Goz Kaymasi ve Sasilik Nedenleri

Şaşılığın Nedenleri ve Göz Kayması

Şimdi göz kaymalarına geçelim isterseniz. Gözümüz neden kayıyor? Durup dururken mi?

İki göz olarak baktığımız zaman (deminden beri tek gözle ilgili konuşuyoruz) gözler, çift atlı bir at arabası gibi çalışıyor. Biz de ortada oturuyoruz. Diyelim ki sağa bak­mak istiyoruz, o zaman bir atın bir koşumunu sıkacağız, öbür koşumunu gevşeteceğiz. Öbür atın da ona karşılık gelen koşumunu sıkacağız, diğerini gevşeteceğiz; böylece sağa gidebileceğiz. Göz de böyle. Gözün dışında 6 tane kas var. Bunlar sağa-sola, yukarı-aşağıya ve köşelere bak­tırıyor. Bunları idare eden de 3 sinir var. Kaslar, göz ile bu sinirler arasında eşit olarak dağıtılmış değil. 2 ayrı sinirin yönetiminde l'er kas var, geri kalan 4 kas da 1 sinirin ida­resine verilmiş. Ama bir karışıklık çıkmıyor. Ancak eğer kaslardan biri daha kalınsa, yani bu koşumlardan biri da­ha kalınsa ya da biri daha zayıfsa, bozuksa diyelim veya­hut da atlardan biri daha küçükse tabii ki düz gitmek, at­lan idare etmek mümkün olamayabilir. Gözün kayması da bu şekilde. Bu kaslardan, yani koşumlardan bir tanesi, ya daha güçlü ya da daha zayıf. Dolayısıyla bir at, daima başka tarafa bakıyor, başka tarafa gidiyor. En sık gördü­ğümüz sorun, "kırma kusurları". Eğer bir gözde kırma kusuru diğerinden daha büyükse, o zaman o taraf yeterin­ce net göremeyeceği için beyin orayı ihmal etmeye başlı­yor. Yani bizim arabamızda bir tane küçük at var, bir tane de güçlü, kuvvetli at. E tabii ki bir süre sonra biz, o küçük atı ihmal edip büyük atın gittiği tarafa doğru gitmeye baş­lıyoruz. Şaşılık da tıpkı bunun gibi.

Göz kayması ile şaşılık aynı şey mi?

Aynı şey. Şöyle izah edeyim: İki tip kayma var. İlki gö­rünen kayma, ikincisi ise görünmeyen, ancak muayeneyle ortaya çıkan kayma. Muayeneyle çıkan kaymaya biz, "gizli kayma" diyoruz. Bu, o kadar önemli değil, ama di­ğeri, yani bakan herkesin görebileceği, muayeneyle daha da net ortaya çıkarılabilen kaymaya, "kayma" ya da "şa­şılık" diyoruz.

Peki, şaşılık görmeyi bozuyor mu?

Bu durum tavuk ve yumurta hikayesine benziyor. Gör­me bozukluğu şaşılığa yol açıyor. Şaşılık, görme bozuklu­ğu yapıyor. Yani bir çocuğun şaşılığı varsa, görme bozuk­luğuna bağlıdır büyük ihtimalle. Görme kusuru düzeltil­medikçe şaşılık düzelmez ve şaşılık sürdükçe görme kusu­ru artar.

Göz Kayması tedavisi

Peki, şaşılık düzeltilebilir mi?


Evet! Öncelikle gözlük gerekiyorsa, hemen bunun ve­rilmesi lazım, yani kırma kusurunun düzeltilmesi lazım. İkincisi, eğer bir göz diğerinden daha çok çalışıyorsa, di­ğer gözün tembelleşmesini engellemek için iyi çalışan gö­zü kapamak gerekir, yani beyne sadece az çalışan gözden mesaj gitsin ki beynin o bölümü kendini toparlasın, biraz çalışmaya başlasın. Çalışmaya başlayınca daha iyi gör­sün, daha iyi görünce, daha ortada, düz bakar durumda kalsın. Bunların işe yaramadığı ve bazı özel durumlarda koşumları tamir ediyoruz, yani ameliyat yapıyoruz. Zayıf olan koşumu kuvvetlendiriyoruz, çok kuvvetli olanı za­yıflatıyoruz.

Göz Kayması Ameliyatı ilk alternatif değil, öyle mi?

Hayır, ameliyat genellikle ilk alternatif değil. Yaşa bağlı olmakla beraber çok nadir durumda ilk alternatif. Eğer kırma kusuru olmadığı halde kayma varsa önce kapama, olmuyorsa ameliyat yapıyoruz. Çünkü önemli olan, kayan gözün mümkün olduğu kadar iyi görebilir duruma gelme­si; beynin o bölümünün ve gözün kendisini geliştirmesi. Bütün bunlardan sonra gerekirse ameliyat yapılması daha mantıklı oluyor. Her zaman kırma kusuruna bağlı olmu­yor yani. Ama kırma kusuru varsa, mutlaka önce bunun düzeltilmesi şart.

Şaşılık, genellikle çocuklara özgü bir problem mi?

Evet, şaşılık ve kayma genellikle çocuklara özgü bir problem, çünkü bu kas dengesizliği genellikle çocuklarda görülüyor. Ama tedavi edilmemişse büyüklerde de kalıcı oluyor haliyle.

O gördüğümüz yetişkinler tedavi edilmeyenler mi?

Evet! Tedavi edilmemişse öyle devam ediyor. Kendi kendine geçmiyor.

Tedavi edilmezse, biç tedavi edilemez bir noktaya, mı geliyor?

Maalesef öyle oluyor. 6 yaşından önce tedavi edilmesi lazım. Bunun dışında görülen durumlar ise şöyle: Örneğin beyinde bir felç oluyor, o zaman, o göz siniri çalışmıyor. O göz siniri çalışmayınca, onun çalıştırması gereken göz kası çalışmaz hale geliyor. O zaman da bir küçük göz kası felcine bağlı olarak, kayma oluyor. Bazen de bir kas hastalığı görülebiliyor; mesela guatr hastalığında olduğu gibi. O za­man da şaşılık ya da kayma oluyor. Ama biz şaşılığı genel­likle çocuklarda görülen kaymayı anlatmak için kullanıyo­ruz. Örneğin guatr hastalığında göz kasları şişip kalınlaşı-yor, bu sefer karşı yöne hareket yapılmasına izin vermi­yorlar ve adeta, "Ben çok kuvvetliyim. Sen ne kadar çek-sen de-, o tarafa gidemezsin" diyorlar. Bu durum da kay­maya neden olabiliyor. Ama bunlar erişkinlere ait, çocuk­larda nadir görülen durumlar.

Botoksun çıkışı da buradan kaynaklanıyor sanırım...

Evet, evet! Bravo! Tabii!

Şaşılık tedavisinde kullanılıyor, değil mi?

Tabii, şaşılık sonra yüz spazmlarında kullanılıyor. O sı­rada, estetik yararı olduğu da görülünce estetiğe geçildi.
Ne botoksmuş...
Ne botoksmuş hakikaten. Aslında bir zehir, ama so­nuçta saflaştırılmış hali çok işe yarıyor.