Disk kayması, Disk Kayması Ameliyat
Bel bölgesindeki omurlar arasındaki bir diskin yerinden oynamasıdır. Omurlar arası diskin ortasında süngersi, sağlam bir esnek doku bulunur. Bu dokunun görevi omurlara yastıklık yapmaktır. Bu dokuyu yerinde tutan bağ-dokusundan yapılmış kuvvetli bir halka vardır. Bu halka herhangi bir nedenden ötürü zayıflar ya da yırtılırsa, diskin ortasındaki süngersi dokudan oluşmuş çekirdek, omur cisminin arkasından dışarıya kayıp, bir ya da birkaç spinal sinir köküne basınç yapar ve şiddetli ağrıya neden olur. Bu tip disk kaymaları genellikle bel bölgesinde görülür.
Belirtileri: Ağrı, hareket güçlüğü, sırt, omuz ve bel ağrıları, kaba etlerde ve kalçalarda ağrılar.
Disk Kayması Tedavisi: Yatak dinlenmesidir. Ağrılar için ilaç verilir. İleri vakalarda ameliyat gerekebilir. Son zamanlarda disk kaymalarında yeni bir yöntem olan Çiropratik tedavi yöntemi uygulanmaktadır.
Bel Ağrısı (Lumbago)
Belirli bir neden olmadığı halde belde hissedilen çok şiddetli ağrıdır. Hasta belini zorlukla doğrultabilir ve her hareketi keskin sancılara neden olur.
Tedavi: En etkin tedavi yöntemi hastanın dinlenmesi şeklindedir. Ağrı dindirici ilaç ve merhemlerin de yardımı olur. Genellikle hastanın sert bir yerde yatması salık verilebilir. Bel ağrısı çekenlerin ağır işler yapmamaları ve fazla eğilip kalkmamaları hastalığın hızla tedavisinde büyük yardımcıdır.
Romatoid Artrit Artroz Tedavisi Miyozit
Romatizma, Romatizmal Hastalıklar
Eklem ve bağdokusunda görülen iltihaplı hastalıkların genel adı romatizmadır. Romatizma genellikle eklemleri, kasları ve sinir sistemini tutar. Romatizmal hastalıklar üç grupta toplanabilir:
1. İltihabın neden olduğu romatizma: Etkeni streptokoklardır ve başka bulaşıcı hastalık odaklarından kan dolaşımıyla yayılırlar.
2. Dejeneratif romatizma: Eklemleri tutan ve eklem bozukluklarına yol açan bir romatizma tipidir (artroz ya da osteoartirit).
3. Bağdoku ve sinirlerde oluşan romatizma: Kasları, bağ-dokuyu, iç salgı bezlerini, sinirleri tutar.
Akut Eklem Romatizması (Romatizmal Ateş)
5-15 yaşlarında birden ağır olarak başlar. Ateşli, ateşsiz, ağrılı, ağrısız dönemler halinde aylarca ya da yıllarca sürdükten sonra kendiliğinden geçer. Akut romatizmanın yerelleşme noktaları arasında kalbin üç tabakası da yer aldığından, üzerinde önemle durulması gereken bir hastalıktır. Hastalık akut dönemlerinde çoğunlukla eklemlerde görüldüğü halde, bir eklem hastalığı değil, bağdokusu hastalığıdır. Hastalığın ortaya çıkışı tam olarak bilinmemekle birlikte, hemolitik streptokokların organizmanın herhangi bir yerine, özellikle üst solunum yollarına ve dişlere yerleşmesiyle yakın ilişkisi vardır.
Belirtileri: Akut dönemlerde eklemlerdeki ağrılı şişme ve kızarmalar, ateş, bol terleme, halsizlik, kanda lökosit artışı ve kansızlık görülür. Ayrıca, sedimantasyonda hızlanma vardır.
Süreci: Etkilenen eklemler genellikle ayak ve el bilekleri, dizler ve dirseklerdir. Dirseklerle el bileklerinin derisi altında sert düğümler oluşur ve elle hissedilir. Nabız hızlanır ve taşikardi başlar. Hastalığın sinir sistemini etkilemesi halinde, hasta sinirli, çabuk uyarılabilir durumdadır ve hareketleri oldukça kabadır. Özellikle yüz ve kollarda istemsiz hareketler belirir.
Tedavi: Krizlerin önlenmesi, ortadan kaldırılması ve hemolitik streptokok odakların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Kesin yatak istirahati verilir. Streptokok iltihabı için antibiyotik uygulanır. Hastaya hafif ve kolay sindirilir bir diyet düzenlenir. Eklem ağrılarına karşı ağrı kesici ilaçlar verilir. Hemolitik streptokok bulaşıcı olduğundan ev halkının da boğaz kültürü yapılmalı ve pozitif sonuç alındığı takdirde tedavi edilmelidir.
Korunma: Akut romatizma ile A gurubu streptokok iltihapları arasındaki yakın ilişki bilindiğinden ilkönce streptokok iltihapları önlenmelidir. Üst solunum yollarında ya da dişlerde, küçük de olsa, herhangi bir streptokok iltihabı varsa tedavi edilmelidir. Ondan sonra streptokok odakları öncelikle temizlenmelidir. Hemolitik streptokokların üremesini önlemek için de sürekli olarak antibiyotikli ilaçlar verilmelidir.
Romatoid Artrit Nedir
Romatoid artrit genellikle genç kadınlarda başlayan bir hastalıksa da, her yaşta ve her iki cinste de görülür. Hastalık, zaman zaman belirtileri kaybolup tekrar ortaya çıkarak, yıllarca sürebilir. Eklem bozukluklarına, eklem hareketsizliklerine ve eklem sakatlıklarına neden olabilir.
Romatoid Artiritin Belirtileri: Ateş, kanda lökosit artışı, zayıflama, terleme, iştahsızlık, kansızlık ve sedimantasyonda artma görülür. Hasta eklem derisinin altında sert düğümlerin varlığı hastalığın en belirgin özelliğidir.
Süreci: Romatoid artritin bazı tiplerinin başlangıcı çok sinsi seyreder. Bazılarının da başlangıcı şiddetli ve seyri hızlıdır. Eklemlerdeki değişiklik kronik sinovite, kıkırdak yıkımına, zamanla şekil bozukluklarına ve kemikleşerek hareketsizliklere yol açar.
Romatoid Artrit Tedavisi: Kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Akut dönemde dinlenme şarttır. Ağrılar için aspirin ve salisilatlı ilaçlar verilir. Fizyoterapi ve desteklerin yardımıyla eklemleri, hastanın rahat ettiği durumda uzaklaştırmalıdır. Hastalığın kronik bölümünde fizyoterapinin önemi büyüktür. Bu dönemde, hastanın mümkün olduğu kadar eklemlerini kullanması gereklidir.
Dejeneratif Romatizma (Artroz Nedir)
Eklemlerin kronik seyirli bir hastalığıdır; özellikle kırk yaşını aşkın erkeklerde ve menapozdan sonra, kadınlarda sık görülür. Hastalık, vücuttaki tüm eklemleri tutabilirse de daha çok diz, kalça, el parmaklarının dış yan eklemlerinde ve omurgada görülür.
Belirtileri: Terleme, eklemlerin derisinin altında sert düğümler görülür. Çalışmayla artan ağrılar dinlenme sırasında azalır.
Süreci: Hastalık dejeneratif ve kronik özellikte olmakla birlikte, zaman zaman aktif ve akut dönemler gösterir. Aktif dönemlerde eklem şiş ve ağrılıdır. Ateş, iştahsızlık, kansızlık ve sedimantasyon hızlanması yoktur. Eklemdeki şekil bozukluğu sürekli olarak artabilir ya da gerileyebilir. Parmakların uç eklemlerinde hastalık baş gösterebilir. Bu takdirde parmak uçları eklemlerinde kemik büyümeleri görülür. Eklemler şişebilir ve hareket sırasında gıcırtılı bir ses çıkardığı fark edilir.
Artroz Tedavisi: Tedavi genellikle nedene yöneliktir. Ağrı azaltılmaya çalışılır. Dinlenmek, eklemlerdeki yükü kaldırmak önemlidir. Bazı durumlarda ameliyat gerekebilir. Desteklerin kullanılması da yardımcı olabilir.
Kas romatizması (Miyozit Nedir)
Bağdokuda görülen iltihaplı hastalıkların genel adı romatizma olduğuna göre, kas romatizması deyiminden kas iltihabı anlamı çıkar. Kas içinde kemik oluşumu nedeniyle kasların kasılma gücünün azalmasıyla ilgili olan kas romatizması, özellikle, tekrarlayan yaralanmalar sonucu ya da kırık sonrası çevre dokulara kan sızması nedeniyle oluşabilir.
Belirtileri: Kaslarda hareket güçlüğü ve ağrı görülür.
Tedavi: Kasın kasılmasını engelleyen kemikleşmeler cerrahi yolla temizlenir.
Sinir romatizması (Siyatik)
Üst bacağın arka kısmı, alt bacağın dış yanı ve ayağın hissini sağlayan siyatik sinirinin boyunca uzanan ağrıdır. Sinirin dağılışını izleyen ağrının nedenleri çeşitlidir, ama en sık rastlanan nedenler, alt omurganın dejeneratif romatizması ve omurlar arası disk kaymasıdır. Diğer nedenler, sakro-ilyak eklem ya da kalça ekleminin osteoartriti, omurganın tümör ya da tüberkülozu gibi çok ender görülen durumlardır. Bazı vakalarda hiçbir neden saptanamaz. Sinirlerle ilgili birkaç hastalık daha sayılabilir. Bunlardan biri, sinirler boyunca hissedilen ağrıdır ve nöralji olarak adlandırılır. Sinir iltihabı nörit olarak bilinir. Halk arasında pölinörit olarak tanımlanan hastalığın gerçek adı polinöropati'dir, çünkü burada iltihap söz konusu değildir. Başlıca belirtileri kuvvetsizlik, reflekslerin kaybı ve sinirlerin durumunda bir değişiklik baş göstermesidir.
Eklem ve bağdokusunda görülen iltihaplı hastalıkların genel adı romatizmadır. Romatizma genellikle eklemleri, kasları ve sinir sistemini tutar. Romatizmal hastalıklar üç grupta toplanabilir:
1. İltihabın neden olduğu romatizma: Etkeni streptokoklardır ve başka bulaşıcı hastalık odaklarından kan dolaşımıyla yayılırlar.
2. Dejeneratif romatizma: Eklemleri tutan ve eklem bozukluklarına yol açan bir romatizma tipidir (artroz ya da osteoartirit).
3. Bağdoku ve sinirlerde oluşan romatizma: Kasları, bağ-dokuyu, iç salgı bezlerini, sinirleri tutar.
Akut Eklem Romatizması (Romatizmal Ateş)
5-15 yaşlarında birden ağır olarak başlar. Ateşli, ateşsiz, ağrılı, ağrısız dönemler halinde aylarca ya da yıllarca sürdükten sonra kendiliğinden geçer. Akut romatizmanın yerelleşme noktaları arasında kalbin üç tabakası da yer aldığından, üzerinde önemle durulması gereken bir hastalıktır. Hastalık akut dönemlerinde çoğunlukla eklemlerde görüldüğü halde, bir eklem hastalığı değil, bağdokusu hastalığıdır. Hastalığın ortaya çıkışı tam olarak bilinmemekle birlikte, hemolitik streptokokların organizmanın herhangi bir yerine, özellikle üst solunum yollarına ve dişlere yerleşmesiyle yakın ilişkisi vardır.
Belirtileri: Akut dönemlerde eklemlerdeki ağrılı şişme ve kızarmalar, ateş, bol terleme, halsizlik, kanda lökosit artışı ve kansızlık görülür. Ayrıca, sedimantasyonda hızlanma vardır.
Süreci: Etkilenen eklemler genellikle ayak ve el bilekleri, dizler ve dirseklerdir. Dirseklerle el bileklerinin derisi altında sert düğümler oluşur ve elle hissedilir. Nabız hızlanır ve taşikardi başlar. Hastalığın sinir sistemini etkilemesi halinde, hasta sinirli, çabuk uyarılabilir durumdadır ve hareketleri oldukça kabadır. Özellikle yüz ve kollarda istemsiz hareketler belirir.
Tedavi: Krizlerin önlenmesi, ortadan kaldırılması ve hemolitik streptokok odakların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Kesin yatak istirahati verilir. Streptokok iltihabı için antibiyotik uygulanır. Hastaya hafif ve kolay sindirilir bir diyet düzenlenir. Eklem ağrılarına karşı ağrı kesici ilaçlar verilir. Hemolitik streptokok bulaşıcı olduğundan ev halkının da boğaz kültürü yapılmalı ve pozitif sonuç alındığı takdirde tedavi edilmelidir.
Korunma: Akut romatizma ile A gurubu streptokok iltihapları arasındaki yakın ilişki bilindiğinden ilkönce streptokok iltihapları önlenmelidir. Üst solunum yollarında ya da dişlerde, küçük de olsa, herhangi bir streptokok iltihabı varsa tedavi edilmelidir. Ondan sonra streptokok odakları öncelikle temizlenmelidir. Hemolitik streptokokların üremesini önlemek için de sürekli olarak antibiyotikli ilaçlar verilmelidir.
Romatoid Artrit Nedir
Romatoid artrit genellikle genç kadınlarda başlayan bir hastalıksa da, her yaşta ve her iki cinste de görülür. Hastalık, zaman zaman belirtileri kaybolup tekrar ortaya çıkarak, yıllarca sürebilir. Eklem bozukluklarına, eklem hareketsizliklerine ve eklem sakatlıklarına neden olabilir.
Romatoid Artiritin Belirtileri: Ateş, kanda lökosit artışı, zayıflama, terleme, iştahsızlık, kansızlık ve sedimantasyonda artma görülür. Hasta eklem derisinin altında sert düğümlerin varlığı hastalığın en belirgin özelliğidir.
Süreci: Romatoid artritin bazı tiplerinin başlangıcı çok sinsi seyreder. Bazılarının da başlangıcı şiddetli ve seyri hızlıdır. Eklemlerdeki değişiklik kronik sinovite, kıkırdak yıkımına, zamanla şekil bozukluklarına ve kemikleşerek hareketsizliklere yol açar.
Romatoid Artrit Tedavisi: Kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Akut dönemde dinlenme şarttır. Ağrılar için aspirin ve salisilatlı ilaçlar verilir. Fizyoterapi ve desteklerin yardımıyla eklemleri, hastanın rahat ettiği durumda uzaklaştırmalıdır. Hastalığın kronik bölümünde fizyoterapinin önemi büyüktür. Bu dönemde, hastanın mümkün olduğu kadar eklemlerini kullanması gereklidir.
Dejeneratif Romatizma (Artroz Nedir)
Eklemlerin kronik seyirli bir hastalığıdır; özellikle kırk yaşını aşkın erkeklerde ve menapozdan sonra, kadınlarda sık görülür. Hastalık, vücuttaki tüm eklemleri tutabilirse de daha çok diz, kalça, el parmaklarının dış yan eklemlerinde ve omurgada görülür.
Belirtileri: Terleme, eklemlerin derisinin altında sert düğümler görülür. Çalışmayla artan ağrılar dinlenme sırasında azalır.
Süreci: Hastalık dejeneratif ve kronik özellikte olmakla birlikte, zaman zaman aktif ve akut dönemler gösterir. Aktif dönemlerde eklem şiş ve ağrılıdır. Ateş, iştahsızlık, kansızlık ve sedimantasyon hızlanması yoktur. Eklemdeki şekil bozukluğu sürekli olarak artabilir ya da gerileyebilir. Parmakların uç eklemlerinde hastalık baş gösterebilir. Bu takdirde parmak uçları eklemlerinde kemik büyümeleri görülür. Eklemler şişebilir ve hareket sırasında gıcırtılı bir ses çıkardığı fark edilir.
Artroz Tedavisi: Tedavi genellikle nedene yöneliktir. Ağrı azaltılmaya çalışılır. Dinlenmek, eklemlerdeki yükü kaldırmak önemlidir. Bazı durumlarda ameliyat gerekebilir. Desteklerin kullanılması da yardımcı olabilir.
Kas romatizması (Miyozit Nedir)
Bağdokuda görülen iltihaplı hastalıkların genel adı romatizma olduğuna göre, kas romatizması deyiminden kas iltihabı anlamı çıkar. Kas içinde kemik oluşumu nedeniyle kasların kasılma gücünün azalmasıyla ilgili olan kas romatizması, özellikle, tekrarlayan yaralanmalar sonucu ya da kırık sonrası çevre dokulara kan sızması nedeniyle oluşabilir.
Belirtileri: Kaslarda hareket güçlüğü ve ağrı görülür.
Tedavi: Kasın kasılmasını engelleyen kemikleşmeler cerrahi yolla temizlenir.
Sinir romatizması (Siyatik)
Üst bacağın arka kısmı, alt bacağın dış yanı ve ayağın hissini sağlayan siyatik sinirinin boyunca uzanan ağrıdır. Sinirin dağılışını izleyen ağrının nedenleri çeşitlidir, ama en sık rastlanan nedenler, alt omurganın dejeneratif romatizması ve omurlar arası disk kaymasıdır. Diğer nedenler, sakro-ilyak eklem ya da kalça ekleminin osteoartriti, omurganın tümör ya da tüberkülozu gibi çok ender görülen durumlardır. Bazı vakalarda hiçbir neden saptanamaz. Sinirlerle ilgili birkaç hastalık daha sayılabilir. Bunlardan biri, sinirler boyunca hissedilen ağrıdır ve nöralji olarak adlandırılır. Sinir iltihabı nörit olarak bilinir. Halk arasında pölinörit olarak tanımlanan hastalığın gerçek adı polinöropati'dir, çünkü burada iltihap söz konusu değildir. Başlıca belirtileri kuvvetsizlik, reflekslerin kaybı ve sinirlerin durumunda bir değişiklik baş göstermesidir.
Duz Taban Ayak Duztabanlik Hastaligi
Düztabanlık, Düz Taban Ayak Hastalığı Nedir
Genellikle çocukluk döneminde çok sık rastlanan ve ayakta görülen bir şekil bozukluğudur. Hiç ayakkabı giymemiş kişilerde, uzun süre ayakta durmayı gerektiren işlerde çalışanlarda, aşırı şişmanlarda ya da zayıflarda, ayak kemerlerini destekleyen' kaslarda oluşabilecek zayıflamada ve topuk kemiğinin kırılması sonucunda düztabanlık oluşabilir. Ayakta görülebilecek bozuklukları dörde ayırmak mümkündür:
1. Düztabanlık: Ayak parmaklarının köküyle topuk arasında bulunan iç boşluğun olmamasıdır.
2. Ayak büyüklüğü: Ayaklarda anormal bir irilik vardır.
3. Büyük ve taraklı ayak: Ayaklar hem çok büyük hem de enine ayaktarağı normalden geniştir.
4. Taraklı ayak: Ayaklardaki enine tarak kemiğinin anormal büyümesinden oluşur.
Belirtileri: Tabandaki boşluğun bulunmaması ve ayakta kısa ya da uzun ağrılar.
Düz Tabanlık Süreci: Birçok insanda hiçbir belirti olmadığı halde, düztabanlık bulunabileceği için, düztaban ayaklı kişi yürümede güçlük çeker. Düztaban kişiler uzun süre ayakta durdukları zaman ayaklarında çok şiddetli ağrılar olur.
Düz Taban Tedavisi: Ayak parmakları üzerinde yürümek, durmak, yükselip alçalmak ve ayağın dış kenarı üzerinde bir süre durmak gibi çalışmalar düztabanlığı tedavi yönünden olumlu sonuçlar verir. Ayakları alçıya almak, destek kullanmak da yararlı olabilir. Bu yöntemlerle düzeltilemeyen düztabanlıkların ameliyatla düzeltilmesi gerekmektedir.
Genellikle çocukluk döneminde çok sık rastlanan ve ayakta görülen bir şekil bozukluğudur. Hiç ayakkabı giymemiş kişilerde, uzun süre ayakta durmayı gerektiren işlerde çalışanlarda, aşırı şişmanlarda ya da zayıflarda, ayak kemerlerini destekleyen' kaslarda oluşabilecek zayıflamada ve topuk kemiğinin kırılması sonucunda düztabanlık oluşabilir. Ayakta görülebilecek bozuklukları dörde ayırmak mümkündür:
1. Düztabanlık: Ayak parmaklarının köküyle topuk arasında bulunan iç boşluğun olmamasıdır.
2. Ayak büyüklüğü: Ayaklarda anormal bir irilik vardır.
3. Büyük ve taraklı ayak: Ayaklar hem çok büyük hem de enine ayaktarağı normalden geniştir.
4. Taraklı ayak: Ayaklardaki enine tarak kemiğinin anormal büyümesinden oluşur.
Belirtileri: Tabandaki boşluğun bulunmaması ve ayakta kısa ya da uzun ağrılar.
Düz Tabanlık Süreci: Birçok insanda hiçbir belirti olmadığı halde, düztabanlık bulunabileceği için, düztaban ayaklı kişi yürümede güçlük çeker. Düztaban kişiler uzun süre ayakta durdukları zaman ayaklarında çok şiddetli ağrılar olur.
Düz Taban Tedavisi: Ayak parmakları üzerinde yürümek, durmak, yükselip alçalmak ve ayağın dış kenarı üzerinde bir süre durmak gibi çalışmalar düztabanlığı tedavi yönünden olumlu sonuçlar verir. Ayakları alçıya almak, destek kullanmak da yararlı olabilir. Bu yöntemlerle düzeltilemeyen düztabanlıkların ameliyatla düzeltilmesi gerekmektedir.
Kemik Kanseri Kemik Yumusamasi Osteoporoz
Kemik Kanseri Nedir, Kemik Kanseri Hakkında
Osteosarkom adı verilen habis bir kemik tümörünün varlığı kemik kanserini oluşturur. Genellikle çocukların ve gençlerin kol ya da bacak uzun kemiklerinde görülür.
Kemik Kanseri Belirtileri: Uzun kemiklerden birinde osteomiyelitle karıştırılabilen ağrılı bir şişkinlik oluşur.
Kemik Kanseri Tedavisi: Teşhisten sonra yoğun ışın tedavisi uygulanır. Eğer bir ay içinde akciğerlerde ikincil bir odak görülmezse, hasta organ ameliyatla çıkartılabilir.
Kemik yumuşaması (Osteomalasi)
Tıp Dilinde kemik yumuşaması Osteomalasi olarak bilinir.
Çocuktaki raşitizm hastalığın erişkinde görülen bir çeşidi olduğu söylenebilir. Diyette kalsiyum ya da D vitamini eksikliği sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kemik Yumuşaması Belirtileri: Kemiklerde ileri derecede şekil bozukluğu görülür.
Seyri: Çoğunlukla gebe kadınlarda oluşabilen bir hastalık olduğu için, özellikle omurga ve kalça kemiklerinin baskıyla leğen kemiğinde üçgenleşme başlar ve doğumu önler.
Kemik Yumuşaması Tedavisi: Etkenin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Diyete bol miktarda kalsiyum ve D vitamini eklenmelidir.
Osteoporoz Nedir, Osteoporoz Kemik Erimesi
İleri yaşlara özgü bir hastalıktır. Kemiklerin süngerleşerek deliklenmesi sonucu kemiklerde kolayca kırılma olur. Omurgada belirdiği takdirde omurga çarpıklığına yol açar.
Osteoporoz Hastalığı Belirtileri: Kemiklerde şiddetli ağrı oluşumuyla belirlenir.
Osteoporoz Tedavi: Erkek seks hormonlarının bir türevi olan ve kortikosteroidlerden ayrım gösteren anabolizan steroidler ağrıyı kontrol altına alarak hastanın durumunu düzeltir.
Osteosarkom adı verilen habis bir kemik tümörünün varlığı kemik kanserini oluşturur. Genellikle çocukların ve gençlerin kol ya da bacak uzun kemiklerinde görülür.
Kemik Kanseri Belirtileri: Uzun kemiklerden birinde osteomiyelitle karıştırılabilen ağrılı bir şişkinlik oluşur.
Kemik Kanseri Tedavisi: Teşhisten sonra yoğun ışın tedavisi uygulanır. Eğer bir ay içinde akciğerlerde ikincil bir odak görülmezse, hasta organ ameliyatla çıkartılabilir.
Kemik yumuşaması (Osteomalasi)
Tıp Dilinde kemik yumuşaması Osteomalasi olarak bilinir.
Çocuktaki raşitizm hastalığın erişkinde görülen bir çeşidi olduğu söylenebilir. Diyette kalsiyum ya da D vitamini eksikliği sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kemik Yumuşaması Belirtileri: Kemiklerde ileri derecede şekil bozukluğu görülür.
Seyri: Çoğunlukla gebe kadınlarda oluşabilen bir hastalık olduğu için, özellikle omurga ve kalça kemiklerinin baskıyla leğen kemiğinde üçgenleşme başlar ve doğumu önler.
Kemik Yumuşaması Tedavisi: Etkenin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Diyete bol miktarda kalsiyum ve D vitamini eklenmelidir.
Osteoporoz Nedir, Osteoporoz Kemik Erimesi
İleri yaşlara özgü bir hastalıktır. Kemiklerin süngerleşerek deliklenmesi sonucu kemiklerde kolayca kırılma olur. Omurgada belirdiği takdirde omurga çarpıklığına yol açar.
Osteoporoz Hastalığı Belirtileri: Kemiklerde şiddetli ağrı oluşumuyla belirlenir.
Osteoporoz Tedavi: Erkek seks hormonlarının bir türevi olan ve kortikosteroidlerden ayrım gösteren anabolizan steroidler ağrıyı kontrol altına alarak hastanın durumunu düzeltir.
Bag Dokusu İltihabi Hastaligi Romatizmasi
Bağ Dokusu Hastalıkları, Bağ Dokusu İltibahı Hastalığı
Kiriş İltihabı (Tendinit Nedir)
Aşırı yorgunluk ve yaralanmalar sonucu ortaya çıkar. Çoğunlukla kol ve bacakların kaldırıcı ve indirici kaslarında görülür.
Belirtileri: Hasta kirişler dokunulmayacak kadar ağrı yaparlar. Hareket sırasında sanki iki şey birbirine sürtünüyor-muş gibi gıcırtılı sesler duyulur.
Süreci: Hasta tedavi görmez ve tam iyileşme olmadan kaslarını çalıştırırsa, iyileşme olasılığı tamamen ortadan kalkar.
Tedavi: Kas yumuşatıcı merhemler ve losyonlar kullanılır. Ağrı kesici ilaçlar verilir. Hasta olan kasın bir süre kullanılmaması hastalığın iyileşmesini hızlandırır.
Kemik İliği İltihabı (Kronik Osteomiyelit)
İltihabın, ya doğrudan ya da kan dolaşımı ile, başka bir vücut bölgesinden bulaşması sonucu oluşan bir hastalıktır. Sağlık ve beslenme koşullarının bozuk olması hastalık eğilimini artırıcı bir faktördür. Genellikle, sağlık koşullarının bozuk olduğu bölgelerde ve özellikle çocuklarda görülür. Hastalık etkeni stafilokok aureus adlı bir mikro-organizmadır. Hastalık akut ya da kronik bir gelişim gösterebilir.
Belirtileri: Akut osteomiyelit vakasında, hasta organın iltihaplı bölgesinde aşırı duyarlık ve ağrı vardır. Hasta ateşli ve halsizdir. Kronik osteomiyelitte iltihaplı durum açık kırıklar ve yaralar sonrası görülür.
Süreci: Akut osteomiyelitte hastalık ilerledikçe iltihaplı kemiğin üstünde şişkinlik belirir ve deri kızarır. Kronik osteomiyelitte ise, hastalığın seyri düzensizdir. Arada sırada iltihaplı bölgede görünüşte bir iyileşme olur.
Osteomiyelit Tedavisi; Organizmaların duyarlılığının saptanmasından sonra antibiyotik uygulanır. Gerektiği takdirde iltihap cerrahi yoldan akıtılmalıdır. Kronik osteomiyelit vakasında sekestr adını alan ölü doku söz konusu olduğundan, bu doku cerrahi olarak temizlenmelidir. Hasta organın alçıya alınması gereklidir.
Kiriş İltihabı (Tendinit Nedir)
Aşırı yorgunluk ve yaralanmalar sonucu ortaya çıkar. Çoğunlukla kol ve bacakların kaldırıcı ve indirici kaslarında görülür.
Belirtileri: Hasta kirişler dokunulmayacak kadar ağrı yaparlar. Hareket sırasında sanki iki şey birbirine sürtünüyor-muş gibi gıcırtılı sesler duyulur.
Süreci: Hasta tedavi görmez ve tam iyileşme olmadan kaslarını çalıştırırsa, iyileşme olasılığı tamamen ortadan kalkar.
Tedavi: Kas yumuşatıcı merhemler ve losyonlar kullanılır. Ağrı kesici ilaçlar verilir. Hasta olan kasın bir süre kullanılmaması hastalığın iyileşmesini hızlandırır.
Kemik İliği İltihabı (Kronik Osteomiyelit)
İltihabın, ya doğrudan ya da kan dolaşımı ile, başka bir vücut bölgesinden bulaşması sonucu oluşan bir hastalıktır. Sağlık ve beslenme koşullarının bozuk olması hastalık eğilimini artırıcı bir faktördür. Genellikle, sağlık koşullarının bozuk olduğu bölgelerde ve özellikle çocuklarda görülür. Hastalık etkeni stafilokok aureus adlı bir mikro-organizmadır. Hastalık akut ya da kronik bir gelişim gösterebilir.
Belirtileri: Akut osteomiyelit vakasında, hasta organın iltihaplı bölgesinde aşırı duyarlık ve ağrı vardır. Hasta ateşli ve halsizdir. Kronik osteomiyelitte iltihaplı durum açık kırıklar ve yaralar sonrası görülür.
Süreci: Akut osteomiyelitte hastalık ilerledikçe iltihaplı kemiğin üstünde şişkinlik belirir ve deri kızarır. Kronik osteomiyelitte ise, hastalığın seyri düzensizdir. Arada sırada iltihaplı bölgede görünüşte bir iyileşme olur.
Osteomiyelit Tedavisi; Organizmaların duyarlılığının saptanmasından sonra antibiyotik uygulanır. Gerektiği takdirde iltihap cerrahi yoldan akıtılmalıdır. Kronik osteomiyelit vakasında sekestr adını alan ölü doku söz konusu olduğundan, bu doku cerrahi olarak temizlenmelidir. Hasta organın alçıya alınması gereklidir.
Hareket ve Kas Sistemi Hakkinda
İnsanlarda Hareket ve Destek Sistemi Hakında, Kas ve Hareket
Kaslarda esneklik ve kasılım özellikleri vardır. iğsi bir kas iki ucundan çekildiği zaman uzar ve bırakıldığı zaman da yavaş yavaş eski şeklini alır. Kasın bu özelliği esneklik olarak adlandırılır. Kaslar mekanik, fiziksel kimyasal ve fizyolojik olarak uyartıldıklarında karın bölgesi şişer ve boyları kısalır, sonra gevşeyerek tekrar eski şekillerine dönerler. Buna kasılım özelliği adı verilir.
Vücudumuzun Hareket Sistemi, Kasların bu şekilde kasılıp gevşemesi, kirişleri aracılığıyla bağlı bulundukları kemiklerin eklem yerlerinden hareket ettirilmelerini sağlar. İç organların hareketleri de bu kasların kasılıp gevşeme özellikleriyle gerçekleşir.
Bir kasa, kısa bir süre herhangi bir uyartı uygulanacak olursa, kas hızla kasılır, sonra eski şekline, yani dinlenme haline geçer. Bu olaya, kasıl sarsılma denir. Kasıl sarsılma olayının üç dönemi vardır. Uyartının uygulanması ile kasın harekete geçmesi arasındaki bir anlık hareketsizlik gizli dönemdir.
Gizli dönemi izleyen kasın kasılması olayı, kasılım dönemi olarak tanımlanır. Bundan sonra gevşeme dönemi gelir. Gevşeme döneminde kas gevşer, yani eski şekline döner. Kasların gördükleri işler çok çeşitlidir. Kaslar, kasın çeşidine göre, açıcı, kapatıcı, bükücü, kaldırıcı, indirici, döndürücü, içe ya da dışa döndürücü olarak çalışırlar. Kasların bir bölümü birbirine karşıt çalışarak hareket sağlarlar. Örneğin, önkolun pazı kemiğine yaklaşması için iki başlı kas kasılır, buna karşılık üç başlı kas uzar ve gevşer. Önkolun tekrar eski haline gelmesi için de bu kez iki başlı kas gevşer ve üç başlı kas kasılır. Kasların karşıt çalışmaları bacağın indirilip kaldırılmasını sağlar.
Kasların hareketleri sinir hücrelerinden gelen uyartılarla gerçekleşir. Eğer kas bir kez uyartılırsa, kasılıp gevşeme hareketini yapar. Ama uyartılar kasın gevşemesine olanak sağlamadan arka arkaya gelecek olursa, kas gevşemek için zaman bulamayacağından kasılı olarak kalır. işte, kasın bu şekilde kasılı kalması krampların oluşmasının nedenidir.
Kasların çalışması için gerekli enerjiyi veren özellikle karbonhidratlardır. Kas hücrelerine gelen glikoz fazlası, gerekli olduğunda kullanılmak üzere glikojen halinde depo edilir. Glikoz, kas hücrelerinde birçok kimyasal değişime uğrar. Bu değişimler sırasında glikozun yüklü olduğu kimyasal enerjinin bir bölümü iş enerjisine bir bölümü ise ısı enerjisine dönüşür. Kasların fazla çalışması sırasında kaslarda hissedilen kızışmanın nedeni ısı enerjisidir. Kasların normal çalışmalarında her ne kadar karbonhidratlar kullanılırsa da, kasların aşırı çalıştığı ya da yeterli karbonhidrat alınmadığı zamanlarda, kaslardaki yağlar ve proteinler enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Eğer bu maddelerin kullanımı aşırı olursa kaslar zayıflar. Bu nedenden ötürü, kaslarını fazla çalıştıranların karbonhidrat yönünden zengin gıda almaları gereklidir.
Kasların, hiç dinlenme olanağı bulmadan aşırı çalıştırılması kas yorgunluğunu doğurur. Kaslar yorulduğu takdirde, önceleri kolayca yaptıkları işleri giderek artan bir güçlükle yapmaya başlarlar. Kas yorgunluğunun nedeni, hücrelerdeki kimyasal işlemlerin sonucunda ortaya çıkan artık maddelerin birikimidir. Yorgunluğa neden olan maddeler arasında, glikozun kas hücrelerinde kimyasal değişime uğradığı sırada oluşan süt asitinin önemli bir yeri vardır.
Kaslarda esneklik ve kasılım özellikleri vardır. iğsi bir kas iki ucundan çekildiği zaman uzar ve bırakıldığı zaman da yavaş yavaş eski şeklini alır. Kasın bu özelliği esneklik olarak adlandırılır. Kaslar mekanik, fiziksel kimyasal ve fizyolojik olarak uyartıldıklarında karın bölgesi şişer ve boyları kısalır, sonra gevşeyerek tekrar eski şekillerine dönerler. Buna kasılım özelliği adı verilir.
Vücudumuzun Hareket Sistemi, Kasların bu şekilde kasılıp gevşemesi, kirişleri aracılığıyla bağlı bulundukları kemiklerin eklem yerlerinden hareket ettirilmelerini sağlar. İç organların hareketleri de bu kasların kasılıp gevşeme özellikleriyle gerçekleşir.
Bir kasa, kısa bir süre herhangi bir uyartı uygulanacak olursa, kas hızla kasılır, sonra eski şekline, yani dinlenme haline geçer. Bu olaya, kasıl sarsılma denir. Kasıl sarsılma olayının üç dönemi vardır. Uyartının uygulanması ile kasın harekete geçmesi arasındaki bir anlık hareketsizlik gizli dönemdir.
Gizli dönemi izleyen kasın kasılması olayı, kasılım dönemi olarak tanımlanır. Bundan sonra gevşeme dönemi gelir. Gevşeme döneminde kas gevşer, yani eski şekline döner. Kasların gördükleri işler çok çeşitlidir. Kaslar, kasın çeşidine göre, açıcı, kapatıcı, bükücü, kaldırıcı, indirici, döndürücü, içe ya da dışa döndürücü olarak çalışırlar. Kasların bir bölümü birbirine karşıt çalışarak hareket sağlarlar. Örneğin, önkolun pazı kemiğine yaklaşması için iki başlı kas kasılır, buna karşılık üç başlı kas uzar ve gevşer. Önkolun tekrar eski haline gelmesi için de bu kez iki başlı kas gevşer ve üç başlı kas kasılır. Kasların karşıt çalışmaları bacağın indirilip kaldırılmasını sağlar.
Kasların hareketleri sinir hücrelerinden gelen uyartılarla gerçekleşir. Eğer kas bir kez uyartılırsa, kasılıp gevşeme hareketini yapar. Ama uyartılar kasın gevşemesine olanak sağlamadan arka arkaya gelecek olursa, kas gevşemek için zaman bulamayacağından kasılı olarak kalır. işte, kasın bu şekilde kasılı kalması krampların oluşmasının nedenidir.
Kasların çalışması için gerekli enerjiyi veren özellikle karbonhidratlardır. Kas hücrelerine gelen glikoz fazlası, gerekli olduğunda kullanılmak üzere glikojen halinde depo edilir. Glikoz, kas hücrelerinde birçok kimyasal değişime uğrar. Bu değişimler sırasında glikozun yüklü olduğu kimyasal enerjinin bir bölümü iş enerjisine bir bölümü ise ısı enerjisine dönüşür. Kasların fazla çalışması sırasında kaslarda hissedilen kızışmanın nedeni ısı enerjisidir. Kasların normal çalışmalarında her ne kadar karbonhidratlar kullanılırsa da, kasların aşırı çalıştığı ya da yeterli karbonhidrat alınmadığı zamanlarda, kaslardaki yağlar ve proteinler enerji kaynağı olarak kullanılırlar. Eğer bu maddelerin kullanımı aşırı olursa kaslar zayıflar. Bu nedenden ötürü, kaslarını fazla çalıştıranların karbonhidrat yönünden zengin gıda almaları gereklidir.
Kasların, hiç dinlenme olanağı bulmadan aşırı çalıştırılması kas yorgunluğunu doğurur. Kaslar yorulduğu takdirde, önceleri kolayca yaptıkları işleri giderek artan bir güçlükle yapmaya başlarlar. Kas yorgunluğunun nedeni, hücrelerdeki kimyasal işlemlerin sonucunda ortaya çıkan artık maddelerin birikimidir. Yorgunluğa neden olan maddeler arasında, glikozun kas hücrelerinde kimyasal değişime uğradığı sırada oluşan süt asitinin önemli bir yeri vardır.
Kaslar İnsan Kas Yapisi Cizgili Duz Kaslar
Kaslar, İnsan Kas Yapısı
Kas Çeşitleri, Kaslar yapılış ve görevlerine göre iki bölüme ayrılırlar:
a) Çizgili kaslar, Çizgili Kaslar Nasıl Çalışır
İplik iplik ayrılabilen 5-12 santim uzunluğunda, üzerleri kas zarı ile kaplı kas tellerinden oluşmuştur.
Bir araya toplanan kas telleri, demetleri, demetlerde kas gruplarını yaparlar. Kaslar şekillerine göre, yelpaze şeklinde kaslar, şeritsi kaslar, iğsi kaslar, dairesel ve büzücü kaslar gibi tiplere ayrılırlar. İğsi kaslarda uç ve kas karnı olmak üzere iki bölüm vardır. Kas uçlarında esnek, parlak ve beyaz, kiriş (tendon) adı verilen bağlar vardır. Kasları kemiklere bağlayan bu kirişlerdir. Kas karnı adı verilen bölüm, kas demetlerinden oluşan bir bölümdür. Kaslar, karın bölümünün kasılıp gevşemesiyle çalışır ve dıştan akzarla örtülmüştür. Kaslar, kiriş sayılarına göre de iki başlı, üç başlı ya da daha çok başlı olurlar. Çizgili kaslar merkez sinir sisteminin etkisiyle ve isteğimizle hareket ettiklerinden istemli hareket eden kaslar gurubuna girerler.
Ancak, kalp yapısı çizgili kaslardan oluştuğu halde hareketi isteğimiz dışında, yani istemsizdir. Vücudumuzda beş yüzü aşkın çizgili kas vardır, ama genel olarak kol kasları, bacak kasları, göğüs kasları, karın kasları, sırt ve ense kasları, baş kasları, boyun kasları olmak üzere 7 bölümde incelenebilir.
b) Yalız (düz) kaslar
Yalız kaslar donuk beyaz renkli ya da hafif kırmızımsı görünümde olan kaslardır. Kas telleri iğ şeklinde düz kas hücrelerinden, kaslar ise, bu tellerin uç uca ve yan yana dizilmesinden oluşmuştur. Yalız kaslar, hareketleri vejetatif sinir sisteminin etkisi altında olduğundan, isteğimiz dışında, yani istemsiz hareket ederler ve iç organların çalışmasını sağlarlar.
Kas Çeşitleri, Kaslar yapılış ve görevlerine göre iki bölüme ayrılırlar:
a) Çizgili kaslar, Çizgili Kaslar Nasıl Çalışır
İplik iplik ayrılabilen 5-12 santim uzunluğunda, üzerleri kas zarı ile kaplı kas tellerinden oluşmuştur.
Bir araya toplanan kas telleri, demetleri, demetlerde kas gruplarını yaparlar. Kaslar şekillerine göre, yelpaze şeklinde kaslar, şeritsi kaslar, iğsi kaslar, dairesel ve büzücü kaslar gibi tiplere ayrılırlar. İğsi kaslarda uç ve kas karnı olmak üzere iki bölüm vardır. Kas uçlarında esnek, parlak ve beyaz, kiriş (tendon) adı verilen bağlar vardır. Kasları kemiklere bağlayan bu kirişlerdir. Kas karnı adı verilen bölüm, kas demetlerinden oluşan bir bölümdür. Kaslar, karın bölümünün kasılıp gevşemesiyle çalışır ve dıştan akzarla örtülmüştür. Kaslar, kiriş sayılarına göre de iki başlı, üç başlı ya da daha çok başlı olurlar. Çizgili kaslar merkez sinir sisteminin etkisiyle ve isteğimizle hareket ettiklerinden istemli hareket eden kaslar gurubuna girerler.
Ancak, kalp yapısı çizgili kaslardan oluştuğu halde hareketi isteğimiz dışında, yani istemsizdir. Vücudumuzda beş yüzü aşkın çizgili kas vardır, ama genel olarak kol kasları, bacak kasları, göğüs kasları, karın kasları, sırt ve ense kasları, baş kasları, boyun kasları olmak üzere 7 bölümde incelenebilir.
b) Yalız (düz) kaslar
Yalız kaslar donuk beyaz renkli ya da hafif kırmızımsı görünümde olan kaslardır. Kas telleri iğ şeklinde düz kas hücrelerinden, kaslar ise, bu tellerin uç uca ve yan yana dizilmesinden oluşmuştur. Yalız kaslar, hareketleri vejetatif sinir sisteminin etkisi altında olduğundan, isteğimiz dışında, yani istemsiz hareket ederler ve iç organların çalışmasını sağlarlar.
İnsan İskelet Sistemi Yapisi Kemik Cesitleri
İnsan İskelet Sistemi (Kemik Çatı), İnsanlarda İskelet Yapısı
İskelet, eklem ve kaslar hareket sistemini oluştururlar. İskeletin yapısında irili ufaklı 206 kemik bulunur. Uzun, yassı ve kısa olmak üzere üç guruba ayrılan kemiklerde uzunluğuna ve enine olmak üzere iki türlü büyüme vardır. İskeleti oluşturan kemikler beş grupta incelenir:
Baş kemikleri, 8 kafa kemiği ve 14 yüz kemiği olmak üzere ikiye ayrılır.
Kemik Çeşitleri
Omurga kemikleri, Omurgayı Oluşturan Kemikler
Omur adı verilen 33 kemikten oluşmuştur; ancak sağrı bölgesindeki 5 omur birleşerek kuyruk sokumu kemiğini, kuyruk bölgesindeki 4 omur da birleşerek kuyruk kemiğini oluşturduğu için omurganın 26 kemikten oluştuğunu söylemek daha doğrudur. Omurganın boyun bölgesinde 7, sırt bölgesinde 12, bel bölgesinde 5, sağrı bölgesinde 1 (5 kemik birleşmiştir) ve kuyruk bölgesinde 1 (4 kemik birleşmiştir) kemiği vardır.
Göğüs kemikleri
Göğüs kafesini oluştururlar ve 12 çifttir. Bunlardan baştan itibaren 7 çifti göğüs kemiğine, 8, 9, 10'uncu kaburga kemikleri 7'nci kaburga kemiğinin kıkırdak bölümüne bağlanmıştır. 11 ve 12'nci kaburga kemiklerinin ön uçları boştadır. Tüm kaburga kemikleri sırt omurlarına bağlantılıdır. Göğüs kafesi, akciğerleri ve kalbi korur; diyaframla birlikte hareketi solunuma yardımcı olur.
Kol kemikleri, Kol Kemik
Göğüs kafesinin arkasında yer alan kürek kemiğiyle üst ön tarafta bulunan köprücük kemiklerinden oluşan omuzlara bağlanmış olan kollarda pazı kemiği, önkol, kemiği, dirsek kemikleri ve el parmak kemikleri bulunmaktadır.
Bacak kemikleri, Bacak Kemik
Bacaklar iki kalça kemiği ile sağrı kemiğinden oluşan ve leğen kemiği adını alan bir kalça kemeri ile vücuda bağlanmıştır. Kalça kemiği aslında çatı kemiği, oturga kemiği, kalça kemiği kanadı (Uyum) adı verilen üç kemiğin birleşmesinden oluşmuştur. Bacaklarda uyluk kemiği, kaval kemiği, baldır kemiği, dizkapağı kemiği, ayak bilek kemikleri, ayak tarak kemikleri ve ayak parmak kemikleri vardır.
Eklemler, Eklem Çeşitleri
Eklemlerin Görevleri; Kemiklerin hareket ettirilmesi, kemikleri birbirine bağlayan eklemler aracılığıyla gerçekleşir. Eklemler oynamaz, yarı oynar ve oynar eklemler olmak üzere üçe ayrılır. Oynamaz eklemler, kafatasını oluşturan eklemlerdir. Omurga, yarı oynar eklemlidir. Kalçalar, omuzlar, kol ve bacak eklemlerinin tümü oynar eklemler gurubuna girerler.
İskelet Sistemi Hastalıkları
Küçük çocuklarda görülen raşitizim, kazalar sonucu oluşan kırık ve çatlaklar, omurga çarpıklıkları, kemik veremi, kemik kanseri, eklemlerde görülen çıkık, iltihap ve romatizma başlıca bozukluklardır.
İskelet, eklem ve kaslar hareket sistemini oluştururlar. İskeletin yapısında irili ufaklı 206 kemik bulunur. Uzun, yassı ve kısa olmak üzere üç guruba ayrılan kemiklerde uzunluğuna ve enine olmak üzere iki türlü büyüme vardır. İskeleti oluşturan kemikler beş grupta incelenir:
Baş kemikleri, 8 kafa kemiği ve 14 yüz kemiği olmak üzere ikiye ayrılır.
Kemik Çeşitleri
Omurga kemikleri, Omurgayı Oluşturan Kemikler
Omur adı verilen 33 kemikten oluşmuştur; ancak sağrı bölgesindeki 5 omur birleşerek kuyruk sokumu kemiğini, kuyruk bölgesindeki 4 omur da birleşerek kuyruk kemiğini oluşturduğu için omurganın 26 kemikten oluştuğunu söylemek daha doğrudur. Omurganın boyun bölgesinde 7, sırt bölgesinde 12, bel bölgesinde 5, sağrı bölgesinde 1 (5 kemik birleşmiştir) ve kuyruk bölgesinde 1 (4 kemik birleşmiştir) kemiği vardır.
Göğüs kemikleri
Göğüs kafesini oluştururlar ve 12 çifttir. Bunlardan baştan itibaren 7 çifti göğüs kemiğine, 8, 9, 10'uncu kaburga kemikleri 7'nci kaburga kemiğinin kıkırdak bölümüne bağlanmıştır. 11 ve 12'nci kaburga kemiklerinin ön uçları boştadır. Tüm kaburga kemikleri sırt omurlarına bağlantılıdır. Göğüs kafesi, akciğerleri ve kalbi korur; diyaframla birlikte hareketi solunuma yardımcı olur.
Kol kemikleri, Kol Kemik
Göğüs kafesinin arkasında yer alan kürek kemiğiyle üst ön tarafta bulunan köprücük kemiklerinden oluşan omuzlara bağlanmış olan kollarda pazı kemiği, önkol, kemiği, dirsek kemikleri ve el parmak kemikleri bulunmaktadır.
Bacak kemikleri, Bacak Kemik
Bacaklar iki kalça kemiği ile sağrı kemiğinden oluşan ve leğen kemiği adını alan bir kalça kemeri ile vücuda bağlanmıştır. Kalça kemiği aslında çatı kemiği, oturga kemiği, kalça kemiği kanadı (Uyum) adı verilen üç kemiğin birleşmesinden oluşmuştur. Bacaklarda uyluk kemiği, kaval kemiği, baldır kemiği, dizkapağı kemiği, ayak bilek kemikleri, ayak tarak kemikleri ve ayak parmak kemikleri vardır.
Eklemler, Eklem Çeşitleri
Eklemlerin Görevleri; Kemiklerin hareket ettirilmesi, kemikleri birbirine bağlayan eklemler aracılığıyla gerçekleşir. Eklemler oynamaz, yarı oynar ve oynar eklemler olmak üzere üçe ayrılır. Oynamaz eklemler, kafatasını oluşturan eklemlerdir. Omurga, yarı oynar eklemlidir. Kalçalar, omuzlar, kol ve bacak eklemlerinin tümü oynar eklemler gurubuna girerler.
İskelet Sistemi Hastalıkları
Küçük çocuklarda görülen raşitizim, kazalar sonucu oluşan kırık ve çatlaklar, omurga çarpıklıkları, kemik veremi, kemik kanseri, eklemlerde görülen çıkık, iltihap ve romatizma başlıca bozukluklardır.
Hareket Sistemi Hastaliklari Anasayfa
Destek ve Hareket Sistemi Yapısı
İnsan İskelet Sistemi Yapısı; Kemikler, Eklemler
İnsan Kas Yapısı, Kas Çeşitleri (Çizgili - Düz Kaslar)
Hareket ve Kas Sistemi İşleyişi
Bağ Dokusu Hastalıkları; Kiriş İltihabı, Kemik İliği İltihabı
Kemik Kanseri, Kemik Yumuşaması, Osteoporoz
Düztabanlık, Düz Taban Ayak Hastalığı
Romatoid Artrit, Artroz ve Miyozit Hakkında
Disk Kayması, Belağrısı (Lumbago)
İnsan İskelet Sistemi Yapısı; Kemikler, Eklemler
İnsan Kas Yapısı, Kas Çeşitleri (Çizgili - Düz Kaslar)
Hareket ve Kas Sistemi İşleyişi
Bağ Dokusu Hastalıkları; Kiriş İltihabı, Kemik İliği İltihabı
Kemik Kanseri, Kemik Yumuşaması, Osteoporoz
Düztabanlık, Düz Taban Ayak Hastalığı
Romatoid Artrit, Artroz ve Miyozit Hakkında
Disk Kayması, Belağrısı (Lumbago)
Destek ve Hareket Sisteminin Yapisi
Destek Hareket Sistemi, Destek ve Hareket Sisteminin Yapısı
Yaşamın temel özelliklerinden biri de yardımsız hareket edebilme yeteneğidir. Bu nedenle de «yaşam bir harekettir» sözü yerleşmiş bir deyimdir. Hareket ile madde, enerji değişimi ile de, organizmanın etkilenerek harekete geçirilişi arasında kuvvetli bir bağ vardır. Etki olmadan hareket, hareket olmadan da madde değişimi (metabolizma) ve enerji oluşamaz.
Hareket Sistemi; kaslar, kirişler (tendonlar), lifler, kıkırdaklar ve kemiklerden oluşan bir çalışma sistemidir. Sinir sistemi, hareket aygıtını uyartı ve kontrol yoluyla buyruğu altına almıştır. Hiçbir kas, herhangi bir sinir tarafından harekete geçirilmedikçe istemli ya da istemsiz hareket yapamaz. Buna karşın sinir, uyartıları, ya bilinçli isteklerden ya da istemsiz sinir sisteminden alır.
Yaşamın temel özelliklerinden biri de yardımsız hareket edebilme yeteneğidir. Bu nedenle de «yaşam bir harekettir» sözü yerleşmiş bir deyimdir. Hareket ile madde, enerji değişimi ile de, organizmanın etkilenerek harekete geçirilişi arasında kuvvetli bir bağ vardır. Etki olmadan hareket, hareket olmadan da madde değişimi (metabolizma) ve enerji oluşamaz.
Hareket Sistemi; kaslar, kirişler (tendonlar), lifler, kıkırdaklar ve kemiklerden oluşan bir çalışma sistemidir. Sinir sistemi, hareket aygıtını uyartı ve kontrol yoluyla buyruğu altına almıştır. Hiçbir kas, herhangi bir sinir tarafından harekete geçirilmedikçe istemli ya da istemsiz hareket yapamaz. Buna karşın sinir, uyartıları, ya bilinçli isteklerden ya da istemsiz sinir sisteminden alır.