K
vitamininin besin olarak kullanılan bitki ve hayvan dokularında çok yaygın
bulunması ve bu vitaminin bağırsak mikroflorası tarafından sentezlenmesi
nedeniyle erişkinlerde eksikliği fazla görülen bir durum değildir. Pankreas
işlev bozukluğu, safra hastalığı, bağırsak mukozasının atrofisi veya herhangi
bir nedenden dolayı oluşan steatore nedeniyle yağ malabsorbsiyonuna bağlı K
vitamini eksikliği görülebilir. Buna ek olarak, kalın bağırsağın
antibiyotiklerle steril hale getirilmesi, besinle alımı kısıtlı olması halinde
K vitamini eksikliği olabilir. Öte yandan yenidoğan bebekler plasentanın
vitamini fetusa etkin şekilde aktaramaması ve bağırsağın doğumdan hemen sonra
steril olması nedeniyle bu eksikliğe çok yatkındır.
Yenidoğanın
hemorajik hastalığı ilk defa 1894 yılında Townsend tarafından
tanımlanmıştır . Yenidoğan ve sütçocukluğu döneminde pıhtılaşma faktörleri II,
VII, IX ve X’u karaciğerde gama karboksilasyonla aktive eden K vitamininin
eksikliğinde yenidoğanın hemorajik hastalığı oluşur (28). K vitamini
eksikliğine bağlı kanamalar üç tipte görülür:
Erken
tip: İlk 24 saat içinde ortaya çıkar. Difenilhidantoin veya fenobarbital
kullanan epileptik anne çocuklarında ve daha sık olarak izoniazid veya
rifampisin ile tedavi edilen tüberkülozlu anne çocuklarında görülür. Bu tipte
intrakranyal kanama sıktır.
Klasik tip: K vitaminin plasental geçişi
azdır. Tüm yenidoğanlarda doğumdan sonra 48-72. saatlerde faktör II, VII, IX ve
X’da hafif bir azalma vardır ve 7.-10. günlerde normal düzeye erişir. Bunun
nedeni bağırsak florasının gelişmemiş olmasıdır. Anne sütü ile beslenen
bebeklerde menakinon üretmeyen laktobacillus bifidus florası hâkimdir. Ayrıca
anne sütündeki K vitamini düzeyi 1 ^g/L iken, formül mamalarda daha fazla
olabilmektedir. Bu nedenle klasik hemorajik hastalık riski anne sütü ile
beslenenlerde ve ağızdan beslenmesi iyi olmayan bebeklerde artar.
Geç
tip: İlk haftadan sonra ve genellikle 2.-12. haftalarda görülür, bazen 6 aya
kadar uzayabilir. Genellikle intrakraniyal kanama şeklindedir. Anne sütünün
yetersiz K vitamini içermesi, yetersiz K vitamini profilaksisi, K vitamini
malabsorpsiyonuna neden olan kolestatik karaciğer hastalıkları (kistik fibroz,
koledok kisti, alfa-1 antitripsin eksikliği) ve antibiyotik kullanımı nedeniyle
gelişmektedir. 4-10/10000 sıklıkta ve Güney Doğu Asya’da daha sık görülmektedir
K
vitamini eksikliğine bağlı intrakraniyal kanama çoğunlukla hiçbir uyarıcı
belirti olmadan, aniden gelişebilmektedir. Hastalar sıklıkla solukluk,
konvülziyon, bilinç bulanıklığı, kusma veya emmede azalma, ishal, ön fontanelde
bombelik ve pulsasyon gibi semptomlarla başvurmaktadır. K vitamini eksikliği
olgularında PT, aPTT’de uzama ve normal trombosit sayısı saptanır. Yenidoğanın
hemorajik hastalığı için özgün bir test olmamasına rağmen, K vitamininin
intramusküler (i.m) veya intravenöz (i.v) verildikten 24 saat sonra PT ve
aPTT’nin normale dönmesi bu tanıyı doğrular.