İnsan İsirmasi

İnsan Isırıkları

Sık rastlanan bir yaralanma türü olmayan insan ısırıkları, bazen ağır klinik sorunların ortaya çık­masına neden olabilir. Saldırganın dişlerini kurba­nına batırması ile laserasyon ve delici yaralanmalar olabileceği gibi doku ve organlara ait kopmalar da (kulak, burun, parmak) görülebilir. Yumruğun ağıza ve dişlere çarpması, parmakların eklem yerlerin­de yüzeyel ya da derin doku tahribatına neden ola­bilir.

İnsan ağız boşluğunda fazla sayıda ve değişik cinste patojen mikro organizma mevcuttur. İnsan kendi florasına bağışıktır. Nitekim, insan kendi di­lini ısırınca bariz bir enfeksiyon gelişmez. Halbuki streptokok, stafilokok, gonokok, spiroket, Vincent basili, v.d. gibi çok çeşitli aerob ve anaerob mikro-organizmları barındıran ağız florası diğer insanlar için patojendir. Bu nedenle, insan ısırıklarında ya­ranın şekli ve derinliğine göre değişen şiddetli en­feksiyonlar gelişir. Isırık, cilt altına veya daha derin dokulara indiği takdirde ısırık bölgesi ve civarında selülit başlar, birkaç gün içinde abseleşir ve tedavi edilmezse yaygın nekrozlar oluşur. Özellikle ana­erob bakterilerin etkisiyle enfeksiyon tehlikeli bo­yutlara ulaşabilir. Bu nedenle, insan ısırığı vakala­rında erken dönemde etkin bir tedavi gerekir.

İnsan Isırığı Tedavisi

İnsan ısırıklarında enfeksiyon olasılığı çok yüksek olduğu için yaraların primer dikiş ile kapatılmasından mümkün olduğu kadar kaçınmak gerekir. Kozmetik açıdan önemli olan baş ve yüzdeki yumuşak doku yaralarını gereken şekilde te­mizleyip debritmana tabi tuttuktan sonra ilk 6 saat içerisinde dikmek mümkündür. Bunun dışında ka­lan diğer bütün insan ısırığı yaraları genellikle açık bırakılarak sekonder kapanmaya terkedilir. İnsan ısırığı vakalarında derin dokuların ve oluşumların muayenesi yapılarak, bunlarda herhangi bir hasar meydana gelip gelmediği araştırılır; tendonlann zarar görüp görmediği kontrol edilir. Hasarlı du­rumda tendon ve sinirler mevcut ise, bunların he­men dikilmesi sakıncalıdır. El sırtındaki derin ısırık yaralanmalarında eli ekstansiyon; avuç içindeki ya­ralanmalarda ise semifleksiyon halinde tutacak bir pansuman sargı uygulanır. Geniş laserasyonlarda, yara dibine yerleştirilecek drenler ile irigasyon ge­rekir. Yarada ödem ve eksüdasyon devam ettiği takdirde sıcak fizyolojik serum ile veya sodium hi-pokloritle pansumanlar faydalı olur.

İnsan ısırığı olguları, özellikle parmaklarda lez-yon mevcut ise sellülit veya gangren gelişip geliş­mediğinin anlaşılması bakımından yakından izlen­melidir. Geç dönemde görülen ve sellülit yahut se­konder enfeksiyon teşekkül etmiş bulunan vakalar yoğun antibiyotik tedavisi, hareketsiz bırakılma ve debridman gibi yöntemlerin uygulanabilmesi için hastane şartlarında, yatırılarak tedavi edilmelidir.