Dizde Bag Yaralanmalari

Dizde Bağ Yaralanmaları Mekanizması


Yaralanma mekanizmasında dizin yaralanma anındaki pozisyonu önemlidir. Dizin yaralanma anındaki pozisyonu bilinirse etki eden kuvvetin yönüne göre hangi bağların hasar göreceği tahmin edilebilir. Ancak hastalardan yaralanma anında dizin pozisyonu ve etki eden kuvvetin yönü hakkında bilgi almak çoğu zaman zordur, küçük detaylar önemli tanısal değer taşıyabilirler. Örneğin: Ön çapraz bağ yırtıkları doğrudan darbe olmadan yaralanmalar sonucu oluşur. Sabit bacak üzerinde ani dışa ve içe dönüşler gibi, yaralanma anında dizde çoğunlukla bir ses hissedilir. Buna 'pop sign' denir. Tablo 1 dizde bağ yaralanmalarının en sık rastlanan mekanizmalarını göstermektedir. Tabloda tarif edilen tüm yaralayıcı kuvvetlerde Femur sabitken tibia'nın hareketi söz konusudur


Fonksiyonel Kapasitenin Değerlendirilmesi:


Tedavi edilen diz bağ yaralanmalarında cerrahın yaralanma öncesi, sonrası ve tedaviden sonraki hastanın fonksiyonel durumunu bilmesi tedavi planlaması için önemlidir.1980' den sonra diz bağlarını objektif ve sübjektif olarak değerlendirmek amacıyla birçok test ve değerlendirme skalaları yayınlanmaya başlandı.


Objektif değerlendirme yöntemleri dizdeki anterior ve posterior yerdeğiştirmesi kantitatif olarak ölçülmesine dayanmaktadır. Objektif değerlendirme yöntemleri tedavisi planlanan dizin, normal popülasyonla ve aynı kişinin sağlam dizi ile karşılaştırma imkanı sağlamaktadır. Bağ yetersizliği olan hastalarda tedavi sonuçlarını daha objektif değerlendirmek için birçok cihaz üretilmiştir. Çapraz bağ yetersizliği olan hastalarda dizin anteroposterior plandaki deplasmanı KT–1000 artrometresiyle ölçülerek objektif değerler elde edilebilir.


Bu yöntemde dize uygulanan sabit bir kuvvet ile tibia da oluşan anterior yerdeğiştirme miktarı ölçülebilir. Yapılan çalışmalarda değişen değerler olmakla birlikte insanların %97’sinde iki taraf arasında 3 mm ve üzerinde fark bulunması ön çapraz bağ yırtığı açısından anlamlı olduğu saptanmıştır(1). KT–1000 artrometresiyle yapılan ölçümler kişiden kişiye çıkaracağı yanlış pozitif değerlendirmeyi de ortadan kaldırmıştır. Buna karşılık KT 1000 artrometresi rotasyonel diz instabilitelerinde kullanılabilinecek bir test değildir.


KT -1000 testinin bu avantaj ve dezavantajlarının ortaya çıkmasından sonra araştırmacılar hastanın fonksiyonları ve klinik bulgular arasında korelasyon kurmaya yönelmişler ve böylece puanlamaya dayalı birçok skala ortaya çıkmıştır. Bunlardan hiçbirisi genel kabul görmemesine rağmen günümüzde Lysholm skalası ve IKDC (İnternational Knee Documentation Committee) değerleri yayınlarda bir değerlendirme kriteri olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Bu değerlendirme sistemleri tezin sonunda verilmiştir.


Lysholm skorlama sistemi, hastanın günlük ve sportif aktiviteleri sırasındaki semptomlarını tamamen sübjektif olarak 100 üzerinden değerlendirilmesiyle elde edilmektedir. Bu testin dezavantajı objektif kriterler içermeyişidir(1). IKDC standart bir skorlama sisteminin olmayışı nedeniyle 1987 yılında geliştirilmiş bir sistemdir. Ancak bu değerlendirme sistemine göre sonucu özellikle ilk 4 kriter belirlemektedir. Diğer kriterlerin sonuca etkisi eşit oranda olmamaktadır.


http://zehirlenme.blogspot.com