Asetilsalisilik asit (ASA) ve diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), ilaç yan
etkilerine yol açma bakımından penisilinden sonra 2. sırada yer almaktadır.
Analjezik intoleransının toplumdaki prevalansı %0.3- 9 arasında değişmektedir.
Bu tabloya rinit tanısı olanlarda %1.4, nazal polipi saptananlarda %14-23 ve
kronik ürtikerlilerde ise %23- 28 oranlarında rastlanılmaktadır. Erişkin
astımlılann %10’unda analjezik intoleransı vardır. Astımın ağırlığı ile
birlikte intoleransın görülme sıklığı artmaktadır.
ASA ve NSAİİ’ye karşı görülen reaksiyonlar sıklıkla
pseudoalerjik tiptedir. Ürtiker, anjiyo ödem (AÖ) ve bronkospazmla giden
reaksiyonların bir kısmı ise Ig E’ye bağlıdır. Bir ilacın ilk kez alınmasıyla
ortaya çıkan reaksiyon, muhtemelen Ig E ile ilgili değildir(99). ASA ve birçok
NSAİİ, nonselektif siklooksijenaz (COX) inhibitörleridir, ancak C0X-1’e etkileri daha fazladır. ASA C0X-1 enzimini inhibe ederek lipoksijenaz ürünlerinin
sentezine yol açarlar. Bu yolla özellikle lökotrien (LT) D4 başta olmak üzere
güçlü bronş spazmına neden olan ajanlar ortaya çıkarlar. LTC4 ve LTE4
eozinofiller için güçlü kemotaktik etkili, ayrıca vasküler permeabiliteyi,
mukus sekresyonunu arttıran ve şiddetli bronkospazma neden olan diğer
maddelerdir.
ASA ile indüklenen astım, üst ve alt solunum
yollarının agresif bir inflamasyonudur. Olayın başlaması için NSAİİ şart
olmamakla birlikte ilaç varlığında inflamasyon ve astım atağına yatkınlık
artar. Bu hastalardaki eozinofiller diğer astımlılara göre 5 kez, normal
kişilere göre ise 9 kat fazla LTC4 sentetaz içerdiği gösterilmiştir. İdrar LTE4
düzeyleri de 2-10 kat artmış olarak saptanmıştır. Nazal ve bronşial doku
örneklerinde yoğun eozinofilik nflamasyonla birlikte sisteinil lökotrienlerin
artışı yanında bu mediatörlere artmış havayolu cevabı gözlenir. ASA provokasyonu
sırasında da LTE4 düzeyleri belirgin olarak artmaktadır.
ASA ile ortaya çıkan reaksiyonların bir kısmında,
özellikle histaminin de rolü olduğundan antihistaminikler göz, burun
yakınmalarını, kann ağrısı ve diareyi önleyebilirler.
ASA ve diğer NSAİİ ile ilgili alerjik reaksiyonlar 4
tiptedir
Ürtiker-angioodem
Rinosinuzit ve astım
Anafilaktik reaksiyon
Hipersensitivite pnömonisi ve menenjiti
NSAİİ, ilaca bağlı ürtikeryal reaksiyonların üçte
birinde etken olarak bulunmuşlardır. Ürtiker, ilacın başlanmasından kısa süre
sonra ortaya çıkabileceği gibi haftalarca sonra da gelişebilir. Reaksiyonlar
genellikle doza bağlı olup kronik ürtikerin aktivitesi de önemlidir.
Antihistaminik olarak H1, H2 blokerleri ve lökotrien antagonistleri reaksiyonları
önleyebilir. Çoğunlukla tedavi için üç grup ilaç da gereklidir. ASA ve
NSAİİ’lerle ürtiker gelişen hastalar, sıklıkla atopik vakalardır. Kronik
ürtiker ve AÖ olan hastalann bir kısmında ASA ve NSAİİ alınmasından sonra
hastalığın alevlendiği görülmektedir.
NSAİİ, ilaca bağlı astmatik reaksiyonların, üçte
ikisinden fazlasından sorumlu bulunmuşlardır. Bunların yarısında ise ASA
etkendir. ASA veya NSAİİ’ a bağlı astım ve rinit gibi reaksiyonlar genellikle
ilacın alınmasından sonra 20 dakika ile iki saat içinde ortaya çıkarlar.
Bronkospazm, nazal konjesyon, rinore ve konjonktivalarda konjesyon, akıntı, baş
ve boyunda kızarma bulgulan ortaya çıkar.
Altta yatan herhangi bir hastalığı olmayan bazı
hastalarda ASA veya NSAİİ alımı ile anafilaksi tipi reaksiyon görülebilir. Bu
durumun ASA veya NSAİİ’ ların hapten olarak rol aldığı Ig E aracılı immün
mekanizmalarla ilgili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bu reaksiyonlar Ig E
aracılığı olmadan, anafilaktoid reaksiyon şeklinde de görülebilmektedir(IOO).
Altta yatan bir risk faktörü olmaksızın nadiren bir
grup hastada bazı NSAİİ kullanımıyla birlikte öksürük, ateş, pulmoner
infiltratlar ve eozinofili ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde alerjik alveolit veya
hipersensitivite pnömonisi diklofenak, ibuprofen, piroksikam, sulindak,
indometazin, naproksen, oksifenil butazon, fenilbutazon ve benoksiprofen ile
bildirilmiştir ancak ASA ile bildirilmemiştir. Çapraz reaksiyon gözlenmemiştir.
Artrit nedeniyle uzun süredir NSAİİ kullanan bir
grup hastada aseptik menenjit görülmüştür. IVlekanizmasının spesifik NSAİİ
karşı immun reaksiyonla ilgili olduğu, ASA ile ilişkili olmadığı
düşünülmektedir. İn vitro olarak aktif lenfositler veya BOS’ ta spesifik Ig
G’nin gösterilmiş olması Tip 3 ve 4 immün mekanizmanın olayın patogenezinde rol
aldığını kanıtlayan veriler olarak bildirilmiştir.