Annedeki D vitamini yetersizliğinin dental enamel
hipoplazi, infantil rikets, konjenital kataralct gibi sorunlara yol açmasının
yanında fetal beyin gelişimi, postnatal baş çevresi gelişimini ve boy uzamasını
olumsuz etkilediği ileri sürülmektedir. Hamilelik dönemindeki D vitamini
yetersizliğinin organogenezisde bozukluklara neden olduğunım anlaşılmasıyla
gebelikte D vitamini alımı önerilmektedir. Bütün bu nedenlerle annedeki D
vitamini yetersizliği önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir.
Annedeki D vitamini yetersizliği zemininde gelişen raşitizm vakalan yaşamın
erken döneminde (ilk üç ayda) daha sık görülmekte, bu dönemde hem PTH yanıtının
hem de kemik kalsiyum depolannm yetersizliği nedeniyle semptomatik
hipokalsemiye bağlı kardiyomiyopati olgulan sıkça bildirilmektedir.
Erzurum bölgesindeki
bir çalışmada raşitizm vakalarının %1.9’ nun ilk üç ayda başvurduğu, vakalann %6.8’
inin jeneralize nöbet ile getirildiği belirtilmiştir. Bebeklerin bir diğer D
vitamini kaynağı olan anne sütünün litresinde 12-60 lU D vitamini bulunmakta ve
bu miktar bebeklerin günlük 400 U olan gereksinimini karşılamamaktadır.
Kolostmmdaki D vitamini düzeyi olgun anne sütündeki D vitamini düzeyine göre
daha yüksek saptanmıştır. Emziren anneye günde 1000 U ya da 2000 U D vitamini
verilmesinin bebekte D vitamini düzeyinde yükselme sağladığı fakat istenilen
düzeyde olmadığı belirtilmektedir. Bu çalışmalar az sayıda vaka üzerinden
yapıldığı için yeni prospektif çalışmalara gereksinim vardır.