Opiyatlar karaciğerde metabolize olmakta ve
metabolitler idrar ve safra ile atılmaktadır. Atılımın %90’ından fazlası ilk 24
saatte olmakta, ancak metabolitler idrarda 48 saat veya biraz daha fazla
görülebilmektedir. Çok uzun etkili bir madde olan metadon bu kurala
uymamaktadır. Opiyatlar gastrointestinal sistemden, nazal mukozadan ve
akciğerden hızla emilirler. Parenteral uygulamada da kan düzeyi hızla yükselir,
alınan doza bağlı olarak intoksikasyon oluşabilir. En yüksek plazma düzeyine 30
dakikada ulaşır, ardından vücut dokularında yoğunlaşır. Bir bölümü ise kan
beyin engelini aşar. Plazma düzeyi ile intoksikasyon derinliği doğrudan
orantılıdır. Opiyatlar seçici olarak özgül nöronal reseptörlere bağlanır. Bu
reseptörler beyinde ve bağırsaklarda bulunur. Bu opiyat reseptörleri doğal
opioid peptidlerin (enkefalinler, dinorfin ve endorfin) etkisine aracılık
ederler. Opioidler, insan vücudundaki etkilerini Mu (^), Delta (d) ve Kappa (K)
opioid reseptörleri denen üç ana reseptör sınıfı üzerinden gösterirler. Opioid
reseptörleri beyinde, medulla spinaliste, otonom sinir sisteminin diğer
kısımlarında, gastrointestinal sistemdeki sinir pleksuslarında ve beyaz kan
hücrelerinde bulunurlar. ^ reseptörleri opioidlerin analjezik etkilerinin büyük
kısmından ve solunum depresyonu, öfori, sedasyon, bağımlılık oluşumu ve
konstipasyon gibi istenmeyen etkilerinden sorumludur. Opioid analjeziklerin
çoğu ^ reseptör agonistidir. Delta reseptörlerinin bağımlılıkla ilgisi yoktur.
Periferdeki önemi daha fazla olmakla birlikte, analjezi ile de ilişkili
oldukları düşünülmektedir. Enkefalinler periferdeki etkilerini d reseptörleri
üzerinden gösterirler. Kappa reseptörleri hem spinal hem de periferik düzeyde
analjeziye katkıda bulunurken, endokrin düzenlemeler, disfori, diürez ve
sedasyon gibi etkileri de vardır. Ayrıca ^ ve d reseptörlerinin duygudurumu
etkileyen sistemlerle ilişkili oldukları düşünülmektedir (Kaplan ve Sadock 2005;
Knapp ve ark. 2005; Yaluğ ve ark. 2008).
Opioidlerin en göze çarpan etkileri MSS ve
gastrointestinal sistem üzerine olan etkileridir. MSS’deki etkileri analjezi,
öksürük refleksinin baskılanması, duygudurum üzerine olan etkileri, tolerans
gelişimi, psikolojik ve fiziksel bağımlılıktır. Opioid ilâçların bu etkileri
kronik ilâç kullanımını takiben gelişen ve narkotik bağımlılığı denilen
istenmeyen yan etkilerinin en büyüğünden sorumludur. Bunun yanında bulantı,
kusma, solunum depresyonu, miyozis, ısı regülasyonu ve nöroendokrin sistemle
ilgili bir takım değişikliklere de yol açarlar. Nöroendokrin sistemdeki
istenmeyen ve önemli bir etkileri, gonadotropin salgıltıcı hormonun
baskılanması ve buna bağlı olarak kadınlarda menstrüel düzensizliklere ve
erkeklerde testesteron düzeylerinde azalmaya yol açmalarıdır. Diğer taraftan,
kortikotropin salgılatıcı hormonu baskılayarak kortizol düzeylerinde azalmaya
yol açarlar ve bu da opioidlerin stres ve anksiyete giderici etkilerine
aracılık eder. Opioidler, vücuttaki bütün sfinkterleri kasarak konstipasyona ve
idrar retansiyonuna da sebep olurlar. Özellikle ^ reseptör agonistleri
gastrointestinal pasajı yavaşlattıkları için, diarenin tedavisinde anahtar rol
oynayan ilâçlardır (difenoksilat ve loperamid gibi). Ağrı ve ağrı duyusunun
algılanması üzerine olan etkileri ise çok güçlüdür. Yeterince yüksek dozlarda
majör bir cerrahi girişime izin verecek derecede ağrı duyusunu azaltırlar ancak
bu dozlarda derin solunum depresyonu yaptıklarından mekanik solunum desteğine
ihtiyaç vardır. Opioidlerin yaygın kullanım alanı olan analjezik etkileri için
çok daha düşük dozları yeterlidir (örneğin 10 mg morfin). Böyle düşük dozlarda
bilinç düzeyinde değişikliğe yol açmaksızın sâdece ağrıyı dindirici etkileri
ortaya çıkar (Kaplan ve Sadock 2005). Opioidler analjezik dozlarda
kullanıldıklarında duygudurum üzerine de etki gösterirler. Bu sebeple,
hastanede yatan hastalardaki depresif semptomları ve anksiyeteyi azaltmak gibi
tranklizan etkileri için de tercih edildikleri görülmektedir. Opioid bağımlılarında
duygudurumda bir elevasyon ve özgüven artışı yaparken, ilk kez opioid alan bir
kişide sersemlik ve bilinç bulanıklığı gibi hoşa gitmeyen etkileri olabilir.
Bazı kişilerde öfkeyi ve paranoid fikirleri baskılayan bir etki yaparlar (Knapp
ve ark. 2005; Yaluğ ve ark. 2008).
Opioidlerin noradrenerjik ve dopaminerjik sistem
üzerine de etkileri vardır. opioid agonistler, beyinde noradrenerjik
nöronların merkezi olan lokus seruleustaki aktiviteyi baskılarlar ve muhtemelen
anksiyete giderici etkilerini bu yoldan yaparlar.