Bebekler Ne Kadar Uyumalı?

1-3yaş arasındaki çocuklar günde 12-14 saat uyumahdır. Çocuklar 1 yaşlarına gelirken 18-21 ay arasında sabahlan uyandık­tan bir süre sonra yeniden uyumayı bırakırlar. Bu aylarda çocuklar gün ortasında ortalama 1,5-2 saat kadar uyurlar. Bu yaş grubunda­ki çocukların uyku ihtiyacı ortalama 14 saat iken genellikle ortala­ma toplam uyku süreleri yaklaşık 10 saattir.

Bebek uyku süresi

21-36 ay arasında genellikle pek çok çocuk öğleden sonra uyu­ma ihtiyacı duyar. Ortalama öğle uyku süreleri de 1 ve 3 saat ara­sında değişir. Akşamları 19.00 ve 21.00 saatleri arası yatıp sabah­ları 06.00 ile 08.00 arası uyanırlar. Eğer çocuğunuz yeterince iyi uyuyup dinlenebiliyorsa gün içindeki değişikliklere kolaylıkla uyum sağlar. Ancak eğer çocuğunuzun uykuları yeterince sağlıklı değilse yaşamındaki değişikliklere uyum sağlaması oldukça zor olur. Yine bu aylar genellikle çocukların beşikte uyumaktan yatakta uyumaya başladığı aylardır. O nedenle de bu aylarda ayrılma, karanlıktan, ca­navarlardan korkma gibi yeni korkular geliştirebilirler. Uyku ile ilgi­li olabilecek olası tüm problemleri aşabilmek için mümkün olduğun­ca erken yaşta bir uyku düzeninin yerleşmiş olması gerekir.

3-6 yaş arasındaki çocuklar günde 10-12 saat uyumahdır. Bu yaşlarda çocuklar genellikle akşamları saat 19.00 ile 21.00 saatleri arası yatıp sabahlan saat 06.00 ile 08.00 arası uyanırlar. 3 yaşlarında hâlâ öğle uykuları devam ederken 5 yaşında genellikle öğle uykusu tamamen ortadan kalkar. 3 yaşından sonra uyku problemlerine pek rastlanmaz; çünkü ilk 3 yıl içinde çocuğun be­nimsediği bir uyku düzeni oluşmuştur.

Her zaman anne babaların dikkatli olmalan gereken nokta çocuk­larının yeterince uyuyup dinlendiklerinden emin olmaktır. Çocuklar yuvaya ya da hazırlık sınıfına başladıklarında öğle uykusuna direnç göstermeye başlarlar. Eğer çocuğunuz geceleri daha erken yatarak öğ­le uykusu açığını kapatamıyorsa, öğle uykularında ısrarcı olmakta ya­rar vardır. Eğer çocuğunuz hazır olmadan öğle uykusunu bırakırsa bu durum çocuğun davranışlanna huzursuzluk olarak yansıyacaktır.
Pek çok başka etmenin yanı sıra çocuğunuzun uyku düzeni, uykusunun kalitesi ruh hali ve davranışları üzerinde etkilidir.


Çocuklarda Uyku Süresi

7-12 yaş arasındaki çocuklar günde 10-11 saat uyumahdır. Bu yaşlarda gerek sosyal yaşam, gerek okul yaşamı, gerekse aile içi etkinliklerden ötürü daha geç saatlerde uyunur. 12 yaş civarın­da genellikle çocukların uykuya gidişleri akşam 21.00 olmakla bir­likte çocuktan çocuğa da değişkenlik gösterir. Ortalama gece uyku süresi dokuz saattir. 7-12 yaş arasında uyumakta zorlanan ve uy­kuları yeterince kaliteli olmayan çocukların okul yaşamında zor­landıkları görülür.

Cocuklarda Kabus Gorme

Çocuklarda Kâbus Görme

Çocukların rüya görmeleri doğal ve gereklidir. Kâbuslar çocuklar­da kaygının varlığının habercisidir. Kâbuslar genellikle bir kitap­taki korkunç bir kahraman ya da bir çizgi film kahramanı ile ilgili görünseler de aslında daha genel bir kaygı nedeniyle ortaya çıkar­lar. Anne baba arasında yaşanan bir geçimsizlik, çocuğun tanık olduğu bir tartışma kâbus görmesine neden olur.

Bazı anne babalar geceleri çocukları ağlayarak uyandıklarında ya da iyi olmadıklarında derhal çocuklarının yanına giderek onaları yatıştırma eğilimindedirler. Bazı anne babalar ise bu durumda daha yavaş hareket edebilirler. Çocuğunuz gece korku içinde ağla­yarak uyandığında yapılabilecek en iyi şey yanına giderek onu yatıştırmaktır; bu genellikle işe yarar ve çocuk kolaylıkla uykuya dalar. Ertesi gün eğer çocuk gördüğü kâbusu hatırlıyorsa üzerine konuşmakta yarar vardır. Ancak çocukların büyük bölümü sabah­ları uyandıklarında gördükleri kâbusu hatırlamazlar ve gece yaşa­dıkları korkuyu atlatmaları da çabuk olur.

Bebeklerde Kabus

İki üç yaşlarındaki çocuklarda görülen bir başka şey de gecele­ri uykularında çığlık atıp bağırmalarıdır. Çocuğu korkutan her ne ise uyandırılmaya çalışıldığında bile o şeyi görmeye devam eder. Kendini yatıştırmak için yanına gelen ebeveynine bir taraftan uyu­maya devam ederken diğer taraftan da kendisini korumak amaçlı saldırabilir. Böylesi bir durumda çocuk uyandırılmamalı, yanında kalarak nöbetin geçmesi beklenmelidir. Genellikle çocuklar böyle­si bir nöbetin ardından uyanmayarak uyumaya devam ederler. Bu tür nöbetler genellikle çocuğun yaşadığı duygusal bir sorunun ha­bercisi değildir. Bu tür nöbetlerin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yüksek ateş ya da yaşanan travmaların neden olduğu dü­şünülmektedir. Eğer bu durum düzenli olarak devam ediyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Cocuklarda Ruya Gorme

Çocukların rüyaları ne anlama gelir?

Rüyalardaki görüntüler sembolik olarak kişinin bilinçdışı çatışma­larını temsil eder. Kişi rüyaları aracılığıyla geçmiş yaşantıları ile şimdiki yaşantıları arasındaki ilişkiyi daha kolay kurabilir. Bu nedenle de rüyaların geçmişi ve şimdiyi buluşturması bakımından birleştirici bir işlevi de vardır.

Çocuklarda Rüya Görme

Rüyalar hafızamızda yer alan geçmiş yaşantılarımızı gündelik hayatın rutinine bağlayarak yaşamımızda bir sürekliliği sağlarlar. Bu sürekliliği biz çocukların oyunlarında görebiliriz. Çünkü çocuk­lar oyunlarında fantezilerini olduğu kadar rüyalarını da canlandı­rırlar. Çocukları anlayarak onların ruhsal çatışmalarını çözümle­mek amacıyla kullanılan oyun terapisi çocuğun fantezi ve düşün-çelerini açığa çıkarması bakımından oldukça etkili bir yöntemdir.

Çocukların rüyaları ve kâbusları tıpkı oyunları gibi onların duygusal çatışma ve kaygılarını ifade etmeleri bakımından oldukça anlamlıdır. Rüyalar kimi durumlarda duygusal çatışmaların çözüme ulaşmasına da yardım ederler. Nasıl bazı çocuklar oyun oy­namada zorlanırlarsa bazı çocuklar da kolaylıkla rahatlayıp uykuya dalmakta ve rüya görmekte zorlanabilirler. Yapılan araştırmalar an­neleri depresyonda olan çocukların hem oyun kurmakta zorlandık­larını hem de daha çok kâbus gördüklerini göstermektedir.

Rüya uykunun REM döneminde görülür. REM, uykuda beynin en aktif olduğu dönemdir. Geçmişte bebeklerin rüya görmedikleri düşünülüyordu. Yapılan araştırmalar yalnız bebeklerin değil, yeni doğanların bile rüya gördüklerini göstermiştir. Hatta yeni doğan bir bebeğin bir ergenden daha fazla rüya gördüğü tespit edilmiştir. Doğumdan sonraki ilk iki hafta yaşamda en fazla rüyanın görül­düğü dönemdir. Bu bilgi bebeklerin doğumdan önce de rüya görüp görmedikleri sorusunu akla getirmektedir.

Bebekler anne rahminde ilk aylardan sonra uyumaya başlarlar. Anne rahmindeki bebekte 28. haftadan sonra REM uykusu dalga­ları tespit edilmiştir. Bebekte, 30. hafta itibariyle de REM uykusu dalgaları ile birlikte hızlı göz hareketleri gözlemlenmiştir. Tüm bu bilgiler bebeklerin daha doğumdan önce rüya görmeye başladıkla­rını göstermektedir.

Bebeklerde Rüya Görme

Küçük çocuklar henüz gerçeklik ve fanteziyi birbirinden ayıra­madıkları için söze rüyalarını anlatmaya başlayıp daha sonra da fantezilerini anlatarak devam edebilirler. Çocuğun rüyasındaki bir motif, daha sonra gördüğü bir çizgi film ya da yaşantı ile birleşe-bilir. Anne babaların, çocuklarının rüyalarını dinlerken bu gerçeği göz önünde bulundurmaları gerekir.

Rüyalar, çocukların iç dünyalarını yansıttığı için anne babala­rın çocuklarını rüyalarını anlatmaya teşvik etmelerinde yarar var­dır. Anne babalar çocuklarının rüyalarını her ne kadar bir uzman gibi yorumlayamasalar da çocuklarını dinleyerek ve çocuğun rüya­ları aracılığıyla anlatmaya çalıştığı duygunun adını koyarak, çocu­ğun kendisini anlamasına yardım edebilirler.

Cocuklar Neden Uyku Problemi Yasar

Çocuklar niçin uyku problemi yaşarlar?

Çocuk, değişik nedenlerden ötürü huzursuz, mutsuz olduğunda içinde bulunduğu duygu durumu onun ya beslenme düzeni ya uy­ku düzeni ya da her ikisi üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle de an­ne babaların çocuklarını düşünürken üzerinde durmaları gereken en önemli iki noktadan birisi beslenme, diğeri uyku düzenidir. Eğer çocuğunuz uykuya dalmakta sorun yaşıyorsa, ya da geceleri ağla­yarak uyanıyor, korktuğunu söyleyerek sizin yanınızda uyumak istiyorsa, sorunun çözümü için, varolan sorunun kendisini sadece bir 'gösterge' olarak kabul etmelisiniz. Bu 'gösterge' ile 'gösteri-len'in aslında ne olduğu üzerinde düşünmelisiniz.

Çocukları uyku problemi yaşayan anne babalar öncelikli olarak bu sorunun ne kadar zamandır var olduğu ve hangi sıklıkta orta­ya çıktığına bakmalılar. Eğer çocuğunuzun uykuyla ilgili problem­leri bebekliğinden itibaren varsa bu, çocuğunuzun uyku düzeninin yerleştirilmesinde geç kalındığını gösterir. Belki de anne baba far­kında olmadan çocuklarının duygusal olarak büyümesini, bağım­sızlaşmasını kendileri geciktirmiştir. Uyku düzeninin yerleştiril­mesi konusunda evde birdenbire olmayan bazı radikal düzenleme­lere gidilmesi ve bunun kararlı bir şekilde hayata geçirilmesi gere­kir. Nedeni her ne olursa olsun bu geciken uyku düzeninin yerleş­tirilmesi için bir taraftan pratik uygulamalara gidilirken, bir taraf­tan da çocuğun kişiliği ve davranışları bir bütün içinde ele alınma­lı, sadece uygulamada değişikliklere gitmekle yetinilmemeli, ara­daki ilişki de güçlendirilmeye çalışılmalıdır.

Eğer çocuğunuzun yaşadığı uyku problemi yeni bir durum ise problemin ne zaman başladığı tespit edilerek, problemin ortaya çıktığı dönemde çocuğunuzun ya da sizin hayatınızda ne gibi de­ğişiklerin olduğu üzerine düşünülmelidir. Bu konuda genellikle anne babalar çocukları üzerine kendilerinden bağımsız olarak dü­şünürler. Anne ya da baba bir süredir bir sıkıntı yaşıyor ve çocu­ğunun bu duygu durumundan etkilenebileceği gerçeğini gözardı ediyor olabilir. Bu da onları sorunun olası neden ya da nedenleri­ni bulmakta, dolayısıyla da çözüme ulaşmakta geciktirir.

Çocukların yaşadığı bir korku, hazırlıksız yaşadığı bir ayrılma deneyimi, anne babası arasında yaşanan bir tartışmaya tanık ol­ması, anne ya da babanın sıkıntılı olması çocuğun yalnız kalması­nı zorlaştırır. Yalnız kalmakta sorun yaşayan çocuk ise en çok uyumakta sorun yaşar.

Anne babaların dikkat etmeleri gereken bir başka konu da uyku problemini tek başına ele almayarak, çocuğun diğer davranışlarında da bir değişiklik olup olmadığı üzerinde durmalarıdır. Uyku proble­mi yaşayan çocuklar genellikle anneden ayrılmada da problem ya­şarlar. Oyunları ve genel olarak davranışları huzursuzdur. Huzur­suz bir ruh hali içindeki çocukla ilişki kurmaya çalışmak her zaman kolay olmaz. Çocuğun bu durumu anne babayı zorlar. Çocuk anne babasının zorlandığını, en önemlisi de çaresiz kaldığını gözlemlerse kendi kendini kontrol etmekte daha da zorlanır. Anne babanın kontrolü hep ellerinde tuttuklarını ve güçlü olduklarını gözlemleme­si çocuğun kendisini güvende hissetmesine yardım eder. Çocukla di­yalog kurarken, "Biliyorum..." diye başlayan cümleler kurarak çocu­ğa hissettiğini düşündüğünüz duyguları tercüme etmek, hem çocu­ğu rahatlatacak hem de güçlü olduğunuzun mesajını verecektir.

Çocuğun rahat uyuyabilmesi için uyumaya hazırlık zamanını rahat geçirmesi, mümkün olduğunca bir seremoni şeklinde .yaşa­ması gerekir. Çocuk bir kargaşa, acele içinde, bir anlamda oldu bittiye getirilerek kendisini yatağında buluyorsa ya da yatağına git­meden, uykuya hazırlanmadan televizyon karşısında uyuyakalı-yorsa gece uykusu bölünebilir. Üstelik de uykuya daldığı yerin ge­ce uyandığı yerden başka olması onu tedirgin ederek yeniden uy­kuya dalmasını zorlaştırır.

Annelerin ve babaların günümüzde uzun saatler çalıştığını ve eve oldukça yorgun geldiklerini düşünecek olursak onların çocuk­ları ile yeterince uzun ve keyifli zaman geçirmeleri, sözgelimi uy­ku öncesi sabırla çocuğun uykuya gidişine yardım etmeleri olduk­ça zordur. Ancak mümkün olduğunca, asgari ölçülerde de olsa ço­cukla kurulan ilişkide özenli davranmaya gerek olduğunun unu­tulmaması gerekir.