Olguların sıklıkla
spontan başlangıçlı, istirahatte olan, hareketle artan, gece uykudan uyandıran
şiddetli ağrısı vardır. Omuz EHA'sı tüm yönlerde aktif ve pasif olarak
kısıtlanmıştır. Tanı için omuz elevasyonunun 100 dereceden az olması, eksternal
rotasyonda ise %50 kısıtlılık bulunması gerektiğini düşünen araştırmacılar
vardır, ancak bu konuda tam bir görüş birliği yoktur (7, 8, 9). Hareketlerde
gerçek bir kısıtlanma vardır, hareket sonu hissi, sert bir lastiğin iki ucu
tarafından sıkıştırıldığında alınan hisse benzetilen kapsüler paterndedir (8,
9). Bu durumda ayırıcı tanıda her olguya mutlaka omuzun karşılaştırmalı direkt
radyografisi çekilmelidir. Radyografi omuz periart ritinde genellikle normaldir
Subakromiyal
enjeksiyon testi (SET) ayırıcı tanıda yardımcıdır. SET olgu oturur ya da yatar
pozisyondayken anterolateral olarak subakromiyal boşluğa %2'lik 5 ml lidokain
(10) veya %1'lik 10 ml lidokain veya %0,5'lik 2-3 ml bupivakain (8) enjeksiyonu
ile yapılır. Enjeksiyondan bir saat sonra olgular ağrı ve hareket açıklığı
yönünden tekrar değerlendirilir. Ağrıda %50'nin üzerinde azalma ve hareket açıklığında
tama yakın artış olması durumunda SET pozitif olarak değerlendirilir. Ağrı ve
hareket açıklığında belirgin iyileşme saptanmamasında ise SET negatif olarak
değerlendirilir ve SSS ekarte edilir
Rutinde yapılan
laboratuvar tetkikleri de hematolojik, inflamatuvar, enfeksiyöz hastalıkların
ayırıcı tanısında yardımcıdır (8, 10). Bu değerlendirmelerin sonucunda; omuz
EHA'sı aktif ve pasif tüm yönlerde kısıtlı olan, direkt grafide ve laboratuvar
tetkiklerinde özellik saptanmayan, SET negatif olarak değerlendirilen, diğer
omuz patolojileri dışlanan olgulara omuz periartriti tanısı konulur (8, 10).
Diğer bazı görüntüleme yöntemleri de tanıya yardımcıdır. En önemli yardımcı
görüntüleme yöntemi artrogramdır. Artrogramda normalde görülen bisipital tendon
kılıfı, aksiller boşluk ve subskapular bursa omuz periartritinde görülmez,
kapsül kontrakte görünümdedir. Kontrast maddenin enjekte edilen volümü normale
göre %60-90 azalmıştır. Artrogram %80-90 tanı koydurucudur ancak invaziv bir yöntem
olması nedeniyle pratikte kullanımı sınırlıdır (75). Manyetik rezonans
görüntüleme (MRG) tanı koymada geçersizdir. Ancak altta yatan rotator kaf
patolojilerini değerlendirmede önemlidir (11, 12). Ultrasonografi parsiyel ve
komplet rotator kaf yırtıklarının gösterilmesinde değerlidir (76). MRG
artrografide enjekte edilen kontrast maddenin azalması, kontrast madde
enjeksiyonu sırasında direnç hissedilmesi ve olgunun ağrısının artması, klinik
uyumlu ise omuz periartriti tanısı lehine değerlendirilir (77).
Omuz Periartriti TedavisiEn iyi tedavi omuz periartritinin oluşmasını önlemektir. Herhangi bir ağrılı durumda veya kronik hastalıkta omuzun erken mobilizasyonu sağlanmalıdır. Tedavide amaç; ağrıyı azaltmak, EHA'yı yeniden sağlamak ve fonksiyonel aktiviteyi korumaktır. Tedaviyi düzenlerken omuz periartritinin evresi göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavinin uzun süreceği belirtilerek olgular baştan bilgilendirilmelidir. İlk yapılması gereken ağrı kontrolüdür. Basit analjezikler, antienflamatuvar ilaçlar (13), subakromiyal ve intraartiküler steroid enjeksiyonlar, fizik tedavi modalitelerinden transk utanöz elektrik stimülasyonu, yüzeyel soğuk ve sıcak uygulamalar analjezik amaçlı kullanılırlar.
Standart konservatif
tedavi yaklaşımı içinde egzersizler tedavinin en önemli bölümünü oluşturur.
Evre 1'de EHA'yı geliştirmek için Codman egzersizleri ile başlanılır
İnflamatuvar evre
geçince, yani ikinci evrede klinik olarak hastanın istirahat ve gece ağrısı
azalınca, ağrı sınırlarında tüm yönlere aktif ve pasif germe egzersizlerine
geçilir. Egzersizler sırasında ağrı olabilir. Egzersiz öncesi basit
analjezik ilaçlar, yüzeyel ve derin ısıtıcı tedavi yöntemleri, analjezik etki
ve eklem çevresi yumuşak dokularda gevşeme sağlayarak egzersize yardımcı olur. Egzersiz sonrası buz uygulaması da inflamasyon ve ağrıyı azaltır. En az 6 hafta süren tedaviden sonra ağrı azalmazsa, kolun 90
dereceden fazla elevasyonu sağlanamazsa diğer tedavi yöntemleri denenmelidir
Genel kabul görmüş
bir tedavi şekli olmadığından farklı yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında,
supraskapuler sinir blokajı, sistemik kortikosteroidlerin kullanımı ve adrenokortikotopik hormon uygulaması, lokal enjeksiyonla kapsüler
distansiyon ve rüptür tedavisi, anestezi altında manüplasyon ve
cerrahi kapsülotomi uygulamaları sayılabilir.