Yilan Sokmalarinda İlkyardim

Yılan Sokması

Dünya Sağlık Teşkilatının rakamlarına göre, her yıl dünyada 300.000 kadar insan yılan sokmasına maruz kalmakta ve bunlardan 30-40.000 kadarı ha­yatlarını kaybetmektedir. 2000'den fazla değişik tü­rü bulunan yılanların, insanlar için zehirli olan 300 kadarının dünyanın çeşitli bölgelerinde bulunma oranları değişiktir. Ülkemizin iç, güney, güneydo­ğu ve doğu anadolunun kırsal kesimlerinde zehirli yılan türleri bulunmaktadır.

Tanı

Zehirsiz bir yılan tarafından ısırılmış bir kimse­de lokal belirtiler görülürken, zehirli yılan sokması ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle, önce ısıran yıla­nın zehirli ya da zehirsiz olduğunun araştırılması şarttır. Sokan yılan öldürülüp hasta ile birlikte geti­rilmişse, morfolojisi incelenerek türü anlaşılmaya çalışılır. Zehirli ve zehirsiz yılanların baş ve kuyruk yapılarında farklılıklar vardır. Zehirli yılanların üst çene ortasında iki adet uzun zehir dişleri vardır. Gözbebekleri yatay elips şeklinde olup, gözleri ile burun delikleri arasında karakteristik bir çukur bu­lunur. Kuyrukları tek sıra subkaudal laminalarla sonlanır. Zehirsiz yılanlarda üst çeneden sarkan ze­hir dişleri yoktur. Gözbebekleri yuvarlak olup göz­leri ile burun delikleri arasında çukur yoktur. Kuy­rukları ise iki sıra subkaudal laminalarla sonlanır. Zehirli yılanlarda üçgen şeklinde büyük bir baş, dar bir boyun, kalın vücut ve küt kuyruk varlığı ta­nıda yardımcı olur.

Tanı için yılanın başka merkezlere gönderilmesi gerekiyorsa sadece başı % 70'lik alkol ya da % 10'luk formalin içerisinde muhafaza edilerek sevkedilir.

Sokan yılan elde mevcut değilse, tanı için hasta­nın ısırılmış olan bölgesi incelenerek karar verilir. Zehirli yılan sokmalarında, ısırık yerinde iri zehir dişlerinin yaptığı, birbirine yakın iki belirgin iz çoğu zaman görülebilir. Zehirsiz yılan ısırmalarında ise, çoğu zaman bir "U" şeklinde iz bulunur.

Yılan sokması Belirtileri


Değişik tür ve cinsten yılanların zehirleri ayrı farmakolojik yapı ve ayrı biyolojik etki gösterirler. Yılan zehirinde en güçlü enzim olan fosfolipaz A, lesitini dokular içinde çok zararlı ve yıkıcı bir mad­de olan lizolesitine dönüştürür. Bu madde hista-min serbetleşmesi, hemoliz, nörotoksite, anafilaksi gibi yerel ve genel bozuklukların sorumlusudur. Yılan zehirlerinde ayrıca hiyaluronidaz, adenozin trifosfat, kolinesteraz, oksidaz gibi fermentler de mevcuttur.

Yılan zehirleri toksik etki şekilleri yönünden: si­nir sistemine etkili olanlar (nörotoksin), kan ve do­laşım sistemine etkili olanlar (hemotoksın) şeklinde iki grupta toplanır. Yılanlarda genellikle bu tip ze­hirden biri, nadiren her ikisi birlikte bulunur.

Zehirli yılan sokmalarında, ısırılan yerden başla­yıp gittikçe etrafa yayılan yoğun bir ağrı duyulur. Toksinlerin doku, sinir ve kan yoluyla yayılması so­nucu sistemik belirtiler görülmeye başlar. Değişik tür yılan sokmalarında klinik belirtiler farklı olur.

Deniz yılanlarının sokmasında ısırma ile çok az zehir vücuda girer. Genellikle ağrı, şişme ve siste­mik belirtiler görülmez. Ciddi belirtilerin ortaya çıktığı nadir olgularda birkaç saat içerisinde boyun adalelerinde sertlik, hareketlerde ağrı ve güçlük başlayıp 3-6 saat sonra trismus, yutma güçlüğü kendini gösterir. Ağır vakalarda solunum yetersiz­liği sonucu hasta kaybedilebilir.

Yurdumuzda sıklıkla rastlanan engerek yılanla­rının zehiri daha çok hemotoksin etkilidir. Sokma yerinde, derhal gelişen ödem, eritem, daha sonra yerel doku harabiyeti ve nekroz görülür. Ağrı çok şiddetlidir. Hemotoksin etkisiyle eritrositler şişer. Lysis artar. Damar geçirgenliğindeki artmadan do­layı ekimoz ve büller oluşur. Hematokrit ve trom-bosit düşüp kanama meyli artar. Hematüri, hema-temez, melena, hemoptizi ve epistaksis görülebilir. Öksürükle kanlı balgam çıkartılması önemli bulgu­dur. Akciğer ödemi, periton ve perikart içine kana­malar başlayabilir. Böbreklerde kortikal nekroz ve glomerülonefrit gelişip akut böbrek yetmezliğine neden olabilir. Erken veya geç anafilaktik şok ile hasta kaybedilebilir.

Kobra yılanlarının zehiri daha çok nörotoksin özelliğindedir. Isırma yerinde belirgin bir reaksi­yon görülmez. Ağrı çok hafiftir. Vakaların çok azında ısırmadan bir saat sonra bitkinlik ve uyuk­lama gibi ön belirtileri takiben toksinin sinirler üze­rine etkisi sonucu parestezi, bulantı, kusma, aşırı tükrük salgısı, öfori, halsizlik, takatsizlik görülür. Nadir olarak solunum adaleleri felci sonucu ölüm görülebilir.

Yılan sokması Tedavisi


Yılan sokmalarında tedavinin hemen başlatıl­ması şarttır. Tedavi ilkeleri:

1. Isırık bölgesinden giren zehirin geri emilme­si.
2. Vücuda giren zehirin absorbsiyonunun ya­vaşlatılması.
3. Kana geçmiş olan zehir için antidot (antive-nin) verilmesi.
4. Zehirin meydana getirdiği semptomlara gö­re palyatif tedavi uygulanması.
5. Komplikasyonlarm önleyici tedbirlerin alın­ması.

Yılan sokması İlkyardım: Hasta uygun bir yere alınarak istira­hat ettirilir. Işınlan bölge ne kadar hareketsiz kılı-nabilirse, zehirin yayılması o oranda geciktirilir. Yı­lan bir ekstremiteden sokmuş ise, ısırık yerinin proksimalinden venöz dönüşümü bloke edecek sı­kılıkta, bir turnike konur. Turnike her 20-30 daki­kada bir 5-10 saniye açılıp kapatılır (bu süre içinde dolaşıma geçecek az miktarda zehir, kan tarafından kolayca etkisiz kılınır). Turnike tatbiki zehirin ve­nöz ve lenfatik dolaşımla yayılmasını yavaşlatır. Isırık bölgesi bol su ile yıkanarak cilt üzerinde kal­mış zehirler yaradan uzaklaştırılır. Isırık bölgesinin buzlu su ya da soğuk kompreslerle soğutularak va-zokontrüksiyon sağlanması da aynı şekilde yararlı olur. Isırık yarası, zehirli dişlerin izi boyunca; ekst-remitede ise uzun eksenine paralel olarak 2 cm. bo­yunda ve 1-2 cm. derinliğinde bir insizyonla kesilir. Çıplak ağızla bu insizyondan kan emilip tükürüle-rek yaraya girmiş zehirin aspirasyonu sağlanır

(Zehir sağlıklı mukozadan geçmeyeceğinden, emip tüküren kişide tehlike yaratmaz) Bu ensizyon ve aspirasyon uygulaması ilk yarım saat içinde tatbik edilirse çok etkili olur. Bu ilk yardım tedavisi yapıl­dıktan sonra yara temiz bir bezle kapatılarak, hasta tedavi merkezine gönderilir.

Hastanede tedavi: Yılan sokmalarında ilk belir­tiler birkaç saat içinde ortaya çıkmasına karşın so­lunum yetmezliği gibi belirtiler daha geç görülür. Bu nedenle, hastaların en az 48 saat hastane şartla­rında gözlem altında tutulması gerekir.

Vücuda zehir girmiş ise bu zehiri nötralize et­mek için vakit kaybetmeden yılan zehirine bağışık serum (antivenin) verilmelidir. Sokan yılan ve ze-hirinin cinsi biliniyorsa buna uyan monovalan ba­ğışık serum kullanılması uygundur. Zehir cinsi bi­linmediği durumlarda, çeşitli yılan zehirlerine kar­şı hazırlanmış olan "polivalan antivenin" kullanıla­bilir. Yılan zehirine bağışık serumların uygulama­ları, kullanılış bilgilerine göre yapılır. At antivenini olan bu serumların özellikle hassas kişilere kullanılmadan önce deri içi testleri yapılmalıdır.

Yılan sokmasından sonra sistemik belirtiler izle­nen hastalarda, zehir etkisine bağlı bu belirtileri ön­leyici veya azaltıcı bazı tedbirlerin gecikmeden alınması gerekir. Pıhtılaşma devamlı kontrol edile­rek gerektiğinde fibrinojen, plazma veya taze kan verilir. Gelişebilecek şoka karşı gerekli önlemler alınır. Enfeksiyona karşı antibiyotikler, tetanoza karşı koruyucu tedavi gerekir. Nörotoksine bağlı belirtilerde ergotamin tartrat, kardıotonik, antihis-taminik ve kortikosteroidler gerekebilir.