminin temel işlevi, kişiyi
enfeksiyonlardan ve kanserden korumaktır, fakat anormal bağışıklık
reaksiyonları, doku hasarına ve besin allerjileri reaksiyonları gibi
hastalıklara da neden olabilirler.
İmmünolojik nedenlerle ortaya çıkan besin
allerjilerinde tanı, klinik hikâye ve serum ya da deri testlerinde besine karşı
gelişen IgE’nin gösterilmesi ile konur.
Besine spesifik IgE antikorlarının salgılanmasını
sağlayan, akut veya subakut inflamasyona yol açan hücre medyatör reaksiyonların
ve effektör hücrelerin aktivasyonu, besin allerjilerini oluşturur. Çocuklarda,
IgE medyatör besin alerjisi, erişkinlere kıyasla daha sıktır. Amerika Birleşik
Devletlerin (ABD)’de çocukların %6’sında, erişkinlerin %3,7’sinde besin
alerjisi tespit edilmiştir. Ülkemizde, erişkinlerde yapılan tarama
çalışmasında, allerjik ve non-allerjik besin duyarlılığı, %0,3 olarak
belirlenmiştir. Çocuklarda besin alerjisi sıklığı hakkında Türkiye’ye ait veri
yoktur. ABD’de, küçük çocuklarda, en sık inek sütü (%0,4), soya (%0,4), fındık
ağaçları (%0,2), balık (%0,1) allerjileri tespit edilmiştir.
Besin allerjileri; immünolojik mekanizmaların,
besine ya da besin katkı maddelerine karşı geliştirdiği üç farklı reaksiyonun
oluşturduğu anormal yanıtlardır; bu reaksiyonlar:
IgE medyatör,
Non-IgE veya hücre medyatör ve Mix mekanizmalarla ortaya çıkabilirler (IgE ve
hücre-medyatör).
Allerjik kişilerde besinler, farklı klinik tablolar
gösterebililer. Besinin alımı ve semptomların ortaya çıkması arasındaki ilişki
belirgin olmakla birlikte bazen, besinin alımından saatler sonra da
şikâyetlerin ortaya çıkabildiği durumlarla karşılaşılmştır.
Besin alerjisi ile ilk akla gelen, besinlerin vücuda
girdiği yol olan gastrointestinal sistem (GİS) allerjisidir. GİS
allerjilerinde, GİS kanaldaki IgE tipi antikor medyatörleri ile hassasiyet
oluşur. Bu hassasiyete; başta besinler olmak üzere inhalenler, polenler, küfler
ve ilaçlar neden olabilir. Besin alerjisi; alınan besinlerin tatlandırılması,
renklendirilmesi, korunması için eklenen katkı maddeleriyle de oluşur. IgE
medyatör GİS semptomları; bulantı, kusma, gastrik retansiyon, intestinal
hipermobilite, kolonik spazmlara bağlı karın ağrısı ve diyaredir. Semptomlar,
genellikle besin alındıktan 1 dakika ile 2 saat arasında ortaya çıkabilirler.
Belirtiler; sadece GİS’de değil, solunum sistemi ve deride de görülebilir. GİS, yabancı antijenleri bloke ederek, dolaşıma girmesini engelleyecek
immunolojik ve non-immunolojik komponentleri olan bir yapıya sahiptir.