Kabizlik ve Seker Hastaligi

Kabızlık ve Şeker Hastalığı

Diyabet kelimesi "Diabetes: Geçen" sözcüğünün türevidir. Gerçekten başlangıçta diyabet kelimesi sık ve bol işeme ile belirgin bir hastalığı tarif etmek için "su vü­cudu duraklamaksızın geçer" anlamında kullanılıyordu. Şimdi ise diyabet sözcüğü, en sık, en uzak diyabet şekli olan şekerli diyabet için kullanılmaktadır. Kandaki şekerin çok yüksek yoğunluğuna bağlı olarak, idrar hacminin artması, idrara şeker geçmesiyle oluşur. Gerçekten diyabet, kanda glukozun olağanüstü artmasıyla be­lirgin bir hastalıktır. Bu seviye böbrek eşiği denilen seviyeyi aştığında (160-180 mg/100 mi) glukoz suyu da birlikte sürükleyerek idrara geçer. Bu nedenle sık ve bol şekerli idrar çıkarılır.

İki tür diyabet hastalığı vardır:

İnsüline bağımlı diyabet, her defasında örneğin yemekten sonra çok artan kan şekerini azaltan ve onu normal sınırlarında tutan, pankreas tarafından üretilen insülinin eksik salgılanmasına bağlıdır. Diyabetin bu türü şeker hastalarının %15'ini (200-225.000 şeker hastası) oluşturur. Aynı zamanda genç türü diyabet veya yağsız diyabetten de bahsedilir. Zira esas olarak çocuk, ergenlik ve genç erişkinlerde görülür ve önemli derecede zayıflama oluşturur. Kalıtımsal nedenlerle veya pankreasın ağır bir hastalığından sonra bu organ yeterli insülin salgılayamaz. Diyabetin bu şekli bir uygarlık hastalığı gibi kabul edilmez.

İnsüline bağımsız diyabet, de insülin eksikliği yoktur. Kandaki insülin dü­zeyi çoğunlukla normalden daha yüksektir. Bütün işlevler normal olduğunda, insülin kanda var olan glukoz fazlasını yakalayarak organizmanın farklı hüc­relerine emir vererek etki eder. Fakat insüline bağımsız diyabette hücreler artık bu emirlere cevap veremez. Diyabetin bu şekli görünüşte sağlıklı olan şahıslarda ve çok yavaş olarak yerleşir. Bunlar çok bol yemek yapmayı ve yemeyi seven insanlardır. Yemeğin art arda bol miktarda yenmesi, daima çok önemli olan insülin salgısını uyarır ve bu uyarılarla hücreler büyür ve giderek bu hormona duyarlılığını kaybederler. Diyabetin bu şekline (yağlı diyabet veya 50 yaş diyabeti) de denilir. Gerçekten olguların %95'i olgun yaştaki, şişmanlık sorunu olan yetişkinlerde gözlenir. l'/2 milyondan fazla Türk insanının diyabetin bu türüne yakalandığı ve bunların içinden 700.000'inin durumlarından tamamen habersiz olduğu öngörülmektedir. Hastalık gelişip sıklıkla ağır ve geriye dönüşsüz ihtilaflar serisiyle aniden ortaya çıkar.

Şeker Hastalığının Zararları

Bu zararların hepsi kan damarları cidarının bozulmasına bağlıdır. Kandaki fazla glukoz bu cidarlarda toplanır ve onları kalınlaştırıp sertleştirir. Böylece farklı organlar ve kan arasındaki değişimlerde önemli kayıplar oluşturur. Bu organlar dayanıksız olduğu gibi onların kan verdileri de artmıştır. Böylece gözler, böbrekler ve sinirler en sık hastalanan organlardır. Batı ülkelerinde yetişkin körlüğünde şeker hastalığı ilk sırayı alır. Bu hastalık ağır böbrek yetmezlikleri olgularının %20'sinden de so­rumludur. Sinir tutulumu özellikle ayaklarda tüm duygu kaybı veya yanmalara benzeyen ağrılarla belirgindir. Büyük atardamarlar, özellikle infarktüs tehlikesinin arttığı kalbin atardamarları ve felç tehlikesinin görülebileceği beyin damarları sık­lıkla hastalanırlar. Diyabette korunma bu zararlardan kaçınmak için temeldir. Has­talıktan şüphelenildiği andan itibaren sistemli bir tarama ve özellikle iyi bir bes­lenme sağlığı gereklidir.

Şeker Hastalığında Korunma

Hangi öğeler insüline bağımsız bir diyabetten şüphe ettirebilir? Kimler taranmalı-dır? Esas olarak şişmanlık sorunu olan bütün kişiler taranmahdır. Her ne kadar şişmanlık daima bir diyabetle birlikte değilse de, şişmanlıktan şikayetçi bütün bi­reylerde diyabetin olmadığını her zaman göstermek gereklidir.

Diğer belirtiler de diyabetten şüphe ettirebilir. Gece işemek için uyanma ihtiyacı, sürekli susama, anormal yorgunluk. Kalıtsallık önemli olup, diyabetli bir ailenin üyesi her birey taranıp, biyolojik testlere girmelidir.

Üç basit araştırma yeterlidir:
Açlık ve tokluk kan şekerleri tayini veya en iyisi şeker yükleme deneyi ve 24 saatlik idrarda glukoz tayini.

Diyabetin korunma ve tedavisi, herşeyden önce düzenli hafif sporla birlikte iyi bir beslenme hijyenine dayanır. İnsüline bağımsız diyabet, uygarlık hastalığı kabızlık ve kolesterol ile aynı niteliktedir. Yani kısmen yaşam tarzı ve modern beslenmeye bağ­lıdır. Şeker ve arıtılmış gıdaların fazla alınması, kanda glukozun sık sık önemli dere­cede artmasına ve yetişkin yaşta diyabetli olma tehlikesinin çoğalmasına neden olur.

Bazı lifler organizma tarafından glukozun emilme süratini azaltarak kan şekerinin aniden yükselmesini önler. Ayrıca daha önce de bahsedildiği gibi liften zengin be­sinler, arıtılmış besinlere nazaran daha az şişmanlatırlar. Beslenmede liften zengin besin payının azalması, endüstrisi gelişmiş ülkelerde çok büyük sayıdaki diyabet­lilerden sorumlu bir etkendir.

İnsüline bağımsız diyabetin korunması ve onun çok sayıdaki ihtilatları, bir taraftan normal kiloda kalabilmek için bütün fazla kiloları kaybetmek ve diğer taraftan günlük beslenmede, iyi bir sağlığı sürdürebilmek için gerekli olan liften zengin besinleri almayı gerektirir.