Çocuklarda Konuşma Bozukluğu, Konuşma bozuklukları
Çocuğun konuşma gelişimi için normal bir dönemin geçmesi gerekmektedir. Ama çocuk üç yaşma bastığı halde hâlâ konuşamıyorsa, o zaman konuşma gelişiminde bir bozukluk olduğu düşünülür. Ağır işitme, sağırlık gibi etkenler konuşma bozukluklarına yol açarlar.
Tutuk ve peltek konuşma, çocuğun normal konuşma gelişiminin henüz tamamlanmamış olduğunu gösteren etkendir. Peltek konuşmada genellikle dişlerin ve damağın önemi büyüktür. Bu kusurların düzeltilebilmesi için özel bir eğitim gereklidir. Kekemelik de bir konuşma kusurudur. Bu tür bir konuşma kusurunun nedeni tamamen psikolojiktir. Psikolojik etken aranıp bulunarak tedavi yönüne gidilmelidir. Gürültülü ve acele konuşmanın da etkeni psikolojiktir.
Organik konuşma bozuklukları, çeşitli nedenlerle merkez sinir sisteminde görülen hastalıkların sinir hücrelerini etkilemesiyle ortaya çıkan bozukluklardır. Sinir hücrelerindeki bozukluklar beynin konuşma merkezi tarafından ortaya çıkarılır. Çok ender olarak görülen bu organik konuşma bozukluklarının teşhisi oldukça güçtür. Organik konuşma bozuklukları olarak afazi, dizfazi, sözcük körlüğü, motor afazi, agrafi sayılabilir, çünkü bütün bunlar konuşma bozukluğunun etkeni olabilir.
Beyinsel çocuk felçleri
Bu genel kavram çocuk beyninde doğumdan önce ya da sonra, doğum sırasında oluşabilen çeşitli hastalık süreçlerini kapsamına alır. Beyinsel çocuk felçleri şu belirtileri gösterir: Kas felçleri, kasılmalar, hareket uyumundaki bozukluklar, artan kas körelmeleri vb. Hastalığı oluşturan nedenler de, gebelik sırasında fetüs beyninin zedelenmesi, erken doğum, göbek kordonunun düğümlenmesi, doğum sırasında oluşabilecek beyin zedelenmeleri olarak sıralanabilir. Ayrıca, konuşma güçlükleri ve zekâ geriliği de görülebilir. İdman yapmakla oldukça olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Hastalığın geçmediği durumlarda çocuklar, özel eğitim yapan okullara gönderilmelidir.
Fenilketonüri Nedir Hastaligi Cengelli Kurt
Çengelli kurt (Nektar Nedir)
beyaz ya da sarımsı renkli olan çengelli kurt 0,8-1,5 santim uzunluğundadır. Yumurtaları suyun içinde gelişir ve insanlara suyla bulaşır. Vücuttaki çoğalma ve yerleşim merkezi onikiparmakbağırsağıdır. Sürekli olarak kan emdiklerinden bir süre sonra kansızlık ve beslenme bozuklukları ortaya çıkar.
Genel tedavi: Bağırsaklarda asalakların bulunduğu normalde dışkıyla atıldıkları zaman belli olur. Dışkının tahlili sonucu asalağın cinsi belirlenir ve tedavi yapılır.
Korunma: Doğrudan doğruya alınacak temizlik önlemleriyle olur. Temizliğe dikkat edilmediği takdirde hastalık tüm aile bireylerine kolaylıkla yayılabilir.
Fenilketonüri Nedir, Fenilketonüri Hastalığı
Genellikle zekâ geriliğiyle birlikte görülebilen fenilalanin adı verilen aminoasit metabolizması bozukluğuna ilişkin bir hastalıktır. Aminoasitin özümlenebilmesi için gerekli olan enzimin yokluğu nedeniyle fenilalanin maddesi anormal olarak fazlalaşır. Fenilalanin'in renk maddesine dönüşmesi normalde az olduğundan hasta açık renkli, mavi gözlü ve sarı saçlıdır. Giderek artan zekâ geriliğiyle birlikte hastada çırpınma krizleri belirir. Hastalık kalıtsaldır ve ressesif bir gene bağlıdır. Bu nedenle de her gebelikte çocuğun hasta olarak doğması dörtte bir oranında olasılıdır. Özellikle erken çocukluk döneminde, burçak filizlerinde bulunan Fenilalanin maddesinin diyetten kaldırılması gerekmektedir. Bu takdirde zekâ gerilemesi durdurulabilir. Hastalık olasılığı varsa, doğumu izleyen üçüncü günden itibaren bebekte idrar ve kan tahlilleri yapılmalıdır.
beyaz ya da sarımsı renkli olan çengelli kurt 0,8-1,5 santim uzunluğundadır. Yumurtaları suyun içinde gelişir ve insanlara suyla bulaşır. Vücuttaki çoğalma ve yerleşim merkezi onikiparmakbağırsağıdır. Sürekli olarak kan emdiklerinden bir süre sonra kansızlık ve beslenme bozuklukları ortaya çıkar.
Genel tedavi: Bağırsaklarda asalakların bulunduğu normalde dışkıyla atıldıkları zaman belli olur. Dışkının tahlili sonucu asalağın cinsi belirlenir ve tedavi yapılır.
Korunma: Doğrudan doğruya alınacak temizlik önlemleriyle olur. Temizliğe dikkat edilmediği takdirde hastalık tüm aile bireylerine kolaylıkla yayılabilir.
Fenilketonüri Nedir, Fenilketonüri Hastalığı
Genellikle zekâ geriliğiyle birlikte görülebilen fenilalanin adı verilen aminoasit metabolizması bozukluğuna ilişkin bir hastalıktır. Aminoasitin özümlenebilmesi için gerekli olan enzimin yokluğu nedeniyle fenilalanin maddesi anormal olarak fazlalaşır. Fenilalanin'in renk maddesine dönüşmesi normalde az olduğundan hasta açık renkli, mavi gözlü ve sarı saçlıdır. Giderek artan zekâ geriliğiyle birlikte hastada çırpınma krizleri belirir. Hastalık kalıtsaldır ve ressesif bir gene bağlıdır. Bu nedenle de her gebelikte çocuğun hasta olarak doğması dörtte bir oranında olasılıdır. Özellikle erken çocukluk döneminde, burçak filizlerinde bulunan Fenilalanin maddesinin diyetten kaldırılması gerekmektedir. Bu takdirde zekâ gerilemesi durdurulabilir. Hastalık olasılığı varsa, doğumu izleyen üçüncü günden itibaren bebekte idrar ve kan tahlilleri yapılmalıdır.
Cocuklarda Altina Kacirma Yatak İslatma
Çocuklarda Altına Kaçırma, Bebeklerde Yatak Islatma
Çocuk dört yaşından sonra hâlâ altını ıslatıyorsa, ya da yeniden ıslatmaya başlamışsa, önce organik bir neden, sonra da psikolojik etkenler aranmalıdır. Eğer çocuk devamlı olarak altını ıslatıyorsa idrar torbasında bir bozukluk, idrar torbasının hareketlerini düzenleyen kaslarda felç durumu, idrar torbası ya da böbrek iltihabı olup olmadığı araştırılmalıdır. Böyle organik bir bozukluk yoksa, o zaman psikolojik nedenler göz önüne alınmalıdır.
Tedavi: Yatak ıslatma organik bir nedenden ötürü ise, bu neden bulunarak tedavi edilmelidir. Eğer nedeni psikolojikse, tedaviye o yönden gidilmelidir.
Bağırsak asalakları: Bağırsak asalaklarının oluşturduğu hastalıklar ülkelere göre değişiklik gösterir. Oldukça yaygın bir hastalıktır. Tek yönlü beslenme ve pislik sonucu çocuklarda ve yetişkinlerde çok sık rastlanır. Genellikle karın ağrısı, iştahsızlık, açlık, kusma, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Kimi zaman kaşınma sonucu makat çevresinde çatlaklar oluşur. Dışkıda hem kendileri hem parçaları hem de yumurtaları bulunur.
Oksiyürler sarımsı beyaz renkli, 0,2-1 santim uzunlukta, dışkıyla dışarı atılabilen, iplik inceliğinde bağırsak asalaklarıdır.
Bağırsaklarda bulunan oksiyür miktarı çok değişiktir. Oksiyürler az miktarlarda görülebildikleri gibi zaman zaman kitleler halinde de ortaya çıkabilirler. Hastalık, oksiyür yumurtalarıyla bulaşır. Yumurtalar, dişi oksiyürler tarafından makat çevresine bırakılırlar. Makatta kaşıntı olmaya başlar ve kaşıntıyla tırnak aralarına giren yumurtalar ağız yoluyla tekrar bağırsaklara ulaşır. Kız çocuklarında üreme organlarına kaçan oksiyürler akıntılara neden olurlar. Tedavinin bütün aile bireylerine uygulanması gereklidir. En önemli konu ellerin temizliğidir. Dışkılamadan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Tırnaklar kesilmeli ve temiz tutulmalıdır. Çocuğun kaşınmasını engellemek için de önlemler alınmalıdır. Oksiyür, ilaçlarla yok edilir.
Askaritler, oksiyürlerden daha az rahatsız edici, ama daha tehlikeli, 15-40 santim uzunluğunda, solucana benzer incebağırsak asalaklarıdır. Dişi solucanların yumurtaları dışkıyla atılır. Hastalığın bulaşması insan gübresiyle gübrelenen sebzelerin çiğ olarak yenmesiyle olur. Yumurtadan çıkan larvalar, bağırsak çeperini deler, kan dolaşımına katılır ve akciğerlere kadar uzanarak iltihaplara neden olurlar. Askarit yumurtlamak için tekrar bağırsağa döner. Askaritler safrakesesine kadar ulaşırlarsa sarılık görülür. Ayrıca, yumaklar halinde toplanarak bağırsak tıkanmalarına yol açabilirler. Bunda da temizliğe son derece önem verilmeli, sebzeler iyice yıkanmadan yen-memelidir. Askaritler de ilaçla yok edilirler.
Tenyalar 4-10 metre uzunlukta yassı solucanlardır. Tenyaların, topluiğne başı büyüklüğünde başı vardır ve gövdesi birbirine eklenmiş yassı parçalar halindedir. Tenyanın varlığı, bu parçaların koparak dışkıyla atılması üzerine ortaya çıkar. İnsanın dışkı yoluyla attığı yumurtalar sığır, domuz gibi hayvanlarda konaklar ve larvaları oluştururlar. Bulaşma çiğ etin yenmesiyle olur. Tenyalar, salgıladıkları zehirli maddelerle organizmayı etkilerler. Tenyalı çocuklarda baş dönmesi, açlık duygusu, karın ağrısı, kusma ve ishal görülür. Tedavisi uygulanacak 5 günlük bir kürdür.
Çocuk dört yaşından sonra hâlâ altını ıslatıyorsa, ya da yeniden ıslatmaya başlamışsa, önce organik bir neden, sonra da psikolojik etkenler aranmalıdır. Eğer çocuk devamlı olarak altını ıslatıyorsa idrar torbasında bir bozukluk, idrar torbasının hareketlerini düzenleyen kaslarda felç durumu, idrar torbası ya da böbrek iltihabı olup olmadığı araştırılmalıdır. Böyle organik bir bozukluk yoksa, o zaman psikolojik nedenler göz önüne alınmalıdır.
Tedavi: Yatak ıslatma organik bir nedenden ötürü ise, bu neden bulunarak tedavi edilmelidir. Eğer nedeni psikolojikse, tedaviye o yönden gidilmelidir.
Bağırsak asalakları: Bağırsak asalaklarının oluşturduğu hastalıklar ülkelere göre değişiklik gösterir. Oldukça yaygın bir hastalıktır. Tek yönlü beslenme ve pislik sonucu çocuklarda ve yetişkinlerde çok sık rastlanır. Genellikle karın ağrısı, iştahsızlık, açlık, kusma, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Kimi zaman kaşınma sonucu makat çevresinde çatlaklar oluşur. Dışkıda hem kendileri hem parçaları hem de yumurtaları bulunur.
Oksiyürler sarımsı beyaz renkli, 0,2-1 santim uzunlukta, dışkıyla dışarı atılabilen, iplik inceliğinde bağırsak asalaklarıdır.
Bağırsaklarda bulunan oksiyür miktarı çok değişiktir. Oksiyürler az miktarlarda görülebildikleri gibi zaman zaman kitleler halinde de ortaya çıkabilirler. Hastalık, oksiyür yumurtalarıyla bulaşır. Yumurtalar, dişi oksiyürler tarafından makat çevresine bırakılırlar. Makatta kaşıntı olmaya başlar ve kaşıntıyla tırnak aralarına giren yumurtalar ağız yoluyla tekrar bağırsaklara ulaşır. Kız çocuklarında üreme organlarına kaçan oksiyürler akıntılara neden olurlar. Tedavinin bütün aile bireylerine uygulanması gereklidir. En önemli konu ellerin temizliğidir. Dışkılamadan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Tırnaklar kesilmeli ve temiz tutulmalıdır. Çocuğun kaşınmasını engellemek için de önlemler alınmalıdır. Oksiyür, ilaçlarla yok edilir.
Askaritler, oksiyürlerden daha az rahatsız edici, ama daha tehlikeli, 15-40 santim uzunluğunda, solucana benzer incebağırsak asalaklarıdır. Dişi solucanların yumurtaları dışkıyla atılır. Hastalığın bulaşması insan gübresiyle gübrelenen sebzelerin çiğ olarak yenmesiyle olur. Yumurtadan çıkan larvalar, bağırsak çeperini deler, kan dolaşımına katılır ve akciğerlere kadar uzanarak iltihaplara neden olurlar. Askarit yumurtlamak için tekrar bağırsağa döner. Askaritler safrakesesine kadar ulaşırlarsa sarılık görülür. Ayrıca, yumaklar halinde toplanarak bağırsak tıkanmalarına yol açabilirler. Bunda da temizliğe son derece önem verilmeli, sebzeler iyice yıkanmadan yen-memelidir. Askaritler de ilaçla yok edilirler.
Tenyalar 4-10 metre uzunlukta yassı solucanlardır. Tenyaların, topluiğne başı büyüklüğünde başı vardır ve gövdesi birbirine eklenmiş yassı parçalar halindedir. Tenyanın varlığı, bu parçaların koparak dışkıyla atılması üzerine ortaya çıkar. İnsanın dışkı yoluyla attığı yumurtalar sığır, domuz gibi hayvanlarda konaklar ve larvaları oluştururlar. Bulaşma çiğ etin yenmesiyle olur. Tenyalar, salgıladıkları zehirli maddelerle organizmayı etkilerler. Tenyalı çocuklarda baş dönmesi, açlık duygusu, karın ağrısı, kusma ve ishal görülür. Tedavisi uygulanacak 5 günlük bir kürdür.
Cocuklarda Tik Kas Korelmesi
Küçük çocuk hastalıkları
Bebek birinci yaşını doldurduktan sonra ilk rastlanılan tehlike kaynaklan geride bırakılmış olur. Beslenme bozuklukları her bebek için ciddi bir durum yaratabilir. Fakat bu bozukluklar giderek önemlerini kaybederler ve yerlerini tipik çocuk hastalıklarına terk ederler. Çocuk büyüdükçe, diğer çocuklarla sosyal ilişkileri artacağı için bulaşıcı hastalıkların bulaşma eğilimi daha fazladır.
Hidrosefali: Beyin sıvısının oluşumu ile akıtılışı arasındaki dengesizlikten doğar. Başta anormal miktarda sıvı bulunur. Hidrosefali doğmalık olabildiği gibi sonradan oluşabilir.
Doğmalık hidrosefalide yapay bir kapakla beyin içi sıvısının akışı sağlanabilir. Genellikle sonradan oluşan hidrosefalide, sıvı yollarının bir tümörle tıkanmış olması olasılığı fazladır. Kimi zaman bir kaza ya da iltihaplanma durumu sonucunda da hidrosefali görülebilir. Doğmalık vakalarda kafa şeklinde açıkça belirgin olan şekil değişikliği vardır. Durum düzeltilmediği takdirde şiddetli baş ağrılarına, görme ve işitme bozukluklarına, en sonunda da zekâ geriliğine ortam hazırlanmış olur. Genel olarak durumun düzeltilmesi ameliyatla mümkündür.
Kas körelmesi
Kalıtım temeli üzerine kurulu olarak bazen bebeklik çağında, fakat çoğunlukla küçük çocukluk çağında istemli hareket eden kaslarda bir körelme görülür. Çocuklar hareket etmekte güçlük çekerler ya da yardımsız hareket edemezler. Kasların bu durumunda çok ağır olarak bir ilerleme görülür. Sonunda kaslar tamamen hareketsizleşir ve hiçbir işe yaramaz hale gelir. Solunum ya da idrar yollarında oluşabilecek bir hastalık sonucu ölüm kaçınılmaz olur. Günümüzde başarılı bir tedavi yöntemi yoktur.
Çocuklarda Tik
Belirgin bazı hareketlerin tekrarlanmasıdır ve spazmla ilgili bir harekettir. Çok ender olarak öksürük ve burun çekme gibi tiklere rastlanabilir. Heyecan halinde tik daha da artar, ama uyku halindeyken belirgin değildir. Tik daha çok sinirli ve baskı altında tutulmuş kişilerde görülür. Çocuklarda görülen tik genellikle ana babanın çok sert tutumundan doğmaktadır. Bu nedenle çocuklara karşı biraz anlayışlı davranmak ve onları şiddetle cezalandırmamak, korkutmamak gerekir.
Bebek birinci yaşını doldurduktan sonra ilk rastlanılan tehlike kaynaklan geride bırakılmış olur. Beslenme bozuklukları her bebek için ciddi bir durum yaratabilir. Fakat bu bozukluklar giderek önemlerini kaybederler ve yerlerini tipik çocuk hastalıklarına terk ederler. Çocuk büyüdükçe, diğer çocuklarla sosyal ilişkileri artacağı için bulaşıcı hastalıkların bulaşma eğilimi daha fazladır.
Hidrosefali: Beyin sıvısının oluşumu ile akıtılışı arasındaki dengesizlikten doğar. Başta anormal miktarda sıvı bulunur. Hidrosefali doğmalık olabildiği gibi sonradan oluşabilir.
Doğmalık hidrosefalide yapay bir kapakla beyin içi sıvısının akışı sağlanabilir. Genellikle sonradan oluşan hidrosefalide, sıvı yollarının bir tümörle tıkanmış olması olasılığı fazladır. Kimi zaman bir kaza ya da iltihaplanma durumu sonucunda da hidrosefali görülebilir. Doğmalık vakalarda kafa şeklinde açıkça belirgin olan şekil değişikliği vardır. Durum düzeltilmediği takdirde şiddetli baş ağrılarına, görme ve işitme bozukluklarına, en sonunda da zekâ geriliğine ortam hazırlanmış olur. Genel olarak durumun düzeltilmesi ameliyatla mümkündür.
Kas körelmesi
Kalıtım temeli üzerine kurulu olarak bazen bebeklik çağında, fakat çoğunlukla küçük çocukluk çağında istemli hareket eden kaslarda bir körelme görülür. Çocuklar hareket etmekte güçlük çekerler ya da yardımsız hareket edemezler. Kasların bu durumunda çok ağır olarak bir ilerleme görülür. Sonunda kaslar tamamen hareketsizleşir ve hiçbir işe yaramaz hale gelir. Solunum ya da idrar yollarında oluşabilecek bir hastalık sonucu ölüm kaçınılmaz olur. Günümüzde başarılı bir tedavi yöntemi yoktur.
Çocuklarda Tik
Belirgin bazı hareketlerin tekrarlanmasıdır ve spazmla ilgili bir harekettir. Çok ender olarak öksürük ve burun çekme gibi tiklere rastlanabilir. Heyecan halinde tik daha da artar, ama uyku halindeyken belirgin değildir. Tik daha çok sinirli ve baskı altında tutulmuş kişilerde görülür. Çocuklarda görülen tik genellikle ana babanın çok sert tutumundan doğmaktadır. Bu nedenle çocuklara karşı biraz anlayışlı davranmak ve onları şiddetle cezalandırmamak, korkutmamak gerekir.
Bebeklerde Fitik Bebek Fitigi
Bebeklerde Fıtık, Çocuklarda Fıtık
En sık görülen fıtık tipi, kasık fıtığıdır. Dolaylı ya da dolaysız olabilir. Dolaysız fıtıkta, karın duvarındaki zayıf bir noktadan öksürük, kabızlık nedeniyle ıkınma sonucu bağırsağın bir bölümü dışarı fırlar. Çoğunlukla doğmalık olan dolaylı fıtıkta bağırsak parçası erbezi torbasına doğru uzantı yapar. Bebeklerde çok sık görülen göbek fıtığı genellikle kendiliğinden iyileşir. Geç iyileşen ya da mikroplanma sonucu iltihaplanan göbek fıtığı mutlaka bir doktora gösterilmelidir. Çocuklarda görülen fıtık genellikle kendiliğinden kapanır. Büyük fıtıklarda ameliyat şarttır.
Yeni doğan bebekte hemolitik hastalığı (eritroblastoz)
Bu hastalık, anne ile fetüs arasındaki kan gurubu uyuşmazlıkları sonucu ortaya çıkar. Rh-negâtif tarafından üretilen lgG tipindeki izoantikorlar plasenta yoluyla fetal kan dolaşımına geçerler ve fetüsün alyuvarlarındaki belirli antijenlerle birleşirler. Böylece, antikorlarla kaplı olan alyuvarların retiküloendotelyal sistemde erken yıkılmaları hemolitik kansızlığa neden olur. Uyuşmazlık genellikle Rh faktöründe ya da ABO sisteminde olur.
Vakaların çoğunluğu Rh sistemindedir. Rh uyuşmazlığına bağlı olan hemolitik hastalık genellikle ölümle sonuçlanır. Plasentada şişlik, fetüste ileri derecede kansızlık ve su toplama görülür. Doğumdan 24 saat sonra ağır sarılık başlar, karaciğer ve dalakta büyüme olur.
Gebenin Rh-negatif olduğu saptanır saptanmaz hemolitik hastalık dikkate alınır. Gebelik süresince testler yapılır ve fetüsteki antikor miktarı saptanır. Doğumun erken başlatılması, ana rahmindeyken fetüse kan nakli ya da doğumdan sonra bebek kanının tümüyle değiştirilmesi bebeğin yaşama oranını yükselten faktörlerdir.
Mükovisidoz Nedir
Akrabalar arasındaki evlenmelerde çok sık görülen kalıtsal, başta pankreas olmak üzere dış salgı bezleri tarafından yapılan salgının bozulmasıyla ilgili bir hastalıktır. Pankreasta içi sıvı dolu bağdoku oluşumu vardır. Pankreasın sindirime yardımcı olan dış salgısı olmaz. Ayrıca, müköz doku salgıları da koyulaşmış ve bozulmuştur. Hastada genellikle sindirim bozukluğu nedeniyle kabızlık görülür. Bağırsak tıkanmaları, sindirim bozukluğu, zayıflama, büyüme bozuklukları, kronik solunum yolları ve akciğer iltihapları en belirgin yan etkilerdir. Hastalığın tedavisi oldukça güçtür. Pankreasın yetersiz ya da hiç salgı yapmaması halinde sindirimi kolaylaştırıcı enzimler dışarıdan verilir.
En sık görülen fıtık tipi, kasık fıtığıdır. Dolaylı ya da dolaysız olabilir. Dolaysız fıtıkta, karın duvarındaki zayıf bir noktadan öksürük, kabızlık nedeniyle ıkınma sonucu bağırsağın bir bölümü dışarı fırlar. Çoğunlukla doğmalık olan dolaylı fıtıkta bağırsak parçası erbezi torbasına doğru uzantı yapar. Bebeklerde çok sık görülen göbek fıtığı genellikle kendiliğinden iyileşir. Geç iyileşen ya da mikroplanma sonucu iltihaplanan göbek fıtığı mutlaka bir doktora gösterilmelidir. Çocuklarda görülen fıtık genellikle kendiliğinden kapanır. Büyük fıtıklarda ameliyat şarttır.
Yeni doğan bebekte hemolitik hastalığı (eritroblastoz)
Bu hastalık, anne ile fetüs arasındaki kan gurubu uyuşmazlıkları sonucu ortaya çıkar. Rh-negâtif tarafından üretilen lgG tipindeki izoantikorlar plasenta yoluyla fetal kan dolaşımına geçerler ve fetüsün alyuvarlarındaki belirli antijenlerle birleşirler. Böylece, antikorlarla kaplı olan alyuvarların retiküloendotelyal sistemde erken yıkılmaları hemolitik kansızlığa neden olur. Uyuşmazlık genellikle Rh faktöründe ya da ABO sisteminde olur.
Vakaların çoğunluğu Rh sistemindedir. Rh uyuşmazlığına bağlı olan hemolitik hastalık genellikle ölümle sonuçlanır. Plasentada şişlik, fetüste ileri derecede kansızlık ve su toplama görülür. Doğumdan 24 saat sonra ağır sarılık başlar, karaciğer ve dalakta büyüme olur.
Gebenin Rh-negatif olduğu saptanır saptanmaz hemolitik hastalık dikkate alınır. Gebelik süresince testler yapılır ve fetüsteki antikor miktarı saptanır. Doğumun erken başlatılması, ana rahmindeyken fetüse kan nakli ya da doğumdan sonra bebek kanının tümüyle değiştirilmesi bebeğin yaşama oranını yükselten faktörlerdir.
Mükovisidoz Nedir
Akrabalar arasındaki evlenmelerde çok sık görülen kalıtsal, başta pankreas olmak üzere dış salgı bezleri tarafından yapılan salgının bozulmasıyla ilgili bir hastalıktır. Pankreasta içi sıvı dolu bağdoku oluşumu vardır. Pankreasın sindirime yardımcı olan dış salgısı olmaz. Ayrıca, müköz doku salgıları da koyulaşmış ve bozulmuştur. Hastada genellikle sindirim bozukluğu nedeniyle kabızlık görülür. Bağırsak tıkanmaları, sindirim bozukluğu, zayıflama, büyüme bozuklukları, kronik solunum yolları ve akciğer iltihapları en belirgin yan etkilerdir. Hastalığın tedavisi oldukça güçtür. Pankreasın yetersiz ya da hiç salgı yapmaması halinde sindirimi kolaylaştırıcı enzimler dışarıdan verilir.
Bebeklerde Deri Hastaligi Hastaliklari
Yeni doğan bebeklerde görülen deri hastalıkları
Doğmalık eksik deri yapısı, kalıtsal hastalıklar, tümörler, bakteri, virüs, organizma ve mantar hastalıkları, deri değişiklikleri, kabarcık ve yumrular oluşturan hastalıkla, sivilceler, egzama, alerjik deri tahrişleri, kanamalar bebeklik ve çocukluk döneminde görülen deri hastalıklarındandır.
Konak: Genellikle doğumdan iki ay kadar sonra bebeğin başında ortaya çıkan, konak adı verilen kabuklar oldukça kaşıntılıdır. Konak, özel merhemlerle tedavi edilebilir.
Egzama yaraları: Bebeğin kalça bölgesinde, koltuk altlarında, boyun kıvrımlarında, kulakların arkasında, özellikle derinin kat yaptığı bölgelerde iltihaplı, ıslak kızartılar ortaya çıkar. Bu kısımların kuru tutulması ve sık sık pudralanması, su geçirmeyen lastik kilot kullanılmaması vakaların ağırlaşmasını önler ve tamamen geçirir.
Doğum lekesi ya da benleri: Çoğunlukla yeni doğmuş bebeklerle küçük çocuklarda görülen ve büyüme sırasında ufalarak kaybolan, kan damarları topluluğunun oluşturduğu zararsız oluşumlardır.
Deri iltihabı (dermatit): Bebeklik döneminde çok sık görülür. Kan yoluyla ya da dışarıdan gelen mikropların deride çıbanlar ya da sivilceler oluşturmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Tedavi nedene yöneliktir. Her şeyden önce derinin temizliğine önem verilmesi gerekmektedir.
Deride oluşan küçük kabarcıklar: Deri üzerinde topluiğne başı kadar minik ya da mercimek büyüklüğünde kabarcıklar oluşur ve genellikle deri dokusunun fazlalığı olarak nitelendirilmektedir. Üst derinin kalınlaşması sırasında bazı yeni doğmuş bebeklerde görülen darı tanesi büyüklüğündeki kabartıların ve çok kaşıntılı sivilcelerin nedeni yağ bezlerinin aşırı salgı yapması sonucudur.
Yumrular: Fındık büyüklüğünde olabilir ve deri dışına taşan doku fazlalığından başka bir şey değildir. Daha çok doku iltihaplanması ve derinin şişmesi sonucu görülür.
Çocuklarda Kaşıntılı sivilceler (Kurdeşen, Ürtiker): Gıdalara gösterilen alerjik reaksiyon sonucu oluşur. Vücut bazı maddelere karşı aşırı derecede duyarlıdır. Böcek sokmaları da deride kaşıntılı sivilcelerin oluşmasına neden olabilir.
Su toplamış küçük kabarcıklar: Deride mercimek büyüklüğünde kabarcıklar oluşur ve içi su toplar. Su toplayan kabarcığın çevresinde de kırmızı bir halka belirir. Böyle oluşumlar deri döküntüsüne neden olan hastalıklarda görülür.
İltihaplı sivilceler: Deri üzerinde oluşan sivilcelerin içinde iltihap vardır ve kolaylıkla yayılma eğilimi gösterirler.
Bebeklerde İsilik: Genellikle idrardaki fazla amonyak nedeniyle bacak aralarında, apışlarda, üretim organları çevresinde ve kaba etlerde görülür. Kuru tutulmalı, pudralanmalı ve çocuğun bezleri kaynatılarak amonyaktan arındırılmalıdır.
Çocuklarda Kepek: Aşırı derecede keratin maddesinin birikimi sonucu çeşitli deri hastalıklarında görülebilir. Kepek, genellikle derinin başka bir duruma geçmesi ya da eski halini alması sırasında oluşur. Kızıl, egzama gibi hastalıklarda görülür. Deri pul pul kepek halinde dökülür. Genellikle bebeklerde çok sık görülmektedir.
Kabuk: Doku sıvısının, kanın ya da iltihabın kuruması sonucu yaranın üzerini örten kalın deri tabakasıdır. Genellikle yaranın tamamen iyileşmesinden sonra kendiliğinden düşer.
Deri hastalıklarının genel tedavisi: Tedavi genellikle hastalığın nedenine yönelik ve ilaç tedavisidir. Bulaşıcı hastalıkların oluşturduğu deri döküntüleri herhangi bir tedaviye gerek göstermez. Özel durumlarda, derinin çok dikkatli tedavisi gerekebilir ve yalnızca bir doktor tarafından yapılması gereklidir.
Doğmalık eksik deri yapısı, kalıtsal hastalıklar, tümörler, bakteri, virüs, organizma ve mantar hastalıkları, deri değişiklikleri, kabarcık ve yumrular oluşturan hastalıkla, sivilceler, egzama, alerjik deri tahrişleri, kanamalar bebeklik ve çocukluk döneminde görülen deri hastalıklarındandır.
Konak: Genellikle doğumdan iki ay kadar sonra bebeğin başında ortaya çıkan, konak adı verilen kabuklar oldukça kaşıntılıdır. Konak, özel merhemlerle tedavi edilebilir.
Egzama yaraları: Bebeğin kalça bölgesinde, koltuk altlarında, boyun kıvrımlarında, kulakların arkasında, özellikle derinin kat yaptığı bölgelerde iltihaplı, ıslak kızartılar ortaya çıkar. Bu kısımların kuru tutulması ve sık sık pudralanması, su geçirmeyen lastik kilot kullanılmaması vakaların ağırlaşmasını önler ve tamamen geçirir.
Doğum lekesi ya da benleri: Çoğunlukla yeni doğmuş bebeklerle küçük çocuklarda görülen ve büyüme sırasında ufalarak kaybolan, kan damarları topluluğunun oluşturduğu zararsız oluşumlardır.
Deri iltihabı (dermatit): Bebeklik döneminde çok sık görülür. Kan yoluyla ya da dışarıdan gelen mikropların deride çıbanlar ya da sivilceler oluşturmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Tedavi nedene yöneliktir. Her şeyden önce derinin temizliğine önem verilmesi gerekmektedir.
Deride oluşan küçük kabarcıklar: Deri üzerinde topluiğne başı kadar minik ya da mercimek büyüklüğünde kabarcıklar oluşur ve genellikle deri dokusunun fazlalığı olarak nitelendirilmektedir. Üst derinin kalınlaşması sırasında bazı yeni doğmuş bebeklerde görülen darı tanesi büyüklüğündeki kabartıların ve çok kaşıntılı sivilcelerin nedeni yağ bezlerinin aşırı salgı yapması sonucudur.
Yumrular: Fındık büyüklüğünde olabilir ve deri dışına taşan doku fazlalığından başka bir şey değildir. Daha çok doku iltihaplanması ve derinin şişmesi sonucu görülür.
Çocuklarda Kaşıntılı sivilceler (Kurdeşen, Ürtiker): Gıdalara gösterilen alerjik reaksiyon sonucu oluşur. Vücut bazı maddelere karşı aşırı derecede duyarlıdır. Böcek sokmaları da deride kaşıntılı sivilcelerin oluşmasına neden olabilir.
Su toplamış küçük kabarcıklar: Deride mercimek büyüklüğünde kabarcıklar oluşur ve içi su toplar. Su toplayan kabarcığın çevresinde de kırmızı bir halka belirir. Böyle oluşumlar deri döküntüsüne neden olan hastalıklarda görülür.
İltihaplı sivilceler: Deri üzerinde oluşan sivilcelerin içinde iltihap vardır ve kolaylıkla yayılma eğilimi gösterirler.
Bebeklerde İsilik: Genellikle idrardaki fazla amonyak nedeniyle bacak aralarında, apışlarda, üretim organları çevresinde ve kaba etlerde görülür. Kuru tutulmalı, pudralanmalı ve çocuğun bezleri kaynatılarak amonyaktan arındırılmalıdır.
Çocuklarda Kepek: Aşırı derecede keratin maddesinin birikimi sonucu çeşitli deri hastalıklarında görülebilir. Kepek, genellikle derinin başka bir duruma geçmesi ya da eski halini alması sırasında oluşur. Kızıl, egzama gibi hastalıklarda görülür. Deri pul pul kepek halinde dökülür. Genellikle bebeklerde çok sık görülmektedir.
Kabuk: Doku sıvısının, kanın ya da iltihabın kuruması sonucu yaranın üzerini örten kalın deri tabakasıdır. Genellikle yaranın tamamen iyileşmesinden sonra kendiliğinden düşer.
Deri hastalıklarının genel tedavisi: Tedavi genellikle hastalığın nedenine yönelik ve ilaç tedavisidir. Bulaşıcı hastalıkların oluşturduğu deri döküntüleri herhangi bir tedaviye gerek göstermez. Özel durumlarda, derinin çok dikkatli tedavisi gerekebilir ve yalnızca bir doktor tarafından yapılması gereklidir.
Zeka Geriligi Mongolizm Nedir Bebeklerde
Mongolizm Hastalığı Nedir (Bebeklerde Zeka Geriliği)
Zekâ geriliği ve vücutça birtakım kusurlar gösteren doğmalık bir hastalıktır. Mongolizmde kromozom sayısında bir sapma söz konusudur. Çünkü 46, yani 23 çift kromozom yerine, 47 kromozom vardır. Yaklaşık olarak 500 çocuktan birinde mongolizme rastlamak mümkündür. Mongolizmin kalıtsal olması olasılığı da vardır. Ayrıca, genellikle, yaşlı anadan doğan çocuklarda çok daha sık görülebilmektedir.
Zeka Geriliği Belirtileri, Nasıl Anlaşılır: Yüz oval ve yassı olur, gözlerde Çinliler gibi çekiklik vardır. Başın önden görünümü yuvarlaktır, ama çoğu kez arka tarafı yassıdır. Parmaklar kısa ve küttür. Kulak kepçelerinde şekil bozuklukları görülebilir. Avuçların içi maymun eline benzer, yani yatay çizgilerle doludur. Dil iri, burun kalkıktır ve birinci ayak parmağı ile ikinci ayak parmağı arasındaki açıklık normalden fazladır. Genellikle kas zayıflığı görülebilir. Kalp bozukluklarına da rastlanabilir.
Bebeklerde Zeka Geriliği Süreci: Mongoloid çocukta zekâ geriliği görülür. Vücut direnci az olduğu için bulaşıcı hastalıkları kolayca kapma eğilimi gösterir. Bu nedenle de her zaman ölüm tehlikesiyle burun burunadır.
Tedavisi: Etkin bir yöntem yoktur. Mongoloid çocukların zaten ömürleri kısa olur. Mongoloid çocuklar arasında erişkinliğe ulaşanları sayısı oldukça azdır.
Zekâ geriliği ve vücutça birtakım kusurlar gösteren doğmalık bir hastalıktır. Mongolizmde kromozom sayısında bir sapma söz konusudur. Çünkü 46, yani 23 çift kromozom yerine, 47 kromozom vardır. Yaklaşık olarak 500 çocuktan birinde mongolizme rastlamak mümkündür. Mongolizmin kalıtsal olması olasılığı da vardır. Ayrıca, genellikle, yaşlı anadan doğan çocuklarda çok daha sık görülebilmektedir.
Zeka Geriliği Belirtileri, Nasıl Anlaşılır: Yüz oval ve yassı olur, gözlerde Çinliler gibi çekiklik vardır. Başın önden görünümü yuvarlaktır, ama çoğu kez arka tarafı yassıdır. Parmaklar kısa ve küttür. Kulak kepçelerinde şekil bozuklukları görülebilir. Avuçların içi maymun eline benzer, yani yatay çizgilerle doludur. Dil iri, burun kalkıktır ve birinci ayak parmağı ile ikinci ayak parmağı arasındaki açıklık normalden fazladır. Genellikle kas zayıflığı görülebilir. Kalp bozukluklarına da rastlanabilir.
Bebeklerde Zeka Geriliği Süreci: Mongoloid çocukta zekâ geriliği görülür. Vücut direnci az olduğu için bulaşıcı hastalıkları kolayca kapma eğilimi gösterir. Bu nedenle de her zaman ölüm tehlikesiyle burun burunadır.
Tedavisi: Etkin bir yöntem yoktur. Mongoloid çocukların zaten ömürleri kısa olur. Mongoloid çocuklar arasında erişkinliğe ulaşanları sayısı oldukça azdır.
Rasitizm Hastaligi Nedir Cocuklarda Tedavi
Çocuklarda Raşitizm Hastalığı, Raşitizm Nedir
Güneş ışınlarının derideki bir ön vitamini D vitaminine çevirdiği gerçektir. Bu nedenle güneş ışığından yoksunluk ve gıdalarla alınan D vitamini eksikliği sonucunda ortaya çıkan bir D vitamini eksikliği hastalığıdır. Yeteri kadar D vitamini sağlayamayan bebeklerin raşitizm hastalığına yakalanma olasılığı daima vardır. Ayrıca, D vitamini eksikliği kalsiyum ve fosfor bileşiklerinin alışverişini de bozar. Böylece, çok çabuk büyüyüp gelişim gösteren bebeklerde kemik bozuklukları görülür. Tedavi edilmediği takdirde kemik giderek gücünü kaybeder ve erime olayları baş gösterir.
Raşitizm Belirtileri: Huzursuzluk, başın arkasında anormal terleme, uykuda düzensizlik, kas zayıflığı, ishal ve kansızlık görülür. Kemiklerde yumuşama olduğu için uzun kemiklerde çarpılma ve bacaklarda şekil bozukluğu olur.
Süreci: Kafatası kemiklerinde yumuşama görülür. Bıngıldak oldukça geç kapanır, göğüs kafesinde çöküklük olur. Göğüs kafesindeki kemiklerin boğumlarında düğümlenmeler, el ve parmak eklemlerinde şişlikler başlar. Kalsiyum ve fosfor metabolizmasındaki bozuklukların doğurduğu nedenlerden ötürü ve D vitamini tedavisinden sonra belirebilen kramplar yan etkiler arasındadır.
Raşitizm Tedavisi ve Vitamin: Kimi zaman raşitizmin nedeni D vitamininin "bağırsaklarda gerektiği gibi emilememesi sonucu ya da böbreklerdeki anormallikler sonucu görülebileceği için tedavi vakalara ve nedene göre değişir. Ancak genel olarak D vitamini verilmeli ve çocuk bol bol güneşe çıkarılmalıdır.
Korunma: Önceleri çocuğu raşitizmden korumak için bebeklik döneminde D vitamini verilirdi. Ancak, günümüzde çocuğa unlu gıdalar yerine kalsiyum yönünden zengin süt ve türevleri verilmek suretiyle raşitizm önlenmektedir. Açık hava ve bol güneş raşitizmi önleyen en etkili ilaçtır; bunun hiçbir zaman unutulmaması gerekir.
Güneş ışınlarının derideki bir ön vitamini D vitaminine çevirdiği gerçektir. Bu nedenle güneş ışığından yoksunluk ve gıdalarla alınan D vitamini eksikliği sonucunda ortaya çıkan bir D vitamini eksikliği hastalığıdır. Yeteri kadar D vitamini sağlayamayan bebeklerin raşitizm hastalığına yakalanma olasılığı daima vardır. Ayrıca, D vitamini eksikliği kalsiyum ve fosfor bileşiklerinin alışverişini de bozar. Böylece, çok çabuk büyüyüp gelişim gösteren bebeklerde kemik bozuklukları görülür. Tedavi edilmediği takdirde kemik giderek gücünü kaybeder ve erime olayları baş gösterir.
Raşitizm Belirtileri: Huzursuzluk, başın arkasında anormal terleme, uykuda düzensizlik, kas zayıflığı, ishal ve kansızlık görülür. Kemiklerde yumuşama olduğu için uzun kemiklerde çarpılma ve bacaklarda şekil bozukluğu olur.
Süreci: Kafatası kemiklerinde yumuşama görülür. Bıngıldak oldukça geç kapanır, göğüs kafesinde çöküklük olur. Göğüs kafesindeki kemiklerin boğumlarında düğümlenmeler, el ve parmak eklemlerinde şişlikler başlar. Kalsiyum ve fosfor metabolizmasındaki bozuklukların doğurduğu nedenlerden ötürü ve D vitamini tedavisinden sonra belirebilen kramplar yan etkiler arasındadır.
Raşitizm Tedavisi ve Vitamin: Kimi zaman raşitizmin nedeni D vitamininin "bağırsaklarda gerektiği gibi emilememesi sonucu ya da böbreklerdeki anormallikler sonucu görülebileceği için tedavi vakalara ve nedene göre değişir. Ancak genel olarak D vitamini verilmeli ve çocuk bol bol güneşe çıkarılmalıdır.
Korunma: Önceleri çocuğu raşitizmden korumak için bebeklik döneminde D vitamini verilirdi. Ancak, günümüzde çocuğa unlu gıdalar yerine kalsiyum yönünden zengin süt ve türevleri verilmek suretiyle raşitizm önlenmektedir. Açık hava ve bol güneş raşitizmi önleyen en etkili ilaçtır; bunun hiçbir zaman unutulmaması gerekir.
Cocuklarda Beslenme Bozukluklari
Çocuklarda Beslenme bozuklukları
Beslenme bebek için son derece önemlidir. Hızlı büyüme ve organ gelişimine uygun bir beslenme gereklidir. Bebeğin tüm besin maddelerini gereken miktarlarda alması kadar, bunları kabul edip sindirmesi de önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Hatalı besleme bebeğin sağlığını, uykusunu, aynı zamanda metabolizma gelişimini etkiler.
Organizmada oluşan herhangi bir bozukluk ya da hastalık, bağırsaklarla hiçbir ilişkisi olmasa bile, sindirim bozukluğuna yol açar. Mide-bağırsak kanalı hasta bebeklerin «ağız borusu» gibidir. Bu nedenle, bebeğin sindirim organlarına gerekli özen ve bakım gösterilmelidir.
Bebeklerde Beslenme Bozukluğu, nedenlerine göre üç grupta toplanabilir:
1. Bebeğe verilen mamanın miktarına ve katkı maddelerinin cinsine bağlı beslenme kusurları.
2. Sindirim organlarının mikroplanmalar ya da çeşitli zehirlenmelerle etkilenmesine bağlı beslenme kusurları.
3. Bebeğin hastalıklara karşı dirençsizliğine bağlı beslenme kusurları.
Pratikte bu üç gurubu birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Bebeğin hastalıklara karşı dirençsiz oluşu bulaşıcı hastalıkların etkisini güçlendirir ve normal olarak iştahsızlık görülür, bebek gerekli gıdayı alamaz. Böyle durumlarda mutlaka bir doktor tedavisine gerek duyulur. Burada sözü edilecek olan yalnızca önemsiz beslenme sorunlarıdır.
Bebeğin hastalıklı durumunda, beslenmeye 12-24 saat ara verilmeli, bu arada yalnızca sakarinle tatlandırılmış açık çayla yetinmelidir. Yalnızca çayla ve süreli olarak beslenmesi gereken bebeklere çay, sık sık ve az miktarlarda verilmelidir. Bebeğin dışkısı kontrol edilmeli ve dışkının durumuna göre verilen çay miktarı artırılmalıdır. Bebeğin yaşına ve durumuna göre havuç suyu ve elma rendesi de verilebilir.
Beslenme bebek için son derece önemlidir. Hızlı büyüme ve organ gelişimine uygun bir beslenme gereklidir. Bebeğin tüm besin maddelerini gereken miktarlarda alması kadar, bunları kabul edip sindirmesi de önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Hatalı besleme bebeğin sağlığını, uykusunu, aynı zamanda metabolizma gelişimini etkiler.
Organizmada oluşan herhangi bir bozukluk ya da hastalık, bağırsaklarla hiçbir ilişkisi olmasa bile, sindirim bozukluğuna yol açar. Mide-bağırsak kanalı hasta bebeklerin «ağız borusu» gibidir. Bu nedenle, bebeğin sindirim organlarına gerekli özen ve bakım gösterilmelidir.
Bebeklerde Beslenme Bozukluğu, nedenlerine göre üç grupta toplanabilir:
1. Bebeğe verilen mamanın miktarına ve katkı maddelerinin cinsine bağlı beslenme kusurları.
2. Sindirim organlarının mikroplanmalar ya da çeşitli zehirlenmelerle etkilenmesine bağlı beslenme kusurları.
3. Bebeğin hastalıklara karşı dirençsizliğine bağlı beslenme kusurları.
Pratikte bu üç gurubu birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Bebeğin hastalıklara karşı dirençsiz oluşu bulaşıcı hastalıkların etkisini güçlendirir ve normal olarak iştahsızlık görülür, bebek gerekli gıdayı alamaz. Böyle durumlarda mutlaka bir doktor tedavisine gerek duyulur. Burada sözü edilecek olan yalnızca önemsiz beslenme sorunlarıdır.
Bebeğin hastalıklı durumunda, beslenmeye 12-24 saat ara verilmeli, bu arada yalnızca sakarinle tatlandırılmış açık çayla yetinmelidir. Yalnızca çayla ve süreli olarak beslenmesi gereken bebeklere çay, sık sık ve az miktarlarda verilmelidir. Bebeğin dışkısı kontrol edilmeli ve dışkının durumuna göre verilen çay miktarı artırılmalıdır. Bebeğin yaşına ve durumuna göre havuç suyu ve elma rendesi de verilebilir.
Cocuk Egzamasi Siyah Melena Nedir
Çocuk egzaması
Egzama, bebeklik ve küçük çocukluk döneminde vücudun çeşitli yerlerinde oluşan deri tahrişleridir. Deride mikroplu sivilceler ve kabarcıkların oluşmasıyla ortaya çıkar. Çok şiddetli kaşıntı olduğu için mikropların yayılma eğilimi vardır. Doğumdan sonraki ilk haftalarda yanaklarda, yüzde ve başın tam tepesinde kabuk gibi kepekler oluşur. Mikropların yayılması halinde yüksek ateş görülebilir. Tedavinin mutlaka bir doktor tarafından yapılması gerekir.
Siyah hastalık (melena nedir)
Yeni doğmuş bebekte görülen kanamalar çoğunlukla kan pıhtılaşmasının yetersizliği nedeniyle oluşur. Kan pıhtılaşması kandaki trombosit miktarıyla ölçülür. Pıhtılaşma düzeni yeni doğmuş bir bebekte bozulmuş olabilir ve bu nedenle de deride, derin dokularda ve iç organlarda kanamalar görülebilir. Genellikle mide-bağırsak kanalında görülen kanamalar halk arasında «Siyah hastalık» olarak tanımlanır.
Mide kapağında görülen daralma
Mide çıkışı, mide kapağı kaslarının kalınlaşması ya da kasılması sonucu daralır. Midede sindirilen yiyeceklerin ya hiç ya da çok azı incebağırsağa geçebilir. Bu hastalık özellikle kız çocuklarında ve genellikle doğumdan sonraki ilk üç ayda görülür. Hastalık normalde doğumdan 4-6 hafta sonra başlar. Şiddetli kusma olur ve kusmuk fışkırmalar halinde çıkar. İştah iyidir, hatta kusmadan hemen sonra bebek süt emmeye başlar. Bebek açlık çeker ve zayıflar. Dışkı az ve seyrektir. Daralma genellikle kramplar halinde görüldüğünden kramp çözücü ilaçlar olumlu sonuçlar verir. Tuz ve su kaybı nedeniyle deride kuruluk ve sonuç olarak gıda alışverişinde görülen yetersizlik yan etkiler arasında sayılır. Eğer mide kapak kaslarında bir kalınlaşma söz konusuysa ameliyat gereklidir.
Egzama, bebeklik ve küçük çocukluk döneminde vücudun çeşitli yerlerinde oluşan deri tahrişleridir. Deride mikroplu sivilceler ve kabarcıkların oluşmasıyla ortaya çıkar. Çok şiddetli kaşıntı olduğu için mikropların yayılma eğilimi vardır. Doğumdan sonraki ilk haftalarda yanaklarda, yüzde ve başın tam tepesinde kabuk gibi kepekler oluşur. Mikropların yayılması halinde yüksek ateş görülebilir. Tedavinin mutlaka bir doktor tarafından yapılması gerekir.
Siyah hastalık (melena nedir)
Yeni doğmuş bebekte görülen kanamalar çoğunlukla kan pıhtılaşmasının yetersizliği nedeniyle oluşur. Kan pıhtılaşması kandaki trombosit miktarıyla ölçülür. Pıhtılaşma düzeni yeni doğmuş bir bebekte bozulmuş olabilir ve bu nedenle de deride, derin dokularda ve iç organlarda kanamalar görülebilir. Genellikle mide-bağırsak kanalında görülen kanamalar halk arasında «Siyah hastalık» olarak tanımlanır.
Mide kapağında görülen daralma
Mide çıkışı, mide kapağı kaslarının kalınlaşması ya da kasılması sonucu daralır. Midede sindirilen yiyeceklerin ya hiç ya da çok azı incebağırsağa geçebilir. Bu hastalık özellikle kız çocuklarında ve genellikle doğumdan sonraki ilk üç ayda görülür. Hastalık normalde doğumdan 4-6 hafta sonra başlar. Şiddetli kusma olur ve kusmuk fışkırmalar halinde çıkar. İştah iyidir, hatta kusmadan hemen sonra bebek süt emmeye başlar. Bebek açlık çeker ve zayıflar. Dışkı az ve seyrektir. Daralma genellikle kramplar halinde görüldüğünden kramp çözücü ilaçlar olumlu sonuçlar verir. Tuz ve su kaybı nedeniyle deride kuruluk ve sonuç olarak gıda alışverişinde görülen yetersizlik yan etkiler arasında sayılır. Eğer mide kapak kaslarında bir kalınlaşma söz konusuysa ameliyat gereklidir.
Bebeklerde Gobek İltihabi Hastaliklari
Bebeklerde, Çocuklarda Göbek hastalıkları
Göbek kordonu iyi bakıldığı ve temiz korunduğu takdirde kısa sürede iyileşir. Yaklaşık olarak bir hafta içinde kendiliğinden kuruyarak düşer. Eğer göbek kordonu kendiliğinden kuruyup düşmemişse, ikinci hafta içinde üzerinde bir kabuk oluşur ve iyileşir. Kimi zaman karın derisinin göbek kordonunun üzerine taştığı görülür (fırlak göbek). Kimi zaman da göbek derisi kordona kadar ulaşamaz. Bu takdirde çukur göbek oluşumu ortaya çıkar.
Bebek Göbek iltihapları
Göbek çok kolaylıkla mikrop kapabilir. İltihaplı göbekteki akıntı sarı, zeytinyağı kıvamında ve kokuludur. Göbekteki iltihap nedeniyle göbek çevresi kızarır. Yüksek ateş görülür. Tedavi edilmediği takdirde mikropların kan dolaşımına girerek kan zehirlenmesine yol açabileceği muhakkaktır. Antibiyotiklerle ve doktor kontrolunda tedavi edilmelidir.
Göbek urları: Göbek kordonunun düşmesinden sonra, kordonun düştüğü yerde bıraktığı yaranın üzerinde aşırı miktarda doku oluşumu göbek urlarına neden olur. Genellikle bu doku oluşumu granülom adını alır. Bu ur kolayca iltihaplanabilir ve çoğu kez kanama yapar. Göbek uru bir doktor tarafından gümüş nitratla yakılarak tedavi edilir.
Pamukçuk: Candida albicans adı verilen ve normalde sağlıklı kişilerin ağızlarında bulunan bir mantar türüdür. Süt çocuklarında beslenme yetersizliği nedeniyle oluşur. Başlangıçta noktacıklar halinde beliren beyaz lekecikler yayılarak birleşirler ve beyaz bir tabaka oluştururlar. Bu tabakanın kazımakla temizlenmesine gidilmemelidir. Pamukçuk, aşağı solunum yollarına yayılma tehlikesi bulunduğundan, hemen tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Bu tür mantarlar için en etkin ilaç Mystatin'dir. Antibiyotiklerin kullanımı yanlıştır, çünkü antibiyotikler ağızın diğer yararlı bakterileri koruma niteliğini ortadan kaldırırlar. Aslında, mantarla birlikte ortaya çıkan asıl hastalığın iyileşmesi halinde pamukçuk kendiliğinden kaybolur.
Göbek kordonu iyi bakıldığı ve temiz korunduğu takdirde kısa sürede iyileşir. Yaklaşık olarak bir hafta içinde kendiliğinden kuruyarak düşer. Eğer göbek kordonu kendiliğinden kuruyup düşmemişse, ikinci hafta içinde üzerinde bir kabuk oluşur ve iyileşir. Kimi zaman karın derisinin göbek kordonunun üzerine taştığı görülür (fırlak göbek). Kimi zaman da göbek derisi kordona kadar ulaşamaz. Bu takdirde çukur göbek oluşumu ortaya çıkar.
Bebek Göbek iltihapları
Göbek çok kolaylıkla mikrop kapabilir. İltihaplı göbekteki akıntı sarı, zeytinyağı kıvamında ve kokuludur. Göbekteki iltihap nedeniyle göbek çevresi kızarır. Yüksek ateş görülür. Tedavi edilmediği takdirde mikropların kan dolaşımına girerek kan zehirlenmesine yol açabileceği muhakkaktır. Antibiyotiklerle ve doktor kontrolunda tedavi edilmelidir.
Göbek urları: Göbek kordonunun düşmesinden sonra, kordonun düştüğü yerde bıraktığı yaranın üzerinde aşırı miktarda doku oluşumu göbek urlarına neden olur. Genellikle bu doku oluşumu granülom adını alır. Bu ur kolayca iltihaplanabilir ve çoğu kez kanama yapar. Göbek uru bir doktor tarafından gümüş nitratla yakılarak tedavi edilir.
Pamukçuk: Candida albicans adı verilen ve normalde sağlıklı kişilerin ağızlarında bulunan bir mantar türüdür. Süt çocuklarında beslenme yetersizliği nedeniyle oluşur. Başlangıçta noktacıklar halinde beliren beyaz lekecikler yayılarak birleşirler ve beyaz bir tabaka oluştururlar. Bu tabakanın kazımakla temizlenmesine gidilmemelidir. Pamukçuk, aşağı solunum yollarına yayılma tehlikesi bulunduğundan, hemen tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Bu tür mantarlar için en etkin ilaç Mystatin'dir. Antibiyotiklerin kullanımı yanlıştır, çünkü antibiyotikler ağızın diğer yararlı bakterileri koruma niteliğini ortadan kaldırırlar. Aslında, mantarla birlikte ortaya çıkan asıl hastalığın iyileşmesi halinde pamukçuk kendiliğinden kaybolur.
Yeni Dogan Bebegin Beslenmesi Beslenme
Yeni doğan bebeğin beslenmesi
Yeni doğan bebek beslenmesi sorunu bakım sorunundan çok daha güçtür. Güçlüklerin iki nedeni olabilir. Birincisi, yutma ve emme yeteneklerinin tam gelişmemiş olması; ikincisi, sindirim sistemlerinin güçsüzlüğüdür. Bu nedenle, erken doğan bebeğin emme, yutma ve sindirim yeteneklerinden emin olmadıkça ağızdan beslenmesi sakıncalıdır.
Yenidoğan Bebeğe gıda olarak yalnızca şekerli su ve ana sütü verilebilir. Besleme önce 5 ml.'lik sütle başlanır. Bu nedenle de erken doğan bebeklerin 24 saat içinde en az on iki kez beslenmesi gerekir. Bebek genellikle bir damlalık ya da burundan mideye yapılan sonda aracılığıyla beslenir. Çocuğun boğulmaması için sütün mutlaka damla damla verilmesi gerekir.
Bebek, vücut ağırlığının beşte biri kadar ağırlık kazanıncaya dek besin oranı giderek artırılır. Bu süre genellikle 12-14 gündür. Bebek 2500 gramı bulunca memeden beslenmeye başlanabilir. Uygulanacak diğer gıda rejimi bebeğin gelişimine göre düzenlenir. İyi bakılan prematüre bir bebek beşinci ayın içinde doğum kilosunun üç katına çıkabilir. Gelişim farklılığı kimi zaman üçüncü, kimi zaman beşinci ya da altıncı ay içinde tamamen kaybolur.
Yeni doğan bebek beslenmesi sorunu bakım sorunundan çok daha güçtür. Güçlüklerin iki nedeni olabilir. Birincisi, yutma ve emme yeteneklerinin tam gelişmemiş olması; ikincisi, sindirim sistemlerinin güçsüzlüğüdür. Bu nedenle, erken doğan bebeğin emme, yutma ve sindirim yeteneklerinden emin olmadıkça ağızdan beslenmesi sakıncalıdır.
Yenidoğan Bebeğe gıda olarak yalnızca şekerli su ve ana sütü verilebilir. Besleme önce 5 ml.'lik sütle başlanır. Bu nedenle de erken doğan bebeklerin 24 saat içinde en az on iki kez beslenmesi gerekir. Bebek genellikle bir damlalık ya da burundan mideye yapılan sonda aracılığıyla beslenir. Çocuğun boğulmaması için sütün mutlaka damla damla verilmesi gerekir.
Bebek, vücut ağırlığının beşte biri kadar ağırlık kazanıncaya dek besin oranı giderek artırılır. Bu süre genellikle 12-14 gündür. Bebek 2500 gramı bulunca memeden beslenmeye başlanabilir. Uygulanacak diğer gıda rejimi bebeğin gelişimine göre düzenlenir. İyi bakılan prematüre bir bebek beşinci ayın içinde doğum kilosunun üç katına çıkabilir. Gelişim farklılığı kimi zaman üçüncü, kimi zaman beşinci ya da altıncı ay içinde tamamen kaybolur.
Erken Dogum Nedir Belirtileri Nedenleri
Erken Doğum Nedir, Erken Doğum Belirtileri ve Nedenleri
Gebelik süresi her zaman doğru hesaplanamadığı için bebeğin gelişim süresi ve durumu vücut ölçüleriyle (kilo ve boy) saptanabilir. 2500 gramdan az ve 46 santimden kısa bebekler «erken doğmuş (prematüre) bebek» olarak nitelendirilir. Kilosu 1000 gramdan az olan bebeklerin yaşama umudu pek azdır. 600 gram yaşama olasılığının en alt düzeyidir. 1200 gramdan itibaren yaşama şansı artar. 1500 gramın altında doğan bebekler, yalnızca çocuk kliniklerinde kontrol altında ve özel bakım sonucu yaşayabilirler.
Erken doğum: Ana rahmindeki sağlıklı bebeğin gelişmesi tamamlanmadan doğmasına «erken doğum» adı verilir. Bebeğin vücudu ile baş büyüklüğü arasında oransızlık vardır. Yağ kesecikleri hemen hemen yok gibidir. Vücut henüz tüylerle kaplıdır. El ve ayak tırnakları tamamen uzamıştır. Kulak kepçeleri yumuşaktır. Üreme organları tam olarak gelişmemiştir. Erkek bebeklerde, erbezleri henüz torbalarının içine inmemiştir. Kızlarda vulva dış dudakları iç dudakları örtmemiştir.
Erken doğum sonrası bebeğin bakımı: Yeni doğan bebeklerin vücut ısı düzeni henüz yeterli derecede çalışamaz. Bundan başka, ısı kaybını önleyen yağ kesecikleri de henüz yoktur. Bu nedenle erken doğmuş bebeği ısıtma ve soğuktan koruma alınacak ilk önlemler arasındadır. Erken doğmuş bebekler için kuvöz adı verilen bebek çadırı vardır. Bebek kuvözde değişmez ısı, nemlilik, oksijen miktarı ayarlanmış ve sterilize edilmiş bir ortamda yaşatılır. Kuvöz bebeklere hareket olanağı sağlar, aynı zamanda onları mikroplardan korur. Erken doğmuş bebeklerin beslenmesi, bakımı, tedavisi ve hastalıklardan korunması özel bakım isteyen bir iştir. Erken doğmuş, bebek bu tehlikeleri (Erken Doğum Riski) atlattıktan sonra annenin bakımına verilebilir.
Gebelik süresi her zaman doğru hesaplanamadığı için bebeğin gelişim süresi ve durumu vücut ölçüleriyle (kilo ve boy) saptanabilir. 2500 gramdan az ve 46 santimden kısa bebekler «erken doğmuş (prematüre) bebek» olarak nitelendirilir. Kilosu 1000 gramdan az olan bebeklerin yaşama umudu pek azdır. 600 gram yaşama olasılığının en alt düzeyidir. 1200 gramdan itibaren yaşama şansı artar. 1500 gramın altında doğan bebekler, yalnızca çocuk kliniklerinde kontrol altında ve özel bakım sonucu yaşayabilirler.
Erken doğum: Ana rahmindeki sağlıklı bebeğin gelişmesi tamamlanmadan doğmasına «erken doğum» adı verilir. Bebeğin vücudu ile baş büyüklüğü arasında oransızlık vardır. Yağ kesecikleri hemen hemen yok gibidir. Vücut henüz tüylerle kaplıdır. El ve ayak tırnakları tamamen uzamıştır. Kulak kepçeleri yumuşaktır. Üreme organları tam olarak gelişmemiştir. Erkek bebeklerde, erbezleri henüz torbalarının içine inmemiştir. Kızlarda vulva dış dudakları iç dudakları örtmemiştir.
Erken doğum sonrası bebeğin bakımı: Yeni doğan bebeklerin vücut ısı düzeni henüz yeterli derecede çalışamaz. Bundan başka, ısı kaybını önleyen yağ kesecikleri de henüz yoktur. Bu nedenle erken doğmuş bebeği ısıtma ve soğuktan koruma alınacak ilk önlemler arasındadır. Erken doğmuş bebekler için kuvöz adı verilen bebek çadırı vardır. Bebek kuvözde değişmez ısı, nemlilik, oksijen miktarı ayarlanmış ve sterilize edilmiş bir ortamda yaşatılır. Kuvöz bebeklere hareket olanağı sağlar, aynı zamanda onları mikroplardan korur. Erken doğmuş bebeklerin beslenmesi, bakımı, tedavisi ve hastalıklardan korunması özel bakım isteyen bir iştir. Erken doğmuş, bebek bu tehlikeleri (Erken Doğum Riski) atlattıktan sonra annenin bakımına verilebilir.
Cocuklarin Hastaliklari Bebek Korunma
Çocukların Hastalıkları, Bebek Hastalıkları ve Korunma
Yeni doğan bebeklerde görülen hastalıklar
Bebek iki haftalık oluncaya kadar «yeni doğan bebek» olarak adlandırılır. Bu dönemde oluşabilecek hastalıklar üç grupta toplanır: Doğmalık kusurlu gelişim, doğum sırasında oluşan yaralanmalar ve yeni doğanda görülen hastalıklar. Sarılık ve göğüs bezlerindeki şişkinlik korkulacak hastalıklar arasında sayılmaz ve yaşamın ilk günlerinin özelliği olarak kabul edilir.
Mavi bebek (fallot tetralojisi)
Doğmalık olan bir kalp bozukluğudur. Sağ ve sol karıncıkları ayıran duvarda bir açıklık ve akciğer atardamarında daralma vardır. Böylece, kanı genel dolaşıma pompalayan sol kalpteki dirençle kanı akciğerlere pompalayan sağ kalpteki direnç arasında biraz fark olur. Bu nedenle, sağ kalpteki direnç azlığından ötürü kanın bir kısmı akciğerlere gideceğine kalbin sol bölümüne geçer. Sağ ve sol karıncıkları ayıran duvardaki açıklık ve akciğer atardamarın-daki daralma sonucu kalbin sağ karıncığı normalden fazla gelişmiştir ve aort sağ tarafa doğru yer değiştirmiştir.
Belirtileri: Yeni doğan bebek fazla hareket ettiği takdirde morarır. El parmaklarının uçları şişer ve yuvarlaklaşır. Çocuk büyüdükçe solunum güçlüğü belirir.
Tedavi: Ameliyat.
Bebeklerde Yarık damak
Üstçene uzantılarının ağız tavanını yapmak üzere birleşmemesi halinde yarık damak oluşur. Yarık, yumuşak ya da sert damakta olabilir. Konuşmayı öğrenmekte güçlük oluşacağı için ameliyatın bebek iki yaşına gelmeden önce yapılması gereklidir.
Doğuştan Kalça Çıkığı, Çocuklarda Bebeklerde Kalça Çıkığı
Kalça eklemindeki doğmalık tek yönlü ya da iki yönlü yapı bozuklukları ya da sonradan gelişen kalça çıkıkları 1000 çocuktan ancak ikisinde görülmektedir. Kalça çıkıkları kız çocuklarında erkek çocuklara oranla daha çok ve sık görülür. Kalça çıkığı erken tedavi edilmezse ilerde yürüme bozukluklarına yol açar.
Belirtisi: Kalça eklemlerinin elle muayenesinde gıcırtılı bir ses alınır. Bir çıkık kuşkusu varsa röntgen çekilmelidir. Dizkapağından bükülen bacağın üst bölümü normal açıklıkta durmaz. Bacak hareketsizken dışa dönük durur. En önemlisi bacakların eşit uzunlukta olmayışıdır.
Tedavi: Gelişigüzel alçı tedavisi yapılmamalıdır. Mutlaka bir ortopedi uzmanının tedavisi öngörülmelidir.
Çarpık boyun
Köprücük kemiğinin iç ucuna ve göğüs kemiğinin üstüne yapışan göğüs kemiği kasının, doğumda zedelenmesi sonucu oluşur.
Belirtisi: Bebekte başın hep aynı tarafa eğik tutulması ve boynun bir tarafında sert bir çıkıntının hissedilmesiyle anlaşılır.
Tedavi: Erken tedavi gereklidir, çünkü zamanla kas kötüler ve bağdokusu oluşur. Bu evrede bağdokunun çıkarılması için ameliyat gerekir.
Çocuklarda Diğer Gelişim Bozuklukları
Bebeklerde gelişim bozukluğu; Beyin, omurga, sindirim sistemi, idrar yolları, üreme organları ile deriyi de kapsamına alan birçok gelişim bozuklukları vardır. Çok ender olarak görülen bu bozukluklar ebeler ve doktorlar tarafından hemen fark edilir. İç organlarda olabilecek bozukluklar ise çoğunlukla bebeklik döneminden sonra görülen hastalık belirtileriyle ortaya çıkar.
Kafatası hematomu
Kafatasının dış kemik zarı altında olan kanamalar, yan kafa kemiğinin üst tarafında ve tek yanlı olarak oluşur. Görülen şişlikler tavuk yumurtası büyüklüğündedir ve dokunulduğunda içinde sıvı varmış gibi bir duygu verir. Zaman zaman iki taraflı ya da üst-art kafada da oluşabilen hematomlar doğumdan sonraki altıncı hafta içinde kaybolur. Hematomun iyileşmesi çok ender olarak uzun sürer ve şiş üzerindeki kemik zarında kireçlenme görülür. Kireçlenen bölge önceleri düz bir görünümdeyken sonraları kafatasının gelişimine uyarak yuvarlaklasın
Kanamalar çok ender olarak kemik zarının dış tarafında ve kafa derisinin altında olabilir. Daha geniş bir bölgeye yayılabilme eğilimi gösteren bu tür kanamalar birkaç gün içinde kaybolur.
Doğum felçleri, Doğum felci
Felç yapabilen periferik (çevresel) sinirlerin yıkımı, yüz ya da kol sinir ağlarında görülür. Merkez sinir sistemine ilişkin, çeşitli nedenlerle oluşan zedelenmeler üzerinde durulmalı ve bu nedenler küçümsenmemelidir. Bu tür zedelenmeler, beyin dokusunda ya da zarında (meninksler) kanamalara neden olabileceği için son derece tehlikeli olabilir.
Yeni doğan bebeklerde görülen hastalıklar
Bebek iki haftalık oluncaya kadar «yeni doğan bebek» olarak adlandırılır. Bu dönemde oluşabilecek hastalıklar üç grupta toplanır: Doğmalık kusurlu gelişim, doğum sırasında oluşan yaralanmalar ve yeni doğanda görülen hastalıklar. Sarılık ve göğüs bezlerindeki şişkinlik korkulacak hastalıklar arasında sayılmaz ve yaşamın ilk günlerinin özelliği olarak kabul edilir.
Mavi bebek (fallot tetralojisi)
Doğmalık olan bir kalp bozukluğudur. Sağ ve sol karıncıkları ayıran duvarda bir açıklık ve akciğer atardamarında daralma vardır. Böylece, kanı genel dolaşıma pompalayan sol kalpteki dirençle kanı akciğerlere pompalayan sağ kalpteki direnç arasında biraz fark olur. Bu nedenle, sağ kalpteki direnç azlığından ötürü kanın bir kısmı akciğerlere gideceğine kalbin sol bölümüne geçer. Sağ ve sol karıncıkları ayıran duvardaki açıklık ve akciğer atardamarın-daki daralma sonucu kalbin sağ karıncığı normalden fazla gelişmiştir ve aort sağ tarafa doğru yer değiştirmiştir.
Belirtileri: Yeni doğan bebek fazla hareket ettiği takdirde morarır. El parmaklarının uçları şişer ve yuvarlaklaşır. Çocuk büyüdükçe solunum güçlüğü belirir.
Tedavi: Ameliyat.
Bebeklerde Yarık damak
Üstçene uzantılarının ağız tavanını yapmak üzere birleşmemesi halinde yarık damak oluşur. Yarık, yumuşak ya da sert damakta olabilir. Konuşmayı öğrenmekte güçlük oluşacağı için ameliyatın bebek iki yaşına gelmeden önce yapılması gereklidir.
Doğuştan Kalça Çıkığı, Çocuklarda Bebeklerde Kalça Çıkığı
Kalça eklemindeki doğmalık tek yönlü ya da iki yönlü yapı bozuklukları ya da sonradan gelişen kalça çıkıkları 1000 çocuktan ancak ikisinde görülmektedir. Kalça çıkıkları kız çocuklarında erkek çocuklara oranla daha çok ve sık görülür. Kalça çıkığı erken tedavi edilmezse ilerde yürüme bozukluklarına yol açar.
Belirtisi: Kalça eklemlerinin elle muayenesinde gıcırtılı bir ses alınır. Bir çıkık kuşkusu varsa röntgen çekilmelidir. Dizkapağından bükülen bacağın üst bölümü normal açıklıkta durmaz. Bacak hareketsizken dışa dönük durur. En önemlisi bacakların eşit uzunlukta olmayışıdır.
Tedavi: Gelişigüzel alçı tedavisi yapılmamalıdır. Mutlaka bir ortopedi uzmanının tedavisi öngörülmelidir.
Çarpık boyun
Köprücük kemiğinin iç ucuna ve göğüs kemiğinin üstüne yapışan göğüs kemiği kasının, doğumda zedelenmesi sonucu oluşur.
Belirtisi: Bebekte başın hep aynı tarafa eğik tutulması ve boynun bir tarafında sert bir çıkıntının hissedilmesiyle anlaşılır.
Tedavi: Erken tedavi gereklidir, çünkü zamanla kas kötüler ve bağdokusu oluşur. Bu evrede bağdokunun çıkarılması için ameliyat gerekir.
Çocuklarda Diğer Gelişim Bozuklukları
Bebeklerde gelişim bozukluğu; Beyin, omurga, sindirim sistemi, idrar yolları, üreme organları ile deriyi de kapsamına alan birçok gelişim bozuklukları vardır. Çok ender olarak görülen bu bozukluklar ebeler ve doktorlar tarafından hemen fark edilir. İç organlarda olabilecek bozukluklar ise çoğunlukla bebeklik döneminden sonra görülen hastalık belirtileriyle ortaya çıkar.
Kafatası hematomu
Kafatasının dış kemik zarı altında olan kanamalar, yan kafa kemiğinin üst tarafında ve tek yanlı olarak oluşur. Görülen şişlikler tavuk yumurtası büyüklüğündedir ve dokunulduğunda içinde sıvı varmış gibi bir duygu verir. Zaman zaman iki taraflı ya da üst-art kafada da oluşabilen hematomlar doğumdan sonraki altıncı hafta içinde kaybolur. Hematomun iyileşmesi çok ender olarak uzun sürer ve şiş üzerindeki kemik zarında kireçlenme görülür. Kireçlenen bölge önceleri düz bir görünümdeyken sonraları kafatasının gelişimine uyarak yuvarlaklasın
Kanamalar çok ender olarak kemik zarının dış tarafında ve kafa derisinin altında olabilir. Daha geniş bir bölgeye yayılabilme eğilimi gösteren bu tür kanamalar birkaç gün içinde kaybolur.
Doğum felçleri, Doğum felci
Felç yapabilen periferik (çevresel) sinirlerin yıkımı, yüz ya da kol sinir ağlarında görülür. Merkez sinir sistemine ilişkin, çeşitli nedenlerle oluşan zedelenmeler üzerinde durulmalı ve bu nedenler küçümsenmemelidir. Bu tür zedelenmeler, beyin dokusunda ya da zarında (meninksler) kanamalara neden olabileceği için son derece tehlikeli olabilir.