Yumuşak Doku Lezyonları
Tibia plato kırıklarının tanı ve tedavisinde MR, artroskopi gibi güncel yaklaşımların kullanılmasıyla birlikte eşlik eden ek yumuşak doku lezyonlarının 2/3 oranına kadar yükseldiği görülmüştür (50). En çok görülenler; medial ve lateral kollateral ligaman, menisküs yırtıkları, ön ve arka çapraz bağ lezyonlarıdır (51). Bu lezyonlar genellikle Schatzker tip 2 ve tip 4 kırıklarda görülmektedir.
Menisküs lezyonu görülme insidansı yaklaşık %30-50'dir. En sık olarak lateral menisküs yırtılır ve yerleşim yeri olarak da en sık arka boynuz yırtılır.
Schatzker tip 1 ve 2 kırıklarda iç yanbağ yaralanması daha sık görülürken, tip 2 ve tip 5 kırıklarda ön çapraz bağ yaralanması daha sık görülür. Tip 2 ve tip 4 kırıklarda çökme ve ayrılma aynı anda olduğu için ek yumuşak doku lezyon insıdansı %80'e ulaşır.
Tibia plato kırıklarında eşlik eden ek yumuşak doku lezyonunun akut dönemde tamiri konusu tartışmalıdır. Akut dönemde tamir edildiğinde daha iyi sonuç alındığını gösteren yeterince çalışma yoktur. Ancak avulsiyon kırıklarını içeren bağ lezyonlarının akut tamiri önerilir. Özellikle çapraz bağ yırtıklarında akut dönemde tamir önerilmemektedir. Bu hastalarda geç tamire izin veren açı ayarlı diz breysleri kullanılabilir.
Tanı
Anamnez ve Fizik Muayene
Tibia plato kırıkları çoğunlukla yüksekten düşme ve trafik kazası gibi yüksek enerjili travmalar sonucunda meydana gelmektedir. Bu nedenle öncelikle travmalı hastaya genel yaklaşım prensipleri uygulanmalıdır. Hastanın yaşamını tehdit edebilecek diğer yaralanmaların olası varlığını araştırmaya vermeliyiz. Bilinç durumuna göre hastadan veya yakınlarından travmanın düşük ya da yüksek enerjili olup olmadığı ve şekli konusunda bilgi alınmalı, bu doğrultuda tanı ve tedaviye yön verilmelidir.
Hastanın hayatını tehdit edebilecek yaralanmalar ekarte edildikten sonra tibia plato kırığından şüphelendiğimiz ekstremitenin inspeksiyonunda, şişlik, şekil bozukluğu, yumuşak dokuların durumu, cilt kesişi veya defekti olup olmadığına dikkat edilerek palpasyonla lokal hassasiyet, ağrı, eklem içinde hemartroz, krepitasyon, anormal hareket ve vasküler yapılar değerlendirilir. Eğer hastanın bilinci açık ve koopere ise nörolojik muayenesi de yapılmalıdır
Yüksek enerjili travmalarda damar komplikasyonu, Rasmussen 260 vakalık serisinde %0,3 oranında bildirirken, Moore ise serisinde damar-sinir komplikasyonunu %15 oranında bildirmiştir (46). Kompartman sendromu şüphesinde kompartmanların doluluğu ve gerginliği değerlendirilir. Kasların pasif germesi ile ağrı olup olmadığına bakılır. Kompartman içi basınç ölçülmelidir.
Tibia plato kırıkları ile birlikte sıklıkla görülebilen bağ lezyonlarını değerlendirmede akut dönemde anestezi altında bağ muayenesi yapılması ve her iki taraf stres grafileri çekilmesi önerilmekle birlikte, günümüzde Magnetik Rezonans Görüntülemesi gibi non invaziv bir teknolojinin varlığında önemlerini yitirmişlerdir.