Hipofiz Hormonu ve GH Yetersizligi

Hipofiz Hormonu Yetersizliği Belirtileri

GH yetersizliğinin (GHD) klinik belirtileri, bu hastalığın çocuklukta mı yoksa erişkinlikte mi görüldüğüne bağlıdır (53). Eskiden büyüme tamamlandıktan sonra GH’ın artık çok fazla bir önemi olmadığına inanılırdı. Ancak GH replasmanı almayan hipopitüitarizimli hastalar üzerinde yapılan çalışmalar, bu olguların artan kardiovasküler mortaliteye eşlik ettiğini ortaya çıkarmıştır (54). GHD ile azalmış kardiovasküler performans ve kardiovasküler hastalığa yol açan artmış risk faktörleri (örneğin artmış LDL-kolestrol) arasındaki ilişki, net bir biçimde belgelenmiştir (55,56). Klinikte erişkin GHD‘nin açık semptomları, genellikle yüksek yağ kitlesi, düşük enerji ve canlılık ile sosyal izolasyondur. Çalışmalar, GHD’li erişkinlerin yaşam kalitesinin düştüğünü göstermiştir (57). Her ne kadar yapılan çalışmalarda birbirine benzer sonuçlar alınmamış olsa da (58,59), GH replasman tedavisiyle hem yaşam kalitesi (60) hem de hafıza gibi bazı kognitif fonksiyonlar (61) düzeltilebilir. Aynı zamanda GHD; kemik mineral yoğunluğunun azalması, kas kitlesi ve kas gücünün azalması ve genel sağlığın bozulması ile de ilişkilidir (62). GH yetersizliğinin en açık sonucu büyümenin yavaşlaması olmasına rağmen, GHD’li çocukların metabolizmasında da bazı bozulmalar görülebilir. Çocukluktaki GHD’ nin diğer özellikleri şunlardır:
1.İskelet olgunlaşmasında gecikme
2.Artan yağ kitlesi
3.Azalan kas kitlesi
4.Genç çocuklarda hipoglisemi
5.Mikropenis
6.İnce ses
7.Dental olgunlaşmada gecikme

Hipotalamik Hormonlar

Hipotalamik Hormonlar Ve Portal Venöz Sistem

Anterior hipofiz bezdeki kanın büyük kısmı, hipotalamusun orta kısmından anterior hipofize giden uzun portal venlerle sağlanır. Nöral ve hormonal sinyallere tepkili hipofiz sekresyonunu kontrol etmek için hipotalamus, portal sistemin içine bazı düzenleyici hormonlar salgılar. Bu hormonlar:

1.TSH salgılayan hormon-TSH ve prolaktin salgılanmasını uyarır.
2.Kortikotropin salgılayıcı hormon-ACTH salgılanmasını uyarır. Sirkadyen ritm, kortizol düzeyinde günlük değişmelere neden olur. Buna göre kortizol sabahları en düşük; akşamları ise en yüksek düzeydedir. Ancak bu hormon, fizyolojik strese bağlı olarak da uyarılabilir.
3.Gonodotropin salgılayan hormon
4.GH-salgılayan hormon(GHRH)
5.Somatostatin-GH ve TSH salgılanmasını inhibe eder.
6.Dopamin-tonik olarak prolaktin salgılanmasını inhibe eder. Ayrıca daha az etkili olmak kaydıyla TSH ve GH’da inhibe eder

Hipotalamik ve Hipofiz Aksi

Hipotalamik ve Hipofiz Aksi Fizyolojisi

Hipofiz hormon sekresyonunun fizyolojisi ve bu sekresyonun hipotalamus tarafından düzenlenmesi çok geniş ve karmaşık bir konudur
Anterior Hipofiz Hormonlar
1. Adrenokortikotropik Hormon (ACTH): Daha ziyade adrenal korteksden glikokortikoid (kortizol) sekresyonu stimüle eder. Ayrıca androjen ve mineralkortikoid (aldosteron) sekresyon üzerinde az bir etkiye sahiptir. Aynı türden polipeptid ve b-lipoprotein ürünler, cilt pigmentasyonunun kontrolünde rol alırlar.
2.  Büyüme Hormonu (GH): Protein sentezini ve yağ metabolizmasını yükseltir; karbonhidrat metabolizmasını ise düşürür. GH, çocuklarda boy uzamasını sağlar ve pek çok etkisini çeşitli dokularda GH’a tepki olarak üretilen insülin benzeri büyüme faktörü -1 (IGF-1) aracılığıyla dolaylı bir biçimde yerine getirir.
3. Luteinize Edici Hormon (LH) ve Folikül-Stimülan Hormon (FSH):
Gonadların ve üreme fonksiyonunun büyümesini ve gelişmesini kontrol eder. Kadınlarda FSH, foliküler gelişimden sorumludur, LH ise ovulasyonu başlatır. Erkeklerde FSH, sperm oluşumuna katkıda bulunur. LH ise leydig hücrelerinin ürettiği testesteronu kontrol eder. Bu hormonlar, alfa ve beta adlı iki alt grupdan meydana gelmiştir. Alfa alt grubu, LH, FSH ve TSH’da yaygın olarak bulunur. Beta alt grubu ise her bir hormon üzerinde belli bir biyolojik etkiyi belirler.
4.    TSH: Tiroid bezindeki tiroksin (T4) ve triiyodotronin (T3) sekresyonunu uyarır.
5.  Prolaktin: Hamilelik sırasında meme gelişimini sağlar ve laktasyonu uyarır. Hedef organlar üzerindeki etkileri aracılığıyla bu hormonlar, neredeyse vücuttaki bütün metabolik süreçleri düzenlerler. Ancak GH tek bir hedef organa sahip olmaması bakımından diğer hipofizer hormonlardan ayrılır. Çünkü GH reseptörleri çoğu dokuda mevcuttur (50,51). Anterior hipofizer hormonların sekresyonunu regüle edenler hipotalamusun arkuat nükleus hücreleri tarafından portal venöz sistemin içine bırakılırlar (51).
Posterior Hipofiz Hormonlar
Posterior hipofiz hormonlar, hipotalamus içinde supraoptik ve paraventriküler çekirdeğin hücre cisimlerinde sentezlenir. Bu hormonlar sentezlendiklerinde nörofizin adlı taşıyıcı proteinler haline gelirler. Bu bileşimler sirkülasyona katılana kadar sinir uçlarında depolandıkları posterior hipofiz bezine aksonlarla taşınırlar. Bu hormonlar, sekresyon sonucu taşıyıcı proteinlerden serbest bırakılırlar. İki önemli posterior hipofiz hormon bulunur.
1.Arginin Vazopresin: Genellikle supraoptik çekirdekte sentezlenirler.Arginin vazopresin, böbrekler üzerinde etkide bulunarak yeniden su emilimini artırır, böylece kan volümünü ve serum ozmoloritesini kontrol eder.
2.Oksitosin: Genellikle paraventriküler çekirdekte sentezlenir. Uterusun düz kasları ve meme bezleri üzerinde etkilidir. Bu hormon fetüsun doğumuna ve emzirme sırasında süt salınmasına yardım eder

Hipofiz Bezinin Kanlanmasi

Hipofiz Bezinin Kanlanması

Anterior hipofiz bezi, vücutta en çok damara sahip olan dokudur. Arteryal kan, alt ve üst hipofizyal arterler tarafından temin edilir. Üst hipofizyal arter hipotalamusta kapiller damar ağını meydana getirir. Bu kapiller damar ağı, anterior hipofiz beze ulaşmak için pitüiter stalkdan aşağı inen uzun portal venleri besler. Venöz drenaj, kavernöz ve inferior petrozal sinüslerin içine doğrudur
Hipofiz Bezinin Sitolojisi
Anterior hipofiz bez hücreleri; önceleri hematoksilen ve eozin, hematoksilen ve filoksin, hematoksilen, filoksin ve saffran boyası baz alınarak asidofil, bazofil ya da kromofob olarak sınıflandırılırlardı. Ancak günümüzde bu hücreler, salgıladıkları hormonlara göre sınıflandırılırlar (51).
1.  Somatotroplar-anterior hipofizer hücrelerin yaklaşık %50’sine karşılık gelen gH salgılayıcı granüler, asidofilik hücrelerdir. Bu hücreler, hipofiz bezinin daha ziyade lateral kısmında bulunurlar.

2. Laktotroplar-yaşa, cinsiyete ve doğuma göre anterior hipofiz hücrelerin %10 ile %25’ini oluşturan prolaktin salgılayıcı, asidofilik hücrelerdir. Bu hücreler, hipofiz bezinin içine gelişi güzel bir biçimde dağılmıştır.
3.  Kortikotroplar-ACTH salgılayan, bazofilik hücrelerdir. Genellikle hipofiz bezinin anteromedial bölümünde (mukoid yapıda) yer alırlar ve anterior hipofiz hücrelerin %15-20’sini oluştururlar.
4.  Gonadotroplar-LH, FSH ve glikoprotein hormonlarının hormonal açıdan etkisiz alfa subünitelerini salgılarlar. Bezin her tarafında bulunan bu hücreler, çoğu kez bazofiliktir ve anterior hipofiz hücrelerinin %10-15’ini oluştururlar.
5.  Tirotroplar-anterior hipofiz hücrelerin %10’dan azını oluştururlar ve TSH salgılarlar. Bu hücreler, hipofiz bezinin anteromedial bölümlerinde bulunurlar.
6.  Mamosomatotroplar-GH ve prolaktin salgılarlar (51). Normal bir anterior hipofiz bezinde null(etkisiz) hücre olarak adlandırılan diğer kromofobik hücreler de yer alır. Bu hücreler, hormonal açıdan etkisizdir ve bunların fonksiyonel rolü bilinmemektedir (51). Posterior hipofiz hormonları salgılayan hücreler, hipotalamusun paraventriküler ve supraoptik çekirdeğinde bulunan magnoselüler nöronlardır. Bu hormonlar hipotalamusda üretilir, aksonlar yoluyla posterior hipofize gönderilir ve sirkülasyona karışana kadar burada depolanırlar.