Anne babaların, çocuklarda görülen obezite sorunu karşısında dikkat etmeleri gerekenler
Çocuğunuz eğer doyduğunu söylüyorsa onu daha fazla yemesi için zorlamayın. Aksi halde çocuk doğal bir şekilde kendisini besleme düzenini geliştiremeyecektir.
Çocuğunuza ikinci bir kere servis yapmadan önce birkaç dakika beklemenizde yarar vardır; çünkü beyne 'doydum' mesajının gitmesi için bu sürenin geçmesine ihtiyaç vardır.
Çocuklara ödül olarak yiyeceğin verilmesi doğru değildir. Yiyecek çocuğa ödül olarak sunulduğunda zamanla çocuk rahatlamak için her defasında yiyeceğe yönelebilir. Aslında çocukları en iyi motive eden şey ödül almak değil, övgü duymak ve teşvik edilmektir.
Çocuklara çok fazla yiyecek seçeneği sunmak onları daha çok yemeye yönlendirir. Yiyecek alternatiflerin minimum olması bu bakımdan önemlidir.
Eğer çocuğunuzun kiloları aşın ise ve artık bu onun sağlığım etkiliyorsa mutlaka konunun uzmanına gitmenizde yarar vardır.
Anne babaların çocuklarını spor yapmaya özendirmeleri gerekir.
Anne babaların eğer çocukları kilolu ise onlara anlayışlı davranmaları, kızmamaları çok önemlidir. Çocuk zaten kilolu halinden memnun değildir ve bunun hüznünü zaten kendisi duymaktadır. Anne babanın olumsuz tutumları çocuk üzerinde daha da olumsuz etki yaparak çocuğun durmunu kabullenmesine, içe dönmesine, hatta kendisini daha çok yemeye vermesine neden olabilir. Çocuğa kızmak yerine ailenin beslenme şeklini tamemen değiştirmesi, sağlıklı ve düşük kalorili şeyler yemeye başlaması çocuğu da olumlu yönde etkileyecektir.
Anne babaların belli besinleri çocuk için tamemen yasaklamaya yönelmeleri çocuğu o besinleri yemeye daha çok özendirecektir. Bunun yerine anne babaların sağlıklı beslenme konusunda çocuklarını bilinçlendirmeleri gerekir. Ayrıca evde çocuğun görebilip kolaylıkla erişebileceği yerlerde meyveler bulundurmak, cips gibi şeyleri alışveriş listesinden tamamen çıkarmak çocuk açısından hayatı daha da kolaylıştırıp onu sağlıklı beslenmek konusunda daha az savaş vermek zorunda bırakacaktır.
Çocuklarda obezitenin görülme nedenleri nelerdir?
Obezite kişinin aşırı kilolu olmasıdır. Obezite oranın çocuklarda giderek artmasının nedenleri arasında yaşam biçimi, medya gibi faktörlere ek olarak araştırma sonuçları ile de desteklenen psikolojik faktörler vardır. Obezite çağımızın karşı karşıya olduğu ve Amerika'dan tüm dünyaya yayılan en önemli sağlık problemlerin-dendir. Obez çocukları yaşamlarının sonraki yıllarında şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kanser gibi önemli sağlık sorunları beklemektedir.
Çocuklarda görülen obezitenin hızla artmasının nedeni tam olarak bilinememekle birlikte özellikle çevre koşulları ve genetiğin önemli etkisinin olduğu düşünülmektedir. Günümüzde çocuklar zamanlarının büyük bölümünü televizyon ve bilgisayar karşısında geçirdikleri için hareketsizdirler. Yağlı ve şekerli yiyeceklerin tüketimi de geçen yıllara oranla oldukça artmıştır. Tüketilen besinlerin büyük bölümünü yüksek kalorili besinler oluşturmaktadır. Bütün bu faktörlere ek olarak psikolojik faktörlerin de çocuğun beslenme alışkanlığı üzerinde etkili olabileceğinin unutulmaması gerekir. İngiltere'de 2002 yılında Londra Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmayla stresin çocukları aşırı yemeye ittiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma stresli olan çocukların daha çok abur cubur ve yağlı şeyler yemeye yöneldiklerini, genelde kahvaltı etmeyerek meyve ve sebzeleri de tercih etmediklerini göstermektedir. Lon-dra'daki yaşları 11-12 arasında değişen dört bin okul çocuğu üzerinde yapılan araştırmada stres oranı en yüksek olan çocukların beslenmeleri en kötü olan ve en sık atıştıran çocuklar olduğu saptanmıştır.
Değişik nedenlerden ötürü anne babalar çocuklarının stresli olduklarını fark etmeleri halinde çocuğu yiyecek yerine spor, sanat gibi aktivitelere yönlendirerek enerjilerini harcamalarını sağlamalılar.
Anne babanın boşanma sürecinde çocukların uyku ve beslenme düzenleri nasıl etkilenir?
Boşanma, tüm aile bireylerini etkileyen çok zor bir süreçtir. Bu durumdan çocukların yalnız beslenme ve uyku değil tüm düzenleri etkilenir. Ortak bir yaşantı ve gelecek düşüncesine veda etmek her zaman için acı vericidir. Kişilerin yeni düzenlerini kurup buna alışmaları birkaç yıl alabilir. Bu nedenle de boşanma yaşanırken ve sonrasında anne babaların hem kendilerine hem çocuklarına bu geçiş sürecinde zaman vermeleri ve sabırlı davranmaları gerekir.
Boşanma sonrasında çoğunlukla çocuklar annede kalır. Genellikle de çocukla kalan ebeveyn eşinin boşluğunu çocuğu ile doldurmaya çalışır; ki bu da çocuk üzerinde olumsuz sonuçlar yaratır. Sözgelimi boşanma sonrası çocuğuyla uyumaya başlayan, onunla ayrı bir dünya kurmaya çalışan anneler vardır. Çocuk için dünyanın yeterince karmaşık olduğunu düşünürsek ailedeki parçalanma onun zaten hassas olan dengelerinin kolaylıkla bozulmasına neden olur.
Çocuğun problemlerinin başında anne babanın gitmeyen ilişkisine kendisinin neden olduğuna ilişkin yaşadığı suçluluk duyguları gelir. Anne babanın çocuğuna öncelikle eşler arasındaki anlaşmazlıkta çocuğun payının olmadığını anlatması gerekir. Pek çok çocuk/genç, anne babalarının ayrılmasının onları rahatlattığını, hatta bazıları anne babaları arasında sürekli bir tartışmaya, huzursuzluğa tanık oldukları için onların ayrılmalarından duydukları memnuniyeti dile getirirler. Anne babalar ise daha çok kendi duygularını farkında olmadan çocuklarına empoze etmek eğilimindedirler. Anne babaların kendilerinin içinde bulunduğu duygu durumundan çocuklarınınkini ayırt edebilmeleri gerekir. Bu, çocukların kendi duyguları ile daha kolay başa çıkabilmesini sağlar.
Boşanmanın kişiye acı vermesinin bir başka nedeni de neden olduğu belirsizliktir. İnsanı en çok yoran, korkutan, kaygılanmasına neden olan belirsizlik durumudur. Çocukların kendilerini güvende hissedebilmeleri için böylesi bir belirsizlik durumunda bile olabildiğince açık ve net ifadeler kullanmak gerekir. Sözgelimi, çocuğun anne ve babasından, "Ayrılmamızın nedeni bizim çok sık tartışmamız, bunun seninle bir ilgisi yok" şeklinde ifadeler duymaya ihtiyacı vardır.
Çocuk üzerinde arkadaş çevresi büyük bir baskı ve etki unsurudur. Özellikle okulda çocuğun cevap veremeyeceği sorulara maruz kalmadığından ya da kendisiyle alay edilmediğinden emin olmak gerekir. Çocuğun, anne babasının boşanmış olduğu bir başka çocukla arkadaşlık etmesi, özelini daha kolay paylaşmasını sağlar. İçinde bulunulan durumu paylaşmak strese karşı en etkili yöntemlerden biridir. Anne babaların çocuklarına duygularını ifade etmeleri için fırsat vermeleri aynı nedenden ötürü çok önemlidir. Boşanma sırasında ve sonrasında çocuğun ebevenleriyle birlikte tüm dış dünyaya karşı öfkeli olması yaygın ve doğal bir tepkidir. Çocuğa şu anda içinde bulunulan durumun ve öncesinin resmini çizerek anlatmak kavramasına yardım eder. Açıklamalar yapmak yerine çocuğu kendisini anlatmaya teşvik etmek gerekir.
Boşanma gibi zor bir süreçte anne babaların üzerinde durmaları gereken bir başka önemli nokta da çocuğun içinde bulunduğu gelişim evresidir. Küçük çocuklar daha çok somut düşünebildikleri için, onlara uzun uzun içinde bulunulan durumun nedenlerini anlatmak yerine açık ve net bir şekilde bundan böyle hangi günler nerede yaşayacağı, okulla ilgili yeni bir düzenlemeye gidilip gidilmeyeceği konularında somut bilgiler verilmesi gerekir.
Çocuklar özellikle de gençler genellikle anne babalarının ayrılmasının onların arkadaşları ile olan ilişkilerini direkt etkilediğini, ikili ilişkilerden kaçındıklarını, karşı tarafa daha güvensiz davranıp daha kıskanç tavırlar sergilediklerini dile getirirler. Bu nedenle de anne babaların çocuklarının arkadaş ilişkilerindeki değişiklikler konusunda da dikkatli davranmaları gerekir.
Çocuğun yeniden güven duygusu kazanabilmesi için hayatında belirli bir rutinin varlığına ihtiyacı vardır. Pratik yaşama ilişkin düzenlemeler ne kadar çabuk hayata geçirilirse geçişin neden olduğu sancılar o kadar kısa sürer. Çocuğun artık anne babadan oluşan iki ayrı dünyası vardır. Bu iki ayrı dünyanın birbirini tamamlaması, çocuğun ruhsal dünyasında parçalı değil, birbirini tamamlayan bir duruma dönüşmesi gerekir.
Anne babalar içinde bulundukları duygu durumlarını çocuklarına anlatmalarına gerek kalmadan onlara hissettirirler. Duyguların fark edilmesinde çocuklar yetişkinlere göre çok daha duyarlıdırlar.
Anne babanın kendisini bırakmaması çocuğunun ihtiyacı olan en önemli mesajı, "anne ve babanın güçlü olduğu" mesajını verir.