Ruhsal Bozukluklarda Tedavi
Tedaviye uyumsuzluğun en fazla görüldüğü kronik hastalıklar ruhsal bozukluklardır. Tedaviye uyumsuzluğun hem hasta hem de ailesi için yıkıcı sonuçları olur. Uzun süre veya ömür boyu ilaç kullanması gereken ciddi ruhsal bozukluklarda tedavi uyumu hastalığın seyri açısından önem taşır. Özellikle sürdürüm tedavisi sırasında sıkça karşılaşılan uyumsuzluk hastalığın seyrinde erken alevlenmelere neden olur. Bu durum sık hastaneye yatışa neden olarak tedavi maliyetlerini, hastanın topluma uyumunu, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kişisel acı çekme ve engellilik de tedavi uyumsuzluğunda gelişen diğer problemlerdir
Ruhsal Bozukluklarda Tedavi Uyumsuzluğunu Etkileyen Etmenler
Ruhsal bozukluklarda tedavi uyumsuzluğunun önlenmesi ve düzenli ilaç kullanımının sağlanması hasta ve sağlık ekibi için tedavinin en önemli amacıdır. Bunun için öncelikle uyum veya uyumsuzluğu etkileyen etmenleri belirlemek ve önlemek gerekir (Yılmaz 2004; Kasper ve ark 2009). Uyumsuzluğa neden olan etmenler ruhsal bozukluğa, bireye, aileye, çevreye, tedaviye ya da tedavi ekibine bağlı olabilir
Ruhsal Bozukluğa Bağlı Etmenler
Uyumsuzluk, çeşitli psikopatolojik durumlar, organik mental durumlar ve özellikle sanrıların içeriği ile ilişkilidir. Kötülük görme, büyüklük ve kontrol edilme sanrıların ön planda olduğu pozitif belirtiler tedavi uyumunu ciddi biçimde bozmaktadır. Ayrıca negatif belirtiler, motivasyon eksikliği ve apati de uyumu bozmaktadır. Hastalığın akut döneminde hostilite ve psikotik dağınıklık gibi hastalık belirtileri de tedavi reddine neden olabilir. Yine psikopatoloji şiddeti, hastalık süresinin uzun olması, hastalığın seyri, hastalığın bireyin yaşamına etkisi ve yatış sayısının fazlalığı da ilaç uyumsuzluğu ile ilişkilidir. Özellikle hastalık süresinin uzunluğu ve sık yatışlar, hastalarda hastalıklarının hiç düzelmeyeceği ve tedavi girişimlerinin etkili olamayacağı şeklindeki düşüncelerin gelişmesine neden olarak tedavi uyumunu bozmaktadır.