Pediatrik
popülasyonda D vitamini yetersizliği veya eksikliği için başlıca risk
faktörleri kış mevsimi, etnik köken, ileri yaş, kız cinsiyet, ergenliğin ileri
evresi, obezite, yetersiz süt tüketimi, düşük sosyoekonomik durum ve dışarda az
harcanan zamandır.
Mevsimsel
değişkenlik D vitamini durumu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kışın
vitamin D seviyeleri, bahar, yaz ve sonbahar aylarına göre daha düşük seviyelerdedir.
Çünkü vitamin D sentezi derimizin güneş ışığına maruz kalması ile sentez
edilmektedir. Vitamin D nin vücudumuz için en temel kaynağı güneş ışığıdır.Az
bir kısmı ise diyetle vücudumuza alınmaktadır.
Çocuklarda
D vitamini yetersizliği ya da eksikliği prevalansı ile ilgili epidemiyolojik
veriler ülkelerin çoğunda net değildir. Ancak çocuklarda ve ergenlerde
prevelansının tahmini %29-100 arasında olduğu düşünülmektedir. Prevelansı
yüksek olan D vitamini eksikliği halen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin
ciddi bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmektedir.
D
vitamini eksikliği en sık beslenme yetersizliğine bağlı gelişen bir durumdur.
Aynı zamanda dünyanın en yaygın teşhisi dikkatten kaçabilen tıbbi durumlardan
birisidir. D vitamini vücutta sadece kalsiyum ve kemik metabolizmasına etki
eden değil aynı zamanda kronik hastalıkların riskini azaltan bir prohormondur.
Dünyada yaklaşık 1 milyon insanda D vitamini yetersizliği ve eksikliği
mevcuttur. Bu kadar önemli bir sağlık problemi olan D vitamini eksikliğinin
tanısı, profilaksisi ve tedavisi tekrardan tartışılmaya başlanmıştır.
D
vitaminin vücutta yeterli seviyede olduğu dönem intestinal kalsiyum emilimi
%30’ lara kadar çıkmaktadır. D vitamini eksikliğinde ise bu oran sadece %10-15
olmaktadır. Bununla beraber intestinal fosfor emiliminde de yüksek oranda
azalma görülmektedir. Büyüme gelişme döneminde intestinal kalsiyum emilimi
%60’lardan %80’lere kadar yükselebilmektedir (88).D vitamini eksikliği
nedeniyle düşen iyonize kalsiyum serum PTH seviyesini arttırır. Yükselen PTH
seviyesi ise renal tübüllerde kalsiyum emilimini arttırır. Böbreklerde 1 alfa
hidroksilaz enzimi aktive olur ve 1,25 (OH) 2D sentezi artar. PTH seviyesinin
artması böbreklerden fosfor atılımını da yükseltir. Düşük fosfor ve kalsiyum
seviyesi kemiklerdeki mineralizasyonu azaltır. Yüksek PTH seviyesi kemikten
kalsiyum mobilizasyonuna neden olur. Böylelikle rikets hastalığı meydana gelir.
Rikets
hastalığının üç evresi vardır. İlk evresinde subklinik hipokalsemi ve osteopeni
mevcuttur. Bu durumu yükselen PTH seviyesi izler ve ikinci evreye geçilmiş
olunur. Yükselen PTH seviyesi kemikte kalsiyum mobilizasyonunu sağlar ve
hipokalsemiyi düzeltir. Deminarelize olan kemiğin periostunda genişlemeler ve
şişmeler meydana gelir. Bunun sonucunda kemik ağrıları oluşmaya başlar. Son
aşamada, kemik değişiklikleri daha şiddetli hale gelir ve hipokalsemi bir kez
daha ortaya çıkmaya başlar. Rikets hastalığında huzursuzluk, motor gelişim bozukluğu,
kemik ağrısı, bileklerde ve ayak bileklerinde genişlemeler, genu varum-valgum,
raşitik rosary, frontal bossing, kapanması gecikmiş fontaneller, kraniotabes
görülür. Erken bebeklik döneminde veya intrauterin D vitamini eksikliğinde
hastalarda diş çıkmasında gecikme veya dişlerde çürük görülebilmektedir. Rikets
aynı zamanda gelişme geriliğini ve enfeksiyonlara duyarlılığı arttırabilir.
Rikets
hastalığı tanısı klinik, radyolojik ve laboratuar özellikleri ile konulur.
Riketsin radyolojik görüntülerinde uzun kemiklerin kortikal kısımlarında
incelme, osteopeni, stres fraktür ve metafizyel genişlemeler mevcuttur.
Riketsin erken radyolojik görünümünde ise osteopeni ile birlikte olan
metafizyel ve büyüme plağında genişleme, metafizyel kısımda eğimli, kadeh şekli
ve fırçamsı bir görünüm vardır.
Laboratuvar
bulgularında hipofosfatemi, hipokalsemi, ALP ve PTH yüksekliği mevcuttur. D
vitamini eksikliğinde hipokalsemik nöbetler ve tetani bebeklik döneminde
çocukluk dönemine göre daha sık görülmektedir. Büyüme ve gelişme hızının
arttığı dönemlerde vücudun kalsiyum ihtiyacı da artmaktadır. Ancak bu dönemde
karşılanamayan kalsiyum nedeniyle öncelikle hipokalsemi gelişir ve ardından
kemik mineralizasyonunda azalma ve raşitizm meydana gelir. D vitamini eksikliği
olan çocuklarda oluşan hipokalsemi apneik nöbetlere, stridor, wheezing, hipotoni, kas
zayıflığı ve reflekslerin artmasına neden olabilmektedir. Şiddetli D vitamini
eksikliğinde tedaviyle düzelebilen kardiyomyopati de görülebilmektedir.