Anomi Nedir

Anomi Nedir

Bir toplumdaki mevcut kültürel değer ve sosyal amaçlar ile o toplumda yaşayan bireylerin söz konusu amaç, değer ve kurallara uygun olarak davranma ve yaşama istekleri arasında belirgin bir farklılaşmasının ortaya çıkması sonucu, toplumsal ilişkileri düzenleyen kural ve değerlerin aşınmasının doğurduğu karmaşa ve kuralsızlık durumuna anomi denir.

Anestezi ve Anevrizma Nedir

Anestezi Nedir

Hissi ortadan kaldırma, cerrahi müdahale için ilaç veya gaz anestetik vererek kişide ağrı ve acı hissini ortadan kaldırma.

Anevrizma Nedir

ardamarların duvarlarında ortaya çıkan bölgesel genişlemedir.
Sistematik hastalıklar sonucunda veya damar duvarındaki yapısal bozukluklar sonucu damar duvarının bir bölümünün balonlaşması şeklinde ortaya çıkar. En fazla beyin, kol, bacak ve iç organ damarlarında görülmektedir. Zaman zaman patlayarak tehlikeli olabilmektedir
.

Anabolik Steroid Nedir Anabolik Steroidler

Anabolik Steroidler, Anabolik Steroid Nedir

İştahı ve protein kullanımını artırarak, kas kitlesini ve kas kuvvetini geliştirmekte ve bu yolla etkili olmaktadırlar. Testosterona benzer şekilde erken seks karakterlerinin ve kas yapısının gelişip güçlenmesini sağlayabilmekte ve böylece sportif performansta artışa yol açmaktadırlar. Bu maddenin en önemli yan etkilerinden biri olan seksüel karakterdeki değişiklik, yalınız kadın sporcularda değil, erkeklerde de oluşabilmekte ve başlangıçta görülen libido artışını daha sonra libido azalması izlemekte, empotans ve inferliliteya varan sakıncalar gelişebilmektedir.

Aminoasit Nedir Aminoasit Cesitleri

Aminoasit Nedir, Aminoasit Kullanımı, Aminoasitler

Bitki ve hayvan hücresinde sentezlenen yüzlerce proteinin yapı taşlarıdır. Aminoasitler yaşam için zorunlu olan 4 elementi yani karbon, hidrojen, oksijen ve azotu içerirler. Doğada bulunan 22 aminoasitten 10 tanesi organizmada yani vücutta yapılamaz. Bu nedenle bu aminoasite zorunlu aminoasitler denir ve mutlaka gıdalarla alınmaları gerekir. Aminoasitlerin diyetle alınan proteinlere göre emiiimi daha kolaydır. Aminoasit alımı büyüme ve insülin hormonlarının salınımnıı artırmaktadır. Gereksinimin üzerinde alınan aminoasitlerin kas gücü ve gelişimini artırmadığı gözlenmiştir. Tek başlarına kullanıldıklarında vücutta toksik etki gösterebilmektedir. Fenilalanin ve tirozin gibi aminoasitler ise vücuttaki epinefrin ve norepinefrinin dengesiz bir biçimde artmasına neden olur. Sonuçta kalbin normal çalışma ritmini bozar, tansiyon yüksekliğine neden olur.

Aminoasit Çeşitleri

İki çeşit aminoasit vardır.

1. Zorunlu (vücudun yapamadığı) aminoasitler: Arginin, fenilalanin, histidin, ziolösin, Hzin, lösin, metionin, treonin, triptofan, valin'dir.

2. Zorunlu olmayan (vücudun yapabildiği) aminoasitler: Alanin, asparagin, aspartik asit, glisin, glumatik asit, glumatin, prolin, serin, sistin, sistein, tirosin'dir. 2.Vücutta protein sentezine katılan, nörotransmitter olarak fonksiyon yapan ve enerji üretiminde kullanılan bileşiklerdir.

Amerikan Futbolu Kurallari Nasil Oynanir

Amerikan Futbolu Oyunu Kuralları, Amerikan Futbolu Nasıl Oynanır

On birer kişilik iki takım arasında oynanan, oval bir topu elde taşıyarak veya paslaşarak rakip takımın kale çizgisi ötesine geçirme temeline dayanan bir oyun. Oyun alanının boyutları, 90x52 m'dir. Bu alan, enlemesine, çizgilerle 4,50 m'lik bölümlere ayrılmıştır. Bu çizgiler, tanınan 4 hak sonucu ilerlenebilecek 9 m'lik mesafeyi görmeye yarar. Kale, bir yatay çubuğun uçlarına bağlanmış iki direkten oluşur. Bu da geriye doğru yay biçiminde bir direkle yere bağlanmıştır. Oyuncular omuz, göğüs, kalça, diz gibi vücut bölümlerine koruyucu takarlar. Kafalarına, yüz bölümü maskeyle örtülü bir başlık takarlar. Göğüs ve pazuları numaralı bir forma, dar bir pantolon ve kabaralı bir ayakkabı giyerler. Hakemler ise siyah-beyaz şeritli gömlek giyer. Hakemler kural dışı davranışları belirtmek için yere mendil atarlar. Oyunda rakip takımın kale çizgisini geçmek amaçlanır. Değişik değerlerde sayı elde etme yollan vardır. Oyun 15'er dakikalık 4 devre halinde toplam 1 saat oynanır. Topun oyun dışında olduğu süre, nor- mal süreye dahil edilmez. Oyunda, rakip takım oyuncularını topsuz da olsalar, sertçe durdurmaya, yere yıkmaya izin verilir. Ancak kasti sertlikte bulunmak, rakibe tekme veya yumruk atmak, çel- me takmak yasaktır.

Amerikan Futbolunda 9 m Kaldı: Yeniden hak kazanmak için ileri doğru koşulması gereken mesafedir. Birbirini izleyen her oyunda geriye kalan koşulacak metre azalabilir. Pozisyon ikinci ve 7, üçüncü ve 4, dördüncü ve 2 şeklinde Kakem tarafından bildirilir. Rakamlardan birincisi hak sayısını, ikincisi ise 9 m.'yi tamamlamak için koşulması gereken mesafeyi metre olarak belirtir.

Amerikan Kupası: Amerika 'da yatlar arasında organize edilen yarış.

Amerikan Servisi: Voleybolda topu, elin alt bölümü veya parmakların üst bölümünü kapatarak yapılanservis.

Eritrosit Nedir (Alyuvar)

Alyuvar, Eritrosit Nedir

Kanda bulunan çekirdeksiz kırmızı kan hücreleridir. Yüzeyleri çökük, spara biçimindedirler. Zarları vardır, ancak çekirdeğe sahip değildirler. Çapları ortalama 6-8 mikron kadardır. 1 mm3 kanda ortalama 4,5-5 milyon kadar eritrosit yani alyuvar vardır. Havadaki oksijenin azaldığı ortamlarda alyuvar sayısı artabilir. Kanın organlarımıza oksijen taşıyan elemanlarıdır. Sayılarının azalması halinde kansızlık denilen durum orya çıkar.

Akromio Nedir Klavikuler Cikik

Akromio Nedir, Klavikuler Çıkık

Klavikula ve omuzdaki bağlantı kemiklerin bir sakatlanma sonucu birbirinden uzaklaşması ve normal pozisyonları dışına çıkmasıdır. (Hafif çıkıklar ve yarı çıkıklar gibi). Nedenleri; I.Omuz başı üzerine direkt düşmeler. 2.Omzun çekilmesi veya kuvvetle sallanılması. 3.Şiddetli klavikula zorlanmaları. 4.Bükülmüş ve gerilmiş dirsek üzerine dışa doğru düşme.

Tedavisi; Çıkık düzeltildikten sonra, sert bir bandajla ve 2-3 hafta boyun askısıyla immobilizasyon gereklidir. Sakatlanan bağlar en az 6 haftada iyileşirler. Fakat hareket egzersizine ve genel vücut çalışmalarına erken başlayabilirsiniz. Günde 3-4 kez buz uygulanmalıdır. 24 veya 48 saat sonra kas direncini iyi hissederseniz, buz yerine sıcak tedaviye geçiniz. Isıtıcı lambalar, sıcak paketler, sıcak duşlar veya ısıtıcı pedler kullanınız.

Aerobik Nedir Spor Aerobik

Aerobik Nedir, Spor Aerobik

Aerobik: 1. Oksijenli ortamda yapılan. 2. Müzik eşliğinde yapılan bir çeşit cimnastik. 3. Tam randıman ile çalışan organların oksijen alma etkinliklerini artırmak amacıyla geliştirilmiş egzersiz sistemidir.
Aerobik Antrenman: Kaslarda yeterli oksijen ile enerji oluşumunu temel alan düzeydeki antrenmanlardır.
Aerobik Çalışma: Organizmanın oksijenli yoldan enerji sağlama sistemidir. Oksijen hücrelere kan ile taşınır, hücre düzeyine gelen oksijen enerji verici maddeleri yakar ve aerobik yolla enerji oluşur. Aerobik çalışma daha çok oksijenin kullanıldığı 2 dakikanın üzerinde süren egzersizlerde ortaya çıkar.


Aerobik Dayanıklılık: 1. Kişinin maksimal yüklenmeli bir çalışma anında kullanabildiği maksimal O2 (oksijen) miktarıdır. Başka bir deyişle üç dakikanın üzerinde bir süre ile yapılan aralıksız çalışmalar zaman uzadıkça tamamen aerobik enerji sistemine dayalı olarak geliştirilir. Aerobik dayanıklılıkta, yapılan işle, harcanan enerji dengelidir. 2. Aerobik dayanıklılık yeteneği oksijenin dağıtımı ve tüketimi bütün organizmanın dokularında belirgin bir şekilde yapılarak elde edilir. Aerobik başarının güvenirliliği maksimal enerjinin alınması ve akciğer sistemi ile temsil edilir. Aerobik dayanıklılık hafif şiddetteki bir egzersizi uzun süre devam ettirebilme yeteneğidir. Eforun uzun süre devam ettirilebilmesi, çalışan dokulara ihtiyaç oranında O2 götürülmesi, çalışan dokularda oluşan artık ürünlerin ve ışının dokulardan uzaklaştırılmasıyla mümkündür. 3. Olanaklı, yüksek düzeyde verimi uzun bir süre elde etme yetişidir.

Aerobik Eşik: 2mmol/L laktik asidin meydana geldiği düzey olarak kabul edilir.

Aerobik Koşu Testleri: Mesafe koşu testleri olarak adlandırılır. En yaygın kardiyorespiratör fitnes alan testleridir. En popüler koşu testlerinden ikisi 1.5 mil/12 dakika testi ve Cooper testinin farklı versiyonu olan testlerdir.

Aerobik Metabolizma: Oksijenli ortamda mitokondrilerde karbonhidrat ve yağların (uzun süreli açlık durumlarında proteinlerin) yıkılmasıyla adenozintri-fosfat (ATP)'in fosforilizasyonunu sağlaması demektir. Böylece oluşan ATP, enerji veren bir depo maddesidir.

Adele Kramplari Adele Kasilmasi

Adale Krampları, Adele Krampı Nedir

Kas hücrelerinde egzersizlere bağlı değişiklikler ve sinir sistemi anormallikleri nedeniyle ortaya çıkan istemsiz adale kasılmalarıdır.

Adele Kasılması Nedenleri;

1 .Ağır antrenmanlar.
2.Yetersiz ısınma.
3.Kalsiyum eksikliği.
4.Sinir sistemi hastalıkları.
5.Geçici enzim eksiklikleri.
6.Şeker hastalığı. Kaslara az oksijen gelmesi.

Adele Ağrısı Tedavisi ve Önlenmesi

1.Enzim eksikliği varsa tedavisi yoktur.
2.Müsabaka ya da antrenmandan önce iyice ısının.
3.Adale krampları geçinceye kadar idmanları kesin veya hafifletin.
4.Kramp olan bölgelerdeki adaleleri ters yöne gerin ve ovalayın.
5.Soğuk ve sıcak tedavi uygulayın. 6.Masaj yapın.

Uyusturucu Bagimlisi Kisiler

Uyuşturucu Bağımlılarının Görüşleri

Uyuşturucu Bağımlısı, Uyuşturucu Bağımlıları

Bu bölümde, uyuşturucu bağımlılarının kendi durumlarını belirten görüş ve düşüncelerine yer vermek istiyoruz. Böylece, doğrudan bağımlıların karşı karşıya bulundukları tabloyu görür daha iyi değerlendirme mikanı buluruz. Burada amaç, konuyu dram haline getirmek değil, gerçeğin bilinmesine, görülmesine yardımcı olmaktır.

Sorunları en çok yaşayanlar bilir. Ancak, bunu öğrenmek için de her ilgilenen kişinin bağımlı olması gerekmez. Yangının içindeki bağımlının haykırmasını önlemenin tek bir yolu vardır. Yangının çıkmamasını sağlamak aksi halde yazdıklarımız söylediklerimiz de boşuna olur.

Balıklı Rum Hastanesinde Tedavi Gören Bağımlı Gençlerin Sözleri

B. (22 yaşında): "Liseden sonra üniversiteyi kazanamadım. Ailem tutucu. Beni hep kısıtladılar. Gezme, arkadaşlarına takılma diye. İki kere komaya girerek hastaneye düştüm. Şimdi bir haftadır buradayım. Hapı kafamdan sildim ama esrarı silemiyorum. Esrar kafamı çalıştırıyor. Buradaki doktorların hatırına dayanıyorum."

A. (25 yaşında): "Arkadaşlarımın ısrarlarıyla kullandım ama, hep kendimi boşlukta hissettim. Annem babam ayrı İki dayım alkolik. Onlara bozuluyorum. Üniversiteyi kazanamadım.
Polis olmak istiyorum. Bu illetlere Allah kimseyi düşürmesin. Esrar delikanlıyı bozmaz diyorlar. Biz mahvolduk. Hele hap illetinden kurtulmak çok zor."


Y: (28 yaşında): "Önce esrar, soma hap, soma da kokain ve eroine başladım. Yedi yıl esrar içtim. Çevremizdeki arkadaşlarımızın çoğunun maddi durumu iyi. Birbirimizden geçiniyoruz. Birisinde olduğu zaman hepimizin haberi olur ve oraya üşüşürüz. Ortam oluyor. Çoğumuz ailemizden kopuk yaşıyoruz. Buradan çıkınca da aynı ortamlara girdiğimiz için tekrar başlıyoruz."

Bir Eroin Bağımlısının Sözleri

"Kuşağımın en işlek kafalarının bu pis pazarda çılgınlık içinde yok olduğunu gördüm. Banklarda, tuvalet köşelerinde "overdose" alanları, kulaktan dolma bilgilerle yapılan yardımlarla geri dönenleri ya da dönemeyenleri gördüm Bir iki paket için vücudunu satanları, sabahtan akşama değin dilenip, para bulamayınca evini soyanları gördüm. Eroin alıp kendinden geçmek dışında bir suçu olmayanların polis arabalarında ya da nezarethanelerde kriz yaşadıklarını, ıslatıla ıslatıla dövüldüklerini gördüm. Dahası içlerinden biriydim.
Eroin bir örümcek ağına benzer. İlk zamanlarda örümcek ağma yerleştirilmiş o tatlı yemin cazibesine kapılırsın. Ağ, içine girdikçe bütün benliğini sarar, kurtulmak çok zordur..."


Bağımlı A., Uyuşturucu Kullananlar Ve Görüşleri

"Benim esas ihtiyaç duyduğum eroinin kendisi miydi, yoksa onun etrafında dönen hayat mıydı bilmiyorum. Macera, bekleyiş, tehlike, sokak kaçamakları, tabii onun verdiği hata ve başka türlü yaşanması olanaksız ilişkiler... Bütün mesele, o alemde hayatın beş paralık bir değerinin olmaması..."
"Kullanırken eroini yeterince tanıyamadık:« Zamanımız» olmadı. Hakkında doğru dürüst birşey öğrenmeden teker teker dökülmeye başladık. Çok ağır ölümcül bir uyuşturcu. Diğer hiçbir şeye benzemiyor. O bizleri yutmaya çalışan bir korkuluk. Bir ruh emici..."


Bağımlı B.

"70'li yıllarda Kumkapı'dan esrar almaya gittiğimizde çingene satıcılar eroin adını duyunca irkilirdi, 80 sonrası uzunca bir aradan soma gittiğimizde esrar (joint) piyasadan silinmişti. Satıcıların hepsi eroin bağımlısı olmuştu ve eroin satıyorlardı."

"Bulamadığımız zamanlarda eroin parası için uzun zaman sokaklarda dilendiğim, otobüs bileti sattığım çok oldu. Hırsızlık yapanları, bedenlerini satanları bilmeyen yok herhalde. Ama öyle bir çaresizlik, öyle dayanılmaz bir acı ki yoksunluk yaşamayan boyutlarını asla tahmin edemez."
"Tamım en sevdiğimiz insanları boyunlarından enselerinden hatta dillerinin altından iğne yapmaya çalışırken görmek nasıl birşey biliyor musunuz?.. Ya evde elimde ya da kolumda bir enjektörle düşüp kaldığımda annem neler hissediyor dersiniz, beni hayatı boyunca olduğumdan farksız, panikler içinde yatağıma sürüklerken?... Biliyorum, biliyorum işte herkesin bizi çoktan ölmüş kabul ettiği bir ortamda bu yazdıklarımızı okuyanların
hiç anlamayacakları birşeyler..."

Bağımlı C, D, E, F.


C. "Uyuşturucu denen bu oyunu baştan sona bir başrol oyuncusu olarak oynadım. İlk perdede keyifle, somadan sürünerek ve perde kapanırken ayakta kalabilmeyi deneyerek...
Sonunda bağımlılığın metabolik bir hastalık olduğunu anladım. Lütfen herkes iyice anlasın artık... bağımlı çaresiz bir çocuk kadar başa çıkamadığımız kimyasal bir sorun bu ve gücün bir taraftan azalırken... hastayım. Ölmek istemiyorum. Daha yaşamaya başlamamıştım bile..."
D. "En sevdiğim arkadaşımın katili oluyorsun. Dayanılmaz bir şey bu. Çok sevdiğim arkadaşım Faruk, kucağımda can verdi. Annem ve sevdiğim bir iki insan olmasa ben de bu işi çoktan bitirirdim."
E. "Tam dolduracakken tuvalete düştü. iğne, alıp yapmaktan başka çare yoktu... Mecburdum... Başka iğne yoksa kullanırsın... Çocukken hepatit C olduğunu bildikleri arkadaşlarımın iğnesini kendilerine saplıyorlar. AİDS olsa ne farkeder ki..."
F. "Hastane içinde büyük bir boşluk oluşur. Kendini hayatın gerektirdiği hiçbir şeyi yaparken bulamaz. Kendisine bakmaktan, herhangi bir işe konsantre olmaktan en basit eylemleri bile gerçekleştirmekten uzaktır. Yıkanamaz, dişlerini bile fırçala-yamaz... ve eğer dışarı çıktığında ayağına basacağı bir iskele bulamazsa kaçınılmaz olarak tekrar suya girecektir. Ya da köşebaşında kendisini bekleyen alkol gibi bir başka tehlikeli bağım-lılığın tuzağına düşecek..."


Bağımlı G.

"14 yaşında esrara başlayan, 15'inde eroin koklayan, 16'sında koluna ilk iğneyi vuran D. eroinden kurtulmak için herşeyi denemiş ama nafile. Parasız kaldığı zaman yüzüne bakmayan uyuşturucu satıcıları, tedaviden sonra peşine düşmüşler her seferinde. Bedava mal vermek için yarışmışlar. Bir eroinmanı yeniden kazanmak için!"

G.'nin hatıra defterinden:

"25.08.1991. Bol haşhaş. Bol kokain, çok eroin az vitamin. Şu anda öyle kötü durumdayım ki ne yapacağımı şaşırdım. Resmen beynimi yiyorum. Mutlaka bulmalıyım."
"09.10.1991. Hayatımın en b..tan cumartesisini yaşıyorum. Önümüzdeki bir hafta içinde ya aklımı kaçıracağım ya da intihar edeceğim."


"17 Kasım 1993. Artık iyice eroinman oldum. Bununla övünmüyorum. Ama aklımdan hiç çıkmıyor. Yani fiziksel olarak bıraksam bile yalnız malı düşünüyorum. Hayatım hiç son üç ay olduğu kadar düzensiz, saçma, sıkıcı ve tekdüze olmamıştı."

"Kendime bakmıyorum, gezmiyorum yalnızca mal yapıyorum. Herhalde seneye bu günleri göremem. Bu aslında hiç umurumda değil. Ben zaten üç ay önce öldüm."

Bağımlı H. , İ.

H. 13 yaşında esrar içmeye başlamış. "Hangi köşede öleceğimi düşünüyorum." diyor. Eroin aldığında: "Bir sıcaklık yükseliyor; köpürerek şahdamarımdan beynime çıkıyor. Ölüm anı gibi birşey, Madde halinden madde ötesine geçiş".

H. cezaevine girmiş çıkmış, ama tekrar eroine devam etmiş; "Eroin bir kaçış, keyiften kullanana hiç rastlamadım" diyor.

H.'nin düştüğü durumdan kurtulması kendine göre imkansız. "Yarın da benim ölüm haberimi alacaksınız". Ölüme karşı garip bir yakınlığım var. Başlamadan önce de biliyordum ölüm olduğunu. Ölme güdüsü beni eroine itti. Yaşama karşı yılgınlığımdan, boşvermişliğimden Kimi ölmek için kafasına kurşun sıkar, kimi şırınga kullanır. Eroin herşeyi yok ediyor. Yaratıcılığı cinselliği... Uyuşturucu denmesi bu yüzden olmalı. Beyni, duyguları uyuşturuyor..."

İ. eroinden öldü. 18 yaşında liseli öğrencisi idi. Anne ve babasına hitaben yazdığı notta şöyle diyor:
"Şu an ellerim titriyor, krizdeyim. Hayattan bıkıp, -eroin kullanıp, ölüm vuruşu yapacağım. Anne, baba ve kardeşlerim. Bu vuruşta ölürsem hakkınızı helal edin."
Bağımlı R.


"O menhus krizi geçirmiştim. Eroinin kurbanı olan vücudum ağrılar içerisindeydi. Soğuk terler döküyor, nefes alamıyordum. Sanki birisi boğazıma sarılmış sıkıyor, sıkıyor, ölümün eşiğine geldiğimi anlayınca da insafsız parmaklarını gevşetiyordu. Çile, ızdırap, gözyaşı dolu bir 20 yılın, gelecekten yarım saat almaya kudreti yoktu. Günah çukurunun kurbanlardan biri olan ben R. ölmeliydim artık Ardarda yuttum hapları... Kollarımı kaldıramayacak, yutkunacak gücü bulamayacak hale gelene dek..."

Eski Bir Bağımlı Öyküsü

Civan Somerdem, "Alkol ve Uyuşturucularla İşimiz Bitti" adlı kitabında, alkol ya da uyuşturucu bağımlılarının hiçbir zorlama, baskı, kısıtlama, acı çekme, üzülme, endişe ve korkuya maruz kalmadan, hiç ilaç kullanmasına ya da gözetim altında tutulmasına gerek olmadan, hiçbir diyet ödemek zorunda bırakılmadan, istedikleri zaman bağımlılıktan kurtulabileceklerini, bunun denenmiş ve kesin olduğunu anlatmaktadır.
Somerdem'in konu ile ilgili bazı görüşleri:


"Gerçek sevgiyi bulan insan, onu kaybetmez. Kaybetse de yeniden bulur. Ama sevgi, kesinlikle alkol ya da uyuşturucularda bulunmaz. Zaten bulunmamıştır, bulunamayacaktır".
"Toplumda bir başka kesim de, alkol ve uyuşturucularla ilgili kişileri, yeni bağımlıları acınacak, zavallı kişiler olarak görürler. Bu kişileri dönüşü olmayan bir yola girmiş, perişan insanlar olarak kabul ederler... Yaptıkları şey, onlara acımak onları ailesine ve çevresine karşı sorumsuz, zavallı yaratıklar olarak görmektir."
"... Uyuşturucu bağımlısı kişiler, iradesi zayıf, aciz, zavallı, acınacak insanlar değillerdir. Toplumun yönlendirmesi ve kendi istekleri sonuncu, diğerleri gibi yollarını seçmiş, tercihleri sonucu bulundukları yere gelmişlerdir."


"Bilerek ya da bilmeyerek stres içinde bulunan insanlara alkol ya da uyuşturucular, çare olarak gözükecektir. O anlarda, içinde bulunan sıkıcı ortam ve duygulardan kultulabilmek için neşelenip keyif almak için, stres sebeplerini unutabilmek için yatıştırıcılara başvurulur... Oysa değişen birşey olmaz, bunun farkedilmesi de yine stres yapacaktır.".

"İstisnasız herkes sevgiye layıktır. Sevmeye, sevilmeye ve mutlu olmaya layıktır. Bunu gerçekleştirmek için insanın kendi kendini sevmesi ve bu sevgiyi başkalarına yansıtması gerekir. Kendini seven birinin otomobilini son sürat kullanmaması, soğuk havalarda çıplak dolaşmaması, ateşe elini uzatmaması ne kadar
doğalsa..."


"Kendimi seviyorum, hayatı ve yaşamayı seviyorum. Bu yüzden alkol ve uyuşturucu ile ilişkimi burada bitiriyorum, demek o kadar doğal ve olması gerekendir."

Bir Eroin Bağımlısının Kurtuluş Öyküsü

Eroin Güncesi kitabının yazarı Kanat Güner, uyuşturucuya nasıl başladığını, buna neden olan baskıları, değer yitimini, kavramların içeriğinin boşaltılmasını, amaçsız eğitimle toplumsal ahlakın çöküşünü anlatıyor.
"Rutin olarak "H'"ten (eroin) kurtulma denemelerine girişiyordum. Kendimi eve hapsedip birbir zorlukla kriz atlatıyor, kendime gelir gelmez, Taksim'e gidip yine "H'"e yazılıyordum. "H'"sız hayat o kadar anlamsız geliyordu ki, normal insanların dürtülerinden o kadar uzaktım ki, hiç birşey zevk vermiyordu. Yemek, içmek, gezmek, seks korkunç anlamsızdı. Kafamdaki vitese hükmedemiyor, bir türlü geriye alamıyordum. Tek çözümün İstanbul'dan uzaklaşmak olduğunu düşünüyordum ama parasızlık gibi mümkün bir handikapım vardı."


"Belli bir kültür ve terbiye ile büyütülmüş maddi sıkıntı çekmemiş ama hep en çalışkan, en olgun, en terbiyeli olmak zorunda kalmış çocuklardık. Çoğumuzun ailesi ya boşanmış ya da çocukları yani bizler yüzünden ayrılamadıkları için senelerce kavga gürültü birbirlerine katlanan ebeveynlerdi. Birkaç gurbetçi dışında hep doktor, mühendis, öğretmen v.b. mesleklere sahipti anne babalarımız. Bize pahalı oyuncaklar alıp güzel okullarda okutmuşlardı. Bizler de bir zamanlar en iyi öğrenciler olmuş, zekamızı, yeteneklerimizi ispatlamış, onların deyimiyle bir noktadan sonra kötü arkadaşlar falan yüzünden sapılmıştık. Hiçbir anne baba kendinde kusur aramıyor, hep aynı tekerle-meyi söylüyordu: "Çalıştım, çabaladım; yemedim yedirdim; okusun adam olsun diye elden geleni yaptım; bir dediğini iki etmedim; ama şimdi onun bize yaptığına bak. Vallahi yaşlandım, çöktüm. Ölümüm bu çocuk yüzünden olacak. Doktor, hastane, herşeyi denedik; gene başlıyor, gene kullanıyor."

"Evet gene kullanıyorduk! Krizi kafamızı duvara vura vura atlatıyor, sonra kendimizi onca çirkinliğin ortasında çırılçıplak buluyorduk. Biz de toplumdan herhangi biri olabilmek, onların ihtiyaçlarına ihtiyaç duymak, onların yaptıklarını yapmak, onların güldüklerine gülmek, ağlamak istiyorduk belki ama..."

Can'ın Öyküsü


18 yaşında hayata veda eden eroin bağımlısı Can'ın annesine yazdığı mektup ile yazdığı şiir:
Kötü Günler Bitecek... (Mektup)
"Anneciğim, sevgilim, birtanem!


"Seni öyle çok özledim ki; burayı anlatıp canını sıkmayacağım. Geleceğimizi ve umutlarımı yazacağım. Çünkü onların kaybolmadığını çok iyi biliyorum. Bebeğim, sana söz veriyorum. Artık damarlarımdan beni doğurduğun günkü kadar saf ve temiz kan akacak. Bizi güzel günler bekliyor. Senin koynunda yatmayı çok özledim. Buradan çıktıktan sonra ilk kahvaltımızı ben hazırlayacağım. Bebeğim, canım! Bana güven, kötü günler bitecek. Güneşe beraber çıkacağız. Buradayken herşeyi ne sevdiğimi, özlediğimi anladım. Hiçbir şey senden daha değerli değil anne. Seni seviyorum diyerek ağlamak istiyorum. Sarılmak istiyorum sana doyasıya. Seni kaybetmek istemiyorum. Oğlun hiçbir zaman erken kalkamaz, sakardır, iyi giyinmez, iyi kız seçemez, geç yatar ama sabah uykusunda sana sarılır ve bırakmaz sonsuza kadar.
"Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.


"Anne! Uyanalım artık güzel sabahlara!

"Anneciğim! Hayatımın en zor günlerini geçiriyorum. Seninle konuştuğumu hissetmek bile o kadar güzel ki. Yalnızlığın ve bilinmez bekleyişin sıkıntısı, tek kişilik hücremde bunalıma sürüklüyor beni. Güçlü olmalıyım, biliyorum. İkimiz için, Suzi (köpeği), Çiğdem için beklemeliyim.
"Anne! Bu bekleyiş beni korkutuyor. Sonunda ne olacağım bilememek. Bebeğim, bebeğim benim. Seni üzmekten nefret ediyorum. Eminim herşey daha iyi olacak. Geçici bir dönem yaşıyoruz. Bekliyoruz güzel günler için...
"Oğlun Can, 5 Mayıs 1996"
Not: Can 7 Mayıs 1996 günü öldü. Lise öğrencisiydi.

Umatem Nedir Uyusturucu Tedavi

Umatem Nedir, Umatem Uyuşturucu Tedavi

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesindeki AMATEM'in yanı sıra, Uçucu Madde Bağımlıları Merkezi UMATEM 1996 yılı Haziran ayında hizmete girmiştir.
UMATEM tarafından, evsiz sokak çocukları için son derece önemli olan uçucu madde bağımlılık sorununu çözümlemek, rehabilitasyonlarını ve resosyalizasyonlarını sağlamak üzere bir seri eğitim programı hazırlanmıştır. Bu amaçla oluşturulan UMATEM, uçucu madde bağımlılığını ve tıbbi komplikasyonlarını tedavi edecek olan bir başka kuruluş Sokak Çocukları Vakfı ile işbirliği yaparak onların geri kazanmana katkıda bulunması öngörülen ülkemizdeki ilk çalışmadır. Ayrıca İstanbul İlçe Beledİ3'eleri işbirliği ile koruma merkezleri ağı oluşturulması

Sağlık Bakanlığı'nın Raporu


Sağlık Bakanlığının konu ile ilgili raporuna göre, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölge Hastaneleri olan Adana, Samsun, Elazığ, Manisa illeri ve Ankara'da AMATEM benzeri kuruluşun açılması için hazırlık çalışması başlatılmıştır.

Ayrıca devlet hastanelerinin tümünde psikiyatri hastaları için 10 yatak ayrılması sağlanmıştır. Bakanlığın uyuşturucu ile mücadele çalışmalarına sembolik bir başlangıç olarak ve uyuşturucu ile mücadelenin sadece resmi kuruluşlarda olmadığının, gönüllü kuruluşlarla da işbirliğinin gerekliliği düşüncesiyle Temmuz 1996 tarihinde, "Uyuşturucuya Karşı Ankara'dan Bir Bayrak Kampanyası" başlatılmıştır. Bu kampanya kapsamında yine uyuşturucuyla mücadele çalışmaları yürütülerek bu çalışmalarda daha çok sosyal aktiviteler ve gönüllülerin katılımlarıyla gençlerin ve tüm toplumun bilinçlendirilmesi hedeflendirilmiştir.
Sözkonusu kampanya Ankara Valisi Sayın Erdoğan Şahin-oğlu'nun başkanlığında Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Üniversiteler ve gönüllü kuruluşların da iştirakleriyle 1996-1997 yıllarında başlatılmış ve sürdürülmüştür. Dileğimiz bu çalışmaların süreklilik kazanacak bir bünyeye kavuşturulmasıdır. Yapılacak değerlendirmeye göre de tüm Türkiye için büyük bir kampanyaya ihtiyaç vardır.


Ayrıca Sağlık Bakanlığının koordinatörlüğünde, gençler ve ana babalar temel olmak üzere tüm toplumu kapsayacak uyuşturucuya karşı kitle iletişim araçlarının kullanılacağı bir kampanya hazırlığından söz edilmiştir.

Bakanlığın ilke olarak ileri sürdüğü bir olgunun doğru ve gerekli olduğuna biz de inanmaktayız. O da şudur: "Uyuşturucu ile mücadele, korunma, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde öncülük görevini Bakanlık sürdürmekte ise de bu mücadelenin tüm sektörler arası, gönüllü sivil kuruluşların katkıları ve toplumun birey, ana-baba düzeyinde bilinçlendirilmesiyle mümkün olacağının savunulmasıdır".
Uyuşturucu ve alkol bağımlıları için İstanbul'da bulunan bir başka sağlık kuruluşu da "Balıklı Rum Hastanesi, Anatolia Kliniği"dir

Amatem Nedir Amatem Tedavi Merkezi

Amatem Nedir, Amatem Tedavi Merkezi

Uyuşturucu bağımlıları tedavisinden sorumlu, kamu kuruluşu İstanbul'daki Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bulunan AMATEM ve UMATEM dir.
Doç. Dr. Durak Çakmak tarafından hazırlanan ve Çemenzar Lions Klubü'nce bastırılan "Uyuşturucu Maddeler ve Bağımlılık" kitapçığında AMATEM'le ilgili şu bilgi verilmektedir.
"AMATEM Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi içinde yer alan Alkol-Madde Araştırma ve Tedavi Merkezidir. Ülkemizin bu alandaki tek resmi kuruluşudur. Senede yaklaşık 3000 uyuşturucu kullanan kişi AMATEM'e başvurmaktadır.


Cumartesi-Pazar hariç hergün mesai saatleri içinde AMATEM polikliniğinde muayene olabilir ve danışmanlık isteyebiliriz. Unutmayın, ancak kişi gerçekten tedavi olmak istiyor ve tedaviye hazır ise uyuşturucudan kurtulma şansı büyüktür.

Zorla tedavi başarısızlık ile sonuçlanmaktadır.

Poliklinik doktoru tarafından yatarak tedavisi uygun görülen hastalara randevu verilmektedir. Randevu AMATEM'de yeterli yer kalmamasından kaynaklanan bir zorunluluktur. Randevu ile gerçekten tedavi olmaya motive hastaların işbirliği de sağlanmaktadır.

Yatırılarak tedaviye gerek olmayan hastalar Ayakta Tedavi Ünitesinde izlenmektedir.
Yatırılan hastalar öncelikle, arındırma (detoksifikasyon) aşamasından geçirilmektedir. Bu 7-10 gün süren aşamada kişi maddenin etkisinden kurtulmaktadır. Bu dönem içinde gerçekten motive olan, servis kurallarına uyum sağlayan, ruhsal tedaviden yarar görecek hastalar, Bağımlılık Tedavi Ünitesi'ne alınmaktadır.
Bağımlılık Tedavi Ünitesi'nde 28 günlük sosyal ve ruhsal tedavi uygulanmaktadır.


Tedavinin bu aşamalarını bitiren hastalar da haftalık izleme tedavileri ile kontrol sağlanmaktadır.

Uyusturucu Bagimliligi Tedavisi

Uyuşturucu Tedavi, Uyuşturucu Bağımlılığı Tedavi

Uyuşturucu Tedavisi ve Rehabilitasyon


Uyuşturucu bağımlılarının tedavisi, diğer hastalıklara göre oldukça farklı ve güçtür. Çünkü, hiçbir bağımlı içinde bulunduğu durumun bir "hastalık" olduğu bilincinde değildir ve tedavi olup normal hayata dönmek istemez.

Halbuki uyuşturucu bağımlılığından kurtulmanın temel şartı, bağımlının tedavi olmayı İSTEMESİ'dir. Bu istek inanarak belirdiğinde ve bağımlı kendiliğinden gelip tedavi olmak arzusunu bildirdiğinde, tedavi sonucu çoğu kere başarılı olmaktadır. Aksi halde, gözleme ile veya başkalarının baskısı ile yapılan tedaviden bir süre soma, bağımlı tekrar eski haline dönerek, uyuşturucu kullanmaya başlamaktadır.
Uyuşturucu bağımlılarının tedavisi üç değişik şekilde olabilir.


İlaçla tedavi,
Psikolojik tedavi,
Sosyal Rehabilitasyon.


İlaçla tedavi, AMATEM, UMATEM gibi özel sağlık merkezlerinde, üniversiteler hastaneleri ile kamu hastaneleri, psikiyatri bölümlerinde yapılmaktadır. Burada amaç, uyuşturucu kullanma sonucu ortaya çıkan krizin ortadan kaldırılması bağımlının bozulan vücut fizyolojisinin normale döndürerek düzenlenmesinin sağlanmasıdır. İlaçla tedavi hekim nezareti ve kontrolünde bir sağlık kuruluşunda yapılır.
Psikolojik tedavi, yukarıda belirtilen sağlık kuruluşlarında bir ekip eliyle yapılan tedavidir. Özellikle ruhsal yönden rahatsız olan bağımlının, kendine güvenen toplumda iyi ilişkiler kurmasını mümkün kılacak bir hale gelene kadar yapılan bir tedavi şeklidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, eğitim uzmanlarından oluşan tedavi ekibi psikolojik tedaviyi uygulama yollarım ve yöntemlerini bağımlının özelliğine ve durumuna göre seçer. Ya karşılıklı teke tek görüşme (mülakat) ile bağımlının sonullarını ortaya çıkarır. Veya grup tedavisi ile, aynı sorunlar içinde bulunan bağımlıların hep birlikte düşüncelerinin ve görüşlerinin belirtilmesine imkan verirler. Bu görüşmeler ve toplantılar her disiplin açısından değerlendirilerek, tedavi şekli, süresi, yeri tesbit edilir.


Bu tedavi sırasında bağımlı ailesi, yakınları ile işbirliği kurulmasının da yararlan vardır.
Sosyal rehabilitasyon, tedavi sonrası sürdürülen izleme çalışmalarıdır. Tedavi sonrası eski bağımlının desteğe ihtiyacı vardır. Tekrar öğrenim görecek, işe başlayacak veya iş arayacaktır. Toplumla çeşitli ilişkileri olacaktır. Bu dönemde uyum sağlama programlan ile kişi tekrar normal haline kavuşturulacaktır. Yapılan bir araştırmaya göre tedavi görenlerin % 25'i tamamen iyileşerek topluma uyum sağlamışlar ve yeniden çalışmaya başlamışlardır. Anaç, tedaviden sonra tüm bağımlıların sağlıklı ve normal yaşamlarını sürdürmektir. Burada aileye, yakınlara da önemli görevler düşmektedir.


İzleme ve Destekleme Hizmetleri

Uyuşturucu bağımlılarının tedavi ve rehabilitasyon döneminden sonraki durumlarının izlendiği ve sürekli onlara yardımcı olunduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü bunu sağlayacak bir uzmanlık kuruluşu yoktur. Oysa, tedavi gören bağımlıların tekrar bağımlı olmamaları için ailelerin ve çevresinin bilgilendirilmesi için rehberlik yapacak bir ihtisas kuruluşuna ihtiyaç vardır.
Tedavi gören bağımlıların aileleri ve yakın çevrelerinin yaklaşımı, ilişkileri de eski bağımlıya yardımcı olacaktır. Özel olarak yetiştirilmiş elemanlarla ailelere danışmanlık yapılması, başvuruların değerlendirilmesi, yol gösterilmesi son derece önemlidir. Bu tür bir hizmeti, kamu yararına çalışan gönüllü kuruluşlar yapabilir. Diğer ülkelerde özel kuruluşlar oluşturulmuştur. Yakın bir gelecekte bu tür organizasyonların, ülkemizde de devreye girmesi kaçınılmazdır.
Tedavinin başarısı, uyuşturucu maddelere talebin azaltılması ve çok yönlü önlemlerin başarıya ulaşması büyük ölçüde izleme ve destekleme çalışmalarına bağlıdır.


Eğitim Çalışmaları

Bu çalışma sırasında, AMATEM Özel Okullar Derneği işbirliği ile Milli Eğitim Bakanlığının da yer aldığı bir projeden haberdar olunmuştur. Zaman zaman kaynak gösterdiğimiz "Uyuşturucu Maddeler ve Bağımlılık Eğitim Paketi"nde kimlere, nasıl eğitim yapılacağı açıklanmıştır

Öğrencilere Eğitim

Uyuşturucu kullanan öğrenci ile ilişki kurma:
Uyuşturucu bağımlılığı bir hastalıktır. Bağımlı kişilerde hastalara yaklaşıldığı gibi yaklaşılmalıdır. Bu kişilerde çok şiddetli duygusal dalgalanmalar gözlenebilir. Bunlar arasında kendine karşı olumsuz duygular, kendine zarar verici davranış ve tutumlar, depresyon ve intihar eğilimleri sayılabilir.
Kişiler sıklıkla suçluluk, utanç, pişmanlık, öfke, kızgınlık, yalnızlık ve güvensizlik duygularını yaşarlar. Bunların sonucu uyuşturucu kullananlar kendilerini dinleyecek ve anlayacak kişilerin varlığını ararlar.
Uyuşturucu kullanan öğrencinin durumu:
Uyuşturucu kullanmanın ve yakalanmanın veya bunu açıklamanın utancını ve heyecanını yaşamaktadır.
Çok karmaşık duygular içindedir.
Biran önce konuşmanın bitmesi için can atmaktadır.
Kimsenin ona yardım edemiyeceğini düşünmektedir.
Uyuşturucu kullanmayı bir sorun olarak görmemektedir.


Eğiticiden Beklenenler

Okullarda öğrencilere eğitecek eğiticilerin konunun özelliğini düşünerek bazı özellikleri göz önünde bulundurması gerekir.
Uyuşturucu kullananlar ile sık sık konuşarak onlara yaklaşmak ve onları uyuşturucuya iten nedenleri anlamak ve onların kullandıkları maddeye bağımlı hale gelmesini önlemek,
Bağımlı olarak kabul edilebilecek gençlerin tedavi edilmesini sağlamaya çalışmak,
Tedavi sonrası onların okula tekrar uyumuna yardımcı olmak.
Öğrenci ile görüşmede temel ilkeleri şöyle özetleyebiliriz:


Onun güvenini kazanın
Tarafsız olun
Onu suçlamayın
Gizliliğe kesinlikle uyun
Yalnız görüşün.
Görüşmelerde öğrencilere yaklaşım aşağıdaki ilkelere uygun olarak yapılmalıdır.
Empatik anlama


Empati kişinin kendisini karşısındakinin yerine koymasıdır. Empati karşısındaki insanı dikkatle ve onun sözlerini kesmeden dinlemek ile başlar. Bu dinleyen kişinin karşısındaki kişinin neler yaşantıladığını anlamasına yol açar. Bu noktada eğrimi, dünyayı uyuşturucu kullanan kişi gibi algılamalıdır.
Karşımızdaki madde bağımlısı kişi dünyayı sizin anladığınızdan ve gördüğünüzden farklı olarak görmekte ve algılamaktadır. Onun kendine özgü bir kişiliği vardır. Eğitici için anlamlı olan bir şey onun için herhangi bir anlam ifade etmeyebilir. Onun yapacağı öneriler kişiye akıllıca gelmeyebilir.
Kişiye yardımın yolu onu dinlemek, gözlemek ve konuşurken sorununu nasıl yaşadığını anlamaya çalışmaktır.


Gerçeklik

Onu dinlerken aldatıcı bir tutum takınmayın. Onu sevebilir veya ondan hoşlanmayabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz duygular duyabilirsiniz. Duygularınızı kendinize saklayın. Hiçbir zaman yapmacık olmayın. Yalan davranış karşınızdaki tarafından hemen anlaşılacak ve size olan güveni kaybolacaktır.

Saygı

Karşımızdaki genci bağımsız bir birey olarak kabul edin. Zaten onu anlayarak ve onu yapmacık olmayan ve tavır takınarak saygınızı gösterdiniz. Onu saygılı olmak, onun yaşadığı sorunu çözmek için önemli bir adım olacaktır. Çünkü böylece onun varlığını güçlendirmiş olacaksınız.

Kimi zaman uyuşturucu kullanan genç ilgili olmayan konulardan konuşabilir. Bu takdirde onu daha somut biçimlerde duygularını ifade etmesi için yönlendiriniz. Böylece onun kendini daha iyi anlamasına da yardımcı olacaksınız. Çok gerektiği durumlarda konuşmada kullandığı dili kendisine hatırlatabilirsiniz. Ancak buna yorumlarınızı katmamaya özen gösteriniz.

İletişim
Uyuşturucu kullanan bir kişi ile ilişki aktif dinleme, bakış ve yanıtlamadan oluşur.
Aktif dinleme
Dikkatinizi verin
Sözünü kesmeyin
O konuşurken siz ne konuşacağınızı planlamayın
Düşüncenizi onun sözünün bitimine saklayın
Bakış


Onunla iletişim içinde iken bakışlarınızı kontrol altında bulundurun,
Onun yüzündeki ifade ve kullandığı beden diline dikkat edin. Sinirli veya huzursuz mu? Rahat mı gözüküyor?
Onu dinlediğinizi belli edin, oturuyorsanız öne eğilerek dinleyin, başınızı sallayın v.b.


Yanıtlamak

Yararlı yanıtlama biçimleri;
"Bu durum beni çok etkiledi..." veya "anlıyorum, kimi zaman bu çok zor bir durumdur..." biçiminde yanıtlamaya başlayın. Şu yanıt biçimlerini kullanmayın. "Şunu yapmalısın..." veya "ben senin yerinde olsam..." veya "ben senin yaşında iken..."


Eğer genç size duymak istemediğiniz birşey söyler ise, bu cümleyi görmezlikten gelmeyin.
Onun söylediği herşeye bir öneri ile yanıt vermeyin. Onu dikkatlice dinlemek ve söylenen sözlerin arkasında yatan anlamı bulmaya çalışmak çok daha yararlıdır.


Onun anlatmak istediği şeyi anladığınıza emin olun. Kimi zaman söylediklerini ona tekrar ettirerek hem onu daha iyi anlayın hem de ona iyi bir dinleyici olduğunuzu gösterin.
Uyuşturucu kullanan öğrenci ile eğiticinin görüşmesinde, özellikle ilk görüşmede, öğrencinin müracaat şeklinde uygun biçimde işe başlamak önemlidir. Bu biçimler;
Arkadaşları getirmiş olabilir
Sınıf öğretmeni aracılığı ile gelmiş olabilir
Okul içinde bir şekilde yakalanmış olabilir.


Öğrenciye Yardım

Uyuşturucu bağımlılığından kurtulma veya yeni başlayanlara yapılacak yardımın çeşitli aşamaları vardır. Bu aşamalar şu şekilde belirtilmiştir.

Hazırlık Evresi

Bu evrede karşılıklı güvenin oluşturulması iletişimin sağlanması ve öğrencinin kendini açması hedeflenmelidir.
Öncelikle kişinin kendini açmasına izin verilmelidir. Kişinin kendini açması için size güvenmesi gereklidir. Bunun için acele etmeyin. Etkili bir şekilde onu dinleyin. Size açılması birkaç görüşme sonrası gerçekleşecektir.


Çeşitli ancak yansız sorular sorarak onu anlamaya çalıştığınızı gösterin. Bu sırada eğitici de aynı zamanda kişiyi anlamaya ve tanımaya çalışacaktır.
Sorunun Tam Olarak Tanımlanması
Onu dinleyip anladıktan sonra onu sorular sorup iyice tanımlamaya ve onun bunu tam olarak anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Bu senin için gerçekten bir sorun mu?
Bu sorunun boyutları neler?
Sana bunun bir sorun olduğunu gösteren şeyler neler? Seni değişmeye iten nedenler var mı?
Direncin Saptanması
Genç değişmeye karşı ve madde kullanımı ile başa çıkma konusunda bir direnç gösterebilir. Direncin belirtilen şunlardır.
Tartışma, meydan okuma, görüşeni aşağılama,
Söze girme veya kesme,
Soranlar için başkalarını suçlama, kendi davranışları için özürler bulma, sorunları küçümseme, yapılabilecekler ile ilgili olarak karamsar bir tutam takınma,
Görüşme sırasında dikkatini vermeme, sorunlara başka yanıtlar verme, soruları yanıtsız bırakma, konuyu değiştirme.


Direnci Kırmanın Yolları

Yansıtma: Onun direnç göstermek için söylediklerini ona tekrarlayabilirsiniz. (Örn. "- Madde kullanmak benim için bir sorun değil" "- Evet o zaman yaşadığın tüm bu sorunlar senin için önemli değil." gibi.)
Odak değiştirme: Eğer direnci farkeder ve bununla başa çıkamayacağınızı düşünürseniz, o zaman konuyu başka bir yöne çevirebilirsiniz. Bunun için en iyi yol, yaşadığı sorunlar hakkında daha ayrıntılı bilgiler istemek olabilir.


Bireysel seçim hakkı ve kontrolü vurgulamak: Burada kararı kişinin kendisine bıraktığımızı ve kendi hayatı için en doğru karan kendisinin verebileceğini, buna kimsenin karışamayacağını belirterek size karşı olan tavrım değiştirebilirsiniz. (Örn: "Bu senin seçimin; hiç kimse senin kararını değiştiremez." ya da "Ben senin kararlarını değiştiremem." gibi.)

Madde Kullanımının Getirdikleri ve Götürdükleri

Kimi zaman genç, madde kullanımının kendisine önemli bir zarar vermediğini hatta yararlı olduğunu ileri sürebilir. Böyle durumlarda hemen öne atılıp "maddenin zararlarını nasıl görmezsin? gibi zorlayıcı ve anlayışa dayanmayan bir yanıt ilişkiyi bozar.
Bunun yerine onu dikkatlice dinleyin. Daha sonra madde kullanımının ona getirdiklerini ve götürdüklerini bir kağıda yazın. Bir anlamda artı ve eksileri belirleyin.
Örneğin, artılar; rahatlıyorum, arkadaşlarım ile birlikte oluyorum v.b. Eksiler; sağlığım zarar görüyor, insan ilişkilerim bozuluyor, ailem ile olan ilişkilerim bozuluyor, bağımlı oluyorum v.b.
Bu artı eksileri toplayarak birlikte değerlendirin.


Kendini Tanıma

Daha sonra gelen aşama kişinin kendisini anlamasına ve tanımasına yardımcı olmaktır. Bunun için ona onu anlatmak yerine onun size sunduğu verilerden yola çıkın. Onu konuşturun; yaşamını öğrenin. Ona anlattıkları hakkında sorular sorabilirsiniz. Örneğin;

Öğrenci: "- Alkolü bırakmak istiyorum, bana zararları var, ancak, bırakamıyorum".
Eğitici: "-Kendini rahatsız hissediyorsun. Çünkü alkolün sana birçok zararları olduğunu söylüyorsun..."
Genelde bağımlılık yapıcı maddeleri kullanan insanlar, sorunları başkalarına yüklemek veya atma eğilimindedir. Bütün herşeyin suçlusu başkalarıdır. Bu noktada kişinin sorunlarını kişiselleştirmesi ve kendini bu sorunun içinde görmesi gerekmektedir. Bu onun sorunudur. Başlamasına neden olan dış etkenler ne olursa olsun, sorunlarını çözmesi gereken kişi kendisidir. Bunun için gerekiyorsa bir psikiyatrist veya psikologdan profesyonel yardım alabilir.


Adım Atma (Gelecek Planları)

Ona hiçbir zaman ("senin şimdi yapman gereken..."), şöyle yapmalısın... gibi sözler ile yapması gerekenleri öğretmeye kalkışmayın. Bu sözler yerine onun kendi geleceği ile ilgili kararı kendisinin vermesini sağlayacak yolları araştırmalısınız. Bunun için şu soruları kullanabilirsiniz.
Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Bütün bunları yaşamak senin için zor olmalı. Şimdi adımın ne olacak?
Önünde ne gibi seçeneklerin var?
Bundan sonra neler olabilir? Bunlara karşı senin yapacakların neler olacak? (Burada tedavi seçeneğini kendisi getirmezse ergenlik döneminde yaşanan sorunlar için (tedavi gibi) bunu siz önerebilirsiniz.


Aile Eğitimi

Uyuşturucu konusunda yapılacak aile eğitimi ile ilgili olarak yine hazırlanan (Eğitim Paketi'nden, temel ilkeler ve aile ile yapılacak görüşme aşamaları ve özellikleri hakkında yapılan çalışmaları aktaralım:

Temel İlkeler

Aileler ile konuşurken vurgulanması gereken en önemli nokta, bu konunun konuşulur hale getirilmesidir. Çünkü birçok anne ve baba bu konuyu gerek aile içinde gerekse aile dışında konuşmaktan kaçınmaktadır. Konuşmayarak bu konudan kaçmaya çalışmanın hiçbir yaran olamaz.
Uyuşturucu kullanan çocukların aileleri kimi zaman bu durumu saklama eğilimindedir. Yapacağınız konuşmada onları kendinize çekmelisiniz. Sizinle konuşabileceklerini düşünmeliler. Bunun içinde gizliliği vurgulamanız gerekli olacaktır. Eğer bunun gizli kalacağına inanırlarsa sizinle paylaşacaklardır. Bu da sorunun çözümüne önemli bir katkı sağlayacaktır.


Aileye, uyuşturucu konusunda bir uzman olmadığınızı ancak konunun uzmanları ile iletişim içinde olduğunuzu belirtin.

Genellikle aileler "benim çocuğum kullanmaz" gibi bir düşünce taşırlar. Tüm toplum ve herkes için bu tehlikenin var olduğunu aileye anlatın. Böylece bilgilenmenin önemini vurgulayın.
Aile ile Görüşme
Anne ve babalar çocuklarının uyuşturucu kullandığını oldukça geç dönemde öğreniyorlar. Bu nedenle kimi zaman çocuğun uyuşturucu kullandığını söylemek öğretmene düşebilir.
Böyle bir durumda öğretmenin takınacağı tutum çok önemlidir. Çünkü ilk kez çocuk ile aile arasında uyuşturucu konusunda bir ilişki kurulacaktır. Bu ilişki olumlu başlarsa, öyle devam edecektir. En azından genç ailesi ile uyuşturucu sorununu paylaşabileceğini öğrenecektir.


Uyuşturucuya başlama nedenleri arasında aile sorunlarının önde geldiğini düşünecek olursak, o zaman aile ile kurulacak ilişkilerin önemi daha net olarak görülmektedir.

Hazırlık Evresi

Öncelikle ailesi ile bu konuyu konuşması gerektiğini gence hatırlatın. Eğer kendisi konuşmak istemezse o zaman bu görevi üstlenebileceğinizi söyleyebilirsiniz. Aile ile konuşmadan önce muhakkak gençten izin isteyin ve onayını alın.

İlk başta genç bu teklifinizi reddedecektir. Olayı duyar duymaz hemen aileye bildirmek zorunda da değilsiniz, biraz beklemek genç ile sizin aranızdaki ilişki açısından da yararlı olacaktır. Ancak zaman içinde genci ailesi ile konuşmak için zorlamanız gerekebilir. Çünkü, ailesinin de bu sorunu bilmeye hakkı vardır. Nasıl olsa birgün öğrenecektir. Bu sorunda olumlu bir tavır takınırsa, sorunun çözümü de kolaylaşacaktır. Öte yandan bu sorunu tek sizin biliyor olmanız size önemli bir sorumluluk ve yük getirecektir.
Eğer genç ailesi ile konuşmayı kabul eder ve konuşursa, sız de tekrar aile ile konuşmayı talep edin. Böylece okul-aile-öğrenci üçgeni içinde sorunun çözümüne daha ciddi bir katkıda bulunabilirsiniz.
Anne ve babanın olası tutumları:


Genellikle aileler çocuklarının madde kullandığını öğrendikleri an büyük bir şok geçirirler. Geçirdikleri bu şokun altında birçok etken vardır.

Çocuklarından büyük beklentileri olan, çocukları için bir gelecek düşleyen anne baba bir anda ciddi bir hayal kırıklığı yaşamaya başlar. Bütün düşleri, umutlan, planları yok olmuştur. Çocuğu kendisine ve anne babasına bunu nasıl yapmaktadır? Hadi kendini düşünmedin, anne babanı da mı düşünmedin?
"Ben bunu haketmedim" duygusu hemen anne ve babayı kaplar. "Neden benim çocuğum",
Ardından ciddi bir suçluluk duyarlar. Neyi eksik yapmıştır ki, çocuğu bu uyuşturucu batağına saplanmıştır. Bu suçluluk duygusu kimi zaman öfkeye dönüşür ve çocuğa yansıyabilir. Bu da ilişkiyi baştan bozacaktır.
Bu arada çevre baskısını düşünmeye başlarlar. Çevredeki diğer insanları, arkadaşlar, yakınlar ne düşünecektir? Onlara bu durumu nasıl anlatacaklardır? Anne ve baba kendini suçlamaya başlar. Bu duygu giderek bir öfkeye dönüşür. Kendine ve çocuğuna duyduğu öfke gösterilen ilk tepkidir.


Böyle bir sorunla nasıl başa çıkabileceklerini bilmedikleri için. Bir panik durumu yaşayabilirler. Ne yapmaları gerekmektedir? Nasıl davranmalıdırlar? Bu ve benzeri somlara yanıt bulmada öğretmen yardımcı olabilir.
Kimi zaman anne ve babalar durumu kabul etmek istemeyebilir. Bunu bir sorun olarak algılamayabilir. Onun bir bağımlı olduğunu ya da olabileceğini düşünmez. Ona konduramazlar. Söz konusu durumu bir anlamda inkar ederler. Çocuğunun kullanmadığını, bunun sizin hayal ürününüz olduğunu söyleyebilir veya okulu ve öğretmenleri gevşek davrandıkları için suçlayabilir. Bu durumu kabullenmeleri için onlara zaman tanıyın.


Aile ile Görüşme

a) Eğer aile sorundan habersiz ise, "son zamanlarda çocuğunuzda bir farklılık gözlediniz mi?" sorusu ile başlayabilirsiniz. (Dalgınlaşma, tuvalette fazla kalma, arkadaşlarını değiştirme, aşırı hassasiyet, -aşırı tepkiler, duygusal iniş ve çıkışlar, son zamanlarda daha fazla para harcama gibi.)
b) Gözlenen bu değişikliklerin nedenlerinin neler olabileceğini tartışın. Onların bu değişiklikler hakkında neler düşündüklerini öğrenmeye çalışın.
c) Bu değişikliklerin nedeni uyuşturucu olabilir mi? sorusunu akıllarına getirmeye çalışın.
d) Genellikle bu durumu anneler önceden fark ederler ancak baba ile bu konu konuşulmamıştır. Oysa, bu sorun bütün aile üyeleri ile paylaşılmalıdır.
e) Anne ve baba bu durumu öğrendikten sonra bir duygusal tepki yaşayabilirler. Bu dönemde ailenin duygularını ifade imkanı tanınması gerekir. Bir süre onların duygularını dile getirmelerine fırsat tanınmalıdır.


Yönlendirme

Öğretmenin soğukkanlı davranması, anne ve babayı da rahatlatacaktır. Bu nedenle sizin davranışlarınız büyük önem taşır.

Aileyi suçlayıcı bir tavır içine girmeniz onlarla iletişim kurmanızı güçleştirir.
Anne ve babaya da sakin olmalarını önerin. Ailenin bu sorunun tedavisinde ne kadar önemli bir yeri olduğunu anlatın. Bu nedenle kendilerine çok büyük görev düştüğünü ve bu sorumluluğu kaldıracak biçimde davranmaları gerektiğini anlatın.
Daha sonra önerilerinizi sıralayabilirsiniz. Ancak her önerinizi tek tek aile üyeleri ile tartışın.
Kendisi bu sorunun gelişmesi için ne kadar katkıda bulunmuştur?


Başkalarının hatalarının yanında kendisinin hataları neler olabilir?

Öncelikle soğukkanlı olmalısınız. Kendinizi çocuğunuz ile konuşmaya hazır hissetmiyorsanız, kendinizi hazır hissedinceye kadar bekleyin.
Kendinizi suçlamaktan vazgeçin. Bu duygunuz, öfkeye dönüşebilir ve sorunun çözümüne hiçbir zaman katkıda bulunmaz.


Konu hakkında iyice bilgilenin. Bilmediğiniz şeyler hakkında fikirler ileri sürmeyin.
Önyargılarınızdan arının. Her birey farklıdır. Sizin çocuğunuzda diğer uyuşturucu kullananlardan ve bağımlılardan farklı özelliklere sahiptir. Ancak sakın sorunu küçümsemek veya önemsememek gibi bir tuzağa düşmeyin.


Çocuğunuz ile konuşun, ancak onu yargılamayın, korkutmayın ve suçlamayın. Bu şekilde davranmaz iseniz aranızdaki ilişki daha da bozulacaktır.
Konuşurken onu muhakkak dinleyin. Kendinizi onun yerine koymaya çalışın.
Onun sizin gibi düşünmek zorunda olmadığını unutmayın. Çocuğunuzun farklı bir birey ve kişilik olduğunun farkına vararak konuşun.
Ona her zaman destek olacağınızı hissettirin. Her ne olursa olsun, herzaman onun yanında olacağınızı belirtin.
Tüm bu desteklerinizin yanında ondan bu maddeyi kullanmamasını istemeye hakkınız vardır.
Bırakma konusunda her türlü yardıma hazır olduğunuzu belirtin.
Ancak unutmayın hiçbir zaman kişinin isteği dışında maddeyi bıraktırmak ve tedavi etmek mümkün değildir. Onun maddeyi bırakmamak gibi bir seçeneği de vardır. Böyle bir durumda ise ona destek veremeyeceğinizi belirtin.
Yardım ve bilgi alabileceği tedavi kurumlarının hangileri olduğunu aileye öğretin.


Sosyal Hizmet ve Uyuşturucu

Uyuşturucu konusunun birçok disiplini, sektörü ve hizmet alanını ilgilendirdiğini belirtmiştik. Çeşitli bilim dallan arasında "sosyal hizmet" konuya en yakın bir disiplin ve meslek alanıdır.
"Sosyal hizmet kişi ve ailelerin kendi bünye ve. çevre, şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunlukların giderilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunması ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünüdür."


Belirtilen tanım yasalarımızda yeralan tanımdır. Bu tanıma göre çalışan profesyonel kişi "sosyal hizmet uzmam"dır. 1960'lı yıllardan itibaren başlayan mesleki eğitim bugün lisansüstü kariyer kazandırma noktasına ulaşmış, birçok sosyal hizmet uzmanı üniversitelerimizde kariyerlerinin en üst noktalarına ulaşabilmişlerdir.
Uyuşturucu ve diğer madde bağımlılığı ile zararlı alışkanlıklar konusunun sosyal hizmet alanı içinde önemli bir yeri vardır. Çünkü sosyal hizmet mensupları bilimsel olarak kişilerle, grupla, toplumla çalışma yöntem ve tekniklerini teorik olarak bilen, pratik olarak uygulayan profesyonel uzmanlardır.
Sosyal hizmet mesleği ve disiplini olarak "uyuşturucu" konusunda neler yapılabileceğini belirtmeye çalışalım.
Eğitim bölümünde sözü edilen özellikler de dikkate alınarak uyuşturucu ve bağımlı bireyler konusunda yapılacak çalışmaları üç aşamada yürütmek mümkündür. Bunlar;


a) Koruyucu önlemler,
b) Bağımlıların tedavisi ve bakımı,
c) Tedavisi sonrası izleme ve rehberlik.
Bu aşamalarda sosyal hizmet uzmanının iki tür yaklaşımı ve görev üstlenmesi söz konusudur.
Uzman kişi olarak profesyonel uygulamalar,
Bir ekip elemanı olarak ortak çalışmalar.


Koruyucu Önlemler

Uyuşturucu sorununun gerek ülkemizde gerekse dünyada giderek yaygınlaştığını ve zaman yitirilmeden önlem alınmazsa gençlik kesiminin zarar göreceğini değişik biçimlerde işaret etmiştik. Yalnız istanbul'da 30 000 gencin risk grubu içinde olduğu tahmin edildiği bilinmektedir. Yurt ölçüsündeki risk grup sayısı konusunda yapılacak tahmin beklenenin çok üstünde çıkacaktır.

Gençlik kesiminde yapılacak bir inceleme ve araştırma, sosyal hizmet çalışmalarına yön verecektir. Çünkü konu ile ilgili sağlıklı veri bulunmayışı bir sorun olarak karşımızdadır.
Yapılacak koruyucu önlemler için bilinmesi gereken uyuşturucu bağımlılarının nicel ve nitel özellikleridir. Bu da yapılacak bilimsel araştırmalarla elde edilebilir.


İkinci önemli görev, araştırmalara dayalı düzenlenecek planlama ve programlama çalışmaları olacaktır. Ayrıca ulusal politikanın saptanmasında, karar verici organlara uzman görüşünün sağlanması gerekmektedir.
Gençlik kesiminin boş zamanlarını değerlendirme olanaklarına kavuşturulması, yoğun gençlik gruplarının bulunduğu yerlerde açılacak "Gençlik Merkezleri"nin çalışır halde tutulması, ünivesitelerdeki sağlık ve sosyal merkezlerinin konusu ile ilgili çalışmalar düzenlenmesi koruyucu önlemler arasında düşünülmelidir. Önemli nokta uyuşturucuya başlamadan gençleri ve risk gruplarını kazanmaktır. Koruyucu önlemler her zaman daha sağlıklı, daha ekonomik, daha insancıldır. Yapılacak sürekli eğitim çalışmaları içinde sosyal hizmet yaklaşımını ve bu akışımın oluşmasına gayret edilmelidir.


Bağımlı olmadan, bağımlılığa giden nedenlerin neler olabileceği bir çok araştırma ile ortaya çıkarılmıştır. Bu nedenlere bakarak önleyici çalışmalar listelenmeli. Bu listeye bakarak her bir nedenin bağımlılık yaratmasını önleyecek mekanizmalar uygulanmalıdır.

Bir uyuşturucu bağımlısı olabilecek adayın gösterebileceği tutum ve davranışlar neler olabilir? Bu uyuşturucu maddelerin temelinde bulunan uyarıcılar nelerdir? Sorularının yanıtı bir "aday uyuşturucu bağımlısı profili" çıkarmak olabilir. Bilimsel yöntemlerle bunu saptamak mümkündür.

Koruyucu önlemler aşamasında uyuşturucu bağımlılarına karşı ailelerin, toplumun, kamu kuruluşlarının, yasaların bakış açılarını da inceleyerek değiştirmek sosyal hizmetin görevi olmalıdır.

Tedavi ve Bakım Aşaması

Uyuşturucu bağımlılarının tedavisi özeldir ve ekip çalışmasına dayanır. Ekip içinde sosyal hizmet uzmanları önemli görevler üstlenmelidir. Bağımlının tedaviyi kabul etenesi ve isteklendirilmesi başarının birincil koşuludur. Kişinin istekli olarak tedaviye kabullendirilmesi sosyal hizmet yöntemleriyle olanaklıdır. Ondan sonraki tedavi sürecince bağımlı ile yapılacak çeşitli görüşmelerle (mülakat tekniğine uygun) tedavinin etkililiği artırılabilir.

Tedavi ekibinde her disiplin kendi disiplini açısından değerlendirirken sosyal hizmet uzmanı, bağımlılığın kişisel nedenlerini, özelliklerini, ailesi, arkadaş grubu, yakınları ve çevresi ile olan etkileşimi ve bağımlı- toplum ilişkisini inceleyerek önerilerini belirleyecektir. Tedaviden beklentiler ve sonuca böylece daha kısa sürede ve olumlu olarak ulaşılabilir.

Tedavi için tıbbi olarak verilecek ilaç kadar, hatta ondan daha önemli olarak bağımlının kendine olan güvenini, yani özgüvenini artırmak, ona, ailesi ve toplum içinde önemli bir yeri olduğunu benimsetmektir. Bu sosyal hizmet mesleğinin teknikleriyle sağlanabilir.

İzleme ve Rehabilitasyon

Tedavi sonrası bağımlının normal yaşam koşullarına kavuşturulması, toplum içinde yararlı, mutlu ve üretken olabilmesinin sağlanması amaç edinilmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere çeşitli ve ilgili kamu, özel, gönüllü kuruluşlar işbirliği ile belirli bir program uyarınca çalışmalar sürdürülebilmelidir. Sosyal hizmet açısından yapılabilecek çalışmaları şu şekilde belirtmek mümkündür:

Bağımlı tamamen iyileştikten sonra yeni bir çevreye uyumunu gerçekleştirmek üzere önemle periyodik görüşmelerin sürdürülmesi.

Bağımlı öğrenci ise okula tekrar devamını sağlamak üzere okul yöneticileri ve öğretmenleri ile işbirliği kurulmasına destek olunmasıdır.

Bağımlı genç veya yetişkin çalışmak durumunda ise onun iş bulmasına ve çalışmasına yardımcı olunması. Gerekirse belirli bir süre rehabilitasyon kuruluşlarında görev almasının sağlanması.
Bağımlı ailesi ve yakın arkadaşları ile görüşmeler yaparak, bağımlının tekrar normal yaşamına kavuşturulmasının sağlanması.


Bağımlı istek ve arzusuna bağlı olarak boş zamanlarını değerlendirmek üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği ile çeşitli olanaklardan yararlanmasına yardımcı olunması.
Bağımlının tedavi sonu rehabilitasyonunun gerçekleştirilmesinde görev alınması. Bu rehabilitasyon, tıbbi, mesleki ve sosyal rehabilitasyon alanlarında gerçekleştirilmelidir.

Uyusturucudan Korunma Yollari

Uyuşturucudan Korunma Yolları, Uyuşturucu Korunma

Uyuşturucuya Karşı Alınacak Önlemler

Türkiye'de uyuşturucu bağımlılığına karşı büyük bir duyarlık olduğunu biliyoruz. Son yıllarda bu duyarlık daha çok artmış, "bize gelmez, bizim gençliğimiz için sorun olmaz" diyenler bile sorunun gelecek için çok önemli olduğunu kavramışlardır. Hükümet, bakanlıklar, kamu kuruluşları, üniversiteler, demekler ve sivil toplum kuruluşları, toplum konu ile ilgilenmekte, sorun daha fazla büyümeden önlenmesini istemektedir.
Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın diğer sosyal sorunlara karşı olan duyarlılığı gibi "Gençlik ve Uyuşturucu" konusuna ilgisi, hepimiz için büyük bir şanstır. Sayın Cumhurbaşkanımız "uyuşturucu" ile ilgili görüşlerini çeşitli vesilelerle dile getirmekte, kurum ve kuruluşları uyararak çeşitli görevler vermektedir. Bu çalışmada bu tür uyarıların etkisinin bulunduğunu da belirtmek yerinde olur.


Konu, sadece uyuşturucu kullanan veya bağımlı olan bireyin tedavisi, eğitim meselesi değildir. Çok yönlü ve çok geniş kapsamlıdır. Değişik düşünceler, değişik sektörler, değişik kamu ve kamu dışı kuruluşlar bu konuda görevlidir.

Ekonomik olarak bu tür maddelerin üretimi ve pazarlamasında alınacak önlemler vardır. Bunun boyutları ulusal sınırları da taşmakta ve uluslararası bir niteliğe bürünmektedir. Emniyet asayiş ve ceza hükümleri ile ilgili hukuki yönleri vardır.

Toplumun konuya bakışı, kişilerin yaklaşımı, Türk aile yapısının özellikleri, okullar, eğitim kuruluşları, eğlence yerleri, boş zamanları değerlendirme çalışmaları kapsamında uyuşturucunun ayrı bir yeri vardır.
Halen yapılmakta olan çalışmalar ve alman önlemler, birbirinden kopuk, adeta ateşi çıktığı yerde söndürme, itfaiye hizmeti gibi palyatif çalışmalardan öteye gidememektedir.


Üniversiteler Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümlerindeki çalışmalar teorik ve küçük çaplı bilgi üretmeye dönük çalışmalardır. Sağlık Bakanlığı, SSK, Üniversite Hastaneleri ve diğer sağlık kuruluşlarındaki çalışmalar, diğer hastalarla birlikte yapılan ve sadece tedavi amacı güden çalışmalardır. Müstakil olarak sadece İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Alkol ve Madde Kullanımı Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) ile yeni başlatılan Uçucu Madde Bağımlılığı Merkezi (UMATEM) vardır. Benzer kuruluşların arttırılması ve hizmet standardının yükseltilmesi zorunludur. Özellik taşıyan personelin yetiştirilmesi ve görevlendirilmesi düşünülmelidir.

Devlet; toplumu ve aileleri huzursuz eden, acı ve ızdırap veren, gençlerimizin yaşamlarını karartan uyuşturucu bağımlılığını önleyici tedbirler alma yönünde birçok çalışma yapmaktadır. Bunlardan biri, halen bazı batı ülkelerinde uygulanan devlet eliyle uyuşturucu kullanımının sağlanması ve denetim altına alınması gayretleridir.

Hollanda'da eroin bağımlılarına, eroin dağıtımı reçete sistemine bağlanmıştır. İsviçre ve Hollanda'da bu tür denemenin yararlı olduğu görülmüştür. Bazı ülkelerde Metadon v.b.ilaçlar verme yoluna gidilmiştir. Böylece hem uyuşturucu mafyası ortadan kalkmakta, hem de bağımlılar kontrol altına alınabilmektedir.

Gençler arasındaki uyuşturucu bağımlılığı sorunu zaman zaman Devlet'in en üst kurumlarının gündemine de girmektedir. Cumhurbaşkanımızın ilgisi yanısıra, Milli Güvenlik Kurulu'nun bir toplantısında "Uyuşturucu ile Mücadele Stratejisi"nin belirlenmesinin kararlaştırıldığı öğrenilmiştir. Buna göre, "Uyuşturucu ile Mücadele ve Takip Yönlendirme Üst Kurulu" oluşturulması ve alınacak tedbirler ayrı ayrı belirlenmiştir. Okullar yakınında zararlı maddelerin satışının önlenmesi, gençleri kötü alışkanlıklara özenderecek ve yönlendirecek yayın ve reklamların denetlenmesi, bağımlılar ve onları yönelten kişilerin takip edilmesi v.b. kararların ne ölçüde uygulanabildiğini hep birlikte izlemekteyiz.

Bu tür kararların hemen arkasından yetkililerin beyanlarını görür umutlanırsınız. Bir süre sonra herşey eski haliyle sürmektedir. Bir zamanlar Sağlık Bakanı (Dr. Yıldırım Aktuna) konu ile ilgili Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlığın kurulacağını, Yüksek Sağlık Şurasından alman Metadon uygulamasının gerçekleştirileceğini duyurmuştu. Üç yıl sonra baktığımızda hiçbir şey olmadığını görmek üzüntü vericidir.
Günümüz tablosunu vermeye çalıştık. Şimdi neler yapılabileceğini ortaya koymak gerekir. Bu mütevazi çalışmamın boyutlarını aşacak bir görüş belirtmek uygun olmaz. Ama yıllardır ilgilendiğimiz konudaki eksikleri belirtmek yararlı olacaktır diye düşünüyoruz. Yapılabilecek çalışmaları üç ana başlık halinde belirtmek mümkündür.


Önlemler, Uyuşturucu ve Korunma

Uyuşturucu ile mücadele ve koruyucu olarak alınabilecek önlemler vardır. Kurum ve kuruluşlar işbirliği ile belirtilen önlemlerin vakit geçirilmeden alınması gerekir. Her geçen gün kayıptır. Hem gençlerimiz hem de toplumumuz için ulusal bir görev anlayışı ile işe başlamalıyız. Düşündüğümüz önlemleri üç başlık altında toplayabiliriz.
Yönetime ilişkin önlemler
Teknik Önlemler
Koruyucu Önlemler
Tedavi ve Rehabilitasyon Önlemleri
İzleme ve Destekleme Hizmetleri
Eğitim Çalışmaları.
Yönetime İlişkin Önlemler


Türkiye'de madde bağımlılığı ve özellikle uyuşturucu konusunda tek bir sorumlu bulmak güçtür. Birçok kurum, kuruluş, kişi konu ile ilgilidir. Bunlar birbirlerinin ne yaptıklarından haberdar değildir. Üniversiteler, Bakanlıklar, kamu kuruluşları, gönüllü kuruluşlar çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Her ayrı çalışma konunun başlangıçtan ele alınmasını gerektirmekte, yapılacaklarla ilgili pek çok tekrarlamalar olmaktadır.
Bunu önlemek için düşünülen süreçler;
Politika ve strateji tesbiti
Bilimsel ve yönetimsel kararlar
Organizasyon
Koordinasyon
Uygulama yöntemi
Değerlendirme ve izleme
Eğitim olmalıdır.
Konunun, yönetim boyutunda düşünülen bu süreçleri açmak gerekmektedir.


Politika ve Strateji Süreci

Ülkemizde madde bağımlılığı ve uyuşturucular konusunda, sağlıklı veri ve bilgiden yoksun olduğumuzu birçok yerde belirtmiştik. Geçerli, tutarlı politika ve strateji tesbitinde, doğru nicel ve nitel bilgiye sahip olunmalıdır. Yapılacak araştırma ve incelemelerle istatistik veriler toplanıp, durumun tüm boyutları ortaya konulmalıdır. Türkiye'de madde bağımlılarının sayıları nedir? Bunlar hangi yaş gruplarındadır? Bağımlılarm sosyal, kültürel, psikolojik özellikleri nelerdir? Niçin bağımlı olmuşlardır? Nedenlerin önceliklerine göre sıralanması yapılmış mıdır? Konu ile ilgili kurum ve kuruluşlar hangileridir'? Şimdiye kadar bu kurumlar neler yapmıştır? Hangi disiplin elemanları bu tür çalışmalarda görev almalıdır? Özel eleman yetiştirilmesi gerekir mi? Gerekiyorsa nasıl ve ne kadar sürede yetiştirilebilir? Bağımlılara çağdaş yaklaşım modelleri diğer ülkelerde neler olmuştur? Nasıl uygulanabilir? Bağımlı-aile-kurum üçgenindeki rol ve sorumluluklar nelerdir? Üretim, tüketim, arz-talep ilişkileri, ekonomik girdisi, çıktısı nedir? Hangi analizlerle buna ulaşabiliriz? Hukuk açısından mevcut yasalar uygun mudur, değil midir? Eksiklikler nasıl giderilebilir? İşin uluslararası boyutunda neler yapılmaktadır? Bağlı olduğumuz onayladığımız uluslararası anlaşmalara ne ölçüde uyulmaktadır? Çağdaş tedavi, rehabilitasyon izleme yöntemleri nelerdir? Ülkemizde uygulanmakta mıdır? v.b. Bu tür soruları uzatmak mümkündür. Önemli olan bu soruların bilimsel ölçütlerle yanıtlarını bulmak, yanıtlardaki nicel ve nitel özellikleri tablo halinde gözönüne sunmak ve bunlara göre politika ve strateji tesbit etmektir.
Politika ve stratejinin özelliklerine de riayet edilmelidir. Bu özellikler;


Politikalar hem nicel hem nitel özelliği taşımalıdır. Örnek, İstanbul da 30.000 madde bağımlısı varsa, bunların tamamına nasıl, ne kadar sürede ulaşılacaktır ve ne yapılacakta? Her yapılacak aşamada hedefler ve beklentiler nelerdir? Tesbit edilmelidir. Diğer iller içinde aynı şey düşünülmelidir.
Politika uygulanabilir olmalıdır. Yoksa yıllardır söylendiği gibi belirtilip unutulmamalıdır. Mevcut imkanlara göre uygulanabilirlik düşünülmelidir. İmkanlar yetersizse yeni kaynaklar nereden, nasıl sağlanacaktır? Tek tek belirlenmelidir.


Politika ve stratejiler geçici değil sürekli olmalıdır. Günlük politika olmaz. Tesbit edilen politika ve stratejiler yönetimlere bağlı olmadan, değiştirilmeden uygulanabilmelidir.

Politikaların esnekliği de düşünülmelidir. Uygulamada görülen eksikliklerin giderilmesine imkan vererek esnekliği taşımalıdır. Genel hedefi ve uygulamayı bozmadan bu esneklik sağlanmalıdır.
Açıklamalardan da anlaşıldığı gibi uyuşturucu konusunda "milli politika'ya ihtiyaç vardır. Politikanın tesbitinde belirtilen strajik özelliklere uyma zorunluluğu vardır.


Karar Süreci

Eğer politika ve strateji sağlam sağlıklı tesbit edilmişse karar verme kolaylaşacaktır. Karar sürecinde, kararı verecek en üst organın bilgilendirilmesi, doğru, geçerli karar üretmenin en etkin yoludur. Politika ile başlatılacak ve kararı elde edecek bu boyutta izlenecek yollar, aşamalar vardır. Bu aşamalar; şunlar olabilir:

Geçmişteki dununun analizi
Uygulama aksaklıkları
Yönetim, organizasyon eksiklikleri
Bilimsel yöntemler
Personel özellikleri
Kaynakların gözden geçirilmesi
İhtiyacın belirlenmesi
Kararın açıklanması


Kararları geçerli tutarlı kılmanın bir yolu da konu ile ilgili bir "Madde Bağımlılığı Sorunları Üst Kurulu" teşkili olabilir. Bu kurul bilimsel, yönetimsel, teknik ve sosyal gruplardan oluşturulur. Üniversiteler, sorumlu ve ilgili bakanlıklar, gönüllü kuruluşlar, bağımlı aileleri temsilcileri ile bağımlı temsilcileri bu kurulda yer alır. Alınan kararlar üst karar organına teslim edilir. Bu mekanizmaya büyük ihtiyaç olduğunu işin gereği olduğunu önemle ve ısrarla belirtmek istiyoruz.
Bunu takiben uzun, orta ve kısa vadeli planlama çalışmaları yapılarak uygulamaya geçilmesi sağlanmalıdır.


Organizasyon (Örgütleme)

Madde ve uyuşturucu bağımlılığı soranları ve çözümü ile tek elden sorumlu olacak, koordinasyon sağlayacak bir organizasyona şiddetle ihtiyaç vardır. Ancak bu organizasyon bir müsteşarlık; bir bakanlık ölçüsünde olmamalıdır. Çünkü bu kadar kapsamlı bir örgütleme birçok kişiye istihdam alanı yaratmaktan öteye geçemez. Ayrıca yerel olarak veya kuruluş bazındaki çalışmaları da engeller ve bürokratik sistemin içine girer.
Düşünülen örgüt sadece politika ve strateji tesbit edecek:, karar alacak ve uygulamayı izleyecek, koordinasyon sağlayacaktır. Esas uygulama kuruluşlar tarafından sağlanacaktır. Bu ünite bir şubedir, bir dairedir. Ancak mevcut yasalara göre düzenlenecek organizasyon modelim, katma bütçeli bir genel müdürlük olarak düşünmekte yarar vardır. Bu genel müdürlük idari yönden, bilimsel yönden, mali yönden, özerk (bağımsız) olmalıdır. Başbakanlığa bağlanabilir bir bakanlık bünyesinde kurulu -bilir. Önemli olan çalışma özerkliğinin sağlanmasına imkan verecek bir yapının oluşturulmasıdır. Örgüt kuruluş, işlev ve özelliklerinin ayrıntıları özel bir çalışma gerektirir. Ancak bu örgüt bünyesinde; bulunmasının yaralı olduğunu düşündüğümüz birimler şu şekilde sıralanabilir.


Araştırma, istatistik, Planlama, Değerlendirme, Tedavi ve tıbbi işlemler, rehabilitasyon, Rehberlik, aile ilişkileri, Uluslararası ilişkiler,
Eğitim v.b. teknik üniteler ile destek birimler yer almalıdır.


Koordinasyon (Eşgüdüm) ve İşbirliği

Tüm hizmetlerde olduğu gibi herşeyi devletten beklemek doğru değildir. Ama kamu kuruluşlarının yaptıkları da önemli öncelikli hizmetlerdir. Özellikle az da olsa bu işi yüklenen kurumlar ve üniversiteler başta olmak üzere tüm kuruluşların işbirliği, uyum içinde çalışmaları sağlanmalıdır. Daha önce sözü edilen üst kurulda koordinasyonla ilgili temel ilkeler tesbit edilmeli ve herkesin buna uyacağı bir işleyiş sağlanmalıdır.
Yönetimlerin en büyük sorunlarından biri koordinasyon ve işbirliğinin gerçekleştirilememesidir. Hemen hemen kamu hizmetlerinin tümünde koordinasyon ve işbirliği eksikliği olduğu söylenir. Yıllarca söylenir ve yazılır olmasına karşın olumlu bir gelişme sağlanamaz. Bir zamanlar hükümet bu iş için ayrı bir ''Bakanlık" kurulmasını gerçekleştirmiş ama sonuç alamamıştı. "Koordinasyon Bakanlığı" kurulmakla veya bir kuruluşa koordinasyon görevi vermekle bir sonuç alınmıyor.


Koordinasyon ve işbirliğinin gerçekleştirilebilmesi için bazı koşulların var edilmesi gerekmektedir. Bunlar;
Düşünce ve anlayış birliği,
İletişim sağlanması,
Kaynak-ihtiyaç dengesi,
Hedefi belirleme ve unutmama,
Ekip çalışmasının değerine inanma


İyi bir koordinasyon ve işbirliği, yöneticilerin görevlerinin konu ile ilgili düşünce ve anlayışlarında birlik sağlamaktan geçer. Kişilerde bunun gerektirdiği, niçin gerekli olduğunu, yapılmadığı takdirde kaybedilecek kaynakları teker teker anlatmak ve tüm yetkililerde, ilgililerde anlayış birliği yaratmak şarttır. Aksi halde kağıt üzerinde kalan sözcükler tekrarlanır durur. Uyuşturucu bağımlılığı konusunda yapılanların ayrı ayrı ve kendi içinde değerli olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu bilgi ve deneyimi, diğer yetkililerle paylaşamazsanız ve onlara aktaramazsanız sadece kuruluş bazında o bilgiler kalır, kimse yararlanamaz. İnsanlarımıza paylaşımdan bireysel ve toplumsal refah doğacağını öğretmek durumundayız. Bazen bürokratik engeller yüzünden bir tek sayıyı, rakamı ilgili kuruluşlardan alamadığımız olmuştur. Konservatif görüşten yalnız ben bilirim kurtulmak gerekir.

Aynı konuda çalışanlar arasında sürekli ve sistemli bir iletişim ağı da kurulamamıştır. İletişim, kaynaktan çıkan bilgi, görüş, düşünce ve eylemin aynen alıcıya aktarılmasıdır. Aradaki vasıtaların engellemesine imkan tanımadan bu iletişim kurula -bilmelidir. Halen uyuşturucu bağımlılığı konusunda görev yapan tüm kuruluşların bir envanterini bulmak zordur. Bu kuruluşlar bazen aynı şeyleri bazen farklı şeyleri yapabilmektedirler. Bilinmezliği kaldırmanın yolu iyi iletişim ve haberleşme sağlamaktır.

İletişimle ilgili bir özelliği de işaret etmek yararlı olacaktır. İlgililer arasında "kavram birliği", "görüş birliği" yaratmanın, tartışmalarla doğruları bulmanın yolu yine iyi bir iletişimle olur.İletişimin sürekliliği ve sağlıklı olması da periyodik toplantılar ve hizmet içi eğitimlerle sağlanabilir.

Ülkemizin genelinde ve kuruluşlarda yetersiz kaynak olduğu bilinmektedir. Mevcut kaynakların israf edilmeden yerinde kullanılabilmesi koordinasyonla sağlanabilir. Çağdaş bir teknolojiyi veya aracı "bende de olsun" düşüncesiyle yüksek maliyetle satın alır yılda bir kez kullanırsanız bu kaynak israfıdır. İhtiyaç ve talep, nüfus artışına, sosyo-kültürel gelişmelere göre her gün artmaktadır. Bugün bunları karşılayamıyorsak gelecekte artan nüfusun talebini nasıl karşılayabiliriz? Kaynak kavramından insangücü, finans, malzeme, teknoloji v.d. girdileri amaçladığımızı da belirtmeliyiz.

Uyuşturucu bağımlılarının sorunlarının çözümünde hedef böyle bir grubun hiç bulunmamasını istemek değildir. Çünkü bu ütopya demektir. Hedef sorunları en aza indirgemek, bağımlıları topluma kazandırmak, onları sevgisiz, ilgisiz bırakmamaktadır. Bu hedef unutulmazsa, onların durumlarından yararlanarak ticaret yapanları veya yapmayı düşünenleri engellemiş oluruz.

Türk insanı, teker teker ele aldığımızda çalışkan, zeki, dürüst, yardımsever, hoşgörülü insandır. Birçok kişi biraraya geldiğinde ise bu özellikleri bulmak güçleşir. Geçmişten kaynaklanan, sosyo-kültürel faktör ve değerlerin etkisi, eğitim sistemi v.b.nedenlerle ekip çalışmasına çok yatkın olduğumuz veya sevdiğimiz söylenemez. Oysa, tek bir kişinin birşey yapamayacağı başkalarının varlığı ile kendisinin değerinin veya değersizliğinin ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Uyuşturucu ile mücadele ekip çalışması ile mümkündür.

Uygulama Yöntemi

Uyuşturucu ve bağımlıların araştırılması, tedavisi, rehabilitasyonu ve izlenmesi konularında uygulanan çağdaş yöntemler vardır. Zaman içinde bu yöntemler geliştirilmekte veya değişebilmektedir. Teknik önlemler kısmında işaret edileceği gibi koruyucu, önleyici ve tedavi edici, rehabilite edici hizmetler konusunda, makro düzeyde bir standart, bir birlik sağlanmasına ihtiyaç vardır. Bunun için uygulama alanı ve özelliklerinin iyi belirlenmesi gerekir. Uygulama alanı bağımlılar olduğuna göre, bunların çeşitli özelliklerini bilerek uygulama yapılmalıdır. Bazen de

farklı uygulama yöntemlerine ihtiyaç duyulabileceği de bilinmelidir.


Değerlendirme ve İzleme

Uyuşturucu bağımlılarının, genel değerlendirilmesi ile teker teker vaka olarak değerlendirilmesi bir sisteme göre yapılmalıdır. Bilimsel değerlendirmelere imkan verecek çeşitli testler, araştırma ve inceleme formları mevcuttur. Bunlara yenileri eklenebilir. Kendi özelliklerine göre farklı testler uygulanarak bağımlılar değerlendirilir.
Değerlendirme sadece bakım, tedavi ve rehabilitasyon aşamalarında değil bağımlının tüm yaşamı süresince yapılmalı ve izlenmelidir.
Bağımlının bulunduğu aile ortamı, arkadaş grupları, iş ortamı, diğer çevre şartları ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Eğitim konusu ileride ayrıca ele alınmıştır.


Teknik Önlemler

Uyuşturucu ve bağımlılarla mücadelede uygulama aşamasında, tıbbi, sosyal, psikolojik olarak ele alınabilecek teknik önlemler şunlardır:
Koruyucu Önlemler
Tedavi ve Rehabilitasyon Önlemleri
İzleme ve Destekleme Önlemleri
Koruyucu Önlemler
Uyuşturucu ile mücadele de koruyucu önlem almak kolay bir iş değildir. Bu çok yönlü ve birçok faktörün etkisi altında olan bir iştir.
Koruyucu olarak alınması gereken önlemler şu şekilde belirtilebilir:
Arzın azaltılması
Talebin azaltılması
Uyuşturucu zararlarının azaltılması
Arzın Azaltılması


Arzın azaltılması, ekonomik, sosyal ve hukuki yönleri olan bir konudur. Uyuşturucu maddeler üretimi, alım-satımı yasal olmadığına göre yasal olmayan uygulamayı durdurmak zorunda kalınacaktır. Bu iş güvenlik güçlerinin, emniyet teşkilatının görevidir. Sadece ülke sınırları içinde çözümlenecek bir konu da değildir. Uyuşturucu maddeleri üreten ülkelerden başlayarak, transit ulaşım yolunda bulunan ülkeler ve tüketici ülkeler ile işbirliği yapılması gerekir. Madde arzının azaltılması tüm cezai yaptırımlara uluslararası anlaşmalara girişimlere karşın gerçekleştirilememektedir. Gelişen dünya koşulları ve insan yaşam felsefesine göre konunun gözden geçirilmesi yararlı olabilir.

Talebin Azaltılması

Talebin azaltılması, arzın azaltılmasına bağlı bir konu olmakla beraber, kişilerin bu tür maddeleri kullanmalarını önleyici bir seri tedbir alınabilir. Böylece hem bağımlının tedavisi ve sorunu çözümlenebilir, hem de yeni bağımlılar meydana çıkamaz.
Talebin azaltılması eğitimle, sosyal, ekonomik, kültürel faktörler, hukuki duruma göre çeşitli şekillerle, yollarla sağlanabilir. Konu ile ilgili "Eğitim Paketi"nde bu yöntemler şöylece tesbit edilmiştir.
Caydırma: Bağımlının karşılaşabileceği olumsuzluklar açıklanarak, onda korku, çekinme, kaçma, kaçınma uyandırmayı hedefler.


Bilgilendirme: Konu hakkında kişilere açıklayıcı, tatmin edici bilgiler verme çeşitli yöntem ve araçlarla eğitimi sürekli kılma.

Kişisel becerileri arttırmak: Kişinin özellikle gencin kendine güvenini arttırmak, özgüvenle karar vermesini sağlayıcı, sorunlarını kendi başına düşünme ve çözüm bulma alışkanlığını kazandırma gibi yollarla beceri arttırılabilir.

Sosyal becerileri arttırmak: Gencin toplum içinde toplumu oluşturan çeşitli kuruluşlara kurumlara karşı iyi ilişkiler kurması, sağlıklı diyalog ve iletişim yetilerinin geliştirilmesi, boş zamanlarının değerlendirilmesi, kendisi ve çevresi ile uyum içinde olması gibi sosyal hizmet becerilerinin artması mümkündür.
Konu ile ilgili bir değer geliştirmek: Uyuşturucu kullanma bir statü, bir farklılık kazandırmaz. Tersine olumsuzluklar, sonullar doğurur. Bu bilincin yerleştirilmesi, bağımlılık yapıcı maddelere karşı olan görüşlerin, inançların ve tutamların değiştirilmesi gerekir. Değer geliştirme yalnızca gençlik kesiminde değil tüm toplumda bir ihtiyaç olarak görünmektedir.


Uyuşturucunun Zararlarının Azaltılması

Alman tüm önlemlere rağmen uyuşturucu bağımlılığı devam ediyor ve sorunlar çözümlenemiyorsa, zararların azaltılmasına dönük bazı yollara başvurulabilir. Bu çabalar şunlar olabilir:
Enjektör değişim programları, Sağlıklı uyuşturucu kullanımının sağlanması ve Metadon tedavisi bu amaca dönüktür.


Koruyucu önlemler kısmında, konunun bir diğer boyutunu da gözden uzak tutmamalıdır. Eğer bunlar bilinirse alınacak önlemler daha geçerli, etkili olacaktır.
Bilinmesi gerekli hususlar:
Uyuşturucu bağımlılarının kişilik yapıları ve özellikleri
Aile ortamı ile toplum yapısının, toplumdaki konu ile ilgili değerlerin bilinmesi


Eğiticilerin yetiştirilmesi

Eğitilenlerin aile-okul-toplum üçgeni içinde iyi alışkanlıklar kazanmalarının sağlanması
Koruyucu önlemler olarak "eğitim" konusu üzerinde ileride daha geniş olarak açıklama yapılacaktır.