Meme Kanseri ve Radyoterapi Nedir
"Radyoterapi Nedir", Radyoterapi Etkileri
"Radyoterapi" yani "ışın tedavisi" bir tür radyasyon kullanılarak yapılan tedavi. Bu radyasyon yüksek enerjili olabildiği gibi diğer türlerde de olabiliyor. Radyoterapinin amacı, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini önlemektir.
Radyoterapi, kanserin özellikle lenf yollarıyla bölgesel olarak tekrarlamasını önlemek için kullanılan iki yöntemden bir tanesidir.
Diğeri de bildiğiniz gibi cerrahi, yani ameliyatla kanserin alınmasıdır. Aynı ilaç tedavisinde olduğu gibi ışın tedavisi de iki kenarı keskin bir bıçak. Eğer doğru uygulanmazsa tabii ki zararlıdır; ancak doğru kullanıldığında da güvenilir ve etkili bir tedavi yöntemi.
Radyoterapinin yan etkilerinden bahsettiniz. Neler olabilir ışın tedavisi sonrasında?
Radyoterapinin yan etkileri daha çok bölgesel olarak meme ve koltuk altı cildinde görülüyor. Memelerde şişme, ağırlık hissi ve birinci derece yanık (güneş yanığı gibi) en sık karşımıza çıkan yan etkiler. Bunlar ortalama altı ay, bir sene içerisinde kayboluyorlar.
Ayrıca eğer radyoterapi yapılan koltuk altında lenf bezi düğümü temizliği de yapıldıysa, ileri dönemlerde kol ödemi görülme ihtimali oldukça fazla. Eğer kol ödemi gelişirse, kalıcı olma ihtimali oldukça fazla olduğundan en kısa zamanda doktora danışılmalı.
Her hastaya ışın tedavisi yapıyor musunuz? Radyoterapi yan etkileri
Hayır, her meme kanseri hastasına radyoterapi yapılmaz. Daha önce de belirttiğim gibi erken dönem meme kanserlerinde öncelikli tedavi tercihi cerrahidir. Ancak yapılan ameliyatın şekli daha sonra radyoterapi yapılıp-ya-pılmamasını doğrudan etkiler. Eğer ameliyatta memenin tamamı alınmayıp, sadece kitle etrafından bir kısım sağlam meme dokusu ile birlikte çıkarıldıysa, yani meme koruyucu cerrahi yapıldıysa, o zaman mutlaka radyoterapi yapılması gerekir.
Eğer memenin tamamı çıkarıldıysa, yani "mastektomi" yapıldıysa, o zaman radyoterapi yapılıp-yapılmamasına cerrah, medikal onkolog, radyasyon onkologu, radyolog ve patolog birlikte karar vereceklerdir. Genellikle kitlenin büyük olması, dörtten fazla koltuk altı lenf düğümüne kanserin sıçramış olması durumunda, radyoterapi yapılması uygun olacaktır.
Tedavi yöntemlerinde hastanın onayının alınması gerekiyor değil mi? Diyelim ki hasta kabul etmedi, nasıl bir yöntem izliyorsunuz böyle durumlarda?
Tedavi sürecine hasta da katılmalıdır. Gerek ameliyat Şekline ve gerekse ameliyat sonrası tedavi yöntemlerine karar vermede hastanın bilgilendirilmesi ve rızasının alınması çok temel bir yöntem olmalıdır. Burada hastaya hangi cerrahi yöntemlerin uygun olduğu, arkasından uygulanması gereken tedavi protokolleri açıklanır ve olası tedavi planı için önceden rızası alınır.
Ancak burada hastanın mümkün olmayan bir cerrahi yöntemi talep etmesini veya hangi ilaçları ne kadar kullanacağına karar vermesini kastetmiyorum. Söylemek istediğim, bugünkü bilgilerimiz ışığında hastaya uygun olan seçeneklerin kendine anlatılması ve tedavi yönteminin kararına katılmasıdır.
Radyoterapi uygulamalarında kararın hastaya bırakıldığı ara formlar ortaya çıkabiliyor. Böyle durumlarda da yine hastaya radyoterapi uygulamasının olası yararları ve yan etkileri anlatılıyor. Karar vermesinde yardımcı olunuyor. Eğer tedaviyi kabul etmezse, burada ciddi bir etik problemle karşı karşıya kalıyoruz, çünkü hastanın tedavi olmaması yüksek olasılıkla hayatını kaybetmesine yol açacaktır. Bu nedenle hastaya, mümkün olduğunca tedaviye uyum göstermesi yönünde telkinde bulunuyoruz.
Bu tedaviye sizin karar verme yetkiniz var mı?
Meme kanseri birçok tıp dalını ilgilendiren bir hastalık. Tıpkı kemoterapi kararında olduğu gibi karar verme aşamasında cerrah, medikal onkolog, radyasyon onkologu, radyolog ve patolog birlikte karar veriyorlar. Eğer bütün ekibin toplanma imkânı yoksa, en azından ameliyatı yapan cerrah ve radyasyon onkologu birlikte karar vermeliler.
Işın tedavisi ne zaman yapılmaya başlanabilir, ameliyattan ne kadar süre sonra yapılabilir?
Aslında bu sorunun kesin bir cevabı yok, ancak genel olarak eğer hasta kemoterapi almayacaksa, yara iyileşmesini takiben hemen radyoterapiye başlanabilir. Eğer kemoterapi alacaksa, o zaman kemoterapinin bitmesini beklemek uygun olacaktır. Genel olarak diyebiliriz ki memesinin tamamı alınan hastalarda radyoterapiye ilk altı ay içinde başlanabilir. Eğer meme koruyucu cerrahi yapılmışsa, yani sadece kanserli doku çıkarılmışsa, ilk dört ay içinde radyoterapiye başlamak doğru olacaktır.
Bazen görüyoruz vücudun üzerinde birtakım çizgiler çiziliyor, bunlar ne için çiziliyor?
Radyoterapi uygulanmadan önce hastaya ciddi bir ön hazırlık yapılması gerekiyor. Radyoterapinin de tamamen masum bir tedavi yöntemi olmadığı düşünülecek olursa, gerekli bölgeye verilmesi gereken en yüksek dozu verirken, komşu bölgelerin mümkün olabildiğince az ışın alması sağlanmalı. İşte hastanın vücuduna çizilen çizgiler bu sınırları gösteriyor. Bu nedenle hasta ışın alırken hiç kıpırdamadan durmak zorundadır. Böylece gerekli bölgeler gerektiği kadar ışın alırken, gerekmeyen bölgelere mümkün olduğunca az ışın verilmiş olur.
Hasta estetik operasyon da geçirdiyse ve silikon gibi bir protez varsa, o zaman ışın tedavisi yapılabilir mi?
Sadece önceden değil, meme kanseri tedavisi esnasında da protez konulan durumlar olabiliyor. Aslına bakarsanız, bu durum hastaya radyoterapi uygulamasını engellemez. Radyoterapinin etkisinde de herhangi bir azalma görülmez. Demek istediğim radyoterapi, protezi olan hastalarda, protezi olmayan hastalar kadar etkilidir. Sadece kozmetik açıdan bazı bozuk görüntülere yol açabilir, yoksa tedavi edici özelliği açısından herhangi bir problem yoktur.